SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Piezo Burun Cerrahisi Nedir? Hastalara Sağladığı Avantajlar Nelerdir?

Size bu haftaki yazımda, burun ameliyatları sırasında burun kemiğinin kırılması işlemine ve ameliyat sonrasında yaşanan ağrılara son veren, ameliyat olmak isteyen hastaların korkularını ortadan tamamen kaldıran yeni teknoloji nden bahsetmek istiyorum.

Fonksiyonel sağlık problemleri veya estetik kaygılar nedeni ile burun ameliyatı olmak isteyen hastaların, ameliyat sırasında burun kemiklerinin kırılması, ameliyat sonrasında oluşan morluklar ve olası ağrılar nedeniyle ameliyatı sürekli olarak korkuyla ertelemeleri gibi durumlar sıkça yaşanıyor.

Burun ailesine son katılan teknolojik ürünlerden biri olan ile hastaların korkuları artık son buluyor.

Hedef Sadece Kemikler

Piezo Burun Cerrahisi, burun kemiklerini şekillendirmek üzere ultrasonik ses dalgalarının titreşim gücüyle çalışan ve sadece kemikleri hedefleyen bir teknolojidir. Biz cerrahlar, bilinenin aksine kemikleri kırmayız, bu teknoloji ile kemikleri kalemle yazı yazar hassasiyetiyle keser ve şekillendiririz.

Bu teknoloji, ameliyat sırasında sadece kemikleri hedefliyor. Diğer yumuşak dokulara, kıkırdaklara, deriye ve damarlara hasar vermediği için kanamaya da yol açmıyor.

Burun Ameliyatını Sağlığınıza Verdiğiniz Bir Mola Olarak Görmeyin

Piezo Burun Cerrahisi ameliyat sırasında olduğu gibi, ameliyat sonrasında da hastalara ve biz hekimlere büyük avantajlar sağlıyor. Bu yöntem ile gerçekleştirilen ameliyatlar sonrasında, hastalarda morluk ve şişlik problemleri yok denebilecek kadar az yaşanıyor. Bu nedenle hastalar standart günlük yaşantılarına zaman kaybetmeden dönebiliyorlar.

; ameliyat dönemini sağlığınıza mola verdiğiniz bir dönem olarak görmeyiniz. Biz hekimler, hastalarımıza ameliyat sonrasında karşılaşacakları süreci anlatırken, “neredeyse hiç yatakta kalmayın ve hemen günlük rutin yaşantınıza dönün” önerisinde bulunuyoruz. Zaten başarılı geçen bir burun ameliyatının 1. haftasında hastalarımız ameliyat öncesindeki günlük tempolarına geri dönmüş oluyorlar.

Ameliyat kaygılarınız kesinlikle yersiz değil, fakat burun ameliyatlarının gerekli tedbirler, özenli planlama ve güvenilir bir hekim ile yapıldığında iyi sonuçlar elde edilen ve yaşam konforunu farkedilir şekilde artıran ameliyatlar olduğunu benimsemelisiniz.

Saygılarımla...

Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Telefon : 0542-522-54-54

Instagram

Facebook

Yazının devamı...

Profil Estetiği Nedir ?

Var mı Bana Yan Bakan ?

Evet aslında herkes size yan bakıyor...

Aynada kendinizi görebildiğiniz açılar kısıtlıyken, diğer insanların sizi görebildiği açılar çok daha farklıdır. Profil estetiği, yüzünüzün yandan görünümüdür. Haberiniz olmadan çekildiğiniz, profilden, yani toplumda bilinen adı ile ‘yandan’ göründüğünüz fotoğraflarda, aynada tanıdığınız kişiden daha farklı birini görebilirsiniz ancak unutmayın ki diğer insanlar da sizi bu şekilde görüyor.

Belki de daha önce hiç duymadığınız ‘’Profil Estetiği’’ nedir ?

Profil estetiği; yüzün yandan görünümüdür. Her gün baktığımız aynada kendimizi profilden göremiyoruz, ancak çevremizdeki herkes bizi profilimizden görüyor.Profil estetiğinde yüzü doğru analiz etmek çok önemlidir. Bütüne odaklanmak, yüzdeki asimetrinin küçük dokunuşlar ile giderilmesine yardımcı olur.

