Cadde Üç heyecan verici proje yolda

Üç heyecan verici proje yolda

21.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

.

Üç heyecan verici proje yolda

Prof. Dr. Camran Nezhat, üzerinde çalıştığı üç projeyle tıp alanında yine ses getirecek. Nezhat, “Beni en çok heyecanlandıran çalışma, robotlara insani boyutlar kazandırmak” dedi.

Haberin Devamı

Amerika’da 35 yıl önce laparoskopik cerrahiyi keşfederek, tıpta çığır açan Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Camran Nezhat ve yöntemi birlikte geliştirdiği, aynı alanda çalışan kardeşleri Prof. Dr. Ceana Nezhat ile Prof. Dr. Farr Nezhat, Antalya’da düzenlenen 12’nci Türk- Alman Jinekoloji Kongresi için Türkiye’deydi. TAJEV Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü tarafından ülkemize davet edilen üç kardeşle, CADDE okurları için özel bir röportaj gerçekleştirdik.

Prof. Dr. Camran Nezhat

‘Anatomiyi daha iyi anlayabiliyoruz’

- 35 yıl önce laparoskopi buluşunuzla, tıpta yeni bir sayfa açtınız. İlk başlarda yalancılık ve delilikle bile suçlandınız. Bunu yapanlar, yıllar sonra pişmanlıklarını dile getirdi mi?

Haberin Devamı

Laparoskopi cerrahisinin geçmişi 45-50 yıl öncesine dayanıyor. Başlangıcını, 70’lerin sonu, 80’lerin ilk yılları olarak belirtebiliriz. İnsanlar, yeni bir şey icat edildiği zaman, keşfin doğru ve iyi olmadığını düşünüyor. Ancak yıllar geçtikçe prosedürlerimizin doğru olduğu kanıtlandı. Sonrasında da ‘Bu yıllar önce icat edildi, yeni bir şey değil artık’ dediler. Zamanla fikirlerini değiştirdiklerini görüyoruz. Sorguladıkları prosedürlerin çok iyi çalışıp, hastaların hayatı kurtuldukça, bize hak verdiler.

- Yıllardır kardeşlerinizle beraber çalışıyorsunuz, onların bu keşfe katkılarından bahsedebilir misiniz?

Hem tıp hem de bilimsel ve bilgi gerektiren diğer alanlarda ilerlemenin en büyük koşullarından biri, iş birliği. Burada en önemli nokta, güvendiğiniz ve gerçekten dürüst olabilecek insanlarla birlikte çalışabilme şansıdır. Ben çok şanslıydım. Kardeşlerim her zaman düşüncelerime değer verdi, en büyük destekçilerim onlarken aynı zamanda beni en sert şekilde eleştirenler de onlar oldu. Annemin bir sözü vardı: ‘Bir elimiz tek başına hiçbir zaman ses çıkaramaz. İki elimizi ancak bir araya getirdiğimizde ses çıkacaktır.’ Kardeşlerim, en önemli yol arkadaşlarımdı.

- İlk başlarda bu yöntemle hangi ameliyatları gerçekleştirdiniz?

35 yıl önce tekniklerimiz gerçekten zayıftı. Özellikle kamera lenslerimizle iyi bir görüntü sağlayamıyorduk. Işıklarda sıkıntı yaşıyorduk ve iyi göremediğimiz zaman ameliyatımızın kalitesi düşüyordu. Tabii zaman kaybı da yaşıyorduk. Şu an görüntü kalitesinin çok daha yüksek olduğunu belirtmeliyim. Görebilmek, işlemi daha iyi gerçekleştirebilmek anlamına geliyor. Gelişmiş teknolojilerle, 3D kameralarla da anatomiyi daha iyi anlayabiliyoruz. Özellikle karın, batın, göğüs ve kafa bölgesinde görüntüyle büyütme işlemi gerçekleştirebiliyoruz ve bu, mikrocerrahi fırsatı sunuyor. Eskiden tüm karın bölgesini kesmemiz gerekiyordu. Artık, sadece çok küçük bir delik açıp, odak noktaya ulaşabiliyoruz. Ayrıca, iyileşme hızı artmakla birlikte, bulaşıcı hastalık ve kanama gibi komplikasyonların sayısı da azaldı.

Haberin Devamı

- Son zamanlarda hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?

