Gurur mu duydunuz?

Gurur mu duydunuz

Galatasaray-Beşiktaş maçı ve Demirören’in ettiği sözler, yapacağı açıklama gündeme damgasını vurmuşken geçtiğimiz hafta üzerinde fazla durulmamış, ‘yapmış işte gençler’ tadında geçiştirilmiş bir konuya dokunmak istiyorum... Yıldırım Demirören ve Beşiktaş yönetiminin yaptıkları yapacaklarının teminatı olduğu için artık hiç şaşırmıyorum olanlara, olacaklara...
Konumuza dönecek olursak...
Bursaspor-Trabzonspor maçının Sercan’ın ofsayttan attığı golle 2-1 Bursaspor lehine tamamlanmasının ardından Trabzonsporlu yöneticilerin ve taraftarların yaptığı açıklamalar malum... Mavi bayrak ve fair play “dayatmaları” yüzünden Trabzonsporlu taraftarların yumuşadığı bile iddia edildi Trabzonspor Taraftarlar Derneği Başkanı Özgür Özal tarafından...

Haberin Devamı

TFF’ye siyah çelenkGurur mu duydunuz
Geçtiğimiz hafta bir grup Trabzonspor taraftarı da İstanbul’da Türkiye Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu’nu protesto ederek, TFF binasına siyah çelenk bıraktı.
‘Gayet normal, demokratik hakları kullanmışlar’ diyerek geçebiliriz başka gündemlere...
Ancak!
O kadar kolay değil...
Sebep?
Çünkü bu protestoda Oğuz Sarvan soykırımla tehdit edildi, katiller övüldü. “Şampiyon olmamız engellenemez”, “Oğuz Sarvan istifa” gibi sloganların yanı sıra “Ermeni Oğuz’a Trabzon’da soykırım” sloganı da atıldı bu protestoda. Ayrıca açılan bir pankart da “Yasinlerle çıktık yola, Ogünler çok yakında” yazısı nedeniyle, organizasyon komitesi tarafından kaldırtıldı.

Vicdanıyla vedalaşanlar
Yaratıcılıkta son düzey;
“Yasinlerle çıktık yola, Ogünler çok yakında”...
2007 Ocak’ının 19’unda, bir cuma günü cinayete kurban giden Hrant Dink’in ardından hemen her yerde bu konu üzerine konuşuldu, yazıldı, çizildi. Vicdanıyla vedalaşmamış olanlar, kardeşine ‘kardeşim’ demekten hiç imtina etmeyenler gerçek gözyaşlarını döküp, yaslarını tuttular.
“Resmi” vicdan sahipleri, AB cilalı imaj imalatçıları ise bir tutam timsah gözyaşı dökmüşlerdi gördükleri lüzum üzerine...
Kitlesel bir toplanma alanı, hissiyat aktarma mecrası olarak maçlarda, stadyumlarda beyaz bereli bazı gençler ortaya çıkmıştı bir de... En çok da Trabzon’da...
Üzerinden geçen zaman içinde benim gibi saflar bu kendini bilmezlerin tribünlerden el ayak çektiğini sanarak ne kadar da yanılmışız... Onlar hâlâ orada ve hâlâ kardeş kanı dökmenin gururuyla dolaşıyorlar... Sokaklarda kol geziyorlar...
Aklıma aykırı sorular üşüşüyor... Peki ben de sorayım o vakit:
Neden?
- Senelerce çerçevesini daraltıp, katı bir resmi söyleme hapsedilen “milli eğitim” politikası ve hamaset üzerine inşa edilen tarih dersleri yerine, bu topraklarda yüzlerce yıl birçok halkın bir arada yaşadığından, pek çok filmde, tiyatro oyununda, müzikte onların da payı olduğundan neden söz edilmez?
- Daha az olanın daha güçsüz ve sessiz kalan olması gerekmediğini, hakların ve hassasiyetlerin tek kişi için bile olsa vazgeçilmez ve değerli olduğunu anlatmak yerine, neden linçcilere açık-gizli destek verilir?
- Varolan yaşamın içindeki şiddete, işsizliğe, umutsuzluğa, bunca adaletsizliğe karşı neden hep silahlılar, bol paralılar, güçlüler kazandı, kazanıyor? Söylenilenler ötesinde ve dışında bu muktedirler haricinde kimse yok mu ki önerilebilecek, gençleri de öyle olmaya ikna edebilelim?
- Ama her şeye rağmen, hepsi ve daha da fazlası bir tarafa... Altı yırtılmış ayakkabısıyla yerde yatan adamı arkasından vuran katiline, tetikçisine özenenleri yaratanlar, hep ve en ucuzundan tribüne oynayanlar...
Tribündekiler sizin eserinizdir! Gurur duyunuz!
Son bir soru:
Siz Hrant’ın ve Kazım Koyuncu’nun kafasındaki Trabzonspor’u anlamayı denediniz mi hiç?