Suç Sadece Burunda Değil !

Profil estetiğinden memnun olmayan bir çok hasta ilk olarak kusuru burnunda aramaktadır. Halbuki yüzün uyum ve harmonisini oluşturan en önemli yapılardan biri de çenedir. Çenenin küçük olması, bir çok olumsuzluğa sebep olabilir. Mesela burnu olduğundan daha büyük gösterir. Yüzü daha yuvarlak, daha dolgun gösterebilir, boynun daha hızlı yaşlanmasına ve sarkmasına sebep olabilir. Bu kişilerde çene estetiği uygulamaları ile çene ucunun hafifçe büyütülmesi, burnun çok fazla küçültülmesi ihtiyacını ortadan kaldırabiliyor. Bu durum da, gereğinden fazla küçültülerek fonksiyonlarını kaybeden burunlar sorununu ortadan kaldırıyor.

Bütüne Odaklanmak...

Doğal bir burun, ancak doğal görünümlü bir yüz ile mümkün olabilir. Yüzümüzdeki asimetrik sorunlar sadece burun estetiği ile çözülmeyebilir. Bütüne odaklanmak bu aşamada büyük önem taşır. Örneğin yüzü çok asimetrik olan bir insana, dünyanın en iyi burun ameliyatı da yapılsa, yüzdeki asimetrik ifade yok olmayabilir. Profil estetiği ameliyatı demek, çok büyük estetik ameliyatları demek değildir. Sorun tespiti doğru yapılırsa, çok küçük dokunuşlu dolgu uygulamaları ile yüzde kusursuz bir ahenk yakalanabilir. Yüzümüzde estetiği ve harmoniyi ararken, suçu sadece burnumuza atmamalıyız. Yüz estetiği uyum üzerine kuruludur, dolayısı ile sorun belki de sadece burnumuzda değildir.

Hekim Değerlendirmesi Büyük Önem Taşıyor...

Hastaların profil estetiği ile ilgili aldığı kararlarda hekim seçimi oldukça önemlidir. Hastayı doğru yönlendirmek ve operasyon sonrası ortaya çıkan sonuç ile hastanın tatmin olarak ayrılmasını sağlamak, hekimin konu hakkındaki uzmanlığı ile doğru orantılıdır. Hastaya istediği yüz ifadesini kazandırmak tabii ki, profil estetiğinde yüz haritasının yakından ve uzaktan iyi değerlendirilmesinden ve bütüne olan odaklanmaktan geçer.

İnsanları Etkilemek İstiyorsanız Profilinize Önem Verin !

İnsanların dış görünüşleri, sosyal yaşamlarını olumlu ya da olumsuz anlamda etkiliyor. Görünüşlerinden memnun olan kişilerin, genellikle sosyal yaşamda özgüvenlerinin yüksek olduğu görüyoruz. Profil estetiği için bize başvuran hastalarımızın, uygulamadan önceki ve sonraki psikolojik durumlarında pozitif anlamda büyük farklar gözlemliyoruz. Bu anlamda sosyal yaşamında özgüveni yüksek, insanları etkilemeyi seven bireyler için profil estetiği büyük önem taşıyan bir detaydır.

Saygılarımla...

Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Yazının devamı...

Gençlik Aşısı Yağlarımızda Saklı... Yüze Yağ Enjeksiyonu (Yağ Dolgusu) Nedir?

Bilim insanları son yıllarda yağ dokunun farklı özelliklerini keşfetti.
Bunlardan biri yağ dokunun içerdiği büyüme faktörleri ve hormonları sayesinde çok önemli bir onarım yeteneğine sahip olmasıdır. Onarım yeteneği uzun yaşamın sırlarını araştıran bilim insanlarının dikkatini çekti ve yağlarımız üzerine bir çok deney yapıldı. Ardından kozmetik endüstrisi ve estetik sektörü yağları gündelik kullanıma dahil etti. Birçoğumuz için istenmeyen ve mutsuzluğa neden olan yağlar önümüze güzelleşmek için bir seçenek olarak sunuldu.

Bu işlem nasıl yapılıyor?

Bu işlemi liposuction ile karıştırmamak gerekir. Liposuctionda çok yüksek oranda yağ çekilir ve asıl amaç yağların toplandığı alanları inceltmek, küçültmek ya da şekillendirmektir. Ancak yağ dolgusu söz konusu olduğunda bu bölgelerden çok daha az miktarda yağ toplanır.

