Skorer Gerets iki Adnan arasında ne diledi

Gerets iki Adnan arasında ne diledi

11.08.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Gerets iki Adnan arasında ne diledi

Demek var.Sorun yoksa, durup dururken "Sorun yok" denmez.Sorun yok ve buna rağmen "Sorun yok" demek zorunda kalıyorsa Adnan Bey, ortada daha büyük bir sorun var demektir.Teknik ekiple sorun varsa, teknik ekibi gönderip, sorunu çözerler.Ama teknik ekiple sorun yokken "Sorun yok" diyorsa Adnan Bey, teknik ekibi gönderse de sorunu çözemez.Hatta kendileri gitse de...Ve... Tabi bence.Teknik ekiple sorun varsa, Adnan Bey çıkıp ''Teknik ekiple sorun var'' demez.Diyemez.Ve üstelik...Geçen sene Galatasaray'ın en iyi işleyen yeri Florya'ydı. Daha doğrusu, "İşleyen tek yeri" Florya'ydı. Eğer orada da sorun varsa... Ne diyelim.En iyisi susmak. * * * Florya'daki idari ekibin başında, Bülent Tulun vardı.Gönderildi. "Sistem" dendi."Sistematik" dedim ben de... Florya'daki teknik ekibin başındaki Gerets sıradaymış.Öyle diyorlar. Diyenleri boşverin, ama dedirtenleri nasıl boş vereceksiniz. * * * Dünün dünü, Galatasaray tribünlerinden biri beni arıyor:-Sen (Ben) öyle diyorsun da soyunma odasında neler oldu neler...-Sen nerden biliyorsun?-Ben bilirim.Ona anlatıyorlar, o da bana anlatacak, ben de size...Böyle başlıyor işte.Sistematik... * * * Hani diyorlar ya...Yani dedirtiyorlar ya.Galatasaray'ı, Gerets mi şampiyon yaptı? Kim yaptı peki?Kimi "Futbolcular" diyor, kimi "Adnan Polat" kimi "Seyirci" kimi de "Yönetim"...Doğrudur. Futbolcusuz, seyircisiz, yönetimsiz bir takımın şampiyon olduğu görülmüş müdür?Ama...Geçen sene, uzun bir süre Florya'da ne para vardı, ne yönetim, ne Adnan Polat (o dünlerde daha seçilmemişti) vardı.Sami Yen'de seyirci de bazen vardı, çoğu zaman yoktu.Gerets ve Tulun hep vardı. * * * Eric Gerets, bunları kafaya takmasın. Altı üstü Galatasaray'ı bir kere şampiyon yaptı.Aynısını, arka arkaya dört şampiyonluk ve UEFA Kupası kazandıran teknik direktörlerine de yaptılar.Yok "Hagi olmasaydı", yok "Bücürler olmasaydı", yok "Popescu olmasaydı", yok Şükür olmasaydı.... Evet Eric Gerets kafaya takmasaydı. * * * Futbolcularla bağlayalım.Hani diyorlar ya... Yani dedirtiyorlar ya.Futbolcular Gerets'i sevmiyormuş.Merak ettim.Sevmeyenler kim olabilir acaba?Gençlerin sevmeme şansı yok, sevmeseler de söyleme şansı yok.Demek gençler değil.İlk on birde devamlı oynayanlar niye sevmesin? Sevmese de niye söylesin?Demek onlar da değil.Hasbel kader Galatasaray'a gelmiş, yoklukta arada sırada onbirde oynayanların da gıkı çıkmaz...Kala kala kimler kalıyor?Eskiden on birde oynamaya alışmış, şimdi ara sıra veya sık sık on birin dışında kalanlar...İşte size isimler.Tek tek yazmaya bile gerek yok.Hepsi zaten bir-iki kişi. * * * Bağlayalım...Galatasaray'da sorun var. Teknik ekiple yönetim arasında, futbolcularla Gerets arasında değil bu sorun. Galatasaray'daki yöneticilerin ve futbolcuların egolarında bu sorun. Her iki taraf da kendileri söylemese de birilerinine söyletiyorlar.Birilerinin kulaklarına üflüyorlar. Onlar da sağa sola üfürüyorlar.Ve...Herşeye rağmen Adnan Bey zeki adamdır, başarılı bir iş adamıdır ve iyi bir Galatasaraylı'dır.Herhalde bir bildiği vardır.Bizim bilmediğimiz."