SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

KAHKAHALARIN ŞİFASI

İnsanlar gülerken genellikle birbirlerini öldürmezler.” Alan Alda

“Kahkaha, iyi bir ilaçtır” sözü artık tıp araştırmacıları tarafından da kabul edilen eski bir sözdür. Siz kendinizi gün içinde kaç kere -kahkahalarla olmasa bile- gülücükler dağıtırken yakalıyorsunuz?

Edebiyatçı Norman Cousins, kahkaha ve pozitif düşünce sayesinde ölümcül hastalığından kurtulmayı başarmıştı. Tıp doktoru olmamasına rağmen tıp konusunda dersler veren ilk kişi oldu. Amerika’da ders verdiği üniversitede, kahkahanın bedenimiz üzerinde yarattığı olumlu etkileri araştırarak bu konuda pek çok yazı yazmıştır. Cousins’in araştırmalarına göre KAHKAHA:

- Bağışıklık sistemini harekete geçirip güçlendirir.

- Strese bağlı hormonların seviyelerini düşürür.

- Diyafram için egzersiz sağlar ve bedenin oksijen kullanma yeteneğini artırır.

- Kasları rahatlatır.

- Ağrılarda azalma sağlar.

- Tansiyonu düşürür, hiper tansiyonu ayarlar.

- Ciğerlerin içine çektiği havayı tamamen boşaltarak solunumu geliştirir.

- Hiçbir olumsuz etkisi yoktur.

- Reçetesiz olarak kolaylıkla her yerde bulunur.

- Bedavadır… :)

Bütün bunların yanında, etrafınızdaki insanlarda da gülme isteği yaratırsınız. Çünkü gülmek bulaşıcıdır. Bütün bu bilgilerden sonra gülmeye ve kahkaha atmaya özel bir çaba gösterebilirsiniz. Tabi ki durduk yerde hadi bir kahkaha patlatayım derseniz farklı durumlarda yaratabilirsiniz… :) Ama şöyle bir şey yapabilirsiniz: Kendiniz için elinize hatırlatıcı bir çapa işareti koyun ve gün içinde işaretinizi gördükçe ne olursa olsun gülümseyin hemen. İnanın bunun kimseye bir zararı olmaz. Sebepsiz yere gülümsediğinizde bile kendinizi iyi hissedeceksiniz. Gün içinde ne kadar çok gülümserseniz, beyninize gülünecek şeyleri yakalaması için sinyaller yollarsınız. Ve zamanla beyniniz size yardım etmeye başlar. Sizi kahkahalar atmaya hazırlar. Beyin her zaman neyi fazla yapıyorsa ona takılır. Gün içinde somurtuyorsanız somurttukça somurtursunuz. Eğer beyninizi gülmeye programlarsanız güldükçe gülesiniz gelir.

İyi gülmeler… ?

Sevgi ve sağlıkla ilerleyin…

Arzu Bıyıklıoğlu

NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu

www.arzubiyiklioglu.com

Yazının devamı...

Boyun Sorunlarına Olumlama

Sık sık boynunuz ağrıyor, tutuluyorsa zihninizde neler olup bitiyor bakmak ister misiniz? Acaba kendi fikirlerinizde çok sabit, başkalarının fikirlerine çok mu kapalısınız? Bir inatçılık mı söz konusu? Acaba biraz daha esnek olmaya, başkalarının da değişik bakış açıları olabileceğini kabul etmeye mi ihtiyacınız var?

