Skorer 'Fenerbahçe düşmanları'!

'Fenerbahçe düşmanları'!

16.05.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Fenerbahçe düşmanları

Ya da almalı...Birincisi; Fenerbahçe'nin yönetimini, hocasını, performansını eleştiren her insan "Fenerbahçe Düşmanı" değil... Bu ortaya çıktı.Baksanıza söyledikleri(miz) tek tek doğrulandı.Hadi biz "takmıştık" Daum'a. İki sene boyunca Fenerbahçe'yi tek orta saha ile oynatan "futbol dehasını" anlamıyorduk. Aldığı parayı kıskanıyorduk. Rakiplerin ajan provokatörlüğünü yapıyorduk. Peki bu ne manzara?Avrupa'da kahır, Türkiye'de kasavet.Neden?Fenerbahçe yönetimindeki inat yüzünden. "Şampiyonluk yumurtası için tavuğu kesmeyi göze alan" yönetimden ve adımlarını ona uyduran kitlelerden, her türlü uyarı ve fikir sahiplerine kemikleşen tezahürat:"Fenerbahçe düşmanları"!Birinci ders; kimse kimsenin düşmanı değil... Rakip olabilir. Sevmeyebilir... Renklere aşık olsa da Başkan'dan, Hoca'dan, bazı futbolculardan hoşlanmayabilir. Lakin "düşman" değildir. Düşman betimlemesi savaş durumları için geçerlidir.Ortada savaş mı var yoksa? Fenerbahçe'nin düşmanları olsa ne yazar aslında?İçinde değilse... Fenerbahçe'yi sevdiği halde bilmeden ona kötülük etmiyorsa... ***İkinci ders yönetime..."Sertlik" politikasının "attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmedi" değil mi?Rakibi küçümsemek, tahkir etmek fayda değil zarar getirdi.Futbolu "ben ve diğerleri" diye ayırmak, diğerlerini karşısına almak bir işe yaramadı. Üstten konuşmak, laftan öteye geçmedi. Aslında "Hiçbir etkisi olmadı" da denilemez; Galatasaray açısından "doping" gibi geldi. Tarafsız olması gerekenleri Galatasaray'ın yanına itti. Fenerbahçe'ye "zengin ve şımarık" imajı yapıştırıp bazı gerçek Fenerbahçeliler'in bile sevgisini törpüledi. ***Demem şu ki, Fenerbahçe'nin kıl payı kaçırdığı şampiyonluğun da bazı "getirileri" olabilir.Veya olmalı...Yönetim, artık yeni bir hoca ile anlaşabilir rahatlıkla. Yeni bir imaj çizebilir... "Barışçı" mesela... Bunun için biraz sevgi, biraz tevazu yeterlidir. İlk adım, kavga ve nefret yüzünden Fenerbahçe sevgisini derin dondurucuya koymuş samimi Fenerbahçeliler'i kazanmaktır. İnanın küçümsenmeyecek bir rakamdır bu. Ardından Fenerbahçe'nin şampiyonluğu kaçırmasına üzülecek Fenerbahçe taraftarı olmayan yurttaşlar yaratılmalıdır. Ya da Fenerbahçe'nin şampiyonluğuna sevinecek bitaraf insanlar... Stad, tesis, yatırım mükemmeldir. Lakin, malı mülkü "beton anıtlardan" mutlu insanların cennetine çevirecek olan, sevgi, hoşgörü, iyi niyettir. Fenerbahçe şampiyon olamadı ama, en az şampiyonluk kadar önemli, bir o kadar da kıymetli "dersler" aldı bu sezondan. Fenerbahçe'de ne varsa, Galatasaray'da tersi... Ya da ne yoksa...Stadı, parayı geçin... Daha da önemlisi, Galatasaray seyircisi...Galatasaray resmen seyircisine rağmen şampiyon oldu bu sezon. O ne biçim başlangıçtı öyle... Ali Sami Yen protestocularının bir tanesi bile inanmıyordu bu güne. Niye?Çünkü başkan başkana benzemiyordu!..Ne masaya yumruk, ne rakibe taş, ne de federasyona aba altından sopa vardı arkadaş..."Coştur bizi" diyorlardı, onu bile yapamıyordu."Kızdır"... I-ıh..."Tahrik" yok... "Tehdit" yok. "Ağır baş" ağır geliyordu tribünde hafiflemek isteyenlere.Ne oldu peki?O beğenmedikleri başkan ve yönetimi, tarihi bir şampiyonluğa imza attılar. Tarihi!.. Çünkü Fenerbahçe yüz yıllık tarihinde olmadığı kadar "tahkim" edilmişti. Peki... Başkan Canaydın'ın şahsında Galatasaray'ın "politikası"na karşı olan Galatasaraylılar ne yapıyor şimdi?"Fikri takip ediyorlar"!.. "Şampiyonluğu kazanan futbolcular" diyorlar.Ana fikir olarak haklılar. Şampiyonlukları sadece ve sadece futbolcular kazanabilir. Golü ancak onlar yer, onlar atabilir. Lakin o futbolcuları bir arada tutan, başlarına hoca koyan ve hepsinden sorumlu olan başkandır. Sayın Canaydın'ın sorumluluklarına 180 milyon dolar civarında bir borç da ekleyin ve asla hakkını yemeyin. Ayıp olur...Canaydın, bu ülkedeki "yozlaşma" sürecinin bayraktarlığını yapan kulüp yöneticiliği gibi çok özel ve çok kritik bir uğraşın çıtasını yükselten adamdır son dönemde...Örnek alınırsa ki, yönteminin başarılı olduğu kanıtlanmıştır- Türkiye'ye çok büyük bir iyilik etmiş olacaktır. "Son Mohikan" gibi ortadan kaldırılırsa, herkes çok pişman olacak ve zaman zaman geriye dönüp günah çıkartmak için adı Süleyman Seba'nın yanına yazılacaktır. Seba ve Canaydın Denizlispor'un -mağlup olsa bile- küme düşmeyeceğini bildiği son 10 dakikada gol yememek için varını yoğunu ortaya koyup Fenerbahçe'yi şampiyonluktan etmesi fanatik Fenerbahçeliler'i "paranoid" düşüncelere yönlendirebilir. Ama futbolla uzaktan yakından ilgili her insan, bu direncin futbolumuzu temizleyen bir deterjan kadar etkili, mis kokulu olduğunu hissetmektedir. Denizlispor'un kaptanı "Fenerbahçeli Yusuf"un maçtan sonra söyledikleri hangi futbol aşığının gözlerini yaşartmaz ki?"Gönlüm Fenerbahçe'nin şampiyon olup, Denizlispor'un kümede kalmasından yanaydı".Yusuf'un "iş ahlakı", gönlündekilerin ancak yarısını gerçekleştirmesine fırsat tanıdı. Yere kapanmış ağlayan Tuncay'ın acısını paylaşırken ne kadar Fenerbahçeliyse, Fenerbahçe'ye direnirken o kadar şerefliydi usta. Bu insanlar, bu anılar, yaşandığı anda bazılarını kızdırabilir ama futbolumuz ayakta duracaksa, bu insanlar, bu anılar sayesinde olacaktır... eguven@milliyet.com.tr Yusuf'un şerefi

Yazarlar