Haberin Devamı

Yorumcu mu, yoksa ne?
Trübün Ateşi’ndeki Beşiktaşlı yorumcu... “Olmasa daha iyi” dedirtiyor insana... Adnan Aybaba yorumculuk yerine, her türlü “şovmenlik” yapmaya devam ediyor ve gösterinin dozu her geçen gün artıyor... Telegol’deyken her programa bir şeyler (bayrak, saat, ağaç, yazı tahtası, forma, anahtarlık, jöle ve saire) getiren Aybaba, Trübün Ateşi’nde olayı fena abarttı, girdiği ve kaybettiği iddialarla “şenlendiriyor” programı...
Geçtiğimiz sezon Fenerbahçe forması giyen Aybaba, bu sezon kulağına küpe takmıştı Beşiktaş’ın Fenerbahçe’yle yaptığı maçları kaybetmesinden sonra.
Beşiktaş Galatasaray’a mağlup olunca geçtiğimiz Pazartesi Tribün Ateşi’nin ana ve tek gündem maddesi Adnan Aybaba’nın saçlarını kazıtıp kazıtmayacağı oldu. Program futbol programından çıktı, her bişeye döndü...
Program ne kadar sürdü bilmiyorum, saatlerce Aybaba’nın saçlarını kazıtması için şovlar düzenlendi, sonunda canlı saç traşı yayınlandı...
Fox TV ve spor müdürü ne yapmaya çalışıyor anlamadım; ama ben böyle bir program, böyle bir Beşiktaş yorumcusu olduğu için utandım, kızdım, dayanamadım televizyonu kapattım...

Haberin Devamı

Karnınız mı acıktı ?
Erman Toroğlu: Önder’in pozisyonu pazu dolması. Bu sene pazu dolmaları çok oluyor genelde. Ben de yiyorum. Az da sarımsak, kırmızı biber koyarsan... Tereyağlı...
Şansal Büyüka: Yoğurtlu... Nefis...
(Maraton Lig TV)

Biz de inandık!
* Biz de inandık!
Ben çok fazla gol atmıyorum. O yüzden sevinemedim attığım golden sonra.
(Fenerbahçeli futbolcu Önder Turacı)

Toroğlu’ndan dersler:
İddaa’dan Konya-Fenerbahçe maçından para kaybedenler gitsinler Kuddusi’den alsınlar.
(Erman Toroğlu Maraton, Lig TV)

Az kaldı!
Cem Papila: İlk golde Rüştü’ye yapılan hareket faul. Penaltılar tekrar edilmeliydi. Delgado’ya gösterilen 2. sarı yanlış. Holosko ve Servet’in pozisyonu omuz omuza şarj. Faul değil.
Gökmen Özdenak: Papila biraz daha gayret edersen berabere bitireceksin maçı.
(Telegol - KanalTürk)

Toroğlu’ndan dersler:
* Çok umrundaymış!
Cüneyt Çakır hiç kusura bakmasın! Benim pek beğendiğim bir hakem değil. Hatta hiç beğenmiyorum doğrusunu söylemek gerekirse.
(Göktuğ Sevinçli Ve Gool, TV8)

Hiç önemli değil!
Mehmet Demirkol: Mustafa Denizli Beşiktaş’ın ne oynamaya çalıştığını anlatırsa aydınlanırız.
Ömer Üründül: Valla ne anlatsa ben aydınlanamayacağım. Kusura bakma.
(Stadyum - TRT1)

Gönderelim bir doktor!
Bu takımda psikolojik desteğe en çok ihtiyacı olan kişi benim.
(Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli)

TÜRBO!
Benim Terim, Parreira ve Osieck’in karışımı ‘Türbülent’ metodum var.
(Sivasspor Teknik Direktörü Bülent Uygun)