İki Adnan arasında bir şey dile, gerçekleşir" demişti Gerets'e bir yemekte.Lig TV'de görmüştüm.Galatasaray Teknik Direktörü, Adnan Sezgin'le Adnan Polat arasındaydı.Gerets ne diledi acaba.Doğrusu çok merak ediyorum. Adnan Bey (Polat) Teknik ekiple aramızda sorun yok'' diyor. Hem de basın toplantısı yaparak. "Fenerbahçe Zico'yu, annemin pilavını sunduğu gibi sundu" demişim.Biliyorum. Dedim."Senin anneni de pilavını da" diye mail yağıyor hâlâ..."Sen kiiiim. Zico kiiiim?"Annem sık sık "Uyma oğlum sen onlara'' derdi canım sıkıldığında.Uymadım. Zico'yu övmüştüm halbuki.Anlamamışlar.Hani denir ya, ne anlatırsan anlat anlattığın karşı tarafın anladığıyla sınırlıdır.Daha açık yazalım. Hatta açık saçık.Ben de takıldım çünkü bu defa.Otobanların, büyük bulvarların, ana caddelerin ana baba günü olduğu bizim dünyada, yıllardır ara sokaklarda geziniyorum, müşterimi taştan çıkarıyorum. Bazen fenalık geliyor. Okuyucuyu ve dinleyici hep aynı yemeğe alışmış. Öyle beslenmiş yıllardır. Sonra... Böyle oluyor işte.Mesela; Bir İtalyan restoranından menü aldım, bir tane de bir esnaf lokantasından.Alıcı gözüyle bir kere daha baktım. İlkinin menüsünde başında, "başlangıçlar" yazıyordu ve de "iştah açıcılar". Çorba en baştaydı pilav da ikinci sırada.Domates, biber mimer, soğan moğan, bayat ekmek filan, paketlerinin dibinde kalan biraz makarna, biraz pilav falan ve biraz filan falanla süslenmişti. Biri 20 milyondan başlıyordu, diğeri de 25 milyondan.Esnaf lokantası, menüsünü dört parçaya ayırmıştı.Etler, sebzeler, tatlılar, zeytinyağlılar.Sonunda bir bölüm daha vardı."Diğerleri" yazıyordu. Altında da çorba, pilav, cacık.Onun altında da iki milyon yazıyordu. * * *"Hiç yemeği" annemin yaptığı en iyi yemekti belki de.Bayılırdım.Evde hiçbir şey yokken, olanlarla yapardı. Adını da o koymuştu zaten.Hep sorardım.- Ne var bu hiç yemeğinin içinde anne?- Hiçbir şey oğlum.Oda bayılırdı böyle cevap vermeye."Hiçbir şey" dediği de, her evde hiçbir şey yokken bile varolan; domates, biber mimer, soğan moğan, bayat ekmek filan, paketlerinin dibinde kalan biraz makarna, biraz pilav falan ve biraz filan falan.Müthiş bir karışımdı. * * * "Hiç futbolcu alamazsak, elimizde ne varsa onları oynatırız" diyor Galatasaray'ın Başkanı. Gençleri oynatırım. Annemin "hiç yemeği" gibi.Bu müthiş karışımın Galatasaray başkanı da farkında değil. Ha Zico, ha Galatasaray'ın gençleri veya Carrusca.Hepsini "bizim esnaf lokantasının diğerleri" gibi sunuyorlar.Sonra da gidip dışardan tonlarca para verip bizimkilerin domates, biber mimer, soğan moğan, bayat ekmek filan, paketlerinin dibinde kalan biraz makarna, biraz pilav falan ve biraz filan falanla süslenmişini alıyorlar. Ve.Bilmem bu defa anlatabildim mi? bilgingokberk@mail.com Hiç yemeği, Zico, Galatasaray'ın gençleri

Yazarlar