Skorer Kabze sanki hiç yok

Kabze sanki hiç yok

09.05.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Kabze sanki hiç yok

Biz aslında her şeyi doğru yapıyoruz, ama üstümüze oyunlar oynanıyor. Böyle yılmışız. Ne yapsak olmaz. Bu ülkede üstümüze oyunlar oynanıyorsa, en büyük oyun bu paranoyayı yaratmış olmalarıdır. Yani "Üstümüze oyun oynanıyor" oyunu. 'Ne yapsak olmaz' yılmışlığını yaratan oyun yani! Bu paranoya tüm kimliğimizi sarmış kemiriyor. Aleyhimize olan hiçbir şey bizden kaynaklı değil. Pazar akşamı Türk futbol tarihinin en efsane geri dönüşlerinden birine imza attı Hasan Kabze. İki ayrı köşeyi bulan füze Cordoba'yı yerle bir ederken, gitmiş bir şampiyonluk yeniden açık artırmaya çıktı. İkinci gol maçın bitmesine 17 saniye kala oluyor. 92 dakika ibre Fenerbahçe'yi gösterirken 17 saniye kala hayat değişiyor. Dış mihrakların üzerimize oynadığı oyunlar. Nerede bir sorun, bir başarısızlık varsa orada aynı hamasi paranoya vuruyor tokadı yüzünüze. Futbolda, ekonomide, siyasette. Türkseniz dış mihraklar ülkenizi yıkmak istediği için ülkeniz sıkıntıdadır. Sahip olduğunuz her kimliğinize bir dış mihrak oyun oynamakta. Bu milliyetten dine, mezhebe, ondan siyasi kimliğinize, mesleğinize, kulüp kimliğinize, her yere kadar aynı. Ve hemen herkes Cordoba'yı işaret ediyor. Maçı, ligi, hayatı değiştiren adam, gencecik bir Ankaralı. Takımın 4. forvet tercihi yıllarca unutulmayacak bir iş yapıp her şeyi değiştiriyor. Ve biz o kutsal paranoyamızla herkesten az ona bakıyoruz. Demirören, Polat, Ulusoy, Cordoba konuşuluyor önce. Sonra Hasan Kabze. Herkesten sonra Hasan Kabze. Bir toplumun maneviyatı bu kadar mı bozulur? Bu kadar mı yerle bir edilir? İşte eğer bir oyun varsa en büyüğü budur. Zeminin böyle kayganlaştırılması. Bu maneviyatı yerle bir edilmiş toplum, hiçbir şeye güveni kalmamış halk. Hemen ve ne olursa olsun her şeyin altında bir hinlik arama güdüsü.Hemen herkes Cordoba'nın maçı sattığını düşünüyor. 3 senedir sürekli sattığını düşünüyor zaten. Kimse adamı karşısına alıp "Kardeşim sen böyle bir şey yaptın mı?" diye sormuyor. Beş saniyede anlar bir istihbaratçı. Geçirin Süleyman Seba'nın karşısına. Beş saniyede versin notunu. Sonra ya yollarsın adamı, ya da çıkar dersin ki biz bu adama güveniyoruz. Hayır ikisi de yok. Zemin kaygan kalsın. Tabii böyle olunca da toplum düşünüyor. İşi gücü bırakıyor, bunlarla uğraşıyor. Hasan Kabze de en son akla gelen oluyor. Toplum haksız mı? Hayır. Çünkü yönetenler, medyada işini bu paranoyaya bağlayanlar zeminin kaygan kalmasından hoşnut. Tıpkı sezon başında hakem hatalarının puan durumunu yapmaları gibi. Gerçeklere değil, adalete değil, paranoyalara yatırım yapmak daha kârlı çünkü. İşte bir oyun varsa asıl budur. Cordoba işaret ediliyor Ve bu oyun Hasan Kabze'nin şahane oyununu, kahramanlığını değil, paranoyaları cilalıyor. Çünkü Hasan Kabze'nin kahramanlığı bir tek Galatasaraylılar'a hitap eder. Ama paranoyaya yapılacak yatırım, Fenerliyi, Galatasaraylıyı, Beşiktaşlıyı içine alır. Ve piyasa büyür. Herkesi içine alır. Herkesi sarsar. İşte paranoyadan böyle beslenirsin küçük acınası dünyanda. Maçın 93. dakikasında gelmiş bir golün bile altında bir hinlik ararsın. Ve kazanırsın! Ülkesinde