SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Uzaktan çalışma ve performans

 

Karantina günlerinde, uzaktan çalışma disiplini başkadır. Uzaktan çalışma modeli, artık ister istemez çoğumuzun hayatına entegre oldu. İnternetin varlığıyla birlikte bir bilgisayarın olması ile işler yürürken dijital iletişimde bir yandan toplantılarımızı gerçekleştiriyoruz. 

Uzaktan çalışma, son yıllarda, özellikle girişimcilerde ve çeşitli sektör/işlerde hali hazırda kullanılmaya başlanmış bir yöntem.  Pandemi günleri ile birlikte bir anda bu yöntem, hızlıca iş ve özel hayatımıza girdi. Büyük kurumsal yapılar, teknolojik alt yapı güçleriyle bu yönteme çabuk adapte olurken küçük şirketler birkaç haftada bu yöntemi benimseyerek etkin bir şekilde kullanmaya başladılar.

Deloitte’un yaptığı ankete göre; İstanbul ağırlıklı olmak üzere ülke çapında evden çalışma uygulamasına geçenlerin oranı %48,7. Sahada yer alan sektörler başta üretim olmak üzere; devamında “Hızlı Tüketim ve Perakende” ve “Dayanıklı Tüketim Malları” sektörleri olarak belirlenmiş. Sahada yer alan sektörler başta üretim olmak üzere; devamında “Hızlı Tüketim&Perakende” ve “Dayanıklı Tüketim Malları” sektörleri olarak belirlenmiş.

Bu çalışma yöntemi öncelikli özel sektörde olmak üzere ilerleyen zamanlarda kamuda da sistemleşecek ve daha da etkin kullanılacak. İşverenler, çalışanların motivasyonunu artırmak ve maliyetleri düşürmek üzere, bu yöntemi uygun pozisyonlarda değerlendirecektir. Yaşadığımız şu günler aslında bu yöntemin bir provası gibi…

Özellikle bu iki gücü elinizde tuttuğunuzda, uzaktan çalışmak, çok daha keyifli ve verimli olabiliyor.

Hem ofis hem de evden çalışan biri olarak söyleyebilirim ki, bu durumun pek çok avantajı olduğu gibi dezavantajları da var.

Çalıştığınız, yetiştirmek zorunda olduğunuz işler aile ve çevre tarafından anlaşılmaz.

Çat kapı ziyaretler olabilir.

Bir yandan işe gitmek için harcadığınız zamandan, ettiğimiz tasarrufla birlikte, kendinize vakit ayırabilir ve ailenizle de daha fazla vakit geçirebilirsiniz.

Çocuklarınızın okuldan geliş saatinde evdesinizdir.

İşyerinde yaşadığınız stresin miktarı azalabilir.

Kişisel bakım- yol- yemek maliyetleriniz azalabilir.

Performansı etkileyen iki önemli başlık var.

 

Uzaktan da olsa çalışmak zorundasınız ve bir şekilde yetiştirmeniz gereken işler var. Yöneticiniz sizi ve performansınızı takip ediyor. İş ne kadar zorunlu olsa da önce işinizi yapmak için kendi motivasyonunuzu sağlamalısınız. Sizi çalışmaya motive edecek iç veya dış kaynakları bulabilirsiniz. Bu kazanacağınız prim olabilir veya yöneticinizin takdiri ya da başarma hissiniz olabilir.Yöneticiler, bugünlerde biraz daha sık, motive edici, şeffaf ve yapıcı iletişim kurmalı.

Ofise zaten çalışmak üzere koşullu gidiyorsunuz.  Ancak ev rahat bir ortam ve bu rahatlık sizi rehavete sokabilir. Dikkatinizi dağıtarak, işe başlamanızı veya devam ettirmenizi engelleyecek pek çok dış etken olabilir. Evdeki diğer fertlerin, sizinle iletişime girmesi, çalan kapı, “bir el oyun oynayayım sonra çalışmaya başlarım” düşüncesi veya akşama yemek hazırlığı gibi farklı işler sizi oyalar ve odağınız bir an iş olmaktan çıkar. Küçük disiplinlerle kendinize ait bir düzen kurarak, performansınızı artırabilirsiniz.

Uzaktan çalışma modelinde ilk olarak; teknik alt yapı ve donanımınızın tam bir şekilde hazır olması gerekir. Bilgisayar, kablosuz ağ,  telefon ve tabii ki mobil şarj cihazları olmazsa olmazlar arasında detaylar arttırılabilir.. Örneğin; bulut depolama, toplantılar için kamera, tablet, elektrik kesintisinde jeneratör bile olabilir. İşyeriniz zaten eksiklerinizi karşılayacaktır ama siz de kendi bütçenize göre bilgisayar vb. alt yapı gereksinimlerinizi karşılayabilirsiniz. Çalışma sırasında, süreklilik için elektrikle beraber kablosuz ağ çok önemli biliyorsunuz.. Bu tip teknik gereklilikler ve sorunlara karşı önlemleriniz hazır olsun ki rahat çalışabilin.

Evden çalışmak, ofiste çalışmaya göre çok daha rahat olabiliyor. Uyulması gereken ofis kuralları olmadığı için daha rahat hareket edebilirsiniz. Ancaak (!) bu rahatlık, çalışma sürelerini ve veriminizi de olumsuz etkileyebilir, unutmayın!

Çalışma sırasında, bilgisayarınızla, not defterinizle rahat ve kullanımınıza göre organize edeceğiniz masa yeterli olacaktır. Çalışma ortamınızın düzenli olması işe adaptasyonunuzu sağladığı gibi vaktinizi iyi değerlendirmenizi sağlar. Dağınıklık gözünüzü yorar, dikkatinizi dağıtır.  Ayrıca çalışma ortamı deyince, mutfağın gücünü de unutmayalım. Mutfak, çay, kahve ve atıştırmalık ihtiyaçlarınıza da yakın olduğu için bir fırsat olarak değerlendirebilirsiniz. Bu mümkün değilse, enerjinizi tazeleyecek yiyecek ve içecekleri çalışmaya başlamadan önce yakınınızda hazırda bulundurabilirsiniz.

Yalnız çalışmak, kontrolsüz gibi gözükse de işverenler çeşitli yöntemlerle çalışanlarını takip ediyor.

