Güneş Üniversitesi Santrafor Kampüsü

Beşiktaş’ın Seba dönemi sonrası yaşadığı dönüşüm, daha spektaküler işler yapma, medyada daha fazla yer alma yönünde bir sonuç doğurmuştu

Beşiktaş’ın Seba dönemi sonrası yaşadığı dönüşüm, daha spektaküler işler yapma, medyada daha fazla yer alma yönünde bir sonuç doğurmuştu. Ama bu hareket, tam anlamıyla Beşiktaş’ın kimyasıyla uyuşmayıp bir dejenerasyona neden olunca başlar tekrar iki el arasına alındı, tekrar düşünme dönemi başladı. O düşünme döneminde Feyyaz Uçar’ın teşhisi manidardır: “Beşiktaş üçüncü sayfa takımı olmaktan birinci sayfa takımı olmaya meyletti. Oysa bu niyet, Beşiktaş’ın kimliğine, genetiğine terstir. Beşiktaş, üçüncü sayfada güzeldir.”
Üç yıldır Beşiktaş’ın kadrosu gerçekten de üçüncü sayfa seviyesinde... Bu genç kadronun birinci sayfalık işler yapması için tecrübe kazanması, büyümesi, gelişmesi gerek. Ve bu gelişim döneminde de onlarla büyüyecek, hedef birliği, duygu birliği sağlayacak bir hocaya ihtiyaç vardı. Bilic, belki dünyanın en üst düzey teknik adamlarından birisi değil. Ama şunu kabul etmek gerek; CV’si, stili, genç oyuncularla kurduğu başarılı iletişimle bu Beşiktaş için doğru modeldi. Ve Beşiktaş en az 2-3 yıl daha bu model ile yürümek zorunda. Şenol Güneş de bu model için sadece Türkiye’de değil, belki de yeryüzünde bulunabilecek en doğru isimdi.

Doğru talebeler lazım
Güneş Üniversitesi’nin çalışma prensipleri malum... Başarıyı dışarıda aramayan, içeride inandığı oyuncuyu statü/yaş göz etmeksizin geliştiren bir hoca... Beşiktaş’ta da gelecek yıl dikey performans artışları olacağına yürekten inanıyoruz. Ancak, Güneş’i Bursa’da durduran faktör, sezon ortası kadro mühendisliğinde yapılan ölümcül hatalardı. İbrahim ve Ethem gönderildi, Civelli ve Serdar’dan biri eksilince savunma göbeğinde devşirme Şamil’e mahkum olundu. Eğer Beşiktaş’ta da Bursa’da olduğu gibi kadro mühendisliği doğru yapılmazsa başarı için Güneş Üniversitesi’nin tedrisatı yetmez, o eğitime doğru talebeleri sokmanız gerek çünkü...
Siyah-beyazlıların Sivok’u böyle kolay bırakması akıl almaz. Atınç da ayrıldı. Ersan direkten döndü. Aynen geçen sezon Bursa’da olduğu gibi Beşiktaş’ta da hem nicelik hem nitelik olarak ciddi bir stoper krizi kapıda... Eğer planlar Necip üstüne kurulursa orta vadede Bursa’nın Şamil’le yaşadığı kriz yaşanır. Beşiktaş da aynen Bursa gibi sevimli, renkli ama attığından azını yiyemeyen bir takıma dönüşebilir.

Haberin Devamı

Sezonun yıldızı

Haberin Devamı

Demba Ba
Yüzde yüz fit olduğunda Beşiktaş oyununun alternatifsiz tamamlayıcı parçasıydı. Pas trafiğine katılıyor, gerektiğinde sağa ya da sol çizgiye çekilip rakibin açığının üstüne gidiyordu. Onun sağlığının yüzde yüzün altına düşmesiyle, Beşiktaş da geriledi. O da artık Çin’de... Ben, Ba’nın yokluğunda yeni sezonun yıldızlarından birinin Ömer Şişmanoğlu olacağını düşünüyorum. Ömer bu yıl 15+ gol atarsa büyük sürpriz olmaz. Güneş Üniversitesi Santrfor Kampüsü’nde Cenk de gelişecektir muhtemelen. Ama Beşiktaş’ın baharda sorun yaşamaması için sahaya ve kulübeye tecrübe enjekte etmesi gerek. Kadroya 1 değil, (biri çizgi de oynayabilen) 2 tecrübeli forvet katması gerek.


Sezonun hayal kırıklığı

Mustafa Pektemek
Aslında Beşiktaş kariyeriyle beni de en çok yanıltan oyuncu... Gençlerbirliği’ndeyken sadece savaşıyla-presiyle filan değil, golleriyle-asistleriyle de var olan bir forvetti. Ama geçirdiği iki büyük sakatlık sonrası sadece fizik olarak değil özgüven olarak gerilemiş. Bir forvetin olmazsa olmazıdır özgüven... Onu kaybettiğinde de en az yarısını yitirmiştir.

En iyi çıkış
Günay Güvenç
Güçlü bir karakter olduğu kesin... Çünkü bir büyük takımda üçüncü kaleci pozisyonunda şansını bekleyip, fırsat geldiği anda soğukkanlılıkla hazır olmak sadece yetenek değil, aynı zamanda karakter işi. Neuer gibi, Bravo gibi ayağıyla topu oyuna sokma merakı da var. Belki Tolga ve Cenk’le sert bir rekabete girecek ama bu aynı zamanda onu geliştirecektir muhakkak.

Haberin Devamı

En büyük düşüş

Oğuzhan Özyakup

Yeni neslin, özellikle 90 sonrası doğan jenerasyonun en büyük problemi, olmadan oldum sanmaları... İsimlerini yaptıkları işin önünde görmeleri... Markayı üretimden fazla önemsemeleri... Eğer yaptığı işi ismiyle eşitleyemezse kariyeri ileriye değil geriye gidecektir Oğuzhan’ın...

En iyi transfer
Tolgay Arslan
Beşiktaş’ın sadece bu yıl değil, son yıllarda yaptığı en iyi transfer gibi gözüküyor. Siyah-beyazlılarda hem savunma-orta saha hem de orta saha-hücum bağlantısını sağlayan katalizör... Yüreğiyle olduğu kadar aklıyla da oynayan adam... Bence kendini geliştirmesi gereken tek konu şut stili... Hep Thierry Henry taklidi alt direk dibine şutlar atıyor. Bunu fark eden kaleciler için de karşılaması zor olmuyor. Bu kalitede bir oyuncu pekala şut repertuvarını genişletebilir.

Anahtar sayı
1

Tolgay Arslan’ın 2014-15 sezonunda 90 dakikayı tamamladığı lig maçı sayısı... Beşiktaş’ın devre arasında yaptığı faydalı transfer, maalesef Bilic’in değişiklik ezberlerine kurban gitti, Hırvat Hoca, onun maçların 90 dakikasını tamamlamasına bir türlü müsaade etmedi.
Yazı baskıya girdiği sıralarda Tolgay’ın West Ham’a transferi söylentileri vardı. Kazım Abi’nin kulakları çınlasın; bana sorarsanız, “Tolgay’ı satan, şampiyonluğu satar”. Beşiktaş’ın bu yıl oyununu üstüne kuracağı adam olmalı Tolgay...

Gelecek hafta... Yeni sezona doğru(4): Başakşehir