Birinci ders: Hamzaoğlu

Hamzaoğlu, G.Saray’la ligde 3 maçta görev yaptı, Melo’nun cezalı olduğu Akhisar müsabakası dışında aynı 11, aynı diziliş, aynı taktik. Hamzaoğlu adeta Galatasaray’ı yönetmeye Florya’ya geldiğinde değil, sezon başı başlamış. Milli takımdayken ligi öyle iyi izlemiş ki, Florya’da ne yapacağını, nasıl yapacağını tam olarak biliyordu geldiğinde. Burak’ı 3 adım arkaya çekip ofsayttan kurtarması, Galatasaray’ın hücum gücünü 3’e katladı. Profesyonelliğin sözlük anlamı Umut’u takıma hemen monte etti, çünkü oyuncu karakteri olarak bence Umut’ta kendini görüyordu. Hamza gibi çalışkan, Hamza gibi düzgün, Hamza gibi takım oyuncusu lazımdı Galatasaray’a. O da Umut’tu işte. Bu iki rötuş, Hamzaoğlu’nun “transfersiz transfer” dersi gibiydi adeta...

İkinci ders: Çalımbay

Türk futbolunun gerilemesinin en büyük nedenlerinden birinin yerli antrenörler olduğunu söylerim hep. Ligde 18 hocanın 15’i yerlidir, ama hâlâ yabancı ayrımcılığı kakafonisinden vazgeçmezler. Üç dil bilen yabancıları küçümserler, ama azıcık İngilizce öğrenip dünyayı takip etmeye de tenezzül etmezler. Mesleklerine saygıları düşüktür, yorumcu mu antrenör mü oldukları belirsizdir. Ligin ortasında görev alınca kaplan kesilirler, sezon başlangıçları hep berbattır, 7’nci hafta kovulup yine beklemeye geçerler! Bu faydasız grubun az sayıdaki istisnasından biri Çalımbay. Eskişehir’de de, Sivas’ta da, Mersin’de de sezon başı hazırlığı, kadro mühendisliği, verimlilik dersleri verdi Rıza Hoca. Dün Arena’da oynattığı olumlu futbolla da puan değil ama sporseverlerin kalbini kazanmaya devam etti.

Üçüncü ders: Aydınus

Hafta içinde hakemlik adına üzücü bir gelişme yaşadık: Futbolumuzun önemli değerlerinden Zekeriya Alp, ülke için hiçbir şey ifade etmeyen karakterlerin gürültüleri nedeniyle küstü, görevi bıraktı. Hafta sonundaysa Türk futbolunun bir başka değeri, Fırat Aydınus, hakemlik adına umut aşıladı; “adalet nedir, nasıl dağıtılır” dersi verdi Arena’da. Kararları doğrudur/yanlıştır tartışmıyorum; ama ne gördüyse onu verdiğine, doğruyu görebilmek için de azami gayret içinde olduğuna aklıselim herkes kâniydi bence dün gece. Ben her zaman Aydınus’un Avrupa’da final yönetecek çapta olduğuna inandım. Yazık ki fiziksel yeterliliği sürdüremedi ve FIFA listesinden düştü Aydınus... 3 hafta önce F.Bahçe-Eskişehir maçında Kadıköy’ün baskısında un ufak olan Özkalfa’nın FIFA listesine girip; dün TT Arena baskısında dimdik maç yöneten Aydınus’un listeden çıkması da, Türk futbolu adına çok büyük acı gerçekten.