SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

ZİNDE BİR ZİHİN İÇİN

ZİNDE BİR ZİHİN İÇİN

-Kaliteli uyku, zinde bir zihin için olmazsa olmazdır.

-Gün içinde 20-30 dakikalık küçük şekerlemeler zihnin çalışma performansını arttırıyor ancak bu sürenin uzaması derin uykuya geçişi kolaylaştırıyor ve uyanıldığında kötü hissedilmesine neden oluyor.

-Düzenli egzersiz yapanlarda beyinde yeni hücreler gelişiyor ve aktifleşiyor. 3 ay boyunca haftada sadece 3 gün birer saat yürümek bile yeni nöron yolakları oluşturup bir anlamda beynin hacmini arttırıyor.

-Düzenli egzersiz yapanlarda beyinde en fazla gelişen bölge hafıza ve algılamayla ilişkili hipokampüs alanıdır. 3 ay boyunca egzersiz yapanlarda beyin 3 yıl gençleşir.

-Zinde bir zihin için B grubu vitaminler (özellikle B6 ve B12), D vitamini, folik asit ve E vitaminini yeterince almalısınız. Yani tam tahıllardan oluşmuş bir beslenme tarzını ( tahıl, tam buğday ekmeği, makarnası, buğday kepeği, ruşeym, aşurelik buğday, karabuğday, bulgur ) benimsemelisiniz., İlaveten ceviz, kabak çekirdeği, yaban mersini, domates, siyah üzüm ve brokoli başta olmak üzere tüm taze sebze meyveleri yeterince tüketmelisiniz. Omega 3 için balık yemeyi kesinlikle atlamamalısınız. Ayrıca asetil L – carnitin, ALA (Alfa lipoik asit), adaçayı, melisa çayı ve sınırlı miktarda kafeinin de beyin fonksiyonlarını koruyucu özelliği biliniyor.

-Beyaz undan yapılmış yiyecekler, rafine karbonhidratlar, bisküvi, kek, börek, kurabiye ve türevleri, şeker ve reçel türevleri, tatlı-pasta türevleri, sigara ve alkolün kullanımı da zinde bir zihne veda etmenizi kolaylaştıracak faktörler.

Dikkat ettiyseniz zihni korumak için yapılanlarla kalbi korumak için yapılanlar çok benzerdir!

-Gingko biloba son yıllarda ülkemizde çok ünlendi. Uzakdoğu’da ise hafızayı güçlendirmek amacıyla binlerce yıllardır kullanılıyor. Tablet, kapsül ve çay olarak piyasada bulunuyor. Ancak kan sulandırıcı etkisi nedeniyle aspirin vb. ilaçları kullananların gingko biloba türevlerini kullanmaması ya da doktor kontrolünde kullanması gerekiyor.

-Sürekli yeni bir şeyler öğrenmek beynin hafıza kapasitesini artırır. Beyninize bilgi yüklemekten korkmayın! Ne kadar çok bilgi yüklenirseniz bilgi kapasitesi o kadar artar. Yeni bir bilgi öğrenirken beyin hücreleri yani nöronlar arasında bir yol oluşur, Bu özel yola “yolak’’ adı verilir. Öğrenilen bilginin ardından yeni bir bilgi daha öğrenilince, eski yolak da güçlenmiş olur. Bu yüzden beyninize korkusuzca yüklenebilirsiniz! Çevrenizdeki “ayaklı kütüphanelerin” sırlarından biri de önlerine gelen her şeyi okumalarıdır.

-Zinde bir zihin için beş duyuyu aktif tutmak çok önemlidir. Beş duyunun aktif olması hem depresyonu, hem unutkanlığı, hem de demansı (bunama) geciktirir. Beyin sürekli yeni veri toplamalıdır. Bunun için mahallede yürüyüş yapıp eş-dostla sohbet edebilecek şansınız varsa kaçırmayın…

-Ana dil öğrenme yaşından sonra öğrenilen yeni bir dilin beyinde yeni bir bölgeyi aktifleştirdiğini uzun zamandır biliyoruz.

-Kitapları baş aşağı tutarak okumak, sol elle yazı yazmak ve diş fırçalamak, evin içinde gözleri kapalı dolaşmak gibi “tuhaf” görünen bazı şeyleri yapmak beyni canlandırır, beyin hücrelerinin yeni bağlantılar kurmasını ve nörotrofin üretimini tetikler. Ancak bütün bu öneriler IQ’yu geliştirmekten çok beyni korur.

-Yeni ve zihin açıcı bilgilerin alınmasıyla beyin kapasitesinin dolması söz konusu bile değildir.

