Yine spor, yine spor!

Türkiye evlerde, fabrikalarda, okullarda, hastahanelerde bunaldı.Yüzümüzün gülmediği, suratların asıldığı k"tü bir yılı geride bıraktık. Yine de onca k"tü ve kara tablonun içindeki bir mücevher parlamaya devam etti.Işıl ışıl, tertemiz... Türk sporu hayatın "teki alanlarındaki olumsuzluklara inat hemen her dalda zirveleri zorladı. Erişilmezlere, ulaşılmazlara adını yazdırdı. Elbette büyük bir çelişki bu. Ekonomide ve sosyal yaşamda sahip oldugumuz negatifleri spora yansıtsaydık -bu gayet doğal olurdu- bırakın zirvelere tırmanmayı küme düşmeliydik. Peki bu çelişkiyi spor nasıl yaratıyor? Şüphesiz kendi ilkeleri, kuralları, değişim sürekliliği ve o müthiş dinamizmasıyla.O kurallara ve ilkelere yüzde yüz uymasak da insanın doğasındaki sürekli değiştirme isteğini spor alanında her an, her hafta, her ay ve her yıl sahalara yansıtıyoruz. Sporda statik kalıcılık ve değişmezlik yok. Herkes kazanabilir...Herkesin kaybedebileceği gibi! Şampiyonlar da yenilir, yenilmezler de!O büyük ekonomik krize ragmen Garanti Bankası basketbola hayat veren "Oniki Dev Adam" projesini işte o nedenlerle halka taşıdı. Türk halkının, Türk sporcusunun güvenini, enerjisini, yaşama sevincini tazeledi. Futbolda Milli takımın Dünya Kupası'na onca hasret yıllarından sonra en uzaktaki Kore/Japonya'yı hedefleyerek ulaşması da birilerini harekete geçirdi. Şimdi iki dev banka futbolun sponsorluğu için sessiz bir yarışı sürdürüyor. O yarışı kimin kazanacağını şimdiden biliyorum: Yine Türk halkı kazanacak.. Yine Türk sporu kazanacak. 2002'de sporu daha çok sevelim, destekleyelim...O mücevheri elden düşürmeyelim. Çünkü bu ülkede spor- içerdiği tüm yanlışlara rağmen- yine de en büyük yaşama sevincimizdir. Bu sevinci kaybetmeyelim. agokce@milliyet.com.tr ADINI anmak bile istemiyorum, geçen yıl Türkiye ekonomik darboğazların içinde sıkıştı kaldı. Emek ve sermaye birbirine küstü, birbirinden koptu. šretim ağları delindi, ç"züldü, dağıldı.