Gökhan Türe

Gökhan Türe

gture@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Üç büyüklerin Avrupa kupalarında “topyekün” gerçekleştirdiği “basketbol devrimi”, aslında ilginç bir “evrim sürecinin” de uzantısı...
Bu süreç, coachların az para ile çok iş başarma becerisinden tutun da, gençlerle, tecrübelilere kafa tutma gibi çeşitli zeka ve özgüven becerilerinin hepsini birden bünyesinde barındırıyor...
Açalım...
ULEB Kupası’nda Beşiktaş Cola Turka ve Galatasaray Cafe Crown’ın geldiği noktayı özetleyecek olursak, her iki başarı hikayesinin de temelinde coachlar Ergin Ataman ve Murat Özyer’in “isabetli transfer becerisinin” yanında, “coaching yetileri” yatıyor. Türk basketbolunun bu iki “yükselen değeri”, oyun zekalarının yanında oyuncularla; özellikle yabancılarla kurdukları müthiş iletişimle verimi azami düzeye çıkarma becerisini gösteriyorlar. Yani sadece teknik anlamda değil, günümüz basketbolunun en önemli öğesi olan, hatta yeteneğin de önüne geçen “motivasyon” konusunda da “eksper” olduklarını kanıtlıyorlar.
Gelelim Fenerbahçe Ülker’e... Evrim sürecini “ilginç” kılan, yetenekli Türk coachların yanında tecrübeli Bogdan Tanjevic’in de “genç oyunculara aşıladığı özgüvenle” yola çıkması, Fenerbahçe’de başarının “temelinde” yatan en önemli unsur olarak göze çarpıyor... İbrahim’i PAOK’a verip, hastalanan Mirsad’ı Top 16’da hiç oynatamadan, genç ağırlıklı kadro ile bu konuma gelmek de onun açısından hiç de küçümsenmeyecek bir başarı öyküsü...