-Zaman zaman genç yaşlarda da görülen zihinsel ve ruhsal yorgunluğa bağlı unutkanlıkla demansı birbirine karıştırmamak gerekiyor. Demansta yalnızca unutkanlık değil muhakeme, konuşma-anlama becerilerinin kaybı, hiçbir şey ezberleyememe, kafa karışıklığı, yakın geçmişi hatırlayamamaya karşın uzak geçmişi çok iyi hatırlama (öğrenilen yeni bilgilerin eski bilgileri pekiştirdiğini bir kez daha hatırlatalım) gibi durumlar söz konusudur.

-Satranç, sudoku oynamak, bulmaca çözmek, akıllı telefon, bilgisayar ya da yeni bir dil öğrenmeye çalışmak, zihin açıcı kitaplar okumak, kısacası zihinsel ve fiziksel faaliyette bulunmak her yaşta zinde bir zihnin şartlarından. Tabii ruhsal olarak da elden geldiğince huzurlu olmayı bırakmadan.

Sağlık,neşe ve esenlik dilekleriyle…

Dr. Yasemin Arslan

www.estetikklinik.com

Yazının devamı...

ZİNDE BİR ZİHİN İÇİN

ZİNDE BİR ZİHİN İÇİN

-Kaliteli uyku, zinde bir zihin için olmazsa olmazdır.

-Gün içinde 20-30 dakikalık küçük şekerlemeler zihnin çalışma performansını arttırıyor ancak bu sürenin uzaması derin uykuya geçişi kolaylaştırıyor ve uyanıldığında kötü hissedilmesine neden oluyor.

-Düzenli egzersiz yapanlarda beyinde yeni hücreler gelişiyor ve aktifleşiyor. 3 ay boyunca haftada sadece 3 gün birer saat yürümek bile yeni nöron yolakları oluşturup bir anlamda beynin hacmini arttırıyor.

-Düzenli egzersiz yapanlarda beyinde en fazla gelişen bölge hafıza ve algılamayla ilişkili hipokampüs alanıdır. 3 ay boyunca egzersiz yapanlarda beyin 3 yıl gençleşir.

-Zinde bir zihin için B grubu vitaminler (özellikle B6 ve B12), D vitamini, folik asit ve E vitaminini yeterince almalısınız. Yani tam tahıllardan oluşmuş bir beslenme tarzını ( tahıl, tam buğday ekmeği, makarnası, buğday kepeği, ruşeym, aşurelik buğday, karabuğday, bulgur ) benimsemelisiniz., İlaveten ceviz, kabak çekirdeği, yaban mersini, domates, siyah üzüm ve brokoli başta olmak üzere tüm taze sebze meyveleri yeterince tüketmelisiniz. Omega 3 için balık yemeyi kesinlikle atlamamalısınız. Ayrıca asetil L – carnitin, ALA (Alfa lipoik asit), adaçayı, melisa çayı ve sınırlı miktarda kafeinin de beyin fonksiyonlarını koruyucu özelliği biliniyor.

-Beyaz undan yapılmış yiyecekler, rafine karbonhidratlar, bisküvi, kek, börek, kurabiye ve türevleri, şeker ve reçel türevleri, tatlı-pasta türevleri, sigara ve alkolün kullanımı da zinde bir zihne veda etmenizi kolaylaştıracak faktörler.

Dikkat ettiyseniz zihni korumak için yapılanlarla kalbi korumak için yapılanlar çok benzerdir!

-Gingko biloba son yıllarda ülkemizde çok ünlendi. Uzakdoğu’da ise hafızayı güçlendirmek amacıyla binlerce yıllardır kullanılıyor. Tablet, kapsül ve çay olarak piyasada bulunuyor. Ancak kan sulandırıcı etkisi nedeniyle aspirin vb. ilaçları kullananların gingko biloba türevlerini kullanmaması ya da doktor kontrolünde kullanması gerekiyor.

-Sürekli yeni bir şeyler öğrenmek beynin hafıza kapasitesini artırır. Beyninize bilgi yüklemekten korkmayın! Ne kadar çok bilgi yüklenirseniz bilgi kapasitesi o kadar artar. Yeni bir bilgi öğrenirken beyin hücreleri yani nöronlar arasında bir yol oluşur, Bu özel yola “yolak’’ adı verilir. Öğrenilen bilginin ardından yeni bir bilgi daha öğrenilince, eski yolak da güçlenmiş olur. Bu yüzden beyninize korkusuzca yüklenebilirsiniz! Çevrenizdeki “ayaklı kütüphanelerin” sırlarından biri de önlerine gelen her şeyi okumalarıdır.

