Anderlecht koçu Hasi, ilk 11’de 21 yaş altı tam 7 oyuncuyla çıktı sahaya. Sanırım bu bir Şampiyonlar Ligi rekoru... Üstelik iki sağ beki (Vanden Borre ve N’Sakala) sakat olduğu için 21’lik bir sağ açık Najar, savunmanın sağında başladı. 20 yaşındaki sol açık Acheampong da nerdeyse maçın tamamını sol bek oynadı. Yani bir bakıma Galatasaray’ın Belçika deplasmanında ilk 11’de Alperen, Koray, Emre Can, Birhan gibi gençlere yer verip sol bekte Bruma, sağ bekte de Sinan Gümüş’ü oynatması gibi bir şey bu! Anderlecht, kelimenin tam anlamıyla çoluk çocukla çıktı TT Arena’ya. Ve çoluk çocukla utandırdı, koskoca adamları. Daha fazla topa sahip oldu, daha fazla şut attı, 3 kat fazla pozisyona girdi ve bir puan aldığına sevindirdi ev sahibini...

Haberin Devamı

Tabii ki yaş ortalaması 22’yi bulmayan bir takımın sahaya yüksek enerji koyması normal. Atletik kapasitesi yüksek Anderlecht’in maça yüksek tempoyla başlaması, nispeten yaşlı Galatasaray’ı 15-20 dakika yorarak gol araması doğaldı. Ama bu arenada iki senedir gruptan çıkan Galatasaray’ın, 10 yıldır hep grup sonuncusu olmuş Anderlecht’e karşı ortaya “akıl” koyarak, ortaya “tecrübe” koyarak en azından ilk yarım saatten sonra vitesi ele geçirmesi gerekirdi. Bu tarz genç takımlara karşı oyunun kontrolünü almak için Barcelona ya da Chelsea olmaya lüzum yok. Dün sahada Olympiakos olsa bunu yapardı, Shakhtar olsa yapardı, Zenit olsa yapardı. Ama Galatasaray yapamadı maalesef. Çünkü Prandelli gibi bir tecrübe bile iyi performansı ödüllendirip, kötü performansı cezalandıramadı. Selçuk, Burak, Sneijder gibi adamların kontratlarında “her hafta ilk 11’de oynar” maddesi yoksa, sürekli 11’de başlamalarının başka bir açıklamasını bulamıyorum doğrusu.

Galatasaray Başkanı Aysal’ın da dünkü ajanslara yansıyan zamanlama açısından manidar bir demeci var: 2016’daki kongrede seçilmezse Belçika’ya yerleşip Anderlecht’e yatırım yapacağını söylüyordu Aysal... Eğer Anderlecht bunca doğru yatırımının heba olmasına razıysa, bence 2016’yı beklemeden Aysal’ı hemen göreve getirebilirler. Aysal, orada da 30’una gelmiş iki adamın kontratlarını 5’er yıl uzatır, banka hesaplarına birer servet bağlar ve kulübün uzun vadeli borç yükünü artırır mesela.Ya da Emre Çolak-Selçuk benzeri kötü sezonlar geçiren oyuncuları da maaşlarını artırarak ödüllendirir, takımdaki adalet duygusunu da tüketir böylece. Bu sayede, Avrupa’yı önümüzdeki yıllarda kasıp kavurabilecek bir Anderlecht tehlikesinden de kurtarabilir pekâlâ!

Haberin Devamı