Milli takımda iki yeni adam

Milli takımın teknik kadrosu, şef Mustafa Denizli ve yardımcısı Beşiktaşlı Rıza Çalımbay ile ekip, Avrupa Futbol Şampiyonası'nda çeyrek finale çıktıktan sonra yine değişti. Şimdi milli takımın cumhurbaşkanı Şenol Güneş, başbakanı Ünal Karaman hedeflerini ekiple birlikte Dünya Kupası final balkonuna tırmanma olarak şekillendirdiler. İki hoca geçen günlerin birinde Milliyet Spor Servisi'nde Müdür Zeki Çol'un arkasındaki geniş masaya otururken, deplasmandaki İsveç ve Azerbeycan maçları için elleri ile altı puan işaretini çakarak konuşmaya siftah dediler.
Şenol Güneş'in futbolculuğunda nasıl hırıltısız dırıltısız Trabzon yılları ve beyaz bir sayfa varsa, antrenörlüğü ve teknik direktörlüğünün rengi de öyle kaldı. Ne bir meslektaşını çelmeledi, ne bir hoca arkadaşının dedikodusunu yaptı, ne kulüplere iş için yalvardı veya ricacı soktu. Bu işe sırık gibi başladı, hala da öyle yürüyor dümdüz... Ünal Karaman'ın da futbolculuğu ve yeni başladığı hocalığı Şenol Güneş ile müthiş bir kafa ve karakter uyumu gösteriyor. Sanki bir kopya kağıdının altına serilmiş bir asıl ve aslının müsveddesi gibi... Bu ahlak ve karakter anıtı iki genç çalıştırıcı milli takımın yarınlarında çok önemli başarıların altını imzalayacakları gibi, futbolcuların profesyonelliğine yeni boyutlar, soluklar getirecektir. Milli takımımızda var olan mücadele azmi toplu müdafaa toplu hücum kavramı, yardımlaşma ve birbirlerine inanma duygusu, yeni teknik adamların felsefesi ile birleşerek futbolumuzu yükselebileceği yere kadar tırmandıracaktır. Yeni hocaların karakter temizliği mazilerindeki adam beyazlığı milli takıma seçilmiş ve bundan sonra seçilecek futbolculara bambaşka itici bir güç olacak, çalışan ve çalıştıranın birbirine uyumu Türkiye'yi seyirciyi, federasyonu birbirlerine daha kenetlenmiş bir görüntüye sokacaktır. Rakamların profesyonelliği hislerin amatörlüğü anlattığı bir dönemde, Şenol Güneş ve Ünal Karaman hocalık üslupları icraatları aralarında kuracakları bir inanç köprüsüyle ihtimal ortaya bambaşka bir milli takım çıkaracaktır.
Bu takım paradan önce işini sevecek, maddi kazanç toplumda gerine gerine dolaşsa da, sahaya çıktığı zaman ciğerlerine bedava soluklarla doldurup ülkesi için ölümüne mücadele edecek bir amatör takım olacaktır.
O zaman Şenol Güneş ve Ünal Karaman kendi söküğünü dikemeyen terzilere dönmeyecekler ve butiklere gidip "bu ceket bol geldi, bu pantolon bende şalvar gibi duruyor" gibi bir takım uyum sıkıntıları çekmeyecek, takıma ve kendilerine yakışacak dünya kupası final elbiselerini kendileri dikeceklerdir. Hiçbir ukala terzinin kapılarını çalmaksınız...