-Zinde bir zihin için beş duyuyu aktif tutmak çok önemlidir. Beş duyunun aktif olması hem depresyonu, hem unutkanlığı, hem de demansı (bunama) geciktirir. Beyin sürekli yeni veri toplamalıdır. Bunun için mahallede yürüyüş yapıp eş-dostla sohbet edebilecek şansınız varsa kaçırmayın…

-Ana dil öğrenme yaşından sonra öğrenilen yeni bir dilin beyinde yeni bir bölgeyi aktifleştirdiğini uzun zamandır biliyoruz.

-Kitapları baş aşağı tutarak okumak, sol elle yazı yazmak ve diş fırçalamak, evin içinde gözleri kapalı dolaşmak gibi “tuhaf” görünen bazı şeyleri yapmak beyni canlandırır, beyin hücrelerinin yeni bağlantılar kurmasını ve nörotrofin üretimini tetikler. Ancak bütün bu öneriler IQ’yu geliştirmekten çok beyni korur.

-Yeni ve zihin açıcı bilgilerin alınmasıyla beyin kapasitesinin dolması söz konusu bile değildir.

-Zaman zaman genç yaşlarda da görülen zihinsel ve ruhsal yorgunluğa bağlı unutkanlıkla demansı birbirine karıştırmamak gerekiyor. Demansta yalnızca unutkanlık değil muhakeme, konuşma-anlama becerilerinin kaybı, hiçbir şey ezberleyememe, kafa karışıklığı, yakın geçmişi hatırlayamamaya karşın uzak geçmişi çok iyi hatırlama (öğrenilen yeni bilgilerin eski bilgileri pekiştirdiğini bir kez daha hatırlatalım) gibi durumlar söz konusudur.

-Satranç, sudoku oynamak, bulmaca çözmek, akıllı telefon, bilgisayar ya da yeni bir dil öğrenmeye çalışmak, zihin açıcı kitaplar okumak, kısacası zihinsel ve fiziksel faaliyette bulunmak her yaşta zinde bir zihnin şartlarından. Tabii ruhsal olarak da elden geldiğince huzurlu olmayı bırakmadan.

Sağlık,neşe ve esenlik dilekleriyle…

Dr. Yasemin Arslan

www.estetikklinik.com

Yazının devamı...

METABOLİZMANIZI HIZLANDIRMAK ve ENERJİK HİSSETMEK İÇİN

ENERJİK HİSSETMEK ve METABOLİZMANIZI HIZLANDIRMAK İÇİN

-İdeal kilonuza düşmek, bedeninizde birikmiş olan lüzumsuz yağların beslenmesi durumunu ortadan kaldırır. Böylece vücudunuz gereğinden fazla uğraşmak zorunda kalmayacağı için, sizin daha enerjik hissetmenizi sağlar.

-Enerjiniz düşükse kandaki demir düzeylerinizi kontrol ettirmekte fayda var. Çünkü demir eksikliği anemisi ülkemizdeki kadınlarda çok sık rastladığımız bir durumdur.

-Enerjik hissetmemenizin bir başka nedeni de tiroid bezinizin az çalışması olabilir. Oysa basit bir kan testiyle teşhis konulabiliyor.

-Yeterli ve dinlendirici bir uyku enerjinizin anahtarı gibidir. Bu nedenle gece 23.00-03.00 saatleri arasını tam karanlıkta ve uykuda geçirmelisiniz.

-Gün içinde mümkünse öğleden sonra 30 dakikalık küçük bir şekerleme yapın. Ancak bu süreyi aşmak kendinizi daha kötü hissetmenize neden olabilir.

-Her gün 2,5-3 lt su içmek enerjinizi de, dayanıklılığınızı arttırır.

-Akciğerlerinizi dolduracak şekilde doğru diyafram nefesi almak daha etkin bir oksijen girişi sağlayacağı için kendinizi daha enerjik hissettirir. Aklınıza geldikçe 3-4 kez ardarda derin nefes alın.

-Dik durduğunuzda daha rahat nefes alırsınız. Bu da daha çok oksijen ve daha çok enerji demektir.

-Her gün, gün ışığını görmek için dışarı çıkın. Gün ışığı serotonin salgınızı artıracaktır. Evinizi, çalışma ortamınızı gün ışığından mahrum bırakmayın. Sabahları enerjik uyanabilmek için gün ışığına ihtiyacınız olduğunu unutmayın.

-Ruh halinizi önemseyin. Kendinizi kötü hissettiğinizde enerjiniz düşer. Enerjinizi yükseltecek aktivasyonlar yaratın.