İşverenler (!) çalışanlarınızın kalan zamanlarda, çalışmadıklarını düşünmeyin, biraz esneklik tanıyın. Ekibinizin iş takvimleri ve programları paylaşılabilir.  İster yönetici ister çalışan olsun, herkesin kendine ait bir programı olmalı. Bu programı yaparken dış etkenleri de göz önünde bulundurun ki plandan çok geri kalmayın. Yemek arası, kısacık çay sohbetleri veya birkaç egzersizle aralar verebilirsiniz. Örneğin; telefonla konuşurken, evde yürüyün. Bu tip minik egzersizler bedeninizi, zihninizi ve ruhunuzu canlandırır.

Evde rahat giyinerek, rahat çalışırım demeyin. Pijamayla çalışmaya başladığınızda bir müddet sonra gevşediğinizi hissedebilirsiniz. Kalkar kalkmaz, günlük bakım ve yemek rutinlerinizden sonra ayrı bir kıyafetle çalışma masanıza tam vaktinde geçin.

Hedeflediğiniz gibi, geçen gün sonunda kendinize ufak bir hediye vermeyi unutmayın. Hediyenin ne olduğu size kalmış ama sizi motive eden bir şey olsun.  

Psikolog Merve Tepeli Yürüten’ e sosyal izolasyon günlerinde ruh sağlımızı korumak için önerilerini sordum.

Öncelikle, hayatımızdaki bu fiziksel ve ruhsal değişimleri kabul etmemiz önemli. Bir şeyler değişebilir ve biz her şeyin eskisi gibi olması konusunda çok ısrarlı olmamalıyız.

Eskiden yapmaktan keyif aldıklarımız, bu günlerde bize keyif vermeyebilir. Zorlamaya gerek yok, eskileri bırakıp yeni bir şeyler denenebilir, yeni bir şey araştırmak, keşfetmek, öğrenmek gibi.

Kendimize en fazla yatırım yapabileceğimiz bir dönemden geçtiğimizi unutmamalıyız. Hayatımızı ve geleceğimizi gözden geçirip, yeni planlar ve düzenlemeler yapabiliriz. Hayatın yoğunluğu içerisinde gözden kaçırdığınız birçok şeyin var olduğunu, sizi beklediğini göreceksiniz.

Süreci iyi bir şekilde değerlendirdiğimizde, pandeminin sona ermesi durumunda ruhsal ve fiziksel kayıpların tam tersi, kazanımlarımızın ve farkındalıklarımızın arttığı bir dönemi, tamamlamış olmanın keyfiyle, hayatımıza bıraktığımız noktadan devam edebileceğimizin bilincini ve heyecanını ayakta tutmalıyız.

“Çok bunaldım, sıkıldım” diyorsanız: zaman zaman bu süreçten bunalmak çok doğal ve beklenen bir ruh hali. Bunaltı, sıkıntı bir duygu ve bu duyguyu rahatlatmak için düşüncelerimizi gözden geçirmemiz, bu duyguları yoğun yaşamamıza neden olan düşünceleri onarmamız gerekiyor, bu onarım duygu ve davranışlarımıza olumlu yansıyacaktır, işin içinden çıkamama durumunda on-line çalışmalarına devam eden uzmanlardan destek almak, faydalı olacaktır.

Oğuz’um Mira’ m sizi çok ama çok seviyorum. Sabretmekten vazgeçmeyeceğiz değil mi? Pandemi günleri bitecek daha güzel günler başlayacak. Biraz daha sabredeceğiz.


KARİYERİNİZ PARLASIN

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için “esra@cvcheckup.com” e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER
Kariyer Gelişim Koçu ve İnsan Kaynakları Danışmanı

Linkedin : Esra Kemer
Instagram : esra__kemer
Facebook : Esra Kemer - CVCheckup

Yazının devamı...

Online mülakatlara hazırlık

Merhabalar,

Öncelikle şu günlerde işlerine devam eden tüm sağlık, kargo, market vb sektör emekçilerine selam olsun, emeğinize sağlık. Sokağa çıkma yasağı başladığında fırınlar açık olacağı halde marketlere dökülenler iki hafta evde kalın lütfen...

Biliyorsunuz, corona virüsün yaygınlaşması ile pandemi ilan edildi ve tüm dünya gibi artık bizimde gündemimizde. İş ve özel yaşamımızı gerekli önlemleri alarak en hasarsız şekilde ve minimum kayıpla atlatmak üzere hayatımızı kurguladık. Sahada çalışanları işlerini kısıtladığı gibi korunma önlemlerini alıyorlar. .

İş hayatına baktığımızda ise tepe yönetim ve İnsan Kaynakları birimlerin kısmi de olsa uzaktan çalışma modellerini hızlı bir şekilde hayata geçirdiler. Uzaktan çalışabilecekler bilgisayarlarını alıp evden çalışıyorlar, görüşmelerini-toplantılarını telefonla veya dijital platformlardan gerçekleştiriyorlar.

Ancak gündem sağlık açısından tehlikeli olunca İnsan kaynakları birimlerinin hem çalışanları hem de adayları açısından daha fazla hassas olması gerekiyor. İşe alım yapan uzmanlar ve ilgili yöneticilerinin adaylarını ilk CV inceleme veya ön görüşme için şirketinize çağırmaması risksiz olacaktır. İlk görüşmeyi telefonla veya alternatif dijital iletişim kanallarında gerçekleştirmeyi tercih edebilirler. Sağlık açısından tehlikeli günlerdeyiz ancak bundan sonra İK politikalarına online mülakatların daha etkin şekilde yer alması gerekliliğine inanıyor ve savunuyorum. İşveren açısından hızlı ve maliyeti düşük bir yöntem olduğu gibi adaylarınız için de maliyeti düşük bir yöntem. Genel olarak ilk görüşmeler için pratik bir yöntem olduğu gibi şu son günlerde de sağlık açısından risksiz bir yöntem. Görüşmeler organize edilse bile katılım sağlayacak adayların sayısı azalacaktır. Aslında online görüşmeleri her zaman her iki tarafın vaktini almamak adına yapabilirsiniz. Keza toplantılarınızı bile çeşitli dijital platformlardan yapabilirsiniz. Bir devir değişecek şirketler için daha düşük maliyetli ve belki verimin artacağı uzaktan çalışma yöntemi daha yaygın bir hâl alacak.

İşe alım yapan uzmanlar olarak telefonla veya dijital iletişimle işe alım görüşmelerini nasıl yapabilirsiniz?

-Öncelikle açık pozisyon için aradığınız nitelikler ve gerekli detaylar önceliklendirilmiş olarak hazır olsun.

-Aday havuzunuzdaki CV’leri aradığınız nitelikler doğrultusunda inceleyin ve seçimlerinizi yapın. Unutmayın, maalesef iş arayanlar CV’lerini yeteri kadar detaylı hazırlamadığı gibi güncelde tutmuyorlar. Bazen dikkatli incelemek aradığınızı kolay bulmanızı sağlayabilir.