Vücudumuzdan alınan yağlar, genellikle santrifruj işleminden geçirilerek içerdiği doku sıvıları ve kandan ayrıştırılır. Göbek, kalça, basen ya da bacak iç bölgesindeki yağlar bu işlem için en sık tercih edilen alanlardır.

Böylece bir anlamda yağ dokuları bu işlem sırasında daha da saflaştırılır. Daha sonrasında istenilen alanlara enjekte edilir. Yüzümüzden örnek vermek gerekirse; dudaklarımızı büyütmek, elmacık kemiklerimizi belirginleştirmek, göz altımızdaki torbaları kamufle etmek, küçük olan çenemizi daha belirgin hale getirmek ya da asimetrik olan yüzümüzü daha simetrik hale getirmek için yapılabilir.

Bu işlemlerin mutlaka hastane ve ameliyathane ortamında yapılması gerekir. Diğer ameliyatlarla kıyaslandığında çok daha basit bir işlem olmasına, hiç bir yerde kesi yapılmamasına ve bu nedenle iz de bırakmamasına rağmen yağ enjeksiyonu mutlaka steril koşullar altında ve anestezi önlemlerinin alındığı hastane ortamında yapılmalıdır.

Yağ dolguları genellikle ilk bir ay içinde bölgede şişlik ve ödem oluşturur sonrasında ise ödem azaldıkça istenilen görünüme kavuşulur. Yağ dolgusunun kalıcılığı bireyler arasında farklılık gösterir. Yapılan bir çok çalışmada yağ dolgularının yıllar sonra bile tamamen yok olmadığını göstermektedir. Yağ dolgusunun alternatifi nedir peki? Bildiğiniz gibi “Dolgu” için sentetik ürünler de kullanılmaktadır. Çoğunlukla içinde Hyalüranik asit bulunan bu sentetik dolgular aslında, dokuların arasında bulunan sıvının laboratuvar ortamında üretilmiş halidir. Yağ dolguları ile sentetik dolguları kıyasladığımızda bir takım farklılıklar vardır. Kalıcılık süresi ve oranı, yağ dolgularında daha fazladır. Hyalüranik asitlerde çok az da olsa bulunan allerji riski, yağ dolgusu kendi vücudumuzdan alındığı için hiç bulunmamaktadır. Maliyet konusu uygulamanın yapıldığı klinik ile değişiklik göstereceğinden iki dolgu maddesini kıyaslamak zor olacaktır. Ancak yağ dolgusu ile çok yüksek oranlarda enjeksiyon yapılabildiğini düşünürsek, aynı miktarda sentetik dolguyla kıyasladığımızda yağ dolgusu her zaman daha ekonomik olacaktır diyebiliriz. Yağ dolgusu sonrasında uzun süren ödemler olabilir, bir cerrahi müdahale olduğu için enfeksiyon riski de bulunmaktadır. Ayrıca nadir de olsa yağ dolgusunun yeni konulan anatomik bölgeye adapte olamaması nedeniyle etkin şekilde hacim sağlayamama riski bulunmaktadır.

Saygılarımla...

Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Yazının devamı...

Göz Estetiği Ameliyatları Nedir ve Neden Gereklidir?

Bildiğiniz gibi geçen haftaki yazımda, sizlere kaş kaldırma ameliyatlarının detaylarından bahsetmiştim. Kaş kaldırma konulu yazımın ardından, bu hafta göz estetiği ameliyatları hakkında merak edilen soruları yanıtlamak istedim.

Göz estetiğinden ya da göz estetiği ameliyatlarını konuşurken, bu konuyu kaş kaldırma ameliyatlarından ayırmamak gerekir. Bahsettiğim her iki ameliyat da aslında “kuzenlerdir”. Yani genellikle birbirlerinden ayrılmazlar.

Göz kapağına yapılan estetik ameliyatlarına tıp literatüründe ‘Blefaroplasti’ denilmektedir. Göz kapakları, vücudun en ince yapısı olması, sürekli hareket etmesi ve çevresel faktörlerden çok kolay etkilenmesi nedeniyle özel bir öneme sahiptir.