-Sevdiğiniz müzikler kendinizi iyi hissettirir ve enerjinizi yükseltir. Müziğin ve dansın büyüsünden kendinizi mahrum bırakmayın. Orpheus efsanesini hatırlayın!

-Günde 10.000 adım atmaya çalışın. Böylece kan deveranınız daha hızlı hareket eder, dokularınız daha iyi beslenir.

-Düzenli egzersiz beyin damarlarının da açık tutulmasını sağlar. Tüm vücut kan akışının yaklaşık %15’i beyinde gerçekleşir. Bu açıdan düzenli oksijen girişi, dolayısıyla egzersiz çok önemlidir.

Sağlık, neşe,esenlikler dileğiyle…

Dr. Yasemin ARSLAN

www.estetikklinik.com

Yazının devamı...

ZİHİN AÇAN VE MORAL YÜKSELTEN İÇECEKLER

ZİHİN AÇAN VE MORAL YÜKSELTEN İÇECEKLER- ÜSTELİK DÜŞÜK KALORİLİ

Günlük yaşamınızda size kendinizi iyi hissettirecek aynı zamanda düşük kalorili ve cilt sağlığınızı destekleyecek bazı içecek tariflerine değiniyoruz bu hafta. İçecek deyip geçmek aslında onlara haksızlık olabilir ! Çünkü bu sağlıklı sebze-meyve suyu karışımları biraz da kendinizi şımartmanıziçin.

ELMA-SALATALIK- NANE

Elmanın neredeyse yüzde 10 u moral yükselten karbonhidratlar içerir ,ancak yüksek oranlı fruktoz miktarına dikkat etmelisiniz. Fruktoz enerji düşüklüğü yaşadığınız sırada sizi toparlayacaktır ancak elma sağlıklı diye çok fazla tüketmemelisiniz. Salatalık ise değerli bir magnezyum kaynağıdır , beyindeki nörotransmiterlerin oluşumunda etkindir.Nane ise zihinsel uyanıklığı sağlayan çinko ve beyinde glikozun enerjiye dönüşmesini sağlayan B1 vitaminini bol miktarda bulundurur.

GEREKENLER :

Nane yapraklarıyla elma ve salatalıkları sarınız , meyve sıkacağından geçiriniz , karıştırıp ve bekletmeden içiniz.

Bakın bu iksir neler içeriyor: B1, B2 , B3, C ve K vitamini , beta –karoten ,folik ait , kalsiyum ,demir , magnezyum , manganez,fosfor, potasyum ,selenyum , sodyum , çinko ,früktoz , maleik asit , pektin , tryptophan

Bu içecek düşük kalorili , düşük glisemik indexli olmasının yanı sıra cildinize de fazladan güzellik katacaktır .

BROKOLİ-YEŞİL FASULYE-KARA LAHANA

Bu sebze suyu lezzetli bir beyin güçlendirici , çünkü sağlam bir hafıza ve konsantrasyon için gerekli B vitaminlerini içerir. Brokoli yararlı vitamin ve minerallerin uzun bir listesini barındırır. Yeşil fasulyede , moral dengeleyici manganez bulunur. Lahanadaki B6 vitamini ise beyinde çeşitli nöro-transmiterlerin sentezinde kullanılır.

GEREKENLER :

Brokoli ve lahananın suyunu önce çıkarıp ardından yeşil fasulyenin suyunu ekleyiniz ve hemen içiniz.

Bakalım bu içecek neler içeriyor: B1, B2 ,B5, B6 ,E ve K vitaminleri ,iyot , demir ,magnezyum , manganez ,fosfor , potasyum ,çinko ,tryptophan

Bu içecek de düşük kalorili , düşük glisemik indexli ve cildi güzelleştiren ögeler içerir. Ancak troid bezi sorunları olanların fazlaca tüketmesini tavsiye etmiyoruz.

KUŞKONMAZ- PANCAR-ISPANAK-ARNAVUT BİBERİ

Bu içecek beynin oldukça iyi çalışmasını sağlar.Bu içeceğin içindeki tüm sebzeler , damarlarımızın esnekliğinin sağlanmasında ve sinirsel iletimin beyne ulaşmasında etkili bileşikler bulundurur. Kuşkonmaz yüksek oranda B6 vitamini barındırır,bu vitamin premenstüriel dönemdeki( adet öncesi dönem) moral değişiklikleri , zayıf hafıza belirtilerini azaltır.Kuşkonmaz folik asit açısından da çok zengindir ve moral denge açısından önemlidir.Kuşkonmaz B grubu vitaminlerini de bolca içerir. Pancar ise dopamin sentezinde büyük rol oynar , düşük dopamin düzeyi depresyona eğilimi artırır. Ayrıca magnezyum bakımından da zengindir. Ispanak , içeriğindeki yüksek demir sayesinde , oksijen dolaşımında önemli rol oynar . Beyin gücünü yükseltir ve hafızayı güçlendirir.Beta –karoten , folik asit ve C vitamini doludur. Arnavut biberine gelince , kan dolaşımını hızlandırır ve sindirimi kolaylaştırır.