-Olası adaylarınızı kesinleştirdikten sonra soracağınız sorularınızı belirleyin. Sorularınız ön eleme için ve bir sonraki detay mülakata göre hazır olmalı.

-Ön görüşmelerinizi ve mülakatlarınızı adayların da uygunluğuna göre zaman planlamalarınızı yapın.

-Ön görüşmeleriniz sonrasında seçtiğiniz adaylarla videolu görüşmelerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Kendi İK süreçlerinize göre bu süreci yeniden pozisyona, teknik süreçlere, kullandığınız envanterlere göre revize edebilirsiniz.

-Görüşmelerinizi normal mülakat süreci gibi yürütebilirsiniz. Sadece karşınızda ki aday belki ilk defa telefon mülakatı yapıyor, kendisine şans verin.

Gelelim iş arayan adayların telefon/online mülakat sürecini nasıl yürüteceğine. Son dönemde telefonla veya dijital kanallarda mülakatlar oldukça arttığı gibi son şu son günlerde online mülakat oldukça önem de kazandı.

İş ilanlarına bakıp size uygun olabilecek iş ilanlarına başvuruyorsunuz ve içlerinden bazıları tam size uygun. Online mülakatlara davet edildiniz. İşte, o büyük an geldi.

Peki, online mülakatlara nasıl hazırlanmalı, nelere dikkat etmeli, nasıl davranmalı. İşte size online mülakatlara nasıl hazırlanacağınıza dair birkaç ipucu..

Her zaman söylerim aslında mülakata hazırlık, ilana başvurmadan başlar. İş başvurusu yapacağınız şirketi iyi tanımanız gerekir. Önce işi, şirketi iyice araştırın ve size görev tanımı, seviye, nitelikler ve lokasyon gibi özellikler uyuyorsa başvuru yapmak faydalı olur.

Mülakata Hazırlık

Mülakat konusu olan işe iyi hazırlanın. Şirketi, değerlerini, ürün-hizmetlerini, başvurduğunuz işin tanımı gibi detaylarını iyice araştırın. Telefon mülakatları zamansız olabilir ancak videolu mülakatlar için zaman belirlenir. Mülakatı yapacağınız yeri, kıyafetlerinizi, kameranızı hazırlayın. Telefon mülakatı veya videolu online mülakat olsun neler söyleyeceğinizi, kendinizi nasıl ifade edeceğinizi tasarlayın, genel cevaplarınız hazırda olsun. CV’nizin üzerinden geçerek neyi nasıl anlatacağınıza hazırlanın. Aslında bu çalışmayı yüzyüze mülakatlar içinde yapıyorsunuz. Hangi konulara değineceğinize ve neler soracağınıza dair notlarınızı alın. Gerekirse bir yakınınızla veya uzmanla mülakat sürecine hazırlanın. Videolu görüşmeler için kameranız, görüşmeyi yapacağınız oda hazır olduğu gibi beraber yaşadığınız ailenizi, arkadaşlarınızı görüşme günü ile ilgili bilgilendirin ki görüşmenize davetsiz misafir olmasınlar. Giyeceğiniz kıyafette aynı şekilde hazır olmalı. Ayrıca aktif olarak iş arama dönemindeyseniz telefonunuzun şarjı olsun ve sabah mesai saatleri içinde aranacağınızı düşünerek kendinizi planlayın

Mülakat Sırasında

Telefon mülakatları için zamansız aranabilirsiniz. Online mülakatlar, yüz yüze mülakatlardan biraz daha farklı ve zorlu olabilir. Sıcak temas ile yaydığınız enerjiyiz online mülakatlarda karşınızdakine hissettiremez ve beden dilini, göz temasını veya mimikleri kullanamazsınız. Kullanabileceğiniz seçtiğiniz kelimeler, sesiniz, vurgularınız ve tabii gülümsemeyerek konuştuğunuzda karşı tarafa hissettirdiklerinizdir. Tanımadığınız bir telefonu açıp konuşmaya başladığınızda ilk izlenimi bırakacağınızı unutmayın. Eğer o an çok uygun bir ortamda değilseniz sizi arayan İK uzmanından birkaç dakika süre isteyebilir ve uygun bir ortama geçerek görüşmenizi yapabilirsiniz. Görüşme sırasında kullandığınız kelimeler, ses tonu, konuşma hızınız çok önemli. İK uzmanı sizi dinleyebilmeli ve not alabilmeli. Ayrıca, soruları cevaplayabilmeniz için etkin bir şekilde dinlemeniz gerekir. Kendinizi anlatmak için heyecanla yöneltilen soru bitmeden cevaplamaya başlarsanız daha zor bir durumda bulabilirsiniz kendinizi.

Videolu görüşme sırasında birebir mülakat sırasında da giyiminizin ve görünüşünüz iş hayatına uygun olmalı. Kambur veya yana yıkılmış durmak yerine dik oturmaya gayret edin. Ellerinizi çok kullanmamaya gayret edin, örneğin birebir mülakattaki gibi avuçlar birbirine değecek şekilde durması iyi duracaktır. Sallanmamaya gayret edin, sallandıkça kamera sallanabilir ve karşınızdaki İK uzmanının dikkatini dağıttığınız gibi kendinizle ilgili olumsuz bir algı bırakabilirsiniz. Notlarınıza arada sırada bakma şansını kullanabilirsiniz. Ayrıca teknik sorunlarla mülakatınızın kesilmemesi için gerekli olan teknik donanımı kontrol etmeniz gerekir. Mülakatlara nasıl hazırlanacağınızı daha önce yazmıştım, mutlaka çalışmaya başlayın. Kariyerinizi siz yönetirsiniz, tesadüflere, şansa bırakıp riske atmayın.

Oğuz’um Mira’ m sizi çok ama çok seviyorum. Siz neler yaşadınız bugünleri de atlatacaksınız. Biraz daha sabır ve evden hayatınızı yaşamaya devam edin. Hem fiziksel hem de ruhsal sağlıklı günleriniz olsun.


KARİYERİNİZ PARLASIN

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için “esra@cvcheckup.com” e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER
Kariyer Gelişim Koçu ve İnsan Kaynakları Danışmanı

Linkedin : Esra Kemer
Instagram : esra__kemer
Facebook : Esra Kemer - CVCheckup

Yazının devamı...