Boyun ağrısı, boyun tutulması durumlara esnek bir şekilde bakamamaktan, sorunların farklı yönlerini görmeye istekli olamamaktan kaynaklanabilir. Genelde boyun eğmeyen, dik başlı bir yapınız varsa boyun sorunlarıyla sık sık karşılaşabilirsiniz. Bugün şöyle bir kendinize dönün, kendinize ayna olun ve düşünce yapınızı görmeye çalışın. Bunu kendinize karşı dürüst ve açık olursanız kolaylıkla yapabilirsiniz. Belki de bu düşünce kalıplarının sizde olmadığına inanıyorsunuz. O zamanda kendinize şu soruyu sorun “bu ağrı, tutulma olmadan önce zihnimde hangi olumsuz düşünceler vardı? Hangi düşünce kalıplarım bunu yaratmış olabilir?” Emin olun ki cevabı bulacaksınız, çünkü herkesin cevabı kendi içinde gizlidir…

Eğer gerçekten kendinizde katı, inatçı ya da sabit fikirli bir yapı fark ederseniz aşağıdaki olumlamaları yaparak yavaş yavaş, önce düşüncelerinizi, sonra da boynunuzu esnetebilirsiniz.

HAYATLA BARIŞ İÇİNDEYİM VE RAHATIM.

HER GEÇEN GÜN DAHA DA ESNEK DÜŞÜNCELERE SAHİP OLUYORUM.

SORUNLARIN FARKLI YÜZLERİNİ GÖREBİLİYORUM. FARKLI ÇÖZÜM SEÇENEKLERİNİ GÖREBİLİYORUM.

İŞLERİ HALLETMENİN PEK ÇOK YOLU VARDIR. GÜVEN İÇİNDEYİM. SEÇENEKLERE AÇIĞIM.

BAŞKALARININ DA BAKIŞ AÇILARINI GÖREBİLİYOR, ONLARDAN DA YARARLANABİLİYORUM.

Sağlıkla ve sevgiyle ilerleyin...

Arzu Bıyıklıoğlu

NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu

www.arzubiyiklioglu.com

Yazının devamı...

Mide Rahatsızlıklarına Olumlama

Bedenimizde oluşan rahatsızlıkların pek çoğunun zihnimizde tuttuğumuz olumsuz düşünce ve duyguların sonucu olduğunu daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Bugün doktorlarımız da bunu kabul ediyor. Gerekli doğru tedavileri yapan doktorlarımız hastalığın iyileşmesini sağlarken kişinin yaşam alışkanlıklarını ve düşünce şeklini değiştirmemesi hastalığın tekrarlanmasına neden oluyor ya da benzer bir rahatsızlığı yaratıyor.

Son günlerde en çok duyduğum rahatsızlıklardan biri, MİDE rahatsızlıkları. Mide rahatsızlıklarının zihinsel bağlantısı genellikle kişinin hayatındaki bazı şeyleri sindirememesinden, özümseyemeyişinden kaynaklanabilir. Hayatınıza yeni bir şey girmiş, bir değişiklik olmuş ve siz bu durumu kabullenip içselleştirmemişsinizdir. Belki de bilinçli olarak hayatınızda bir takım köklü değişiklikler yapıyorsunuz, yeni adımlar atıyorsunuz. Yaptığınız şeyin iyi ve doğru olduğunu biliyorsunuz; ama geçiş döneminden dolayı bazı sıkıntılar, sancılar var. İşte buna benzer durumlar yaşıyorsanız ve bu durum midenize de vurmuşsa aşağıdaki olumlamaları gün içinde sık sık tekrarlayın. Hemen defterinizi açıp yazın. - Milliyet okurlarının artık özel bir kişisel gelişim ve farkındalık defteri vardır diye düşünüyorum. :) -

HAYATI RAHATÇA SİNDİRİYOR VE ÖZÜMSÜYORUM.

GÜVENLİK İÇİNDEYİM. YAŞAM SÜRECİ BANA HAYIRLI ŞEYLER GETİRİYOR.

RAHATLIKLA SOLUK ALIYORUM. HAYATA GÜVENİYORUM. EMİN ELLERDEYİM.

HAYAT BENİM YANIMDA VE BENİMLE UYUM İÇİNDE. HER GÜN YENİYİ DAHA DA RAHAT ÖZÜMSÜYORUM. HER ŞEY YOLUNDA GİDİYOR.

KENDİMİ SEVİYOR, BEĞENİYOR VE ONAYLIYORUM.

