Spor yazarı Uğur Meleke, Brezilya'da kadroya çağrılmayan yıldız isimlerden bir 11 yaptı.

Kalede Cavalieri... Savunmanın sağında Bayern’li Rafinha, solunda Atletico Madridli Filipe Luis. Göbekte Atletico’lu Miranda ve Barcelona’nın hedefindeki Marquinhos... Orta sahada Lucas Leiva, Coutinho ve Kaka. Çizgilerde PSG’li Lucas Moura ve Ronaldinho. Santrforda Damiao... Heyecan verici bir takım değil mi sahi? Şu anda bu Brezilyalı yıldızların hepsi, Dünya Kupası’nı evlerinden izliyorlar...

Tabii ki Brezilya gibi olağanüstü geniş oyuncu havuzu olan bir futbol ülkesinin bütün yıldızlarını turnuvalara götürmesi mümkün değil. Ama işler kötü gittiğinde, hücumda üretkenlik bu denli düştüğünde insan düşünmeden edemiyor: Scolari’nin Lucas Moura gibi, Coutinho gibi adamları kulübede oturtmak için dahi kadroya almaması doğru muydu? Sambacılar’ın işleri kötü gittiğinde oyuna hep Jo, Bernard ve Hernanes’in girmesinden siz de sıkılmadınız mı? Dün gece Meksika önünde son 15’te kenarda Ronaldinho’nun gözükmesi, Kaka’nın gözükmesi, hiç olmazsa Coutinho’nun gözükmesi rakibin ayaklarını titretmez miydi?

Haberin Devamı

Bundan tam 1 yıl önce Konfederasyonlar Kupası 2013’te 5 maçın 4’üne aynı 11’le çıkmıştı Brezilya... Ve 1 yıl sonra Dünya Kupası’na da aynı 11’le başladı. Scolari, kadro istikrarı dolayısıyla alkışı hak ediyor mu? Kesinlikle... Peki kadro istikrarıyla kadro takıntısı arasında çok ince bir çizgi olabilir mi sizce de? Şüphesiz...

Üstelik Scolari, kadro istikrarı takıntısını sadece turnuva 23’ü seçiminde değil, dakika vereceği adamları konusunda bile gösteriyor. Turnuva öncesi Panama önünde harika bir futbol oynayan Willian’ın ilk 180 dakikanın sadece 5’ini görebilmesi de garip... Tamam, takım tamamıyla başrol Neymar’ın ve yardımcı rolde Oscar’ın üstüne kurulmuş. Evet, Neymar da 50 maç/33 gol gibi harika bir istatistikle beklentileri karşılamış. Ama işler Mekiska maçındaki gibi kötü gittiğinde Brezilya’nın böyle çaresiz gözükmesi, pek akıl kârı değil.

Aslında ilk maçta da pekâlâ takılabilecek ev sahiplerine Japon hakemin şüphesiz ufak bir yardımı olmuştu. Bu maçı yöneten Çakır’sa müsabakanın genelinde dengeli bir yönetim sergiledi, ev sahibi taraftar etkisi izlenimi vermedi. 88’de Marcelo’nun ceza alanı içinde düştüğü pozisyonda omzuna hafif bir müdahale var ama Real Madridli oyuncunun kendi mimikleri de penaltıya inanmadığı yönündeydi. Bence Çakır’ın sonuca tesir edecek herhangi bir katkısı yok, zaten bugün de muhtemelen yerel manşetleri o değil, harika Ochoa performansı süsleyecektir.

Haberin Devamı