Skorer Kaza gelirim diyor da...

Kaza gelirim diyor da...

30.07.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Kaza gelirim diyor da...

Ama Fenerbahçe bu... Raylar da sağlam olsa her türlü alt yapı hazır da olsa Fenerbahçe treni her hızlandırıldığında birileri hep raydan çıkartmak istiyor onu. Bu Fenerbahçenin raydan çıkan ilk treni olsaydı faturayı bir "makinist" bulup kesebilirdik. Fenerbahçenin asbaşkanları ilk defa polemik çıkartmış olsalar, ilk defa konuşsalar, bir Fenerbahçe başkanıyla bir Fenerbahçe antrenörü ilk defa sorun yaşasa veya Christoph ilk defa saçmalamış olsa... Pamukovada TCDD Genel Müdürünün, Ulaştırma Bakanının hatta Başbakanın basın toplantıları ile "işi" makinistlere yıkıp "sıyrılmaları"nın Kadıköyde Fenerbahçe başkanın ve yönetiminin ve Christophun "iş"i basın toplantısı ile medyaya yıkıp "sıyrılmalarının" arasında ne fark var. Ya da fark var mı ? Pamukovada da Kadıköy de de trenler yine hız kazandığında, yine aynı sorunlar çıkmayacak mı.? Hiç Arsenalli bir yönetici adı hatırlıyormusunuz, ya da Juventusdan Moggi haricinde mikrofonlara konuşan bir Juventus yöneticisi gördünüz mü ? Yalnız Fenerbahçeye de mahsus değil bu işler. Manchester Unıtedda, Alex Fergusonun başına Ergun Gürsoyun İngilizinin getirildiğini düşünsenize. Onun da, Ayhan Akbinin İngilizini Fergusonun kampına gönderdiğini. Maaşını bile Manchester Unıtedın ödemediği bir İngilizi Ferguson kampa alır mı sizce?Türkiyede yöneticilerin para vermesi gerekiyor. Verdiği para kadar da konuşmasına müsade ediliyor. Sistem böyle... Editoryal reklam bu. En çok para veren yöneticinin bile isminin ve resminin gazetelerde aldığı yeri, televizyonlarda aldığı dakikaları hesaplayın, verdiği aldığının yanıında o kadar az kalıyor ki... Hiç gördünüz mü ? İşte Gürsoyun Hagiye sulanması, işte Fenerbahçedeki asbaşkanların Dauma bulaşması... Medyaya kızıyorlar, ama medyada olmaya da bayılıyorlar. Bunların önlenmesi için de tek bir yol var, kulüplerde profosyenellerin dışında hiç kimsenin konuşmaması. Juventusta Moggi, Milanda Gallıani bunun için para alıyorlar. Başkanlarla yöneticiler, teknik direktörlerle, futbolcularla muhatap olmasınlar diye. Bizimkilerin işine gelmiyor tabi susmak. Kim tanıyacak o zaman onları.Uzatmayalım Daumun sağ kolu Nihat Kahvecinin menajeri olduğu söylenen Murat Kuş olursa, Mattheusun dediğine göre Okan Buruku Beşiktaşa transfer eden menajer Ahmet Bulutun menejerlik şirketinin asıl sahibi Okan Buruk olursa, Haginin bacanağı Popescu ve kadim dostları Becali her işin içinde olursa ve bunlar gibi onlarca da örnek olursa... Kim tanıyacak Hani yıllar önce Amerikadan bizim elektrik sistemimizdeki bozukluluları düzeltmeye gelenler "bozuklukları" görünce "Hiç dokunmayalım. Herşey öyle birbirine girmişki sisteminizde, bir yere elimizi değsek, tüm Türkiye ilelebet karanlıkta kalabilir. Siz en iyisi böyle devam edin yine" demişlerdi. Ya da herşeyi yıkıp sıfırdan yapmamız gerek". Biz de böyle bırakalım en iyisi... Sıfırdan yapmalı Prof. Nur Danişment zamanın değerli basketbolcularından biriydi, basketbol suz da değerliydi, "Prof" tu da... Ama basketbola uzak kalmıştı. Federasyon başkanlığına aday olduğunda kendine "yakın"laşanların oluşturdukları "şer cephesi"ni ve bu "şer cephesi" yüzünden kaybedeceğini son saniyeye kadar farkedemeyecek kadar uzak kalmıştı. Demirelin karşısına kim çıkarsa çıksın, onu destekleyecek olan ben bile, "Bunlar kazanacağına Turgay kalsın" demiştim ve bunu da üstelik şimdi olduğu gibi gayet "açık saçık" demiştim.