Letonya’nın bu kuşağı, yetenekleri çok kısıtlı bir takım. Tek üst düzey futbolcuları, Hamburg’un yedek santrforu Rudnevs de İzlanda maçında gördüğü kırmızı karttan dolayı cezalıydı bize karşı. Genç teknik adam Pahars, İzlanda’yı yenmek için üçlü savunma ile hücumcu bir takım çıkarmıştı; bize karşı dörtlüye döndüler. Amaçları Gökhan-Caner’i kenarlarda sertlikle yıldırmaktı, santrforları Sabala-Visnakovs dahil istekli bir savunma yapmaktı, biraz da şansları yaver giderse Riga’dan 0-0’la çıkmaktı muhtemelen.

Haberin Devamı

Şansları umduklarından da yaver gitti aslında. Aynen İzlanda’ya karşı yaptıkları gibi sayısız faul yaptılar, yine 20’li sayıları geçtiler. Pahars, Türkiye’nin beklerinden çekinirken, oyuncuları onların açıklarından neredeyse galibiyet şansı bile yakaladılar: İlk yarıda Gökhan’ın ceza alanı içindeki kaymasında penaltı düdüğü çalınmadığı için şanslıydık. İkinci devrede Gökhan’ın yerini savunan Ozan penaltıyı yaptı, aynı bölgede Visnakovs’un bir tehlikeli bindirmesini de sağ stoper Mehmet Topal kesti. Bizim oyuncularımız da yakaladıkları sayısız orta mesafe şut şansını gole çeviremeyince çok kritik bir 2 puan bıraktık Riga’da. Fatih Terim, 2018’in takımını kuracağını iddia etmişti görevinin başına geldiğinde. Şu görüntümüze ve puan tablosuna bakılırsa 2018 takımı için elimizi çabuk tutmakta fayda var sanırım!

3 gün önce kaybettiğimiz Çek takımı, son 6 büyük turnuvanın 4’üne gitmiş bir futbol ülkesi. 2016 için de şimdiden pol pozisyona geçtiler... Bizse (bununla beraber) son 7 büyük turnuvanın sadece birine gidebilmiş, artık şampiyonalara katılmayı unutmuş, bahane üretmeye alışmış bir takım olma yolundayız. Fransa’2016 için tabii ki şansımız bitmedi ama artık Avrupa Şampiyonası’na gidemeyeceksek ve hatta sürekli yenileceksek bile Emre’yle, Volkan’la, Hamit’le, Umut’la değil de; gerçekten de 2018’de bizi temsil edecek çocuklarla yenilmeliyiz kesinlikle. Çünkü 2018’de heri biri 35 üstü olacak bu oyuncularla o dakikayı beklemeden şimdi bağlantıyı kesip, Rusya’daki Dünya Kupası’nda bizi temsil edecek çocuklara şimdiden forma alışkanlığını kazandırmamız gerek. O çocukların kim olacağını tabii ki en iyi belirleyecek kişi de, Türkiye Futbol Direktörü Terim...

Haberin Devamı

Yalnız bu yeni dönemle ve yeni çocuklarla birlikte, kibirli ve öfkeli değil, mümkünse naif, sakin, mutlu bir milli takım bekliyoruz artık. 90 yıldır tesadüfen bile mağlup edemediğimiz, 5 kez oynayıp sadece bir kez 1924’te yendiğimiz Letonyalılar’ı küçümseyen değil, büyürken küçülmeyi bilen bir milli takım olmalı artık.

21 yaşında bir çocuğa sahip çıktığı için özür dilemesi gerekmeyen, çünkü sadece o çocuğa değil diğerlerine de sahip çıkan bir milli takım gerek artık. Öfkede değil, huzurda motivasyon arayan bir milli takım. Algıyı değil, ülke futbolunu yönetmeye çalışan bir milli takım...

Gerçekten de “ellerine ahlaksızlık fırsatı geçmediği için ahlaksızlık yapmamış” insanlar lazım bu milli takıma... Ellerine her ahlaksızlık fırsatı geçtiğinde ahlaksızlık yapanlar değil. Ahlakçılık değil, ahlaklılık lazım bu ülkeye. Varsın yenilelim yine Çeklere, yenemeyelim Letonya’yı. Öyle de gurur duyarız biz o milli takımımızla.

Haberin Devamı