İş hayatında networkun önemi

AĞ KURMA BAĞ KUR

Network günümüzde çok önemli. Networkünüz ne kadar genişse, iş ve özel yaşamda karşınıza çıkan fırsatlar da bir o kadar fazla oluyor. İş ararken tanıdıklarınızın olması, yeni müşteriler, işbirlikleri, tedarikçileriniz veya aradığınız uzmana ulaşma şansınız çok daha kolaylaşabiliyor.

NETWORK (AĞ) NEDİR?

Teknolojik olarak;

Ağ/Network; iki veya daha fazla bilgisayarın kablolu ya da kablosuz iletişim araçları üzerinden, yazılım ve donanım bileşenleriyle birlikte bağlanarak meydana getirilen sistem olarak tanımlanabilir. Aslında teknolojik olarak açıklamayı bu şekilde yapabiliriz.

Hayatta;

Network tanımı iş ve özel yaşamımızın o kadar içinde ki... “Onun çok tanıdığı var”, “Bizim sektörde tanımadığı yoktur”, “Bütün mahalleyi tanır” gibi ifadeleri çok duyarız ve aslında o kişinin networkünün/tanıdığının geniş olduğunu anlamına geliyor.

Bence network kısaca; İletişim kanalı ve ilişki yönetimidir. Hayatımızda kurduğumuz ilişkiler bütünü, tanıdığımız insanlar ve iletişim kurduğumuz profesyonellerdir. İş hayatında olduğu kadar özel yaşamda da hayatımızın içindeki bir kavram network.

Günümüzde dijital bir hayat da var. Network dediğimizde, aklımıza iş-sosyal ağlardaki bağlantı sayıları, telefon rehberindeki isimler, iş platformlarında ağımızdaki profiller aklımıza gelebiliyor. Network dediğimizde, sadece bağlantıda olan kişiler ve miktarını düşünmeyin. Network ne kadar geniş olursa, faydası da bir o kadar fazla olacaktır.

NETWORKUNUZU GELİŞTİRİRKEN NELER YAPMALISINIZ?

Kimimiz sözlü, kimimiz yazılı, kimimiz ise yüz yüze iletişimi tercih eder. Genel olarak iletişim kurduğunuz şeklin, dinamiklerine göre iletişim sürecini yürütebilirsiniz.

•Önce iletişim kurduğunuz kişi, hedef kitlenizde olan kişi mi? Doğru kişilerle iletişime geçin.
•Mutlaka ağınızı kurarken hangi amaçla iletişimde olduğunuzu belirtin.
•İletişim kurduğunuz kişiye kendinizi, işinizi tanıtın.
•İletişim kurduğunuz kişiye iletişim bilgilerinizi verin ve sizde isteyin.
•Mutlaka iletişimde olduğunuz kişilerin listesini güncel tutun ve ara ara kendinizi hatırlatın.
•Geniş bir networkta amaç sadece okunma sayınınızı/takipçi artırmak ise evet etkileşim oranlarınız artar ama bunu kazanca dönüştürmek istiyorsanız hedef odaklı gitmeniz gerekiyor.

NETWORK NASIL GELİŞTİRİLİR?

Doğru Etkinliklere Katılın

Her etkinlik değil, hedeflerinize uyan, rahat iletişim kurabileceğiniz ve size katkı sağlayacak etkinliklere katılın. Ayrıca günümüzde, yaygın olan network platformlarında kendinizi konumlandırırken, sizin hedefinizdeki seviyede mi bir bakın. Zaten yürüyen bir işiniz varken, girişimcilerin arasında olmak yerine bir sonraki konumunuza göre seçim yapın. Yoksa network yapıyorum derken sadece vakit kaybedersiniz.

Kendinizi Sözlü-Görsel-Yazılı İyi İfade Edin ve Dinleyin

Konuşmanız, kıyafetiniz, sosyal hesaplarınız ve hatta kartvizitiniz bile sizi ifade etmeli. İlk 3 saniye kuralını unutmamak gerekir. Özellikle kendinizi nasıl tanıtacağınıza dair cümleniz hazır olsun. Bırakacağınız etki çok önemli. Bilmek ve tecrübeli evet önemli ama bunu pazarlayabilmek daha önemli. Nasıl bir intiba bırakırsanız o intiba ile ağırlanırsınız.

Kendinizi anlattığınız kadar karşınızdakileri de tanımaya çalışın. Tanımak için onları dinlemeli, sorular sormalısınız. Dinlemek ilgilendiğinizi gösterir ve bağ kurmanızı destekler. Bağ kurmaya çalıştığınız kişileri sadece iş hayatlarını değil özel hayatlarını da öğrenmek bağın kuvvetli olmasını sağlayın.

Yüz Yüze Görüşmelere Önem Verin

Dijital ortamda kurduğunuz ilişkilerin yanısıra, mutlaka yüz yüze görüşebileceğiniz ilişkiler kurun. Kariyerinize ve gelişiminize katkı sağlayacak profesyonelleri kısa görüşmelere davet edebilirsiniz. Network yapabileceğiniz yerlerde uzaktan topluluğu seyretmeyin, gidin tanışın. Sosyal platformlarda tanıdıklarınızla karşılaşırsanız mutlaka tanışmaya çalışın. Takipçilerim yanıma gelip tanıştığında hafızamda yer veriyor, iletişimimizi artırıyoruz.

Kazan-Kazana Önemli

İşiniz evet çok önemli. Networkünüzün sağlam ve geniş olması için sizin de katkı ağlayabileceğiniz kişileri seçin. Kazanç tek taraflı olmaz. Siz de karşınızda ki kişilere katkı sağlayın ki ilişkiler sağlam olsun. Çıkar odaklı samimiyetsiz ilişkiler kuranın çevresi kolay genişlemez, değil mi?

Kartvizit Alışverişini Unutmayın Ve Sürdürülebilir İlişkiler Kurun

Tanıştıktan sonra kartvizitler bir köşeye atılmasın. İlişkilerde de sürdürülebilirlik çok önemli. Sosyal ağlarda bu kişilerin takipçisi olmak, ara sıra yazılı-sözlü iletişimde kalmak, onlarla ilgili olabilecek konuları bile yeri gelince paylaşmak ilişkilerinizin daha sağlam olmasını sağlayacaktır.

NETWORK NEDEN ÖNEMLİ?

Telefon rehberinizde binlerce kişiyle verimli ilişkiler yönetemiyorsanız sayının hiçbir önemi yok. Benim çevrem bana yeter demeyin neden mi?

