24.12.2008 - 00:20 | Son Güncellenme:
EDİZ SIRAPINAR
Hayat sürprizlerle doludur derler. Ama doğru işler yapıldığı ve sınırların üzerine çıkıldığı zaman bu sürprizlerle karşılaşıyor insan...
Elindekilerle yetinmeyen, daha fazla yapabileceğini hisseden ve bunun için mücadele veren iradenin eseridir zoru başarmak...
Kaybetmekten korkmayan, kaybederek daha cesur ve donanımlı olacağını bilendir gerçek kahraman...
Tıpkı Sivasspor gibi. Geçen yıl yaşadığı zaferler aldatmamış Yiğidoları... Tembelliğe, doymuşluğa sevketmemiş. Şımarmamışlar... Bıraktıkları yerden devam ettiler. Geçici olmadıklarını gösterdiler...
Az parayla aklı iyi birleştirdiler, yine boylarından büyük işler becerdiler... Çıtayı biraz daha yükselttiler...
Sivasspor’da sahada kimin oynadığı artık farketmiyor, isimler ön plana çıkmıyor. Bülent hocanın aşıladığı takımdaşlık ruhu onları dört nala koşturuyor. Hiçbir futbolcu kendi için ter akıtmıyor, ortak bir amaca hizmet ediyor. Geçen yıl yarışı sonuna kadar kovalayan, belki küçük ayrıntılar, belki heyecan, belki baskı yüzünden, adına ne derseniz deyin, şampiyonluğu kıl yapı kaçıran bu aslan yürekli takım dersini biraz daha iyi çalışırsa sezon sonunda bir imkansızı gerçekleştirebilir.
Diyelim olmadı!. Canları sağolsun. Lige kattıkları renk, verdikleri emek kupadan bile değerli.
Sivas’a sıraladığımız övgüler tabii ki Trabzonspor için de geçerli. Bordo-mavili ekip elindeki imkanlarla, oluşturduğu yeni takımla yapabileceğinin fazlasını yapmıştır aslında. Camianın da vereceği güç ve birkaç takviye ile ilk yarıdaki rüzgârları fırtınaya dönebilir.
382 gol atıldı
Futbola geç ısınan Galatasaray’ı, bunca kötü oyuna rağmen liderin iki puan gerisine dayanan Fenerbahçe’yi, Mustafa Denizli’nin yeniden ayağa kaldıracağına inandığımız Beşiktaş’ı, Ankaraspor’u, Kayserispor’u, Gaziantepspor’u düşünürsek bu ligin tadından yenmeyecek gibi...
2008-2009 sezonunun ilk 16 haftasında 144 maçta 382 gol atılırken, maç başına ortalama 2.65 oldu. En fazla gol 8. haftada (34), en az gol ise 12. haftada (12) kaydedildi.
Karşılaşmaların 38’i beraberlikle sonuçlanırken, 66’sını ev sahipleri, 40’ını da deplasman takımları kazandılar.
Rekor Çakır’da
23 hakemin görev yaptığı bu bölümde Fırat Aydınus ile Cüneyt Çakır 10’ar maç yöneterek başı çektiler.
En fazla penaltıyı Cüneyt Çakır ile Suat Arslanboğa (5) çalarken, kırmızı kartını en çok kullanan hakem Cüneyt Çakır (10) oldu.
3. haftadaki Galatasaray-Antalyaspor maçında 12 kart gösteren Bülent Yıldırım, Gaziantepspor-Ankaragücü maçında 10 kart gösteren Cüneyt Çakır, 10. haftadaki Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde de 10 kart çıkaran Hüseyin Göçek, bir maçta cebinden en fazla kart çıkaran hakemler oldular.
4. haftadaki Ankaragücü-İstanbul Büyükşehir Belediyesi maçında Yunus Yıldırım, 16. haftadaki Hacettepe-Kayserispor maçında da İlker Meral, kartlarını hiç kullanmazlarken, penaltı kararı da vermediler.
İlk yarının takımı
SİVASSPOR
Sezon başında dokuz futbolcu ile yollarını ayıran, yedi oyuncu ile kadrosunu takviye eden kırmızı-beyazlılar, yine muhteşem bir performansa imza attılar. Dört büyüklerin dışında üst üste iki yıl devreyi zirvede kapatan tek Anadolu takımı olma unvanını da aldılar. Taraflı-tarafsız herkesin saygı gösterdiği bir futbol oynadılar, geçen yılki başarılarının şansa gelmediğini kanıtladılar. Bileklerinin hakkıyla rakiplerini geride bıraktılar.
İlk yarının hocası
BÜLENT UYGUN
Alçak gönüllü, içten ve yaşadıklarından ders almayı iyi bilen bir teknik adam. Oyuncularına ve futbol ailesine saygıyı bir gün olsun kenara bırakmıyor. Tam bir yenilik insanı. Sürekli araştırıyor, en mükemmele ulaşmanın çabasını harcıyor. Sivasspor için belirlediği hedeflere de emin adımlarla ilerliyor. Yine maddi sıkıntı yaşamasına, sürekli sorunlarla boğuşmasına rağmen umutsuzluğa kapılmıyor, alkışı fazlasıyla hak ediyor.
CASSIO LINCOLN
Galatasaray’ın yumurcağı gibiydi. Futbolundan çok hep sorunları ile gündeme geldi. Geçen yıl fazla bir şey veremedi, bu sezona da kötü girdi. Ancak öyle bir silkindi ki, ‘daha önce nerelerdeydin’ dedirtti. Yeteneklerini en sonunda herkese gösterdi. Attığı yedi golün dışında yaptığı 11 asistle takımının başarısında önemli rol üstlendi. Tilki gibi kurnazlığı, kıvrak çalımları, zaman zaman yaptığı top cambazlıkları tek kelimeyle 10 numaraydı.
İlk yarının hakemi
HÜSEYİN GÖÇEK
Hakem hatalarının ciddi bir boyuta ulaştığı ilk 16 haftada meslekdaşlarından bir adım öteye çıkmayı başardı. Yönettiği dokuz maçta kırmızı kartını hiç kullanmadı, birkaç yanlışın dışında fazla sırıtmadı. Zorluk derecesi yüksek maçlara atanması da kendisine olan güvenin bir kanıtıydı. Soğukkanlılığı, otoriter yapısı ve her geçen gün biraz daha artan tecrübesi sayesinde MHK’nın ikinci yarıdaki en ciddi kozlarından biri olacak gibi görünüyor.