Beşiktaş Param da olsa almazdım

Param da olsa almazdım

08.02.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Siyah-beyazlı kulübün patronu, Drogba ve Sneijder gibi transferlerin aklından hiç geçmediğini söyledi, “Bir takımda bir oyuncu 6 milyon euro kazanırken, diğer oyuncu 500 bin euro alıyorsa, olmaz... Birileri iyi elma, birileri kötü elma olursa, oradan takım ruhu çıkmayacağına inananlardanım” dedi

Param da olsa almazdım


Saat 14.00’de buluştuk başkanla... Kulüp binasında... Eski yerinden en üst kata taşımışlar yönetim departmanını... Boğaz ayaklarınızın altında... Sade siyah - beyaz ağırlıklı renklerle döşenmiş makam odası... Sekreterleri karşıladı, sonra kapı açıldı, başkan dışarı çıktı, tüm kibarlığıyla beni ve Cengiz’i odasına davet etti...
Odaya girdiğimiz sırada Başkan Orman’ın “Eee ağabey, sen de artık bu kulüp için bir tarih oldun... Kolay mı, yıllarını verdin, neredeyse kırk yıl...” şeklindeki övgü dolu sözleri beni hem sevindirdi, hem de biraz üzdü! Niye mi? Ne kadar yaşlandığımızın farkına vardık da ondan... Kolay değil, şimdi koltukta oturan Başkan Fikret Orman’ın babasını tanıyorum... Beşiktaş’la ilk tanışmam Şeref Stadı ve doğal olarak da Sıraselviler Caddesi’ndeki kulüp binasına denk gelir. O yıllarda Başkan’ın babası Abdülkadir Orman amca, kulüpte yöneticiydi, başkan ise daha çocuktu. Sıraselviler’deki kulüp binasında az mı, nöbet tuttuk! Bir katın tamamı kulübe ait idi... Ne var ki, öyle büyük falan değil... Girişte bir lobisi vardı, bir çay ocağı, bir muhasebe, geniş salonda da yönetim kurulu odası. O yıllarda baba Abdülkadir Orman’la tanışma zevkini tattım. Güleryüzlü sevecen bir insandı... Tipik bir İstanbul beyefendisiydi... Neyse, lafı uzatmadan konuya dönelim, uzun süredir Fikret Orman başkanla bir söyleşi yapmayı düşünüyordum... Ancak zamanını bir türlü belirleyemedik... O kulüp işlerine yoğunlaşmış, neredeyse işini gücünü bırakmış, gecesini - gündüzüne katmıştı... Varsa, yoksa Beşiktaş... Benzetme yerindeyse bir kulüp binasında yatmadığı kalmıştı...
Neyse ki, aradan geçen bu süreçte onu biraz olsun rahatlamış gördük... Hemen lafa girdi, üye olup, olmadığımı sordu... ‘Üyeyim başkan’ dedim... O sırada odadaki misafiri aidat konusunu açtı. Başkan daha biz söze girmeden, “Çok üye var parasını yatırmayan, ya da veremeyen... Genel bir af çıkaracağım, onun hesaplarını yapıyorum bugünlerde” dedi... Yani parasını yatıramayan üyelere bu bir müjdedir...
Bir anekdot
Bu arada bir anekdot... Başkanın gençlik yılları... Kulübün başkanı ise Süleyman Seba... Eskiler hatırlar, o yıllarda kulüp sıkıntıya düştüğü zaman yönetimler piyango düzenler, böylelikle nefes almaya çalışırdı. Genelde araba ve çeşitli hediyeler dağıtılırdı... Fikret Orman da bir tomar piyango bileti almış. Çekilişte ona bir KARTAL çıkmaz mı? Kulübe gitmiş, arabasını alacak, başkanın kapısını çalmış... Seba her zamanki kibarlığıyla ayakta karşılamış genç Fikret Orman’ı. ‘Buyur evlat’ demiş... Orman, ‘Başkanım bana araba çıkmış, onu almaya geldim’ demiş, demesine de... Sonra bin pişman olmuş... Başkan Seba’dan fırçayı yemiş; “Biletine araba mı çıkmış? İyi o zaman senin arabaya ihtiyacın yok. Hadi kulübe hibe et, tamam mı?” diyerek Orman’ı göndermiş...
Hemen konuya daldık, “Pişman mısınız başkan olduğunuza? Bir ara girmeyi düşünmüyordunuz...” Başkan duraklar gibi oldu, başladı gönülden konuşmaya:
“Yok canım ağabey, niye pişman olayım ki? Evet, senin de dediğin gibi olmayacaktım, çünkü çok sıkıntılı bir süreçti. Serdal Adalı bu süreçte ortaya çıktı, ‘Aday olmak istiyorum, param da var’ dedi... Bunun üzerine ben geri adım atmak zorunda kaldım. Ancak kendisi vazgeçince, diğer adaylar da beni tatmin etmeyince girmek zorunda kaldım.”
Başkan Fikret Orman önümüzdeki günlerde bir de ‘ANAYASA’ çıkarmanın peşinde... Konuyu açarsak, ‘BEŞİKTAŞ ANAYASASI’nı kitapçık olarak dağıtacak.
“Biz de kulüpte anayasa yazmaya çalışıyoruz... Bunun çalışmalarını da sürdürüyoruz. Kaleme aldık, Şeref’inle oyna, Hakkı’nla kazan, Seba’t et... Üç tane efsane başkanımızı ilke edindik... Bu söylemi artık sıkça duyacaksınız bizlerden... Üçünün özelliklerini anlatan bir kitapçık hazırlayacağız, kısa sürede bunu üyelerimizin beğenisine sunacağız.”