Birçok proje üzerinde çalışıyorum. Bunlar arasında en çok heyecan duyduğum, robotikleri minyatürize etme çalışmaları... Robotlara biraz daha insani boyutlar kazandırmak istiyoruz. Robotik kollar, büyük ve kullanım açısından sıkıntı yaşayabiliyoruz. İkincisi, endometrioz hastalarına tanı koyabilmek için yeni testler üretiyoruz. Üçüncüsüyse, bebek sahibi olmak isteyen kadınlar için genetik tanı aşamasını içeriyor. Preimplantasyon, (Bebek, ana rahmine yerleşmeden önce yapılan genetik araştırmalar) devrimsel bir çalışma. Kadınlar, çocuk sahibiolmadan önce tüm testlerini gerçekleştirme imkanına sahip olacak.

Haberin Devamı

- San Francisco Üniversitesi’nde, sağlık alanında ses getirecek ve hastalara umut verecek neler yapıyorsunuz?

Tüm çalışma hayatım özel hastanelerde geçti. Bunun nedeni, çeşitli kısıtlamalar olmadan çok daha iyi çalışabilmek ve yeni keşiflerin önünü açabilmek... Kanser, üroloji, ortopedik cerrahları ve jinekolojistlerle ortak hareket ediyoruz.

- Endometriozis cerrahisi konusunda dünyadaki sayılı isimlerden birisiniz. Tanı ve teşhisine dair gelişmeler var mı?

Hastalığın en büyük problemlerinden biri, yaygın olması. Her 10 kadından 1’inde ortaya çıkıyor. Endometriozis; ağrılara, kısırlığa ve organlarda çalışma bozukluklarına yol açıyor. Kadınlarımız, âdet dönemindeki ağrı ve acının normal olduğunu düşünüyor. Ancak normal olsaydı, hepsinde görülürdü. Beş yıl önce ‘Endometriozis Dünya Yürüyüş Günü’nün alt yapısını kurduk. Türkiye de dahil, 63 ülke bu organizasyonun içinde.

Haberin Devamı

Prof. Dr. Caena Nezhat

‘Türkiye’den ilgi yoğun’

- Onkoloji alanında laparoskopik işlemlere ne zaman başladınız ve tepkiler nasıldı?

1980’lerde kullanmaya başladık. İlk zamanlar çok fazla dirençle karşılaştık. İnsanlar yeni aletler ve tekniklerle tanıştı. Minimal invaziv cerrahide iki tane temel prensibiniz olmalı. İlki; yeteneğiniz. Bu, yıllarca süren bir eğitim gerektiriyor. İkinciyse kullanılan aletler. Bu da uzun bir zaman içinde öğreniliyor. Dünyanın birçok yerinden gelen meslektaşlarım var ancak özellikle Türkiye’den ilgi yoğun.

Prof. Dr. Farr Nezhat

‘İnsanlar şüpheliydi’

- Robotik cerrahiyi kullanan ilk cerrahsınız. Bu konuda aldığınız tepkiler nasıldı?

İlk aldığımız reaksiyonlar çok iyi değildi. İnsanlar şüpheliydi, kullanılan ekipmanların işe yarayıp yaramadığından emin değillerdi. Zaman, sürecin doğru ilerlediğini gösterdi. Kullanılan malzemelerin işlerimizi kolaylaştırdığını gördük. Böylelikle insanların düşüncesi de değişti.

-Bu yöntem, hastalara ne gibi kolaylıklar sağladı?

Günümüzde en fazla obez hastalarda kolaylık sağladığını görüyoruz. Laparoskopi, robotik cerrahiye göre birçok açıdan daha üstün. Özellikle endometrial kanser alanında obez hastalarda ameliyatı gerçekleştirmek zor olabiliyor. Bu alanda robotik cerrahi tekniğinin faydalarını görebiliyoruz. Üreme organlarımıza hassas ve narin bir şekilde yaklaşmak ve hafif dokunuşlarla işlemleri gerçekleştirmek gerekiyor. Laporatik prosedürlerin ameliyatlarımızı kolaylaştırdığını belirtmemde fayda var.

- Bu konuda kaç kişi yetiştirdiniz?

2001 yılında beri robotik cerrahiyle ilgileniyorum. Hem Amerika’da, hem de küresel anlamda birçok meslektaşımı ve cerrahı eğittim.