Haberin Devamı

Çocukluğumda 31 Aralıkların-1 Ocakların en sevdiğim tarafı, tek kanallı televizyonun iki gün boyunca o yılın raporunu çıkarması ve yayınlamasıydı. Siyasette 1985, müzikte 1985, sporda 1985... 30 yıl sonra bugün düşündüğümde bile beni heyecanlandıran başlıklar bunlar... Ben de 2015’in bu ilk gününde, 2015’in son gün hikâyesinde neler olsun, neler olmasın onu kurguladım biraz. Sağlıklı bir yıl, barışçı bir yıl, huzurlu bir yıl hepimizin temennisi. Ve sporda da şüphesiz, güzel bir yıl...

Sporda şiddet bitmeli
Şiddetten kasıt, sadece satırlı bıçaklı, yaralanmalı-ölümlü kavgalar değil tabii. Sözel şiddetin de, seksist şiddetin de bittiği bir yıl olsun 2015... Tabii ki takvimde sadece bir hane değiştiği için şiddetin aniden bitmesini beklemek bir hayal. Ama 2015’te “sporda şiddet ve düzensizliği önlemeye dair kanun” bir kez daha elden geçerse, önemli bir adım atılabilir bu konuda. Fernandes’e saha içinde tekmeyle saldıran vatandaş, hâlâ aramızda. Maçları 1 yıllığına evden izleme ödülü bitiyor, artık statlara da giriyordur muhtemelen. Burak Yılmaz’ın yüzünü çakıyla yaralayan da öyle. Eğer bu yasa 2015’te de bu haliyle kalır ve değişmezse; yani şiddet, üretenin yanına kalırsa, adeta ödüllendirilirse, korkarım daha kötü bir yıl bekliyor bizi.

Spor kulüpleri yasası çıkmalı
Tabii ki sadece yasayı değiştirmek yetmez, disiplin talimatnamesini de değiştirme zamanı. Kulüp yöneticilerinin şu komik hak mahrumiyeti cezalarını anlamlı hale getirmek gerek. Bir hakeme tetikçi iması yapan holigan yöneticinin samimiyetle cezalandırılması lazım. 1 yıl maçlara girmesi, televizyonlara-gazetelere konuşmasının engellenmesi gerek.
Elbette sadece ceza da yetmez, 2015’te bu berbat yönetici profilini de değiştirmek için adımlar atmak gerek. İspanya’nın gündemindeki, “kulüp başkanı olmak için kulüp değerinin yüzde 15’ini teminat verme” yöntemi muazzam. Böylece kulüp başkanlarını sadece sigorta ve vergi borçlarından değil, tüm borçlardan sorumlu hale getirebilirsiniz. 2015’te kulüp başkanlığını bir şöhret, cazibe, ihale ve rant merkezi olmaktan çıkarıp, disiplin ve sorumluluk merkezi haline getirmek gerek.

TFF delege yapısı değişmeli
2015’te sadece kulüp başkanlığının değil, TFF başkanlığının da tanımı değişmeli. Başkanı 302 seçkin değil, 10 bin futbol ailesi üyesinin seçmesi sağlanmalı. Sadece zengin işadamı kulüp yöneticileri değil, eski futbolcular, eski hakemler, antrenörler, futbolun tüm paydaşları delege yapılmalı; sporun kaderinde söz sahibi hale getirilmeli. Türkiye’de futbol, futbol yöneticilerine bırakılamayacak kadar değerli çünkü...

Gazeteciler dayak yememeli
2014, spor medyası için acı bir yıl oldu; birkaç ay içinde İlhan Abi’yi, Erkan’ı, Süleyman’ı, Hacı’yı kaybettik... Bir milli maç sonrası, kendi kameralarının-fotoğraf makinelerinin şahitliğinde muhabir arkadaşlarımız dövüldü; cezasız kaldı. Birçok gazeteci, fikirlerini özgürce beyan ettikleri için işini kaybetti.2015’te medya hür olmalı, gazeteciler haksızca kovulmamalı, adice dövülmemeli...

Yabancı sınırlaması kalkmalı
2015’te saha içinde yapılacak en güzel ve en önemli devrim bu sanırım. Geçtiğimiz hafta zaten geniş bir şekilde ele almıştım: 2015’te yasakçı zihniyet kaybetmeli. Marketi BMW’ye, Mercedes’e kapatmanın Tofaş’ı geliştirmeyeceğinin farkında olunmalı. Dışarıda 1 lira etmeyecek yerli sporcuya içeride 3 lira verilmemeli. 19-20 yaşında gurbetçilerin gelişimi, fahiş maaşlarla Türkiye’ye döndürülerek durdurulmamalı.

Terim-Hakan-Gökhan barışmalı
2015’te küslük kalmamalı... Hakan’la Ömer’e, Gökhan’a karşı kin tutmamalarını öğütleyen Fatih Hoca, evladı yaşındaki çocuklara kendisi de kin tutmamalı. İlk fırsatta, kimsenin görmediği-çekmediği bir yerde üçünü bir araya getirip başlarını okşamalı, barıştırmalı, barışmalı.
Tüm dünyada barışın ve adaletin kazandığı, nefretin ve tahakkümün kaybettiği bir yıl dileğiyle. Mutlu seneler...