Eğer yukarıda yazan düşünceler ( mide sorununa sebep olan ) size uymuyorsa kendinize şu soruyu sorun; '' Acaba mide sorunum olmadan önceki olumsuz düşünce kalıbım neydi, neyi zihnimde ve duygularımda tekrar tekrar yaşıyordum?'' Emin olunki cevabı bulacaksınız. Hemen bulamazsanız bile, cevabın içinizden geleceğine güvenerek, umutla bekleyin... Öğrenmeye istekliyseniz cevap mutlaka gelecektir :)

Sevgi ve sağlıkla ilerleyin...

NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu

Arzu Bıyıklıoğlu

www.arzubiyiklioglu.com

Yazının devamı...

Kendini Onaylayarak Rahatla

Hiç kendinizi, bir köşede yaptığı işten aferin bekleyen çocuklar gibi hissettiniz mi? Hani ben bir şeyler yapıyorum da iyi mi kötü mü, doğru mu yanlış mı yapıyorum anlayamıyorum, biri gelse, beni bir onaylasa beklentisi... Onaylasa da ben de bir rahatlasam düşüncesi içinizi kemiriyor mu?

Oysa kendi kendini onaylamak diye bir şey de var bu dünyada. Hata yapsanız bile arkasında durabilmek, yaptığınıza her koşulda sahip çıkabilmek. İnsanın kendi kendini onaylayabilmesinin tadına varabilmek...

Başkalarını otorite gibi görüp onların onaylamasını beklemek sizi rahatlatıyorsa şunu fark etmenizi isterim: Siz artık o üç yaşındaki çocuk değilsiniz. Büyüdünüz, başkası tarafından onaylanmaya, aferin almaya ihtiyacınız yok. Artık kendi kendinize onay verebilirsiniz. Gün içinde yaptığınız pek çok şey için kendinizi onaylayabilirsiniz. Başkaları tarafından onay beklemek özgüveninizin düşük olduğunu gösterir. Aslında çocukken alıştırıldığınız bir şeydir bu. Ama artık büyüdünüz. Bugün yaptığınız pek çok güzel davranış var, hem kendiniz hem de başkaları için. Bunları düşünün ve kendinizi onaylayın. Belki de beğenmediğiniz, kendinizi onaylayamayacağınız davranışlarınızın olduğunu fark ettiniz. O zaman da onları bir dahaki sefere nasıl farklı yapacağınızı düşünün. Kafanızın içinde dönüştürün. Sonra da hatanızdan ders aldığınız, yanlışınızı fark ettiğiniz ve bir dahaki sefere daha iyi bir davranış sergileyeceğiniz için kendinizi onaylayın.

Evet, bugün kendinizi onaylama günü olsun. Sağlıklı bir yemek yediğiniz ya da spor yaptığınız için kendinizi onaylayın. Toplantıda güzel bir konuşma yaptığınız için kendinizi onaylayın. On sayfa da olsa kitap okuduğunuz için kendinizi onaylayın. Sabırla ve empatiyle arkadaşınızın sorununu dinlediğiniz için kendinizi onaylayın. Evinizi temizlediğiniz, güzel bir akşam yemeği hazırladığınız için ya da çocuğunuzla birebir vakit geçirdiğiniz için kendinizi onaylayın. Beğenmediğiniz, pişmanlık duyduğunuz davranışlarınız olursa, bir dahaki sefere nasıl farklı yapacağınızı düşünün. Ve bunu düşünebildiğiniz, fark edebildiğiniz için yine kendinizi onaylayın. Çünkü siz değerlisiniz ve değeriniz sizin bildiğiniz kadardır.

Sevgi ve sağlıkla ilerleyin...

Arzu Bıyıklıoğlu

NLP Uzmanı ve Yaşan Koçu

www.arzubiyiklioglu.com

Yazının devamı...