Yaşlanma nedeniyle göz kapakları nasıl etkilenir?

Yaşlanma belirtileri yüzümüzde genellikle 30’lu yaşlarda ilk olarak göz çevresindeki kırışıklıklar ve göz torbalarının oluşumuyla kendini gösterir. Zamanla göz kapaklarımızın gerginliği azalır, kaşlar gözlerimizin üzerine yığılır. Derin kısımlarındaki yağ dokularının dışarıya doğru yaptığı baskılarla da sarkmalar ve göz altında ve üstünde torbalanmalar oluşur. Doğal yaşlanma sürecimiz içinde gözlerin üzerine sarkan, ağırlık yapan cilt ve yağ dokuları görme alanımızı daraltır ve refleks olarak yapılan kaş kaldırma neticesinde alnınızda paralel kırışıklıklar oluşmaya başlar.

Gözlerimizin üzerine sarkan cilt nedeniyle, görme keskinliğimiz de azalır bunun yanında, alın kaslarımızı aşırı gergin tutmaktan dolayı da akşamları baş ağrılarımız oluşabilir.

Estetik göz kapağı ameliyatlarının amacı nedir?

Göz kapağı estetiği ile sarkmış üst göz kapakları kaldırılır, göz üstünde ve altında şişkinlik yapan torbalar alınır. Böylece göz etrafının daha genç görünmesi, hastalarımızın daha keskin ve etkileyici bakışlara sahip olmaları amaçlanır. Bunun yanı sıra, hastaların ortak şikayetleri olan yorgun, kızgın ya da uykulu görünümleri, göz kapağı estetiği ameliyatları ile düzeltilebilir.

Göz kapağı ameliyatları, aslında sadece estetik problemleri ortadan kaldırma amacıyla yapılmaz. Doğuştan ya da sonradan oluşabilen göz kapağı sarkıklıkları (düşüklükleri) ya da göz kapağı üzerinde bulunan cilt tümörleri nedeniyle de yapılabilir. Estetik göz kapağı ameliyatları, kozmetik kazanımlarının yanı sıra, azalan görme alanını artırma, gözleri daha kolay açabilmeyi sağlama, kitap okuyabilme gibi birçok önemli günlük aktivasyonu kolaylaştırması nedeniyle fonksiyonel nedenlerle de planlanabilir.

Göz kapağı ameliyatlarına nasıl hazırlanılmalı?

Göz kapağı estetik ameliyatı, diğer estetik ameliyatları ile karşılaştırıldığında nispeten basit bir girişimdir. Buna rağmen, tüm ameliyatların öncesinde olduğu gibi, bu ameliyat öncesinde de göz sağlığınıza ve genel sağlık durumunuza yönelik titiz bir araştırma yapılmalıdır.

Göz ile ilgili herhangi bir şikayetinizin varlığı durumunda (göz tansiyonu, göz kuruluğu, lens ve gözlük kullanımı gibi) mutlaka bir göz hekiminden konsültasyon istenir. Ameliyattan önce kullandığınız tüm ilaçları, -özellikle de kan sulandırıcı ilaçları- ve daha önce geçirmiş olduğunuz tüm ameliyatları mutlaka doktorunuza bildirmeniz gerekir.

Göz estetiği ameliyatları nasıl yapılır ve ne kadar sürer?

Genellikle uzun sürmeyen ameliyatlar olan göz kapağı estetik ameliyatı, lokal anestezi altında yapılabilir ancak hasta ve hekimin ortak kararları sonucunda genel anestezi de tercih edilebilir.

Göz estetiği ameliyatı, sadece üst göz kapağına yönelikse yaklaşık 20 dakika sürerken, üst ve alt göz kapakları birlikte ameliyat edildiğinde bu işlemin süresi 1 saate kadar çıkabilir. Ameliyat sonrasında genellikle aynı gün taburcu olunur.

İyileşme süreci nasıldır?

diye düşünenleriniz var ise, sorunuza karşılık şu açıklamayı yapabilirim.

