Türkiye Ligi’nin toplam değeri 945 milyon euro... Son 5 yılda Avrupa kupalarında toplanan puansa 32,200... Yani Avrupa’da elde ettiğimiz her 1 puan için yaklaşık 30 bin euro bedel ödemişiz. Aynı dönemde İsviçre 1 puana sadece 6 bin euro, Belçika ve Hollanda 12’şer bin euro harcamış. Ve bizden çok daha az para harcamalarına rağmen her biri Avrupa kulüpler sıralamasında da, milli takımlar sıralamasında da bizim üstümüzde. Bir şeyleri çok ama çok yanlış yaptığımız açık.

Bu feci yanlışın önemli kısmı yerlilere ödenen astronomik bonservislere ve maaşlara dayanıyordu, yabancı devrimiyle şüphesiz ki artık o dönem kapanacak. Üstelik milli takımı korumak için uydurulan bu yabancı sınırı nedeniyle Almanya’da 100 bin euro alan gurbetçi, 1 milyona Türkiye’ye getirilip hiç ediliyordu. Onlar da yeni düzenlemeyle Almanya’da/Fransa’da kalacak, daha çok gelişecekler muhtemelen... On yıldır yabancı sınırının bu defektiyle mücadele ediyordum, şüphesiz ki bu çağdışı yasaktan kurtulduğumuz için mutluyum. Bu devrim niteliğindeki değişikliği yapan yetkililere de samimiyetle teşekkür ederim.

Haberin Devamı

Ancak... Bazı önemli detaylara da ciddi itirazım var: Avrupa’nın en genç nüfusuna sahibiz, ama ligimiz en yaşlısı! Yaşlı Hollanda’nın futbol liginin yaş ortalaması 23,3... Belçika 24,2; Yunanistan 24,9; Fransa, Portekiz ve İsviçre 25,1 yaş ortalamalı. Bizimse 26,1 ortalamalı yaşlı bir ligimiz var. Madem bir devrim yapıyorsunuz, devrimin gençleri kollayan bir tarafı da olmalıydı. Hâlâ 28 kişilik kadroda 2, ilk 18’de 1 altyapı oyuncusu mecburiyeti gibi komik bir uygulama sürdürüyoruz... Neden ilk 18’de 4, 11’de 1 altyapı oyuncusu zorunluluğu koyamıyoruz? Nedir çekindiğimiz şey? Tamam, Sabri’nin, Mehmet Topuz’un, Ersan’ın kesinlikle korunmaya ihtiyacı yok; eğer bu adamlar bu ligde bu yabancıları yenip formayı alamıyorlarsa; zaten uluslararası maçta da yenemezler! Ama 19’luk 20’lik gencin bir şekilde kollanmaya ve oynamaya ihtiyacı var. Onlar en azından 22 yaşına kadar bir pozitif ayrımcılığa muhtaç... Şimdi bu yeni uygulamayla Salih Uçan’ların, Atınç Nukan’ların, Sinan Gümüş’lerin kaybolmasını nasıl engelleyeceksiniz merak ediyorum doğrusu.

Haberin Devamı

Gelişmesi gerek

Ayrıca bu yeni uygulamayla kurt bir kulüp başkanının uçağına 11 tane 20 görünümlü 30’luk Burkina Fasolu’yu doldurup getirmesinin önünü nasıl keseceksiniz? Fatih Terim yıllarca “yabancı oyuncuya kriter getirilmeli” fikrini savunmuştu. Şimdi karar alıcı pozisyonuna gelince neden küçük bir İngiltere modelini sahneye koymadı? Mesela neden “FIFA’nın ilk 20’sinden istediğiniz oyuncuyu alabilirsiniz, ama ilk 20 dışında en az 1 kez milli olma şartı var” denmedi?

Bu bir devrim evet... Desteklenmesi gereken bir devrim. Ama bence çok da eksiği olan, yaşadıkça gelişmesi gerekecek bir uygulama.

Altyapı cezası ne?

Uygulamanın detaylarına göz atacak olursak...

a) Kadroların 28 kişiyle sınırlanması olumlu... Zaten bu sütunun dikkatli takipçileri bilirler, geçtiğimiz hafta ben de kadroların 28 kişiyle sınırlanmasını önermiştim. Bu hem büyük takımların kullanmadıkları oyunculara lüzumsuz paralar harcayıp israf etmesini engelleyecek, hem de oynamadığı halde para saçıp video çeken futbolcuyu başka bir istikamete gitmeye zorlayacak.

Haberin Devamı

b) İlk 18’de bir yerli kaleci zorunluluğu da doğru... Çünkü saha içi pozisyonlar değişebilir; sağ bekte şans bulamayan stoperi, santrforda şans bulamayan sol açığı kesebilir. Ama kaleciler tek pozisyona mahkum... Bu kadar iyi bir kaleci nesli yakalamışken bir şekilde korumakta fayda var.

c) Başka milli takımları seçen gurbetçilerin yabancı statüsünde olması da doğru. Bu da ulusal takımı cazip hale getirmek için bir enstrümandır şüphesiz.

d) Doğrusu bir de merak ettiğim konu var: Eğer bir kulüp 28 kişilik kadrosunda 2, ya da 18 kişilik kadrosunda 1 altyapı oyuncusu bulundurmazsa cezası ne olacak? Malum bunun cezası 100 bin lira filanken, bazı kulüpler cezayı ödeyip genç oyuncuyu koymamayı yeğliyorlardı... Ya bu kez de koymazlarsa? Ciddi bir cezası olacak mı acaba?

Eksik devrim