Networkunuzdan; kariyerinizin gelişimi için tecrübelere, fikirlere, yeni iş kaynaklarına ve çok daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz. Gelişiminize katkı sağlayacak geri bildirimler kendinizi geliştirebilirsiniz. Unutmayın; “Bilgi kılıçtan üstündür.”

Network demek bağlantı demek yani yeni müşteri, yeni tedarikçiler veya alabileceğiniz yardımlar da demektir. Genişledikçe işinizi büyütebilir, kariyerinizi değiştirebilir ve gelişirsiniz.

Tüm bunların sonucunda daha çok geniş bir çevreyle daha çok tanınırsınız... İşinizle ilgili bilinenler arasında olursunuz, müşteri sayınızla bilinirliğiniz artar ve marka haline gelirsiniz. Kendinize güveniniz artar ve yere sağlam basanlardan olursunuz.

Network çok şey belki de iş hayatında her şey demek. Doğru kullanıldığında ise pek çok şey öğrenebileceğimiz, aynı şekilde öğretebileceğimiz mükemmel bir kanaldır.

NETWORKUNUZ ÖNEMLİ, HARCAMAYIN

Bin bir çabayla geliştirdiğiniz networkünüz zaman demek, markanız demek, emek demek, maddi-manevi kazanç demek. Yani iş hayatınız için daha pek çok şey demek.

Sizi aşağı çekenlerle iletişimi sınırlayabilir veya sonlandırabilirsiniz, tercih sizin...Networkunuzda iş yönlendireceğiniz veya iş ortaklığı yapacağınız isimleri iyi değerlendirmeniz gerekir, seçerken dikkatli davranın. Arkadaşlarınızı iş yaparken tanıyıp gerçek yüzlerini görebilirsiniz. Bu sefer sadece sosyal ağınızda bu isimlerle iletişimi sürdürme kararı verebilirsiniz. Referans olduğunuz kişiler networkunuza karşı kredinizi düşürmemeli. Networkunuzla siz veya başkası için iş yapacakken çok dikkatli düşünüp karar vermenizde fayda var.

Profesyonel iletişimle, hedef kitlenize uygun paylaşımlarla, karşılıklı kazan-kazan politikası ve birçok şeyle ağ değil bağ kurarsınız. Dijital platformlarda olumsuz-negatif söylemlerle evet belki sizi destekleyenler olabilir ama belki çok daha fazla kişide olumsuz bir algı bırakabilirsiniz, dikkat! Samimiyet, dürüstlük, şeffaflık, saygı gibi değerlere inanıyorum. Gün sonunda para değil insanlık kazanır, değil mi? Tatlı dilin açamayacağı kapı yok ama bir sözle hayat alt üst olabilir...

Oğuz’um Mira’ m sizi çok ama çok seviyorum. Beraber öğrendiğiniz, eğlendiğiniz veya oyunlar oynadığınız arkadaşlarınız var. Şimdiden bir çevre oluşturuyorsunuz. “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.” atasözünü unutmayın. Ben size hayata dair ipuçlarını elimden geldiğince vereceğim. Ne üzün, nede üzülün. Hayat, kalp kırmak için çok kısa.


KARİYERİNİZ PARLASIN

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için “esra@cvcheckup.com” e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER
Kariyer Gelişim Koçu ve İnsan Kaynakları Danışmanı

Linkedin : Esra Kemer
Instagram : esra__kemer
Facebook : Esra Kemer - CVCheckup

Yazının devamı...

İş hayatında stres yönetimi

Yaşadığımız dönem itibariyle hayat stresli ve pek çok şey strese neden olabiliyor. Doğan Cüceloğlu’ na göre stres, "Bireyin fizik ve sosyal çevredeki uyumsuz koşullar nedeniyle, bedensel ve psikolojik sınırlarının ötesinde harcadığı gayrettir" (Cüceloğlu, 1994: 321).” Diğer yandan başka bir tanımda stres “Genelde olumsuz bir durum olarak algılanan stres, araştırmacı ve bilim adamlarına göre; kısaca bireyin, tehdit edici çevre özelliklerine göre karşı gösterdiği bir tepki.“ (Steers, 1981) olarak geçiyor.

Bu iki ayrı tanımda gördüğümüz üzere stres; Olumsuz durumların sonucundaki ruhen, fiziken verdiğimiz tepki, aslında hayatın da akışını bozuyor. Dengesi bozulan hayatımızın tekrar normal düzende olması için emek, çaba ve enerji sarf ediyoruz. Olumsuz, alışık olmadığımız bu ortamda yaşadığımız ruhen ve fiziken yorgunluğu, gerginliği ve olumsuz düşünceleri vücudumuzun buna verdiği tepki olarak da düşünebiliriz.

Hayatta çeşitli maddi – manevi sebeplerden stres yaşarken diğer yandan da iş hayatında da stres yaşıyoruz. İş yükünün fazla olması, kapasite üstünde ve altında iş yapmak, olumsuz çalışma ortamı, çalışılan işten keyif almamak, yöneticinin liderliğe uymayan davranışları veya çalışma arkadaşlarının davranışları. Herkes farklı ve stresi yaratan etkenler de bu yüzden farklı olabilir.

İş Hayatında Stresin Sebepleri Nelerdir?

İş hayatında stresin sebebi çalışanın kendisi olduğu gibi işverenle ilgili konular da olabilir. İşveren kaynaklı stresin çözümlenmesi için “İnsan Kaynakları ve Yönetim” birimlerinin özenli çalışması gerekiyor. Belki sorun tamamen ortadan kalkmaz ancak olabilecekleri en aza indirebilir. Çalışanların olabildiğince refah içinde çalışmasını sağlamak işverenin görevidir.

Kısaca belirtirsek; çalışanın görev tanımının ve iş amaçlarının belirsiz olması, bir müddet sonra iş tatminsizliğine ve devamında gerginliğe dönüşebilir. Rollerin, görevlerin, iş tanımlarının olabildiğince net olması gerekir. Her işi yapsın demeyle işler yürümüyor maalesef

Çalışanın sahip olduğu birden farklı görevi varsa ve farklı yerlerden gelen, birbiriyle çakışan görevler ve eğer ki öncelikler de aynıysa, çalışanı strese sokabilir. Çalışanlar, yönetim tarafından doğru yönlendirilmeli ve görevler niteliklere göre delege edilmelidir.

: Çalışanlar arasında adaletsiz maaş-yak hak dağılımı, maaşların zamanında yatmaması, düşük zamlar çalışanları strese sokabilir. Yönetimin bu konuda olabildiğince hassas, özenli olması gerekir. Bu süreçte yapılan yanlışlar işveren markanızı da zedeleyebilir. İK süreçlerinizin iyi yapılandırılması gerekir.