GEREKENLER :

Doğranmış pancar ve kuşkonmazları ıspanak yapraklarına sarınız , meyve sıkacağından geçiriniz, karıştırıp üzerine Arnavut biberi serpiştirip bekletmeden içiniz .Bu faydalı karışımı mide rahatsızlığı olanlar bibersiz içmelidir.

İçerdiklerine gelince:B1 , B2 ,B3,B6 , C, E ve K vitamini, Beta-karoten ,biotin , folik asit ,kalsiyum , bakır, iyot,demir , magnezyum , manganez,fosfor, çinko , tryptophan

SAKIZ KABAĞI – MARUL –MAYDANOZ

Bu kokteyl vücudunuzu rahatlatır , uykusuzluk yaşayanlar için güzel bir uyku zemini yaratır. Sakız kabağı folik asit içeriği nedeniyle sakinlik verir.Folik asit bilindiği gibi beyindeki kimyasal süreci düzenleyen , nörolojik iletime yardımcı olur. Maydanozla birlikte olduğunda , stresi düşürür. Marul ise lakton içeriği nedeniyle hem Antik Yunanlılar hem de Asurlular tarafından sakinleştirici ve hazmettici olarak kullanılmıştır.Ayrıca karışımım içerdiği yeşil rengi veren klorofil kanı sağlıklı tutar ve kalp hastalıkları riskini düşürür. Arıca bu içecek size fazladan güzellik verir.

GEREKENLER :

İçerdikleri ise şöyle:B1 ,B2, B3, C, D, E , beta karoten ,folik asit , kalsiyum ,iyot , demir , magnezyum ,mangan , fosfor ,potasyum , selenyum ,sodyum , çinko , klorofil

Sağlık,neşe,esenlikler dilekleriyle…

www.estetikklinik.com

Yazının devamı...

Sonbaharda Duygusal Detoks

SONBAHARA GİRERKEN BU KEZ DUYGUSAL DETOKS

Birçok sağlık sorununun duygusal kaynakları olduğunu ,negatif duyguların bedenimiz üzerindeki etkilerini biliyoruz. Tüm kültürlerde dini bayramlar aslında biraz durup kendi içimize bakmak ve değiştirme imkanına sahip olduğumuz tek şey yani KENDİMİZi değiştirebilmek dönüştürebilmek için bir fırsat… Her zaman daha sosyal olmak ,birileri için iyi bir şeyler yapmak kendinizi iyi hissettirir.Kendinizi aşırı zorlamadan çevrenizdekiler belki de hiç tanımadığınız insanlar için yapabileceğiniz şeyler vardır mutlaka. Kendinizden iyilik yapma zevkini esirgemeyin ! Uzun süredir görüşmediğiniz arkadaşlarınız , akrabalarınızla görüşün .Toprak ve çiçeklerle ilgilenmek , onların büyüdüğünü, mevsimlerin değiştirdiklerini görmek sizi daha pozitif yapacaktır.Doğayı gözlemlemek , meraklı olmak da hayata anlam katar ,unutmayın. Yapacaklarınızı planlayın ,zamanınızı doğru yönetmek sizi çok daha verimli kılacaktır.Deniz , göl kıyısında olmak , yürümek sizi sakinleştirir , aynı şekilde doğa sesleri dinlemek de öyle.Sık sık hayal kurun , hayal gücünün önemini artık biliyorsunuz ! Sizi geçmişte üzen , kıran kim varsa mutlaka AFFEDİN ! Hoşgörülü ve affedeci olmak en başta size çok iyi gelir , böylece zihinsel enerjinizi boşuna tüketmemiş de olursunuz.Unutmayın , bunu başkası için değil , kendinize iyilik olsun diye yapıyorsunuz. Biz çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Düzenli olarak yoga , meditasyon , dua (size hangisi uyarsa ) yapın ,felsefi amaçları farklı olsa da kadim bilgiler daima tüm insanlık için çok değerlidir.Ayrıca derin gevşeme teknikleri ve nefes egzersizlerinin de çok faydasını göreceksiniz. Ancak en önemlisi daima GÜLÜMSEYİN ve bunu alışkanlık haline getirin !!!

