Skorer Şampiyon performansı

Şampiyon performansı

28.12.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Şampiyon performansı

İçeride herşeyi kazanan, dışarıda Şampiyonlar Ligi elenişi sonrası UEFAda çok güçlü rakipleri eleyerek zirveyi bulan, üstüne Süper Kupayı kaldıran efsane. O efsane 1999 yılının bu günlerinde ligin zirvesindeydi. 13 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 yenilgiyle. Bu tablonun bugünden tek farkı var. Bugünkü durum 12 galibiyet, 3 beraberlik ve 2 yenilgi. 2000 yılında Galatasaray şampiyonluğu kazandığında, hanesinde 79 puan, 3 yenilgi ve 7 beraberlik bulunuyordu. Maç başına puan ortalaması 2,3tü. Bugün olduğu gibi. 1999/2000 sezonundaki Galatasaray... Birçok futbol otoritesi tarafından tarihin bir daha bize yaşatmayacağı bir futbol masalı, bir fenomen. Arsenal finali öncesi Altaya 1-0 kaybettikleri maçı bir kenara koyalım. Kaybettikleri diğer iki karşılaşma da evlerinde. Fenerbahçe ve Gaziantep. Johnsonın o inanılmaz golüyle kaybettikleri Fenerbahçe maçını kim unutabilir? Peki o maçın bu sene Sami Yende oynanan oyundan bir farkı var mı?Galatasaray şu anda 2,3 puan ortalamasında. Son 6 yılda şampiyon olan takımlar arasında bu ortalamayı geçen tek ekip 2002/03 yılında zirveyi yakalayan Beşiktaş. 2,5 puan ortalamasıyla rekor kırmıştı. 2000/01deki Fenerbahçe ise 2,2yle şampiyon oldu.Avrupaya bakalım. Büyük liglerde 2,4 tutturmuş Chelsea ve Juve var. Diğer bütün liderler Galatasarayın ortalamasının gerisinde. Ve Galatasaray tüm lig ikincilerinden yüksek ortalamaya sahip. Yani aslında Galatasarayın performansı şampiyon gibi de, Fener biraz daha şampiyon gibi. 30 yıldır üst üste 2 şampiyonluk kazanamayan ve son iki şampiyonluğunda Avrupada olmayan Fenerbahçe, bu kez sıra dışı, gelenek dışı bir performans sergiliyor. Sorun Galatasarayın içinde değil, boğazın karşı kıyısında. Fark var mı ? Emre Belözoğlu, ona inanan bir hoca, ona inanan bir idol, çok iyi işleyen bir takım ve istim üzerinde bir camianın yarattığı büyük yıldız. Ama en önemlisi onun sonsuz kapasitesiydi. Onun çok büyük bir futbolcu olacağından, o daha 17 yaşındayken kimsenin hiçbir şüphesi yoktu. Emre bugün hâlâ büyüyen ve daha büyüyecek bir dünya yıldızı. Bugün Sarı - Kırmızılardan, daha doğrusu Hagiden yeni bir (kaç) Emre çıkarması bekleniyor. Ve gelecek vaat eden, Cafercan, Arda, Mülayim, Uğur vs. gibi oyuncuları neden kullanmadığı soruluyor. Bu oyuncular ileride profesyonel olarak Galatasaraya hizmet edebilirler, Galatasarayın önemli oyuncuları olabilirler. Ama onların isimlerini çok yukarılara yazmaya çalışmayın. Masallara başrol yapmayın. Bunun altından kalkamazlar ve verebileceklerini de veremezler. Çünkü hiçbirisi bir Emre değil. Elimizdekiler başka kapasiteler. Bu çocuklara kıymayın UEFAnın dergisi Championsun bir önceki sayısında bir Fenerbahçe tanıtımı vardı. Bu tanıtımda Atatürkün Fenerbahçe taraftarı olduğundan bahsediyordu. Bir vatandaş mektup döşenmiş dergiye. "Böyle bir dedikoduya nasıl böyle bir dergide yer verirsiniz. O, Fenerbahçeyi tuttuğunu hiç söylemedi" diye. Bu derin bir konu. Fenerliler, Beşiktaşlılar herkes Atanın kendi takımlarını tuttuğunu iddia ediyor. Ediyor