Beyninize Düşünce Tohumları Ekin

Toprakananın en çok ve en kolaylıkla tohum kabul ettiği zaman Ekim'den 20 Kasım'a kadar olan zamandır. Mart ayından itibaren de çok güzel filizler, mahsuller vermeye başlar. Toprağın altından üstüne doğru bir geri dönüşüm başlar. İnsan da doğanın bir parçasıdır ve her ne kadar biz bozmaya çalışsakda doğayla uyumlu bir varlıktır. Her zaman zihnimizinde bir tarla olduğunu ve düşünce tohumlarını ektiğimizi söylerim. Düşünce tohumları bizim elde etmek istediğimiz yeni olumlu düşünce ve inançlarımızdır. Olumlamaları tekrarlayarak bilinçaltımızda inançlar oluşturabiliriz. Bilinçaltımızda oluşan inançlarda yaşamımızı kontrol etmeye, hayatımızda can bulmaya başlar. Ekim'den 20 Kasım'a kadar olan bu verimli dönemi kendi zihin bahçemizde de güzel düşünce ekimleri yaparak değerlendirebiliriz.

Mevla'nın dediği gibi '' her şey düşünceden ibarettir, gerisi et ve kemiktir. Gül istersin gülistanlık olur, diken istersin dikenlik olur.'' Zihnimize sık sık hangi düşünceyi ektiğimizin farkında olmalıyız. Tekrar tekrar aklımızdan geçirdiğimiz düşünce inanmasak bile zaman içinde bilinçaltında kabul görebilir. Neden kendinize zarar verecek düşünce tohumları ekesiniz ki?

Şimdi özellikle de ekim için en önemli olan zamanda daha da dikkatli davranarak kendinize bir kaç güzel düşünce inanç seçin. Sabah akşam sürekli kafanızın içindeki bahçeye o tohumu ektiğinizi hayal edin. Gelecek baharda da filizlenip büyüdüğünü. Ve bu güzel dönüşüm içinde teşekkür edin, şükredin.

Herkese hayırlı bayramlar ve güzel ekimler diliyorum :)

Sevgiyle ve sağlıkla ilerleyin...

NLP Uzmanı Ve Yaşam Koçu

Arzu Bıyıklıoğlu

www.arzubiyiklioglu.com

Yazının devamı...

Depresyon Ölümleri

Dünya Sağlık Örgütü, 2020’de depresyondan ölenlerin sayısının fazlasıyla artacağı ile ilgili bir açıklama yaptı. Aslında hepimiz, insan ruh sağlığının giderek bozulduğunun farkındayız. Neredeyse her ailede depresyon ilacı kullanan en az bir kişi var. Bu ilaçları doktora danışmadan alanların sayısı da az değil. Durumu gerçekten ciddiyken hâlâ doktora gitmeyen, durumunu değiştirmek için çaba göstermeyen kişi sayısı da her geçen gün artmakta. Aslında depresyona girmeden önce beden ve duygularımız pek çok sinyal veriyor. Bu sinyalleri zamanında fark etmek, ciddiye almak kişinin daha kolay toparlanmasını hatta eskisinden daha iyi bir hayat yaşamasını sağlayabilir.

Nedir bu sinyaller?

- Gün içinde genellikle olumsuz ruh hali içinde olmak,

- Hareket, aktivite oranının düşmesi,

- Yeni bir şey denemeye direnç göstermek,

- Ufak şeylerden bile mutsuzluk çıkarmak,

- Her gün aynı şeyleri tekrarlamak, monotonluk,

- Sık sık bahaneler üretmek,

- Yataktan kalkmakta zorlanmak,

- Geç yatmak, geç kalkmak,

- Diğer insanlarla iletişimde sorunlar yaşamak,

- Gelecek korkusu, umutsuz konuşmaların artması,

- Sık sık anlamsız ağrılar,

- Sık sık hastalanmak,

- Enerji seviyesinin düşmesi,

- Diğer insanların yavaş yavaş etrafınızdan uzaklaşması…

Buna benzer daha pek çok sinyal sayabiliriz. Bu sinyalleri fark etmezseniz, zamanla bunların hepsi sizde bir alışkanlık olur ve uyuşmaya başlarsınız. Uyuşmaya başlayınca, her şey giderek tatsızlaşır. Olumsuz ruh hali girdap gibi sizi içine çeker.