KOLAY BİR GEVŞEME TEKNİĞİ

Kendinize sakin bir yer bulun , mümkünse hafif enstrümental bir müzik ya da doğa sesleri dinleyin ,hafif kokulu mumlar da yakabilirsiniz. Rahatça oturabileceğiniz bir koltuk , şezlong bulun ya da uzanın .Başınızın tepesinden (bebeklerdeki bıngıldak bölgesinden) altın renkli şifalı bir ışığın girdiğini ve rahatlamaya başladığınızı hissedin .Bu sırada rahat , derin , düzenli nefesler alıp verin. Altın renkli ışığın yavaş yavaş alnınızı , yanaklarınızı , çenenizi gevşettiğini sonra yavaşça boynunuza , omuzlarınıza indiğini ve buraları da rahatlattığını hissedin. Daha sonra bu altın renkli ışığın sanki üzerinizde yumuşacık , sizi saran , ısıtan bir örtü gibi yavaşça göğsünüzü , sırtınızı , karnınızı ,kalçalarınızı ve bacaklarınızı da gevşettiğini , rahatlattığını hissedin…ta ki ayaklarınızın ,ayak parmaklarınızın ucuna kadar. Bu şifalı ışığın bedeninizin içinden de akmasına izin verin , tek tek organlarınızı dolaşmasına ,kaslarınızı gevşetmesine izin verin. Başta gevşeme için kendinize ne kadar zaman ayırmışsanız , süre dolduğunda ayırmış olduğunuz zamanın da sonuna geldiğinizi fark edebileceksiniz.

Eğer ışık belli bölgelerde tıkanıyorsa , tıkanıklık açılana kadar bekleyebilirsiniz.

Gevşeme egzersizlerine ilk başladığınız zamanlarda sadece gevşeyebilmek bile başarıyken zamanla kendinizi deniz kıyısında , nehir kenarında , ormanda ya da belki bir bahçede hayal edip daha derin bir gevşeme yaşayabilirsiniz.Bu arada kendinizi ideal bedeninizle hayal edebilirsiniz , tıpkı uykuya dalmadan önce yapılmasını önerdiğimiz gibi…Gün içinde yapılan 10-15 dakikalık bir gevşeme güne çok daha zinde devam etmenizi sağlayacaktır.Kim bilir belki bu çalışmalar size bir gün meditasyonun kapılarını bile açabilir…

KOLAY BİR NEFES TEKNİĞİ

Derin bir diyafram nefesi alın , tüm akciğerlerinizi doldurun . Nefes alırken içinizden dörde kadar sayın , dörde kadar sayarak nefesi içinizde tutun ve nefesinizi dörde kadar sayarak verin.Zaman ilerledikçe bu sayıyı artırabilirsiniz.Nefesi burnunuzdan almayı ve ağzınızdan vermeyi unutmayın.

Sağlık, mutluluk ,neşe dolu günler dileğiyle…

www.estetikklinik.com

Yazının devamı...

Yaş Grubuna Göre Tıbbi Kontrolleriniz

YAŞ GRUBUNUZA GÖRE CHECK-UP

Sağlıklı olmak dünyanın en büyük zenginliği kuşkusuz. Fakat hastalarımdan da özellikle son dönemde aldığım sorular check-up konusunda biraz da kafa karışıklığı yaşadığımızı gösteriyor.Bu sebeple size bu hafta yaş gruplarınıza göre yaptırabileceğiniz bir check-up listesi hazırladık.

20-39 YAŞ ARASI

KAN TAHLİLLERİ

VİRAL TESTLER

RADYOLOJİK TARAMA

Sonuçlar iyiyse ve ailenizde herhangi bir hastalık öyküsü yoksa doktorunuzun da kontrolünde bu testleri 40 yaşına kadar iki yılda bir yaptırmanız yeterli olacaktır.

40-49 YAŞ ARASI

20-39 yaş arasında yaptırılması gerekli testlere ek olarak

Sonuçlar iyiyse ve ailenizde herhangi bir hastalık öyküsü bulunmuyorsa doktorunuzun da kontrolünde bu testleri yılda bir kez yaptırmanız yeterli olacaktır.

50 YAŞ ve SONRASI

20-39 ve 40-49 yaş arasında yaptırdığınız testlere ek olarak

Ayrıca bu yaşlardan itibaren

-Her hafta düzenli olarak tartılın.

-Dışkı özelliklerinize dikkat edin.