Estetik göz kapağı ameliyatı sonrasında gözlerinizin etrafında bir miktar ödem (şişlik) ve kızarıklık oluşabilir. 2. ve 3. günlerde bu şişlikler azalırken yerini morluklara bırakabilir. İlk haftada yapılan kontrolünüzde dikişleriniz ve göz çevrenizdeki bantlar alınırken, morluklar genellikle yok olur ve gözleriniz neredeyse normal bir görünüme kavuşmuş olur. Ameliyat sonrasında göz damlaları ile birlikte antibiyotik, ağrı kesici, ödem azaltıcı gibi damlalar size hekiminiz tarafından reçete edilecektir. Estetik göz kapağı ameliyatını izleyen ilk hafta boyunca göz kuruluğuna neden olabilecek; kitap okuma, bilgisayar kullanma, televizyon seyretme gibi aktiviteleri sınırlamanızı tavsiye ederim. İlk haftanın sonunda genellikle normal aktivitelerinizi yapabilecek kadar kendinizi iyi hissedersiniz fakat ağır egzersiz ve aktivitelerden 4 hafta boyunca kaçınmalısınız.

Saygılarımla...

Yazının devamı...

Kaş Kaldırma Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Keşke hiç yaşlanmasak diyorsunuz değil mi?

Lütfen böyle düşünmeyin. Yaş almak yani yaşlanmak güzeldir, çünkü yaşadığımızın en somut kanıtıdır. Bir de aksini düşünsenize lütfen. Yaş almıyorsanız, hayat sona ermiştir. Aman Allah korusun. Dönelim konumuza. Efendim, yaşlanmanın durdurulamaz ve kaçınılmaz olduğunu konuşmuştuk. Dolayısıyla önemli olan bu durumdan mutsuz olmak değil, bu süreci kontrol edebilmektir.

Yaşlanmanın ilk etkileri de göz çevremizde başlar. Yüzümüzün esnekliği azalır, alnımızda ve göz kapaklarımızda sarkmalar başlar. Alında oluşan çizgiler; uykulu, mutsuz ya da yorgun bir görünümüne, kaşların ortalarında oluşan dik çizgiler ise kızgın bir görünüme yol açar. Alın germe ya da kaş kaldırma olarak bilinen ameliyatlar ise gözlere ve alın bölgesine daha dinç ve enerjik bir görünüm vermeyi, bu bölgeyi gençleştirmeyi amaçlar.

Aslında kaş kaldırmayı göz estetiğinden ya da göz estetiği ameliyatlarını konuşurken bu konuyu kaş kaldırmadan ayırmamak gerekir. Birlikte fonksiyon gören iki dokunun birbirlerini etkilemesi kaçınılmazdır.

İdeal kaş nasıl olmalıdır?

Değişen moda akımları ideal kaş pozisyonunu, şeklini, kalınlığını, sivriliğini, yukarı ya da aşağı yönelimini yıllar içinde değiştirmiştir. Yakın zamana kadar yay gibi kıvrım gösteren, en yüksek noktası göz bebeğinin dış hizasında olan ideal kaş tasarımları, yerini daha düz kaşlara bırakmaya başladı. . Kaşların kendi güzelliklerinin yanı sıra, gözlerin güzelliğini de ortaya çıkaracak ve onları baskılamayacak şekilde olması da önemlidir. Kişinin tercih ettiği kaş güzelliğinin detaylarına uygun şekilde kaş kaldırma ameliyatı planlamasının yapılması çok önemlidir.

Kaşın başlangıç noktalarını ya da bitiş noktalarını olması gerekenden daha fazla ya da daha az kaldırmak, istenmeyen estetik sonuçlara neden olabilir. Eğer kaşların başlangıç noktaları çok kalkarsa hayret veren, şaşırmış bir ifade yüze yansır. Kaşların bitiş noktaları çok kaldırılırsa, bu sefer de kızgın bir ifade yüze yansır ve kaşlarla gözlerin ilişkisi ve etkileşimi azaltılmış, gözler fazlasıyla ortaya çıkartılmış olur ve sonuçta doğal olmayan bir görünüm ortaya çıkarır.

Peki kaş kaldırma ameliyatı nasıl yapılır?

Kaş kaldırma ameliyatlarında birçok farklı yöntem uygulanabilir ancak günümüzde en sık uygulanan, en popüler olan yöntem ''endoskop'' denilen küçük ve ince kameralar yardımıyla, alına hiç kesi yapmadan ve iz bırakmadan yapılan işlemlerdir.