Buna benzer tüm senaryoların oluşmasını engellemenin yolu, kişinin en başta kendini olumlu düşünmeye programlamasıdır. Kendine ve hayata karşı olumlu bir bakış açısıyla bakabilmeyi öğrenmesidir. Mesela yarım bardak suyu nasıl tanımlarsınız? Yarısı boş bardak mı, yoksa yarısı dolu bardak olarak mı? Burada vereceğiniz cevap, sizin beyninizin hangi programa daha yatkın olduğunu gösterir. Olumlu programda çalışan bir beyin bardağın dolu olduğunu görebildiği gibi, hayatta da pek çok olumlu şeyi fark edebilecek bir algıdadır. Eğer yarısı boş bir bardak gören olumsuz bir beyin programına sahipseniz de korkmayın, bunu fark edin ve değiştirin. Çünkü beyninize tekrarlar yoluyla, disiplinli bir çalışmayla olumlu düşünmeyi öğretebilirsiniz. Bu mümkün, bunu pek çok kişi yaptı, siz de yapabilirsiniz!

Sevgi ve sağlıkla ilerleyin...

NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu

Arzu Bıyıklıoğlu

www.arzubiyiklioglu.com

Yazının devamı...

Beyninizdeki Düşünce Hayal mi Gerçek mi ?

Neden bazı hayaller gerçek olurken bazıları sadece bir hayal olarak kalır?

Eğer hayalini kurduğunuz şeyi hep uzaklarda bir yerde görüyor, karşıdan seyrediyorsanız ve içinizden de '' ahh ahhh gerçek olsa ne güzel olurdu'' diyorsanız, işte o hayaliniz gerçek olmaz. Çünkü böyle bir düşüncenin altında o hayalin gerçek olmayacağına dair bir inanç vardır. Onu hep uzakta bir yerlerde konumlandırırsınız ve zaman ilerledikçe hayalinizde sizden yine bir adım ileriye gider. Zaman ilerledikçe o da ilerler. Ve zihin onu yakalayıp bir türlü içine giremez.

Eğer hayalinizin içine girip heyecanla yaşıyorsanız ve içinizden '' evet ya, işte bu '' deyip heyecenlanıyorsanız, onu elde etmeyi mümkün görüyorsanız, hakettiğinize inanıyorsanız işte o hayaliniz bir gün gerçek olacaktır. Çünkü inanıyorsunuzdur ve inanmak size hayalinizi hedefe dönüştürücü adımlar attıracaktır. Hayalinizin içine girmiş yaşıyorsanız zaman geçtikçe hayalinize yaklaşıyorsunuz demektir.

Kendinize şu soruları sorun;

Hayalim benim için bir hedef mi yoksa sadece bir hayal mi?

Hayalimin gerçekleşmesi mümkün mü?

Hayalimin gerçekleşmesi için bedel ödemeye hazır mıyım?

Hayalimi hakediyor muyum?

Hayalim tamamen iyi niyetli bir hayal mi?

Hayalimi gerçekleştirmek için adımlar atmak bu hayali elde etmeye değer mi ?

Bütün sorulara verdiğiniz cevaplar kuvvetli ve koca bir '' EVET'' ise zihinsel olarak hayalinizin içine girin ve doya doya yaşayın. Bugün o hayalinize ulaşmak için küçükte olsa bir adım atın. Ve hayalinizi gerçekleştirdiğiniz için şimdiden kendinize TEŞEKKÜR edin, ŞÜKREDİN...

Sevgiyle ve sağlıkla ilerleyin...

Arzu Bıyıklıoğlu

NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu

www.arzubiyiklioglu.com

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.