-Vücudun herhangi bir yerinden kanamaya karşı dikkatli olun ; özellikle vajinal , idrarla ,dışkıyla ya da tükrükle gelen kanamaları asla ihmal etmeyin.

-İnatçı öksürük ve şiddetli gece terlemelerini ihmal etmeyin.

-Göğüs , karın bölgesindeki ağrı , rahatsızlık hissi ve nefes darlığı gibi şikayetlerde doktorunuzla temasa geçmekte fayda var.

Sağlıklı, mutlu, neşeli günler dileğiyle…

www.estetikklinik.com

Yazının devamı...

YAZIN CİLDİNİZ...

Merhaba , bu hafta 8.Ağustos.2015 tarihli Akşam Gazetesi'nde yayınlanan yazımı sizinle paylaşıyorum.Tayland'la ilgili oldukça ayrıntılı hazırladığım yazılarımı ise henüz bitmedi. Biter bitmez sizinle paylaşmak için sabırsızlanıyorum :)

Sağlık,neşe ve mutluluk dolu günler dileklerimizle...

Dr. Yasemin Arslan

www.estetikklinik.com

YAZIN CİLDİNİZ İÇİN DOĞRULAR YANLIŞLAR

Yazın çok sıcak ve nemli günlerde cildimize özen göstermenin tam da vakti ! Üstelik güneşe daha fazla maruz kaldığımızdan bu bir lüks değil zaruret !Cildi en fazla yaşlandıran etkenlerin güneş ışığı ve sigara olduğunu söylersek hiç de yanılmış olmayız . Yaz aylarında hatta tüm yıl boyunca sağlık kazanmak ve D vitamini sentezlenmesi için de güneş gerekli. Bu ne yaman çelişki dediğinizi duyar gibi oluyorum JBazı basit kuralları uygulayarak hem kendinizi hem çocuklarınızı güneşten tam anlamıyla faydalanabilirsiniz :

Güneşlenmekten başka çok önemsediğimiz bir diğer konu da su. Yazın terlemeyle birlikte vücudumuzdan daha fazla sıvı kaybı olduğundan buharlaşan bu suyu mutlaka yerine koymalısınız.Ancak susuzluğunuzu gidermek için SU için ! Hiçbir şey susuzluğunuza su gibi gideremez .Farklı lezzette ve sağlıklı su için ise sürahinin içine birkaç dilim limon,taze nane veya salatalık koyabilirsiniz. Meyve aroması isterseniz zevkinize göre birkaç dilim meyve koyduğunuz sürahinizi buzdolabında tutabilirsiniz.Ferahlatıcı ,serin ve sağlıkla dolu olduğundan kuşku duymayın JSusadığınızı hissettiğinizde bedeniniz epeyce susuz kalmış demektir bu sebeple susamayı beklemeyin.Gece yatmadan önce içeceğiniz bir bardak suyun ise değme güzellik kremlerine yakın işe yarayacağını da aklınızdan çıkartmayın.

Beslenme ve cilt güzelliği arasında sıkı bir bağ olduğunu hepimiz biliyoruz.Hayvansal gıdalar ve kurubaklagiller cildi sağlamlaştırırken antioksidan özellikte olan taze sebze ve meyveler güzelleştirir.Bu konuya ayrıntılı olarak “Doktor Kardeşlerle Eğlenerek İnterAktif Zayıflama “ kitabımızda da değindik.Mevsiminde meyve sebze tüketmenizi yine burada da hatırlatalım.

Yazın kliniklerde cildin ihtiyaçlarına göre yapılan cilt ve vücut bakımları çok popüler.Üstelik bu tür bakımları tatilden önce ve tatil dönüşü yaptırmak çok faydalı. PRP ve yüze minik vitamin-kollajen enjeksiyonları da ışıldayan sağlıklı bir cilt için ideal.

Tüm cilt tiplerine uygun ,pratik bir maske tarifi de verelim.Üstelik tam da mevsiminde bir sebze salatalıkla.

Yarım salatalığın kabuklarını soyup blenderdan geçirin,üzerine bir kaşık yoğurt ekleyip karıştırıp bekletmeden göz çevresi hariç yüzünüze ve boynunuza sürün. 20 dakika bekleyin ve suyla durulayın.Ardından soymuş olduğunuz kabukları yüzünüze koyun ,10 dakika bekleyin ve hafifçe durulayın.Cildinizin yumuşadığını ve nemlendiğini göreceksiniz.

Sağlıklı,neşeli, güzelliklerle dolu bir hafta sonu dileğiyle …

Dr Yasemin Arslan

Yazının devamı...