Çalışanın üstleriyle veya çalışma arkadaşlarıyla yaşadığı geçimsizlik, olumsuz ilişkiler, gerginlikler en ufak sözlü atışmalar bile strese sebep olabilir. İletişim becerileri ile birlikte, çeşitli yetkinliklerin tüm organizasyonda geliştirilmesi gerekir.

İş süreçlerinin ve çalışanların sorumluluğunu almak ve hedef baskısı ile işi yönetmek stres sebebi olabilir. Özellikle yöneticilerin sorumlulukları daha fazla olduğu için daha yoğun stresle mücadele etmeleri gerekmektedir. Verilen ek sorumluluklar, “görev” olur ise; organizasyonun yapısına göre revize edilmeli.

Sorumluluklar dâhilinde, verilen kararların büyüklüğü stres sebebi olabilir. Özellikle çalışanlarla ilgili verilen kararlar ve sonuçları, stres yaratırken, bu kararların sonucu, yine çalışanları da etkileyebilir.

Çalışanların, işi kaybetme korkusu, özgüvenin düşmesiyle birlikte stres yaratabilir. Çalışan işten çıkarılma korkusuyla yaşamak yerine, gitmeyi tercih edilebilir.

Şirketin hiyerarşik yapısı ile birlikte yönetim tarzı da stres kaynağı olabilir. Organizasyon şemasında, yukarı çıkıldıkça kullanılan kontrolsüz güç, çalışanlar üzerinde gerginlik yaratabilir. Çalışanlara sergilenen ezici, sert davranışlar stres yaratır ve iş performansının düşmesine ve ayrılmalara sebep olabilir. Performansın düşmesi ve ayrılmalar birer maliyet sebebidir. Düşen karlılıkları sorgularken bu detayları dikkate almalısınız.

Çalışma ortamı, işyeri düzeni, hava koşulları, aydınlanma, ısı, gürültü gibi fiziki şartlar çalışanlarda stres yaratabilir. İşverenin çalışma şartlarını iş güvenliğini ve çalışanların fiziki-psikolojik durumunu da göz önünde tutacak şekilde hazırlaması gerekmektedir. Aşırı sesli, sıcak vb. Olumsuz şartlarda çalışmak kişileri gerebilir. Düşen performansla birlikte iş süreçlerinde kayıp yaşanabilir.

Çalışanların sahip olduğu becerilerin üstünde ya da altında yetkinlik gerektiren işlerde, yoğun tempoda çalışmak, işin olması gerektiği niteliklerde bitirme kaygısı ile birlikte stres yaratır. Yetkinliklerin altında verilen işler de çalışanı sıkabilir. Niteliklere göre insani boyutlarda iş vermek gerekir. Kişi ne kadar istekli olsa da bir müddet sonra yorulacaktır.

Çalışanın zamanı nasıl değerlendirdiği ile birlikte stres ortaya çıkabilir. Ayrıca gerçekle örtüşmeyen, işe ilişkin zaman hedefleri de çalışanları strese sokabilir. Zaman hedeflerinin gerçekleşebilir olması, çalışanları motive eder.

Çalışanların kariyer hedeflerine ulaşamaması da strese sokabilir. Çalışanların kariyerleri ile ilgili beklentilerinin sağlanamaması, çalışanlarda strese sebep olabilir. Adaylara başından, terfi süreçlerinin nasıl ve ne olacağı çok net aktarılmalı ve kariyer beklentileri olabilecek çözümlerle karşılanmalı.

Tüm bu sebepler gözden geçirilerek, işyerinde, iş süreçlerinde yapılacak iyileştirmelerle birlikte çalışanlara verilebilecek çeşitli hak ve eğitim-danışmanlık gibi çalışmalarla iş yerinde stres azaltılabilir.

Yönetim, işveren markasını korumak, verimlilik ve performansı düşürmek istemiyorsa, mutlaka yapması gerekenler vardır. Ayrıca, İşverenin ve İK’ nın da tüm çalışanları teker teker memnun etmesi de mümkün değildir. Sürekli iyileştirme ve geliştirme çalışmaları ile standartlar oluşturulabilir ve çalışma şartlarına göre adaylar seçilebilir. Yukarıda sıralanan olası stres sebeplerine yapılacak çalışmalarla çalışan bağlılığı, performans ve verimlilik artırılarak işveren markasının da değer kazanması sağlanır. Çok ufak dokunuşlar, büyük etkiler bırakabilir.

Çalışma hayatında ilerlemek ve gelişmek için orta seviyelerde stres, faydalı olabilir. Konfor alanından çıkarak, kendini geliştirmek isteyen kişilerde, stres zorunlu olarak yaşanır ve kişilerin gelişimlerini sağlar. Öğrenme ve gelişme ortamlarında az stres faydalıdır, performansın artmasını sağlar. Kişi başarı hedefiyle sınırlarını zorlar ve bu esnada öğrenir, gelişir.

Çalışma hayatında yoğun stres çalışanların psikolojisine zarar verebilir. Aşırı stres ruhsal ve fiziksel rahatsızlıkları ortaya çıkardığı gibi performans düşüklüğüne, çalışanların işten kendilerini geri çekmesiyle kaynak maliyetine sebep olabilir. Ayrıca verimlilik de azalmaktadır. Uzun süreli yaşanan stres çalışanların devamsızlıkla birlikte işten ayrılmalarına neden olabilmektedir. Çalışanların farklı bağımlılıklar göstermesi diğer bir sonuçtur. Aslında pek çok açıdan işveren zarar görmektedir.

Çalışanlar Stresle Nasıl Baş Edebilir?

Günlük iş operasyonları, hedefler, yapılacak işler, müşteriler vb. derken iş günleri yoğun geçebiliyor ve hata iş-özel yaşam dengesi bozulabiliyor. Kısa sürelerde kaliteli iş çıkarma, prim hedefleri, müşteri ziyaretleri gibi farklı işler için de ek baskı sebepleri ortaya çıkabiliyor. Tüm bu ve benzeri sebepler bir araya geldiğinde iş hayatında stres kaçınılmaz olabiliyor. İş-özel yaşantınıza yapacağınız ufak müdahalelerle kendinizi stresten uzak tutabilirsiniz.