Endoskopik kaş kaldırma ameliyatlarında saçlı derinin iç kısımlarında birkaç farklı noktadan küçük delikler açarak, hemen hemen hiç kanamaya yol açmadan ve alında iz bırakmadan ameliyatı gerçekleştirmek mümkündür. Bu yöntem sayesinde eski yöntemlerde oluşan skar (yara izi) oluşumu engellenir ve daha az şişlik oluşması ile iyileşme döneminin çok daha kısa sürmesi sağlanır. Bu tekniğin dezavantajı ise saçlı doku içinde yapılan kesilerin bir miktar saç kaybına yol açmasıdır. Bu konuda çok hassas olan hastaların diğer tekniklere yönelmesini tavsiye ederim.

Bunun dışında, hemen kaşın üstünden, alında oluşmuş kırışıklıklardan veya saç çizgisinin hemen önünden yapılabilen kesilerle de kaş kaldırma ameliyatları yapılabilmektedir. Bu işlemler genellikle daha ileri yaşlarda olan ya da genç olsa da ciddi kaş sarkması bulunan hastalarda uygulanmaktadır. Yapılan kesi yerlerinde, ilk aşamada bir süre kızarıklık oluşacaktır. Ancak bir süre sonra bu bölgelerde neredeyse hiç iz kalmamaktadır.

Bu ameliyatı yaptırmayı düşünen ve “Kaş kaldırma ameliyatlarının riskleri var mıdır?” diye aklında soru işareti olanlara da şu açıklama ile cevap vermek isterim.

Yukarıda da bahsettiğim gibi kaşların olması gerekenden daha fazla ya da daha az kaldırılması gibi durumlar doğal olmayan ve istenmeyen bir görünüm ortaya çıkarır. Bu nedenle tüm estetik ameliyatlarda olduğu gibi tecrübe çok önemlidir. Hekiminize bu ameliyatlar konusundaki tecrübesini mutlaka sorun ve daha önce yaptığı vakaları göstermesini rica edin.

Diğer önemli risklerden biri de ameliyat sonrasında oluşacak izler ya da saç kayıplarıdır. Ayrıca ameliyat sahasında bulunan sinirlerin hasarlanması, kanamalar ya da enfeksiyonlar nadiren oluşabilen sorunlardır.

Kaş kaldırma ameliyatı sonrasında iyileşme döneminde neler yapılmalı?

Kaş kaldırma, alın germe ameliyatları sonrasında, kaşlarınızın etrafına ve alnınıza birkaç gün süreyle bant-pansuman uygulanır. Bu dönemde alnınıza soğuk kompres uygulayarak ödemlerin daha hızlı inmesine yardımcı olabilirsiniz. Ameliyat sonrası dönemde, alnınızda hafif bir şişlik oluşabilir ancak morluk sıklıkla karşılaşılan bir durum değildir. Ameliyatınızın 3. gününde saçlarınızı yıkayabilirsiniz. Ameliyattan sonraki 7. günde dikişler alınacaktır. Hastalar genellikle ameliyattan sonraki ilk haftanın sonunda alınlarındaki şişliklerin yok olması ile birlikte kendilerini tamamen iyileşmiş hissederler. Ameliyat sonrasında geçici bir süre için kaşlarınızı ve alnınızı hareket ettirmekte zorluk ve alnınızda hissizlik yaşayabilirsiniz, bu ameliyatın normal iyileşme süreci içinde beklenen bir durumdur.

Saygılarımla...

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Sorularınız İçin : kayabasoglu@yahoo.com

Telefon : 0542-522- 54-54

Yazının devamı...

Yüz Germe Ameliyatı Nasıl Yapılır ve Sonrasındaki Süreçler Nasıldır?

Yüz germe ameliyatı, tüm estetik ameliyatlar içinde en büyük değişimi yaratan ameliyattır. Eğer aynaya baktığınızda kendinizi hissettiğinizden daha yaşlı görüyorsanız ve kendinize büyük bir hediye vermek isterseniz yüz germe ameliyatı sizin için doğru bir seçenek olacaktır.