- Parasız başkanlık nasıl bir duygu?
* “Valla, parasız başkan olmak büyük bir dezavantaj değil... Fazla parasının olması da bir avantaj getirmez o kişiye.”

- Biraz açar mısınız?
* “Artık kulüpler büyük gelirler elde ediyor... Ben de netice itibarıyla paralı bir adamım... İş adamıyım, para veriyorum, zamanımı harcıyorum... Paralı olmak, insanlara yukardan bakmayı getirmez... Benim felsefem de budur... Üç efsane başkanımızı örnek aldım, o yolda da emin adımlarla yürüyoruz.”

- Mazbatayı aldıktan sonra uykusuz geceleriniz oldu mu?
* “Oldu, olmaz mı... Cuma akşamı da uykusuz geceydi.”

- Nasıl yani, hangi cuma başkan?
* “Karabük maçından sonra da uyuyamadım. Tabii ki başkanlık çok büyük sorumluluk. Milyonlara hitap ediyorsunuz. Bir yanda mali sıkıntılar, diğer yanda yarışmacı bir ekibi ayakta tutmak kolay mı? Kesinlikle hayır... Tüm bunları aşmak uykusuz geceleri de beraberinde getiriyor. Gece yatağa girerken Beşiktaşla yatıyorum; sabah yine Beşiktaş’la uyanıyorum... Sorumluluğumuz çok büyük.”

- Takımın durumu için ne diyeceksiniz?
* “Beşiktaş’ın arması bile şampiyonluğa oynar... Şu anki konumuyla arma örtüşmüyor. Daha yukarıda olması gerekir. İkincilik, üçüncülükten söz etmiyoruz. Zaten arması buralar için yeter de artar. Beşiktaş’ın asıl yeri zirve olmalıdır. Çok kaliteli bir kadromuz var, o kadroya göre de hareket ediyoruz.”

- Ama yıldızınız az?
* “Aynı fikirde değilim.. Bir Fernandes yıldızdır. Bir Oğuzhan yıldızdır. Bir Olcay yıldızdır. Bana göre Necip de çok önemli bir yıldızdır. Sivok, Çek Milli Takımı’nın değişmez oyuncusu ve yıldızıdır. Ersan bir yıldızdır.”

- Yani Beşiktaş yıldızlar topluluğu mu demek istiyorsunuz?
* “Evet, Beşiktaş yıldızlar topluluğudur.”