•Hayır demeyi öğrenin, ekstradan iş yükü almayın.
•Daha fazla kazanmak çok iyi ama önceliğiniz ihtiyaçlar ve gereklilikler olsun. Yaşam standartlarınızın fazlası tercih olur.
•İşlerinizi planlayıp, acil-öncelik vererek yapmaya çalışın. Çalışma ortamınızı da düzenli olsun.
•İşlerinizi pratikleştirecek teknolojik çözümleri kullanın
•Sevmediğiniz işleri, enerjinizin yüksek olduğu saatlerde yapın.
•Sorunları çözmek için açık iletişim kurmaktan çekinmeyin. Sorunları zamanında bildirmek işinizi kolaylaştırabilir.
•Pozitif olan iş arkadaşlarınızla sosyalleşin. Diğerleri ile sadece iş ilişkisi sınırlarını koruyun.
•İşinizin hareketlilik durumunun tersine göre hareket edin. Örneğin; oturarak çalışan birisi arada kısacık yürüyüşler yapabilir. Kısa süreli egzersizler sizi rahatlatabilir.
•Beslenmenize ve uykunuza özen gösterin.(Günlük 7 saatlik uykunuzu mutlaka alın.)
•Sizi geren, strese sokan zayıf yönlerinizi ve becerilerinizi tespit edip, geliştirmeye çalışın.
•Kendinize özel vakit ayırıp, sevdiğiniz şeyleri yapın.
•Olmuyorsa vardır bir sebebi. Çok üzerinde durmayın ve bir sonra ki işe devam edin.
•Kendinize haksızlık da yapmayın, başkalarının hakkına da girmeyin. Kendinize pozitif söylemlerde bulunun ve kendinizi başarılarınızla ödüllendirin.
•İş arkadaşlarınız da hata yapar affedin, uzatmayın ve olayları kişiselleştirmeyin.

Gülümseyin hep gülümseyin. En güzeli :)

Buda Benden Olsun

Oğuz’um Mira’m sizlerde kendinize göre stres yaşıyorsunuz ama iyi mücadele ediyorsunuz. Her şey çok güzel olacak. Hayallerimizden vazgeçmeyeceğiz değil mi? Kuzucuklarım, sizi çok ama çok çoooook seviyorum.

KARİYERİNİZ PARLASIN

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için esra@cvcheckup.com e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER

Kariyer Gelişim Koçu ve İnsan Kaynakları Danışmanı

Instagram : Esra__kemer

Facebook : Esra Kemer - CVCheckup

Yazının devamı...

Yöneticilerin Mülakat Soruları

Yönetici Mülakat Soru Türleri

Yönetici mülakatları; deneyimleriniz, başarılarınız, yönetim stiliniz, gelecek beklentileriniz ve gelecekteki olası performansınızı anlamaya yönelik sorulardan oluşacaktır.

Yönetici seviyesindeki mülakatların, mutlaka aynı veya bir üst seviyedeki yönetici tarafından yapılması gerekliliğinin altını çizmek isterim. (Lütfen yönetici görüşmelerini, “Uzman” seviyesindeki çalışan arkadaşlarınıza yaptırtmayın.)

Mülakatı yapan bir yönetici ise; doğru soruları sorarak, cevaplarla birlikte yönetici adayını daha iyi anlar ve değerlendirir. Bu konuda yönetimin hassas olması gerekmektedir.

İşe alım yöneticisi ile yapacağınız mülakatta; her açıdan kuruma ne kadar uyum sağlayacağınız, gelecekteki beklentilerinizle, pozisyonun kurumsal hedeflerinin örtüşmesi ve pozisyonda ne kadar etkili olabileceğinizi belirlemek gibi çeşitli sorular sorulacaktır.

Bu sorulara hazır olabilmeniz için önceki tecrübelerinizi çok net şekilde () anlatabildiğiniz gibi, çeşitli örnek olayları, detaylarıyla anlatmanız yararlı olacaktır.

Böylelikle; karşınıza çıkan çeşitli durumlarda, nasıl bir yönetim stratejisi kullandığınızı, ekibinizle nasıl çalıştığınızı ve nasıl eylem planı hazırlayarak süreç yönettiğinizi gösterecektir.

Örnek olayları vermeniz, niteliksel ve yönetsel yetkinliklerinizin daha iyi algılanmasını sağlayacaktır.


Eğer, ilk defa bir yöneticilik pozisyonu için görüşüyorsanız, büyük olasılıkla liderlik, görev devretme, verilen yönetim görevlerini gerçekleştirme ve iş takibi gibi yetenekleriniz hakkında sorular sorulacaktır.

Bu pozisyona uygun olduğunuzu göstermek için; teorik bilginizle beraber varsa ilgili yönetsel becerilerinizi iş ve özel yaşamınızdan da örneklerle destekleyebilirsiniz.


Yönetici mülakatlarında, işi yönetme becerilerinizle birlikte ilişkileri ve ekibi yönetme becerilerinize odaklanılacaktır.

Ekibi, ekip içindeki ilişkileri, farklı karakterleri yönetemiyorsanız ve diğer birimlerle işbirliği içinde çalışamıyorsanız, işleri çok iyi bilmenizin bir önemi kalmaz.

Liderlik ve yönetici becerilerinizi, somut örneklerle anlatabilmeniz gerekir. Cevaplarınız kurum kültürüne uygunluğunuzu gösterecek.

Örnek Sorular


Bilmek İstedikleri: Bir çalışan olarak, bir yöneticiden ne beklediğiniz hakkında fikriniz istenebilir. Aslında biryandan güçlü yanlarınızın ne olduğu duymak istenir.

Bir yöneticinin sahip olması beklenen nitelikleri anlatırken, cevabınızı pozitif örneklerle destekleyin. Meselâ; örnek aldığınız yöneticilerin de olumlu yanlarını dile getirebilirsiniz.

Bilmek İstedikleri: Bu soru, zor yöneticilerle çalışma hakkında konuşurken, nasıl cevap vereceğinizin bir testi olduğu için bilgi sorgusu değildir. Eski yönetimi, ne pahasına olursa olsun eleştirmekten kaçının, iyimser cevaplar verin.


İşverenler, bir yönetici olarak sizin, çalışanlarınızı nasıl yönettiğinizi, ekibinizi nasıl koordine ettiğinizi duymak isteyeceklerdir. Böylelikle siz, ekip yönetimi konusunda sahip olduğunuz bilgi ve becerilerinizi aktarırken vizyonunuz, stratejik yönetim ile ilgili fikirlerinizi de aktarmış olacaksınız. Ayrıca üst yönetim ile çalışan arasında, nasıl koordinasyon sağladığınızı da anlatabilirsiniz.

