Yabancı sınırı kalkmalı

Semih'i bu kadar iyi yapan ne peki?Geçen yıl ikinci ligde mücadele eden Gökhan Gönül artık Milli Takım'ın sağ kanadının 1 numaralı adayı. 3 ayda, önce Önder'i geçti, (onu milli takımda oynatamadığımız için ne üzülmüştük hatırlayın) takıma girdi. Sonra Roberto Carlos gibi oynamaya başladı, şimdi Roberto Carlos'tan daha Carlos gibi oynuyor.Fenerbahçe Stadı'nın Selçuk'la birlikte en çok ıslıklanan, yuhalanan oyuncusuydu Deniz. 3 ayda vazgeçilmez, hatta milli takım için bile çok önemli oldu. Sakatlandı. Onun yerini ıslık rakibi Selçuk doldurdu. Hem de kolaylıkla. İkisi de Marco'yu çok iyi tamamlıyorlar. Ve asıl önemlisi Appiah'ı arayan var mı?Volkan iyi kaleciRize'den son anda alındı Yasin. Kadro çeşitliliği olsun diye. Şampiyonlar Ligi standardında bile oynadı. Sırıtmadan Milli Takıma çağrıldı. Edu'nun değil, ama Lugano'nun işini çok kolay yapıyor artık. 3 ayda. Lugano bu hafta yok. Fenerbahçe'de endişelenen var mı peki? Çok iyi bir kaleci Volkan. Hantal görünüşünden beklenmeyecek bir çevikliği var. Ama gösteriş meraklısıydı. Hayır tabii ki, jölesinden bahsetmiyorum! İnsana kendisine iyi bakıyor diye kızılır mı? Futbolu en basit oynaması gereken mevkide kaleciliğinin yetersiz olmasında değil, garip çıkışları, anlamsız plonjonları ve kontrolsüzlüğüyle, aşırı güvenin getirdiği dalgınlığıyla kaybetmişti eldivenleri. Serdar'ın sakatlığı sonrası yeniden geçti kaleye. Bugün ona en yakın Türk kaleci 100 km. gerisinde. Ondan iyi, alınabilir bir yabancı kaleci söyleyin bana? Bakın geldiğimiz nokta şu: 7 Haziran'da bu oyuncuların tamamı, tabii Marco da, belki Uğur da, İsviçre'de Milli Takım 11'inde sahaya çıkabilir.Peki Fenerbahçe'nin ilk maç itibarıyla ideal olarak düşünülen kadrosunda bu oyuncuların kaçı vardı peki?Volkan, Önder, Lugano, Edu, Carlos, Deivid, Appiah, Marco, Vederson- Alex, Kezman. Buydu işte!Türkiye doğumlu tek oyuncu. Milli Takıma gidebilecek 2 oyuncu. Semih Şentürk, Türk futbol tarihinin en pahalı transferlerinden birini, Mateja Kezman'ı bugün itibarıyla takımdan kesti, biliyorsunuz. O bu formunu sürdürür, Zico adaletli davranırsa, Kezman'ın ondan formayı alabilmesi için başka bir standarta çıkması lazım. Yani artık oyununu geliştirmesi gereken, dünyaca tanınan Sırp oyuncu. Fenerbahçe'nin milli takım adayı oyuncuları vites değil, seviye değiştirdiler. Bu Carlos, Alex, Marco, Appiah, Kezman olmasaydı mümkün olmazdı. Eğer çıtaları bu olmasaydı bu kadar yüksekten atlayamazlardı.Yani yabancı uzaylı değildir, büyük isimler, yenilmez, geçilmez değildir. Sizin rekabet, gücünüzü, kalitenizi yükseltir. Bunu anlattı en çok Fenerbahçe'nin bu hikayesi.Korumayla değil, açık rekabetle yükseliyor oyuncu kalite ve seviyesi. Tabii iyi bir idare altında. Zico da yükseliyor Fenerbahçe'yle!Bakın Tuncay'a, bakın Nihat'a, bakın Tugay'a... Korumaya ihtiyaçları var mı?Onların ihtiyacı daha yüksek hedefler sadece.