TATLI BİR BAYRAM

TATLI BİR BAYRAM

Merhaba ,bu kez erken bir kutlama yazısı yazıyorum.Muhtemelen siz bu satırları okurken biz Tayland’da Laos ya da Burma sınırında dağ kabilelerinin konuğu olacağız.Thai halkının özellikle dağ kabilelerinin yaşam kültürleri hep ilgimi çeken bir konu oldu.Güneydoğu Asya halklarının sahil yaşamıyla dağ yaşamı çok farklı.Dönüşümde onların yemek kültürlerini,yaşamlarını, hayata bakışlarını ve dinsel düşüncelerini (Thailand’da halkın büyük bir kısmı Budizm’in Theravada koluna mensup ) sizlerle paylaşacağım.Değişik yaşam kültürlerine bakış kendi yaşam kalitemize yeni bir bakış açısından hatta yaşam süremizi uzatmak açısından önemli. Ama önce gelin önümüzdeki Ramazan Bayramından onu nasıl sağlıklı geçireceğimizden bahsedelim.

Eğer oruç tuttuysanız müthiş bir detoks yaptınız demektir! Vücudunuz temizlendi,pırıl pırıl oldu.Buna bir de ruhsal arınmayı da ekleyebildiyseniz ne mutlu size.Artık bedeniniz daha sağlıklı olduğu için daha kolay kilo verebilecek ,yediklerinizin içtiklerinizin bedeninize daha yararlı olduğunu gözlemleyebileceksiniz.Eğer normalde sigara içen biriyseniz gördünüz işte “niyet”in ne kadar önemli olduğunu,günün çok uzun bir kısmında sigarasız yaşayabildiğinizi…Haydi bakalım , belki bu günler sigara içtiğiniz son günler,bayramdan sonra temizlenmiş bedeninize o korkunç maddeyi almazsınız.Konuyla ilgili daha önceki yazılarımıza ya da Doktor Kardeşlerle Eğlenerek İnteraktif Zayıflama kitabımıza da başvurabilirsiniz.

Ramazandan sonra yine ilk söyleyeceğimiz şey “su için , su için ,su için” olacak. Hele ki bu sıcak günlerde.Suyunuza isterseniz meyve parçacıkları veya taze nane ve limon ilave edip buzdolabında bekletip ferahlıkla için,isterseniz oda sıcaklığında için ama mutlaka için! Ramazanda oruç tutulan zamanın uzunluğu dolayısyle nasıl fazla yemedinizse ,şimdi de fazla yemeyin. Zaten mide hacminiz bir ay boyunca küçüldü , bu avantajı kaybetmeyin.Unutmayın uzun süreli yaşam ve az yemek arasındaki bağ tıbbi olarak kanıtlandı.Kaliteli,az ve sık yemeyi mutlaka yaşam tarzı haline getirmelisiniz.Tatlı ve şekerli yiyecek-içeceklerle ilgili görüşlerimiz ise malum.En sık iki haftada bir maksimum bir porsiyon. Hatta daha iyisi onu da paylaşmanız.Ramazanda büyük ihtimalle az hareket ettiniz,şimdi daha aktif olma zamanı geldi.En azından yürüyüşünüzü ihmal etmeyin.Günde 10.000 adım atmak çok önemli.Günlük aktivitelerinize ek olarak yapacağınız ortalama bir saatlik yürüyüş (bu süreyi isterseniz ikiye de bölebilirsiniz) yeterli olacaktır.Fakat çok sıcakta yürümemenizi özellikle öneririm.Bu arada yüzmek,mümkünse denizde havuzda çocuklarla oynamak hem eğlencenizi artıracak hem de bol bol hareket etmenizi sağlayacak.

Şeker Bayramında her ziyarette tatlı ikramı kaçınılmaz olsa da “hayır” demeniz mümkün ,biliyorsunuz.Israrla tatlı ikram edenler oruç tutmuş,az yemekten henüz çıkmış vücudun şekere olan ihtiyacı nedeniyle böyle ısrar ettiklerini söylerler ki bunun koca bir yanlış olduğunu hemen belirtelim.Vücudunuzun şeker ihtiyacını taze meyvelerden rahatlıkla karşılayabilirsiniz.Kahve-likör geleneğinizi ise sadece bir misafirliğe saklamanızda fayda var,mümkünse hiç içmeyebilirsiniz de tabii…

Bütün bu önerilerimiz oruç tutmayanlar için de geçerli , kaçış yok ...

Sağlık, neşe ve güzelliklerle dolu bir bayram dileklerimizle…

www.estetikklinik.com

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.