Fenerbahçeli Colin Kazım, yardımcı hakem Bahattin Duran’a küfrettiği için 4 maç sahalardan uzak kalacak ve şimdi herkes bu cezanın âdil olup olmadığını tartışıyor. Medyadan takip ettiğim kadarıyla, daha önce benzer nedenlerle PFDK’ya sevkedilen Ümit Karan’ın 2, Rüştü’nün 3 maç ceza almış olmasıymış kafaları karıştıran... Doğrusu bu detaylarla pek ilgilenmiyorum, eğer Ümit’le Rüştü’nün cezalarını gazeteler hatırlatmasa benim anımsamam da mümkün değildi.
Ama işin insani bir yönünü merak ettiğimi de itiraf etmek zorundayım: Biz, Türk sporseverleri (ve de medya), hakem kurullarının bu küfürlerin cezalarını hangi kriterlere göre belirlediğini tam olarak biliyor muyuz? Perşembe geceleri küfrü cinayet sebebi sayan ve dakikada 7 ölümü gözünü kırpmadan izleyen bir topluluğun, hafta sonları geğirerek küfreden Recep İvedik taklitçisi bir kalabalığa 48 saatlik dönüşümü sırasında, PFDK’nın adaletinin dosdoğru ölçülebilmesi mümkün müdür?

Haberin Devamı

Kural kitabı
Tabii küfür hadisesini doğru değerlendirebilmemiz için, meselenin global gelişimini de görmezden gelmemek lazım... FIFA Kural Kitabında küfürün doğrudan kırmızı kartla cezalandırılmaktan çıkarılışı 90’lı yılların sonuna, yani günlük hayatımızda kullandığımız dilin kirlenmesiyle aynı senelere denk geliyor.
1997-98 sezonu başında kural kitabı yeniden yazılıyor ve kırmızı kart maddesindeki “using foul or abusive language (pis, kirli, hakaretamiz lisan kullanmak)” ifadesi “using offensive, insulting or abusive language (saldıran, aşağılayan, hakaret eden lisan kullanmak)” ile değiştiriliyor.
90’ların sonunda dünya sinemasının, müziğinin hatta edebiyatının dönüşümünü göz önüne aldığınızda, günlük hayatında, şarkılarında, şiirlerinde bu kelimelere yer vermeye başlayan insanoğlunun, futbol sahasında her türlü küfürü doğrudan kırmızı kartla eşleştiremeyeceği âşikar... 12’nci kural da boynunu bükerek bu doğrultuda değişmiş zaten...

Colin Polat Kâzım İvedik Richards

Küfür haritası
90’lı yıllarda sosyal hayatımızda yaşanan bu değişimin (ve küfüre karşı artan toleransın) çok güzel bir örneği, resimde gördüğünüz küfür haritası... Profesyonel hakem platformu corshamref.net’in hazırladığı haritada kırmızı bölgeler direkt kırmızı kartla cezalandırılacak sözleri, sarı bölgeler ihtarla Colin Polat Kâzım İvedik Richardsgeçiştirilebilecek sözcükleri içeriyor. Yeşillerse uyarı bölgesi... Yani artık bizim ligimizde de sıkça dudaklardan okuduğumuz f**k’lı sözlerin en popüler 2 tanesi hâlâ kırmızı kart kapsamında... Ama “that wasn’t a f**king penalty Ref (O lanet olası bir penaltı değildi hakem!)” lafını tolere edebiliyormuş mesela hakemler...
Resimde hem kırmızı hem de sarı kümelerle kesişen sözler her iki kartla da cezalandırılabilecek bölgeler... Mesela İngiliz hakemler “You’re blind (Sen körsün)” lafının duruma göre sadece uyarıyla geçiştirilebileceğini yazmışlar burada. Ya da “You must be joking (Şaka yapıyor olmalısın)” lafını da nasıl söylendiğine bakarak kartsız geçiştirme ihtimaliniz var.
Yani hakemler, kendilerine söylenen sözcüklerin sözlük anlamlarını doğrudan algılamaktan ziyade, türlü süzgeçten geçirmekle öğütleniyorlar yaz eğitimlerinde. Mesela;
a)“Futbolcu yüksek sesli miydi?”,
b)“Sözü direkt olarak hakeme mi söyledi?”,
c)“Sözü sinirli bir şekilde mi söyledi?”,
d)“Bariz bir golü kaçırdıktan hemen sonrası gibi olağanüstü bir ruh hali içinde miydi?”,
e)“Tehditkâr mıydı?”,
f)“Irkçı mıydı?”,
g)“Sözlerini şiddetli bir yüz ifadesiyle/el-kol hareketiyle destekledi mi?”,
h)“Sözlerin içinde mizah var mıydı?” gibi detayları muhakkak değerlendirmeye katmak durumundalar...

Haberin Devamı

“Ne” değil “nasıl”Colin Polat Kâzım İvedik Richards
Günlük hayatımızda da diyalogları algılayışımız aslında böyledir zaten; birisinin bize ne söylediğinden çok, o sözleri nasıl söylediğidir önemli olan... Tolerans Seviyesi’nin yazarı Julian Carosi, günlük hayattaki diyaloglarda sözcüklerin sadece yüzde 7’lik bir önem taşıdığını söylüyor. Carosi’ye göre yüz ifadesi, vücut dili, jest ve mimiklerin etkisi yüzde 55; sözün nerede, kimlerin yanında ve hangi tonda söylendiği de yüzde 38 önemliymiş.
Bu bilgilerden çıkarabileceğimiz en önemli sonuç sanırım şu; sahadaki futbolcu/hakem diyaloglarını doğru yorumlayabilmek için televizyon başında olmak veya kameradan dudak okumak yetmez. Ve de aynı sözcükler nedeniyle bir futbolcu 1, başka bir futbolcu 2 maç ceza alırsa bunun forma renginden çok daha başka nedenleri olabilir.
Böyle hadiselerde sporsever illâ ki bir değerlendirme yapacak, illâ ki bir cephe alacaksa, bu cepheyi sempati duyduğu forma renkleriyle değil ahlâki sebeplerle seçmeli... Kendini, Ümit’in/Kazım’ın suratına açıkça küfür ettiği Sezertam’ın/Duran’ın yerine koyabilmeli. Veya futbolcuları yargılamadan önce pazartesi günü ofisteki veya iş çıkışı trafikteki davranışlarını hatırlamalı. Çünkü sporsever olarak biz o empatiyi kurabilirsek, yarın bu empatiyi Ümit’ten/Kazım’dan/Sezertam’dan ve Duran’dan da bekleme hakkına sahip olabiliriz.

Haberin Devamı