- Takımın şu anki konumu sizi tatmin ediyor mu?
* “Hayır, Beşiktaş’ın şu anki konumu ne beni, ne de camiayı tatmin etmez. Teknik heyeti de, taraftarı da, oyuncuları da tatmin etmez. Ama Beşiktaş’ın iyi yolda olduğu kesin.”

- Umudunuz var mı, şampiyonluk anlamında?
* “Var, niye olmasın... Herkes kadar bizim de şansımız var. Biz bu sene şampiyon olacağız demedik, ama bu yarışın içinde olacağımız kesin. Pes etmek yok, bırakmak yok.”

- Bursaspor’a uzattığınız el havada kaldı. Bu tür girişimler devam edecek mi?
* “Elbette devam edecek. Saygın kulüp olabilmeniz için saygınlık yaratabilmeniz gerekir. Saygınlık ise polemik ya da çatışmalarla değil, duruşlarla sağlanabilir. Biz böyle gördük, geçmişteki büyüklerimiz böyle davrandı, biz de bu geleneği sürdürüyoruz. Sürdüreceğiz de. Bizim başkanımızın karşısında rakiplerimiz dahil herkes önünü ilikler. Öyle bir kulübüz biz. Bu saygınlığı yaratmaya çalışıyoruz. Bunun için ne gerekiyorsa, kulübümüzün kişiliğine zarar vermeyecek şekilde hareket ediyoruz.”

Haberin Devamı

Sneijder ve Drogba bana heyecan vermiyor

- Sneijder ile Drogba transferlerine nasıl bakıyorsunuz. Sizi etkiledi mi?
* “Normal bir transfer gibi bakıyorum.”

- Yani, bir futbolsever olarak sizi heyecanlandırmadı mı? Sizin olanaklarınız olsaydı, almak ister miydiniz. Keşke biz alsaydık, diye iç geçirdiniz mi?
* “Hayır, heyecanlandırmadı... Böyle bir olanağımız olsaydı, asla almazdık ikisini de... Hiç aklımdan geçmedi, olsaydı da almazdım.”

- Niye, ikisi de dünya markası?
* “Çünkü o oyuncular ile takımda oynayan oyuncular arasında müthiş bir uçurum doğdu. Bu kollektif oyunda, böylesi parasal uçurumların olması o takıma yarar değil, zarar verir düşüncesindeyim.”

- Yani ikisi de takımdaki balansı alt -üst eder mi diyorsunuz?
* “Evet, bozar... Bir takımda bir oyuncu 6 milyon euro alırken, diğer oyuncu 500 bin euro alıyorsa, olmaz... Birileri iyi elma, birileri kötü elma olursa, oradan takım ruhu çıkmayacağına inananlardanım.”

Haberin Devamı

Samet hocanın sözleşmesi dört yıllık!

- Şifo Mehmet ve Ertuğrul Sağlam’ın adı geçiyor şu sıralar. Samet hocanın arkasında duracak mısınız?
* “Ne ben, ne de ekibim bir hocayla görüştü veya konuştu. Zaten böyle bir şey söz konusu olamaz.”

- Ya prensipler. Diyelim ki Beşiktaş sezonu 6. sırada bitirdi, yine devam mı?
* “Samet hoca ile yaptığımız sözleşme dört yıllıktır. Geri dönmemiz için hiçbir neden göremiyoruz açıkçası.”

- Ya işler ters giderse?
* “Ters gider mi, gitmez. Neticede biz işimizi iyi yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz... Hoca da işini iyi yapacaktır. Futbolcular da işlerini iyi yapacaklar. Niye kötü bir tablo üzerine senaryo kurayım ki?”