da, kendisinin futbolla hatta izcilik dışında herhangi bir sporla ilgili olduğuna dair herhangi bir bilgi yok. Kılıç Alinin oğlu Gündüz Kılıç vesilesiyle Galatasarayla, Balkan harbi ve Kurtuluş Savaşındeki katkıları nedeniyle Beşiktaş ve Fenerbahçeyle ilgili olduğunu biliyoruz da, futbolla ilgili olduğuna dair bilgiyi nereden buluyoruz onu anlamıyorum. Ayrıca Atatürkün bir takımı tutmasıyla neden bu kadar ilgiliyiz? Partisiyle bu kadar ilgisizken. Atatürkün takımı Galatasaray çok hassas dengeler üzerine kurulmuş bir ekip. Yokluktan başvurulmuş eski yıldızlar, yokluktan taraftar politikaları nedeniyle yaratılmış bir teknik direktör vs. Çok ciddi yapısal ve ekonomik sorunların ortaya çıkardığı bir tablo bu. Ve bu tablodan ortaya çıkan bir şampiyon performansı. Bu, eldeki zorlayıcı verilerle zor ama kurulan takımla tahmin edilebilir bir durumdu. Ki bu ülkede futbol bilgisine güvenebileceğiniz isimler de Galatasarayın bu performansı gösterebileceğini söylüyordu. Şimdi ise bir transfer rüzgarı esiyor. Özellikle de 10 numara arayışı. 10 numara nereye? Ben arıyorum tarıyorum, soruyorum soruşturuyorum, ama bulamıyorum. Diyelim ki onlar buldu. Peki şimdi bu 10 numarayı alıp Galatasaraya monte etmeye çalışalım. Hagi bir 4-4-2 yorumu oynatıyor. Bu çok esnek bir yapı değil, ama tuttu. 2 çapayla arkalarındaki Tomas-Song ikilisi, Mondragonun performansıyla rakibi tutuyorlar. İki savunma kanadı bu iyi işleyen göbek mekanizmasıyla iyi çalışıyor. Cihan ve Orhan Ak aslında Galatasarayda o mevkiyi kullanabilecek kalitede değiller, ama tıpkı Lucescunun Beşiktaşındaki İbrahim Üzülmez gibi, göbek çok sağlam olunca onların işi de kolaylaşıyor. Bulamıyorum İki çapa için, 5 kapasiteli oyuncusu var. Temel görevlerin altından kalkabilen Ayhan, Saidou, Ergün, Volkan ve Conceiçaonun 5i de hiç beğenilmedikleri maçlarda bile makinenin işlemesini sağladı. Ve ileride, uyumlu üretken ve yıpratıcı Necati ve Hakan. Bu 4lü yapının sağlamlığı orta sahanın kanatlarındaki oyuncular kim olursa olsun, belli bir standardın altına inmelerini önlüyor. Şimdi soruyu baştan alalım: 10 numara nereye girecek? Bu Alex sonrası Fenerbahçenin da yaşadığı bir sıkıntıydı ve ancak Van Hooijdonk sakatlanınca forvete monte edilerek çözüldü. Şimdi Hagi 10 numarayı oyuna koymak için Necatiyi mi kesecek, yoksa çapaların sayısını bire mi düşürecek? Bu 10 numara nerede oynayacak? Denklem gibi FIFA, 3813 sayılı Özerk Futbol Yasasının MHKnin seçimle işbaşına gelmesi, başkanın ölümü veya istifası halinde başkan vekillerinden birinin ilgili bakan tarafından atanması hükümlerine müdahale etti. Genel Sekreter Vekili Jerome Champagne imzası ile Futbol Federasyonuna gönderilen uyarı yazısında, MHKnin kulüpler tarafından seçilmesinin sakıncalarına dikkat çekildi.YASANIN 7. maddesinde yer alan başkan vekillerinin atanması ile ilgili hüküm de özerkliğin ruhuna aykırı bulundu. FIFAnın uyarısından sonra harekete geçen federasyon, 3813 sayılı yasanın 7 ve 15. maddelerinin değiştirilmesi için kolları sıvadı. MHK seçimlerinin iptali ile ilgili Kemal Ulusu tarafından açılan davanın yasa değişikliğinden sonra düşeceği belirtildi. mdemirkol@milliyet.com.tr FIFAdan uyarı geldi