Şimdi de Mahmut Kulein. Kulein, Danışmentin etrafındaki "şer cephesi" den, anti Turgaycıda, ama hiç olmazsa erkekçe çıkıp adayım dedi. Dedikodular da hemen başladı. Yoksa arkasında Lütfi Arıboğan mı vardı ? Arıboğanı belli ki federasyon potansiyel bir tehlike olarak görüyor. Gerçi Lütfü arkada filan olmaz, olursa en önde olur. Ve Lütfi veya Lütfi gibi biri keşke en önde de olsa. Arıboğan "İyi ki varsın" dediğim beş on kişiden biri. Aynı başka bir "iyi ki var" Kemale (Dinçer) gibi. Hadi Kemal beraber çalıştığı Demirelin karşısına çıkmak istemiyor. Ama Ülkersporun isminin önünde genel müdür yazan genel menajerine artık, menejerlik birkaç numara ufak geliyor. "Match up" olamıyor çoğu menajerle. Basketbol kazanacak! Demirel için de belki bir şans olacak böyle bir adayın çıkması. Demirel yine kazanırsa "hakiki" bir adaya karşı kazanacak, "hakiki" başkan olacak ve de daha güçlenecek. Kaybederse de bir "hakiki" adaya karşı kaybetmiş olacak, fazla koymayacak.Lütfi veya Lütfi gibi biri "aday olur mu,olmaz mı"yı bugünlük bırakıp, Lütfi veya Lütfi gibi biri "aday olmalı"yla devam edelim. Hatta gibisini bırakıp mesela Lütfi ile devam edelim. Onun basketbolda bir misyonu var, basketbola borcu da... Aday olması kolay değil tabi, profesyonel olarak çalıştığı Ülkerden ayrılması gerekiyor ve çok iyi ilişkiler içinde olduğu Ülker Başkanı Orhan Özokuru da razı etmesi... Onu, Galatasaraydan Faruk Sürenin izniyle almışlardı. Lütfi eğer aday olmak isterse bu seferde Orhan Özokur ona izin vermek zorunda. Peki durup dururken neden Lütfi ? Ülker Genel Menajerinin Hakan Artışı, Ülkerin menajeri yapmasını herkes kendine göre yorumlayabilir. Tabi ben de "bence" yorumlayabilirim. Evet Lütfi kendini başka bir görev için hazırlıyor ve bence bu görev Ülkerin basketbolunun içinde değil, ülke basketbolu için olacak. Ama dedim ya, "bence" tabii. Hakiki aday Hep eleştirdikleri Demirele karşı bu seçim de de "hakiki" bir aday çıkartamazsa, basketbol "family"si ve yine Demirel kazanırsa hiç kimse artık ağlamasın ve de zırlamasın. "Family" nin de son şansı bu seçim. Demirel ya "hakiki" bir adaya karşı kazanacak "hakiki" başkan olacak kaybetse de basketbol "hakiki" bir başkan kazanacak. Kuleınle bağlayalım. Kendisi Türkiyede her "iş" için aranan her özelliğe sahip biri olabilir. Her "iş"e çok şey kazandırabilecek biri de ... Ama hep Turgayı kovalaması, politikasını anti Turgaycılık üstüne kurması onun federasyon başkanı olmaması için yeterli sebepler. Demirelin karşısında da hiç şansı yok. Basketbolun bu dönemde Kuleın gibi dağıtıcı biri yerine Arıboğan gibi birleştirici ve herkesiz ismi üstünde birleşebileceği birine ihtiyacı var. Kimse ağlamasın Turabi Genç kibar, terbiyeli, saygılı, sevgili, çalışkan filan falan bir "genç" biliyorum. Onu seviyorum da. Bir menejerde aranan her türlü özelliğe sahip olabilir sevgili Turabi. Ama Galatasaray gibi bir basketbol ekolünün başında Beşiktaşlı Turabi olur mu ? Kafatasçı değilim. "renk"çi de, "takım"cı da. Ama Turabiden başka birini bulamadınız mı Allah aşkına koca (!) Galatasaray menajerliği için, koca (!) Galatasarayın içinden ? Hem size ayıp, hem Galatasarayın basketbol ailesine hem de Galatasaraya. Galatasarayın başkanı Aziz Yıldırım olsa böyle bir kararı o bile alamazdı, bu kadarı da ayıp olur diye. Pes vallahi. Aklıma bir tek şey geliyor sizlerin bundan haberiniz yok belki. Şuraya bakın. Turabi Genç, Galatasarayın menajeri, Halil Üner de Galatasarayın antrenörü inanılacak gibi değil, vallahi de billahi de. Galatasaray bu kadar mı "bitti". Sadece haber vermek istedim. Sevgili Canaydın sevgili Granit Evet pek birşeyim yok. Taaa o "dün"lerde "uyandığımda" varımı yoğumu bu "yaşam"ı satın almak için vermeye karar vermiştim. Hâlâ da veriyorum.Kazandıklarımı, "yaşam"ıma harcıyorum, harcıyorum, harcıyorum..."Dibine" kadar yaşıyorum. Ne sağımı ne solumu, ne şuyumu ne buyumu, ne önümü ne arkamı "bana" karıştırmadan "ben" gibi yaşıyorum, "ben"i yaşıyorum.Hele "pek çok şey"i olan kalabalıkların, "pek bir şey"i olmayan beni kesmeleri, bana sulanmaları, bulaşmaları, takılmaları ve iç çekmeleri yok mu... Evet "Pek bir şey"im yok tabii. Her şeyimi tek bir "şey"e veriyorum."Yaşamım"a. Ne mutlu bana. "Yaşıyorum..." BİLGİNDEN SERİ İLANLAR Cumaları ise Milliyetteyiz (Başka şubemiz yoktur.) Pazartesi - Çarşamba 09.30 - 10.00 Radyo Dde bilgingokberk@mail.com İmza: Köyün Delisi

Yazarlar