Fener’e yenildik, rakamı yükseltti

- Quaresma olayını bize anlatın, kamuoyu da doğruyu bilsin?
* “Onu oynatmayan ben değilim, ya da yönetim. Benim prensiplerim var. Prensiplerimiz doğrultusunda bir ekip oluşturduk. Birincisi Beşiktaş’ın bir oyuncuya en yüksek ödeyeceği rakam azami 2.5 milyon eurodur. Bundan bir kuruş fazlası olmaz. Biz kendisine astronomik ücretini ödemeyeceğimizi söyledik. Her gecikmede noterden ihtarname çekti. Parasını aldığı zamanlarda bile. Her seferinde parasını aldı. Bir akit yapılmış doğru, ancak bu parayı ödemeyeceğimizi bildirdik. Ya ücretini aşağıya çek, ya da bir takım bul kendine dedik. Üç milyon euroya kadar indi, biz 2.5’da ısrar ettik. Araya Tamer Kıran girdi, aradaki 500 bin euroluk farkı yönetim olarak cebimizden ödeyelim dedi. Olur dedim. Tam tatlıya bağlandı ki yeniden 3.750’ye çıktı. Fenerbahçe maçını kaybettik, pazartesi günü rakamı yeniden yükseltti.”

- Tribünler çok istiyordu? Ancak tribünler bu anlamda size baskı yapmadı?
* “Baskı da olsaydı, direnirdim.”

- İyi futbolcu değil miydi?
* “Onun iyi futbolcu olup, olmadığı sahada belli olur. Sahada Beşiktaş’ı kurtarmış bir oyuncu görmedim. Çok iyi bir oyuncu olsaydı, Dubai’ye değil, İtalya’ya giderdi.”

Haberin Devamı

Bir dönem daha kalırım

- Gelecekle ilgili planınız nelerdir?
* “Zaten yarışmacı bir takımız. İnşallah önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi’ne gireceğiz. Bu sezonu da Avrupa’ya giderek kapatacağız. Hedefimiz yerli ağırlıklı çok güçlü bir ekip oluşturmak. Kaliteli yabancı da alacağız. Önümüzdeki sezon altı yabancı ile yola devam edeceğiz.”

- Kapalı tribündeki inatçılığınız devam edecek mi?
* “İnatçı değilim, ama taviz de vermem... İndirim yapmayı düşünmüyorum... Şimdi hiç yapamam. Niye mi? Çünkü sezon başında bir kombine satışı yaptık. Fiyatı aşağı çektik. UEFA kupalarında olmadığımız için o dönemdeki kombineler yüksek fiyattı... İki bin 200 lira idi.. Fakat devre arasında eski fiyatına çektik, ama kimse rağbet etmedi. O kapalının dolu halindeki geliri, şu andaki boş halindeki gelirinden daha az. Varın gerisini siz düşünün.”

- Nasıl bir Beşiktaş?
* “Çok uzun yıllar kalmayı düşünmüyorum... Bir dönem daha yapacağım, hedeflerimi yakalayacağım, sonra bırakacağım. Beşiktaş’ın tesisleşmesini bitireceğim. Bir spor akademisi yapacağız. Gelir getirecek iki üç tane bina yapacağım. İki tane lokal, biri karşıda, biri burada. Kongre üyelerimin buluşacağı lokaller düşünüyoum. Bu lokaller Beşiktaş’a ve üyelerimize yakışacak lokaller olacak. Borçsuz bir Beşiktaş bırakacağız. 2017’de bu gerçek olur.”

Haberin Devamı

‘Stadı yapan adam’ desinler

Haberin Devamı

- Yirmi yıl sonra sizi nasıl anlatmalarını istersiniz?
* “İyi anmalarını isterim... En azından stadı yapan adam olarak anılmak isterim.”

- Ama yılan hikayesine döndü. Ne zaman kazmayı vuracaksınız?
* “Tarih var ancak mali genel kurulda açıklayacağım. Biraz sabırlı olun.”

- Kendi paranızla mı yapacaksınız stadı?
* “Evet, kendi paramızla yapacağız. Bizim modelimiz farklı, para var, merak etmeyin.”

- Cepten ne kadar verdiniz?
* “Verdik, epey... Beşiktaş tarihin en fazla para veren yönetimiyiz şu anda. 30 milyon liraya yakın verdik. Serdal Adalı’ya da borcumuz var, onu da ödeyeceğiz.”


Yazarlar