Yüz germe ameliyatlarında birkaç farklı yöntem uygulanmaktadır. Yöntemin seçiminde hastanın sağlık durumu, sigara kullanımı, yaşı, cinsiyeti, yüzünün yaşlanma derecesi, cildinin durumu ve yüz kemiklerinin yapısı önemli rol oynar. Dolayısıyla, her hasta için neredeyse farklı işlemler planlanabilir. Ayrıca hastanın yüzünün yaşlanma ve sarkma derecesine göre ameliyatın genişliğine karar verilebilir. Bazı hastalarda kaş kaldırma, göz kapağı, çene estetiği ve boyun estetiği de yüz germe ameliyatına eklenebilir.

Peki ameliyatın hedefleri nelerdir?

Göz altında oluşan çukurlaşma ve kırışıklıklar, yanaklardan aşağı yani çeneye doğru sarkan dokular nedeniyle bozulan çene çizgisi, boyundaki yağlanma ve sarkmalar yüz germe ameliyatının hedef bölgeleridir.

Cilt kırışıklığı ve sarkması çok olan hastalarda klasik yüz germe teknikleri tercih edilir. Bu teknikte favori bölgesinden başlayan önce kulak önüne sonrasında kulak arkasına doğru devam eden bir kesi yapılır. Bu ameliyatın başarısı cildin değil, derinindeki dokuların gerilmesinde yatar. Cilt üzerinde hiç gerginlik bırakılmamalıdır. Aksi durumda iyileşme sırasında cilt çok gerilir ve kötü bir iz bırakır. Ancak derin dokuların askılanması sayesinde, uzun süreli kalıcı sonuçlara ulaşmak mümkündür.

Yüz germede diğer bir yöntem ise endoskop adı verilen 4mm lik kalınlıkta cerrahi kameralar eşliğinde yapılan tekniktir. Bu teknikte saçlı deri içinde yapılan küçük kesiler vasıtasıyla yine derin dokular yukarıya gerilir ve tespit edilir. Yüzünde sarkmanın çok olmadığı, çene çizgisinin çok bozulmadığı ve cilt kırışmasının az olduğu hastalar, endoskopik yüz germe için daha uygun hastalardır.

Gelelim diğer merak ettiğiniz konulara. Bu ameliyat ne kadar sürer?

Yüz germe ameliyatları 4-6 saat sürebilir. Bu süre size uzun gelip korkutmasın. Eğer kalıcı ve uzun süreli etkiye sahip bir yüz germe ameliyatı istiyorsanız, bunun derin planda gerçekleştirilen bir ameliyatla mümkün olduğunu bilmelisiniz.

Biraz da iyileşme döneminden bahsedelim.

Yüz germe ameliyatı sonrasında ilk 3 gün yüzünüzde yoğun ödem-şişlik oluşabilir, sonrasında azalan şişliklerle beraber yüzünüzde hafif derecede morluklar oluşmaya başlayabilir. İlk hafta içinde dikişleriniz alınacaktır. 7-10 gün içinde morluklar ve şişlikler kaybolacaktır. Makyajla kolayca gizleyeceğiniz hafif bir şişlik ise 2-3 hafta daha devam edebilir. Yüz estetiği ameliyatı sonrasında kanama, yara yerlerinde iltihap ve açılma, enfeksiyon, ciltte his azalması, sinirlerde zedelenme gibi komplikasyonlar yaşanabiilir.

En çok sorulan bir diğer soru da; Bu ameliyat için bir yaş sınırı var mıdır?

Genel sağlık durumunuz iyi olduğu sürece yüz germe ameliyatı için bir yaş sınırı yoktur. Ancak ideal yaşı sorarsanız eğer, yaşlanma etkilerinin 45’li yaşlardan itibaren hızlandığı bilinmektedir. Bu sebeple 50’li yaşlar yüz germe ameliyatı için en ideal yaştır. Ancak şu noktayı vurgulamakta fayda var; yüz germe ameliyatı olmak için iyice yaşlanmayı beklememelisiniz. Çünkü yüz germe ameliyatı kendinize yapacağınız en iyi yatırımlardan biridir ve bu yatırımı ne kadar erken dönemde yaparsınız o kadar uzun süre keyfini sürersiniz.

Saygılarımla...

Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Sorularınız için: kayabasoglu@yahoo.com

Özgeçmiş : gurkankayabasoglu.com/gurkan-kayabasoglunun-ozgecmisi/

Telefon : 0542-522-54-54

Instagram : instagram.com/gurkankayabasoglu/

Facebook : facebook.com/drgurkankayabasoglu/

Site : gurkankayabasoglu.com

Yazının devamı...