şike skandalı patlayan Almanya Dünya Kupası düzenliyor. Biz paranoyalarımızın yazına giriyoruz. Aynı oyuncular, aynı hocalar, aynı yöneticiler ve aynı federasyonla. Bizzat hükümetin 'yolsuzluk yaptı' dediği federasyonla. Nedir yaz arefesinde aklımızdaki: Bu hafta sonu ya hakemler tarafından kayrılan Fenerbahçe şampiyon olacak ya da Ulusoy Federasyonu ve Cordoba'nın Galatasaray'ı. Ve bu işten ekmek yiyenler yemeğe devam edecek. Bu ülkeyi Türkiye olmaktan çıkarıp 'paranoya' yapanlar. Hasan Kabze mi? Boşverin onu! Siz Cordoba'ya bakmaya devam edin! Paranoya cilası 30 bin. Hepi topu 30 bin. Pahalı sigaraların yarı fiyatına aylık bir futbol dergisi çıkıyor memlekette. Her satırı okunur. Her kelimesinde her fotoğrafında emek var. Her bayide var. Çeviri değil. Türkiye var içinde. Haber de var, hikaye de. Galatasaray da var, Göztepe de, acı da var mizah da. Ve dün de var, bugün de yarın da. 30 bin satıyor. 2.5 ytl fiyatı. Sinemaya gidemezsin, maça gidemezsin, yemek yiyemezsin. Orijinalinin Türkiye'deki satış fiyatı 20 YTL'den pahalı. Bu 2.5 ytl ve 30 bin satıyor. 4-4-2 yeniden Sorsan herkes Discovery seyrediyor, kaliteli program istiyor. Yapılan gazetelerden, sayfalardan, programlardan memnun değil. Ama Four -four - two'yu (Dört - dört - iki) bu ülkede 30 bin kişi satın alıyor. Pazar akşamı Fenerbahçe Stadı'nın önünde biriken insanın 3 katı, İnönü'yü dolduranlar kadar. İlk sayıyı okuduktan sonra 2. sayıda ne yazacaklar diye sormuştum ya! Bin sayılık cephaneleri olduğu hemen 2. sayıda anlaşıldı. Ama biz polemik ve paranoyalarımızın peşinde koşmaya devam edelim. Bin sayılık cephane! Fenerbahçe'nin kupa törenine katılmamasını nasıl açıklayabiliriz? Hemen refleksle, otomatik bir cevap verip '5 senedir kimse katılmıyor. Fenerbahçe katılmayınca mı aklınıza geldi demeyin?'Neden katılmazlar? Dünya Kupası'nda 3. olunca ev sahibi Koreliler'in yaptığı şahane şovu üstümüze alıp 'İşte dünyaya Fair - Play' dersi verdik diyen bir kültürün Türkiye Kupası'nı kutlayamamasını nasıl açıklarız? O üçüncülük maçını kaybetseydik görürdüm ben fair -play dersini. Zaten hep beraber görmedik mi İsviçre maçında? Kupa töreni Bunları nasıl açıklarız biliyor musunuz? Kupa töreninin ta kendisiyle. 90 değil 120 dakikalık şahane bir performansın ödülünü almak için arkada dizilmiş oyuncu ve teknik adamlar dururken, önde dizilmiş yöneticilerle. O yöneticiler ki, iki takım taraftarı maçtan önce İzmir'in her yerinde yollarda restorantlarda yan yana maçı beklerken, rakip takım yöneticilerinin elini sıkmayacaklarını açıklamışlardı.Rakibin yönetimini, oyuncusunu, taraftarını yok saymakla kalmadılar. Kendi oyuncularını da gölgelediler kocaman bedenleriyle. Onları yok saydılar. Ve kupayı kaldırdılar. Önce onlar kaldırdı kupayı.İşte Fenerbahçe'nin kupa törenine katılmaması ve kupayı kaldıranlara bakın ve anlayın durumu. Beşiktaşlı futbolcuları bile kupa töreninin figüranı yapan bu yapay kültürdür sorun. O yüzden kimse sormasın Fenerbahçeli futbolcular neden katılmadı diye. Sorulacak bir soru varsa Fenerbahçeli yöneticiler neden katılmadı olabilir. Ve bu sorunun cevabını da hemen bulabilirsiniz. Çünkü futbolun başrolünde onlar var. mdemirkol@milliyet.com.tr Yok saydılar

Yazarlar