Neler oluyor orada? (2)

Kongre kazanı

Olacak iş değil ama, ne yazık ki, bunlar Galatasaray’da oluyor. Canaydın, Kuruçeşme’de kendisinin de adaylar arasında olduğunu “Hele bugünü bekleyin” sözleriyle açıklıyordu. Kimbilir belki de Monte Cristo Kontu gibi bir define bulma umudu vardı. Girmeye karar vermişti, bütçe korkuttu. Kapital bulamadı. Mayısa kadar bekleyen 25 milyon dolarlık ödeme de ayrı bir dertti. İnan Kıraç zaten karşısındaydı, Ünal Aysan ise “Hayır” dedi. Yeniden çekilmekten başka şansı kalmadı.
Diğer etken de çok farklı. Belki de Galatasaray tarihinde ilk kez taraftar seçime etkili oldu. Kulislere göre Canaydın ve ekibi mali kongreden bu yana taraftarın nabzını ölçüyordu.. Ancak taraftar, Canaydın’ın geri dönüş haberlerine son derece olumsuz bakarken, tepki gösteriyordu. Üstelik dün renk çekse bugün Ali Sami Yen Stadı’nda Kayserispor maçı vardı. Kulisler aynen şunu söylüyor: “Eğer bu maç deplasmanda olsaydı belki Canaydın seçime girebilirdi. Ancak taraftarın cumartesi günü ne gibi bir tepki vereceğini kimse hesap edemedi”. Bu teşhis doğru da olabilir, yanlış da. Ama ne olursa olsun, taraftar bu seçimde belki oy kullanmayacak, ama kendini göstermesini bir şekilde bildi.
Bir de şu var. Canaydın görevdeyken “Yeter artık çek git” diyenler, son bir aydır “Başkan geri dön” diye neredeyse adamın paçasından asılacaktılar. Kuruçeşme’de yaşananlardan sonra bu kez yine birçok üye “Olmaz giremez” diye bağırmaya başladı.
Canaydın da hepsinin farkında. Adnan Öztürk zaten çok genç. 45 yaşındaki adamı genç diye diye bitirdiler. Adnan Polat “Liseli değil”, Taner Aşkın “Bir an önce çekilsin”, İrfan Aktar “Ne işi var ?”, Nazım Durak “Hadi oradan”, Selahattin Beyazıt’ın liderliğinde birleşme için “Böyle birleşme olmaz” dediler. Ama ortaya tek çözüm koyamadılar. Galiba Galatasaray’da değişmesi gereken en önemli şey hazerun olmalı. Bu kadar hesapçılık, bu kadar çıkarcılık, bu kadar adamcılık, bu kadar ayrımcılık hiçbir kulüpte yoktur. İyi niyetliler ise yani kulüp için kendini yırtanlar da arada kaybolup gidiyor. En komiği de şu... Hiçbir aday çıkmadı diyelim. O zaman kulüp dışından birileri gelir, “Siz yönetemiyorsunuz” diye elinizden alır.
Şimdi herşey Adnan Polat’ın elinde. Aradığı ve istediği büyük destek var mı? Yok. Ama bilgisi var. Çalışkanlığı var. Kazanırsa, ne yazık ki,  bu kadar kopuk bir camiada çalışacak. Hem de cebinde yine muz kabuğu ile dolaşanlarla karşı karşıya olacak.