Doğal Görünen ‘’Yüz Germe Ameliyatı’’ Mümkün mü?

Yüz germe ameliyatı; tüm estetik ameliyatlar arasında hayatınızda en büyük değişimi yaratacak ameliyattır. Eğer kendinizi bu değişime hazır hissediyorsanız, yazının devamını okuyabilirsiniz.

Günümüz modern yaşamı ve iş hayatı, 50 yıl öncesine göre epey hızlandı. İnsanlar geçmişe oranla daha fazla sosyalleşti ve ortalama insan ömrü uzadı. Çalışma süreleri, stres faktörleri ve güneşin zararlı etkileri arttı, ancak bunun tam aksine organik beslenme azaldı. Tüm bunların sonucunda ise daha erken yaşlanır hale geldik.

Yaşama dair tüm bu değişiklikler sonrasında modern toplumumuzda emeklilik yaşına gelen, ancak içinde halen yoğun şekilde gençlik hissi duyan insanların sayısı da arttı. Çalışmaktan yaşamaya fırsat bulamamak ve daha hızlı yaşlanıyor olmak, hayatın değerini daha iyi anlamamızı sağladı. Sonuç olarak daha genç görünmeyi arzu eden, yani ‘zamana yenilmek istemeyen’ insanlar, yüz germe ameliyatlarının eskiye oranla daha popüler hale gelmesini sağladı.

Yüz germe ameliyatlarına talep, Amerika’da ve Avrupa toplumlarında son 30 yıldır giderek artarken, ülkemizde uzun yıllardır sadece ünlüler tarafından ilgi gören bir ameliyat olarak algılanmaktaydı. Ancak son 10 yıldır Türkiye’de de bilinmeye ve talep edilmeye başlandı.

Bu sürecin hızlanmasındaki nedenlerden biri de, bilinenin aksine yüz germe ameliyatı sonrasında oldukça doğal bir görünüm kazanılabileceğinin anlaşılmasıdır. Aynı sosyolojik süreci burun estetiği konusunda da yaşamıştık. Yaklaşık 20-30 yıl önce yapılan ve sıkça rastladığımız ‘hokka burunlu’ ve birbirinin aynı görünen burunlar yerini tamamen doğal görünen burunlara bıraktı. Yüz germe ameliyatı sonrasında konuşurken mimiklerini bile kullanamayan insanlar yerine, gayet doğal görünen hatta ameliyat olduğu bile kolay kolay anlaşılamayan hastalar dikkat çekmeye başladı.

Her zaman belirttiğim gibi yüz germe ameliyatı olmak demek, ağzınızın açık kalması, rüzgar tüneline girmişçesine yüzünüzün çekilmesi ve gerilmesi demek değildir. Hatta daha iddialı şekilde söyleyebilirim. Bilinenin aksine en doğal estetik ameliyat yüz germe cerrahisidir. Çünkü sizi değiştirmeyen tek estetik ameliyattır. 10-15 yıl önceki görüntünüzü size geri veren bir cerrahi işlemdir. Bu nedenle yüz germe konusunda uzman ellere yüzünüzü emanet ederseniz, alacağınız sonuçlar da son derece tatmin edici ve doğal olacaktır.

Yüz germe ameliyatı için kimler mi başvuruyor? Aynaya baktıklarında, yüzünün kendini hissettiği yaşla uyumlu olmadığını düşünen ve bu nedenle mutsuz olan hastalarımız bize gelerek daha genç görünmek istediklerini, kısacası yıllara yenilmek istemediklerini belirtiyorlar.

Yüz germe ameliyatı sonrasında birçok hastam kendisini artık çok daha genç hissettiğini, daha uzun ve keyifli yaşamak adına müthiş bir enerji duyduklarını, eş-dostları ve akrabalarıyla çok daha iyi ilişkiler kurduklarını, kendilerini çok daha iyi ifade ettiklerini ve özgüvenlerinin arttığını belirtiyorlar. Elbette benim de motivasyon kaynağım bu ifadeler oluyor.

Saygılarımla

kayabasoglu@yahoo.com

gurkankayabasoglu.com

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.