Bu kadar çok forvetle sahaya çıkmanız, o kadar çok hücum edeceğiniz anlamına gelmiyor...

“Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.”

Dün Rize’deki maçta yukarıdaki muhteşem Camus sözü gibi bir futbol-hayat benzeşimi izledik hepimiz. Hayatta çok riskli temeller atmak, çok büyük kazançlar vaat etmiyor her zaman. Ya da tehlikelerden ölesiye sakınmanız, kapınızı-pencerenizi kurşun geçirmez metallerle kaplatmanız, yeryüzünün en güvenli hayatını yaşayacağınızı garanti etmiyor.

Dün Hamzaoğlu sahaya biri devşirme olmak üzere 4 savunmacı, bir merkez orta saha, 5 forvetle çıktı. Ama futbol da hayat gibi: Bu kadar çok forvetle sahaya çıkmanız, o kadar çok hücum edeceğiniz anlamına gelmiyor. İlk yarının sonundaki ısı haritası muhteşem bir dersti bence Hamzaoğlu için: Galatasaray rakip ceza alanında tek bir defa topla oynayamamıştı. Opta’nın devre arası yayınladığı ısı haritasına göre tek bir Galatasaraylı, tek bir defa rakip ceza sahasında topa dokunamamıştı. Albert Camus bu ilk yarıyı görse, acı acı gülümserdi herhalde.

Haberin Devamı

Aslında Galatasaray’ın 5 forveti olmasına rağmen ilk yarıda rakip ceza sahasına hiç girememesinin çok basit bir açıklaması var: Bir futbol takımı, aynen bir akordeon düzeneği gibi. Sneijder oyunu kurmak için 30’uncu metreye gelince, Rodriguez de oraya giriyor. Yasin-Podolski 40’ıncı, Umut-Burak 50’nci metrede oluyorlar o sırada. Galatasaray’ın kalbi Sneijder topla bu kadar geride buluşunca bir zincirin halkaları gibi bütün takım yapışıyor geriye. Ve öne gitmek için her seferinde olağanüstü efor gerekiyor. İlk 11’inin 9’u 30 yaş üstü olan bir takım için bu kadar yüksek efor gerektiren bir düzen de maçın sonunda SOS veriyor, suni teneffüs moduna düşüyor tabiatıyla. Sneijder’ı savunma önüne hapseden bu düzenin sırf Umut’u 11’de oynatabilmek için zorla kurulup, sonunda sahadan 0 puan ve 1 kırmızı kartla çıkılması şüphesiz iyi etüt edilmesi gereken bir netice tabii.

* * *

Bu güzel maçta iki genç adama da parantez açmak gerek: Bıçkın sol bek Eren, Euro 2016’ya göz kırpmaya devam ediyor. Maça kötü başlayıp bir gol yediren Rodriguez’in de bence geleceği parlak. Ama her pasın ara pası ya da final pası olmayacağını, bazen daha realist oynaması gerektiğini anlaması gerek.

Haberin Devamı