İşte tam da bu yüzden, hem de Türk oyuncular için kaldırın şu yabancı sınırlamasını. Fenerbahçe'de oynayamazlarsa, Boro'da oynarlar. Yabancı uzaylı değil Her oyuncunun 2008'e gitme şansı var. Çünkü kimsenin yeri garanti değil. Kemik bir takımımız yok demiştim. 2008 dopinginin etkisi şimdiden görünmeye başlandı. Gökdeniz, Nihat ve Tuncay'daki bu vites yükseltme sürpriz mi? Servet'in çılgınlar gibi oynaması ya da! Arda'nın sıkıntısında bunun payı yok mu? Kafasına takmamalı oynamalı o da, yükselecek. Herkes farklı oynuyor Bosna maçından bu yana. Sadece bu yüzden çok iyi bir 2. yarı olacak.Kendisini Avrupa Ligleri'ne kaptırmış futbolsever lige dön. Orada seni çok güzel, keyifli günler bekliyor. 2008 etkisi Hollanda'nın forması Turkuaz forma konusunda, iyi tepkiler ve sağlam küfürler geliyor. Fikri beğenip formayı beğenmeyenler çoğunlukta. Düzelir. Benim anlamadığım şu aslında. İnsanlar o dümdüz, hiçbir şıklığı, özelliği, yakışıklılığı olmayan tişörtlerden, sadece kırmızı diye rahatsız olmuyor, iyileşsin istemiyor. Bir iyileştirme olunca da ortalık yıkılıyor. Statükoculuk... Ben de severim Status Quo'yu ama sadece rock'n roll yaparken! Biz adam gibi, hak ettiğimiz gibi farklı olmalıyız. Şimdi sıra göğüs bantlı da. Hemen şimdi!Peki bu yeni formayla farklı mıyız? Alın size bir soru: Nike'ın Hollanda'ya yaptığı yeni formaya bakın. Kime daha fazla özen gösterilmiş? Ve Kıvanç Koçak'ın, Radikal'de sorduğu gibi. Bir formayı Turkuaz yapacaksanız, formayı mı yaparsınız, şortu mu?Bakın siz karar verin. Başarı her şeyi değiştirir. Yakın geçmişte başkalarına en antipatik gelen Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'nde tur atlayınca başka türlü karşılanmaya başlandı. Carlos'un, kendilerini gösteren genç oyuncuların da katkısıyla sempati kaynağı olmaya başladı sarı-lacivertliler. Başarı, özellikle de Avrupa'da başarı her şeyi değiştiriyor.İmajı daha da yükseltmek lazım. Kalksın şu parmaklıklar Bakın! TV ekranından nasıl görünüyorsanız, imajınız odur bugün. Güç, oyun ama estetik sempati çok önemlidir. Türkiye'nin gün itibarıyla en güzel stadı Saracoğlu... Kamera tribünleri kesince mükemmel. Ama ya sahayı, oyunu çekerken! Özellikle özet görüntülerin % 90'ını kale önü aksiyonlar, goller. Ya o zaman nasıl görünüyor? Fenerbahçe Stadı'nda 45 bin kişi olsa bile kalenin hemen arkasındaki koltuklar hep boş. Emirates'de, Bernabeu'da, Camp Nou'da tercih edilen pahalı yerler bunlar. Fenerbahçe Stadı'nda hep boş. Peki ne var? Demir parmaklıklar. Hem de hapishane tipi. Ve garip bir kale arkası kalabalığı. Burası stadın yüzü aslında. Böyle 5 günlük sakalla olmuyor.Bir İngiliz seyirci Fenerbahçe Stadı'nın VIP tribünlerini, localarını, basın tribününü, muhteşem soyunma odalarını bilmez. Onun için stadın yüzü bu görüntüdür.Bu çirkin görüntüyü değiştirmek lazım. Orayı oturulabilir kılmak lazım. Parmaklıkları kaldırmak önce. Sonra da o kalabalığı oradan kaldırıp, hem kale arkasında oturacakların önünü açmak, hem de Fenerbahçe'nin yüzünü düzeltmek. Daha güzel bir yüz lazım bu takıma. mdemirkol@milliyet.com.tr Hapishane gibi!