Örnek Sorular

Bilmek istedikleri: Bir yönetici olarak, çalışanlarından yüksek performansı, ekibe uyum ve motivasyonu nasıl sağladığınızı anlatın. Örnek olayla bu konuyu detaylı anlatabilirsiniz.

Bilmek İstedikleri: Yönetici bile olsanız, üst yönetime karşı nasıl kendinizi yönettiğiniz, kendi yöneticinizle nasıl iletişim kurduğunuz, üst yönetimi tecrübenizle nasıl desteklediğiniz ve nasıl yapıcı bir iletişim kurduğunuzu anlatabilirsiniz.


Bu tip sorular, işverenin aradığı ileri seviyedeki mesleki, liderlik ve kişisel becerilere sahip olup olmadığınızı anlamaya ve karar vermesine yarayan sorulardır.

Cevaplarınızı net, kararlı ve özgüveninizi ortaya koyacak şekilde vermelisiniz.

Örnek Sorular

Bilmek İstedikleri: Hem öz farkındalığınızı hem de işveren firmaya ait detayları (operasyonları, şirket kültürü ve hizmetleri vb.) biliyor musunuz? Yani kendi özelliklerinizle, işverenin ekibiyle ne kadar uyumlu olduğunuzu anlatmalısınız.

İkna edici cevap vermeniz gerekir. Mini bir proje veya araştırma sonuçlarınızı, sunum haline getirerek somutlaştırabilirsiniz. Bu soru direkt ve endirekt olarak sorulabilir. (Her seviyede mülakatta karşınıza çıkabilecek bu soruya mutlaka hazırlanmalı.)

Bilmek İstedikleri: Özgeçmişinizde sunduğunuz tecrübeleriniz, becerilerinizin detayları. İşe uygun olduğunuzu belirten deneyimlerinizi; sayıları, olayları ve kişisel özellikleri kullanarak anlatma şansını iyi kullanmalısınız.


İşverenler yalnızca sizin profesyonel kimliğinizi değil, sosyal ve iş hayatına dair de kimliğinizi, beklentilerinizi, vizyonunuzu duymak ve anlamak isteyeceklerdir. “ Sorusu en sık karşılan sorulardan bir tanesidir. Bu sorunun cevabıyla profesyonel ve sosyal yapınızı, planlarınızı vs. de anlatabileceksiniz.

Örnek Sorular

Bilmek İstedikleri: Bu soruyu cevaplarken, aman dikkat (!) aslında beklentilerinizle, işverenin verdiklerinin örtüşüp örtüşmediğini duymak isterler. Kişisel hedef ve beklentilerinizin, şirket hedef ve ihtiyaçlarıyla örtüşmesine dikkat ederek cevaplarınızı vermelisiniz.


Bilmek İstedikleri: işverenin, yöneticide aradıkları ile siz örtüşüyor musunuz anlamak isterler. Fırsatlar, sizin tecrübenizi aktaracaktır. İşverenin beklentileri ile örtüşmesinde fayda var. Eksiler sizinle örtüşmeyen bir durumu yansıtabilir. Eksileri anlatırken şikâyet etmeden, yine de pozitif cevap vermeye ve sizi etkilemediğini vurgulamaya çalışın. Ayrıca eksi yönleri, yeni işi neden istediğinize bir kanıt olarak da kullanabilirsiniz.


Oğuz’um Mira’ m sizi çok ama çok seviyorum. Her zaman anlamadığınızı, merak ettiğinizi sorun, sorgulayın. Aklınıza takılanları öğrendiğinizde ve tabi öğrendiklerinizi iyi bir insan olarak yorumlayıp, davranışa dönüştürdüğünüzde fark yaratacaksınız. Sorarak öğrenin, sorgulayarak yorumlayın.

Bazen hayat, sayılar kadar net, göründüğü kadar basit olmuyor. Olayları hep geniş bakış açısı ile değerlendirin. Sorularınıza aldığınız cevaplar bazen tek taraflı olacak. Siz hep madalyonun diğer tarafını da sorgulayın. Kararlarınızı verirken olayların bütününü görmek işinizi kolaylaştırır.


KARİYERİNİZ PARLASIN

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için esra@cvcheckup.com e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER

Kariyer Gelişim Koçu ve İnsan Kaynakları Danışmanı
Linkedin : Esra Kemer
Instagram : esra__kemer
Facebook : Esra Kemer - CVCheckup

Yazının devamı...

Yöneticilere Mülakat İpuçları

Bazen siz yeni fırsatlara açık olursunuz bazen fırsat ansızın kapınızı çalar. Çalışanlar her an bu fırsatlara hazır olmalı. Bir yönetici olarak yeni bir mülakata daveti aldıysanız geçmişte pek çok defa başarılı mülakatlar gerçekleştirmişsinizdir. Ayrıca ekibinizi kurarken de işe alım görüşmeleri yapıp, işe alım kararını vermiş olabilirsiniz. Bu deneyimler sizi biraz rahatlatabilir. Her ne kadar deneyimli olursanız olun, her mülakat sizin için yeni çalışılacak bir proje veya hazırlanılacak bir toplantı.

Kariyer hedefinizi mutlaka belirlemeli ve çıkacağınız bir üst seviye işin ne olacağını bilmelisiniz. Bu sayede hazırlanırken ve mülakat sırasında hedeflerinizin arasında olan işle ilgilendiğinizi daha rahat kanıtlayabilirsiniz.

Her iki taraf içinde bir seçim süreci olacağı için yöneticilerin de görüşeceği firmayı, hedeflerini, stratejilerini ve kurum kültürünü bilmesi gerekli. Çalışabileceğiniz hedefleriniz arasında olan bir şirket bile olsa, istediğiniz ücret paketini, sorumlulukları veya yetkiyi alabilmek adına bu mülakata hazırlanmalısınız.

Şirketler yöneticilerden kararlı olmalarını, kendilerine ve becerilerine güvenmelerini ve bu özgüven ile işleri yönetirken üst yönetimi de temsil etmesini bekler. Mülakatlarda kendinize olan güveni ve kararlı duruşunuzu tam olarak ifade edebilmeli, karşınızdakine hissettirmelisiniz. Hazırlandığınız mülakatı en güvenli hissettiğiniz konfor alanında gerçekleştirirken ayrıca mülakatı da yönetebilmeniz çok önemli. Geçmiş kariyer hikâyenizi somut gerçeklere dayandırarak anlatabilmelisiniz. Yönettiğiniz bütçe, kârlılık, ciro hedefleri, bütçe gerçekleşmeleri, iş yönetme stratejiniz ve ekibi yönetme becerilerinizi hep vereceğiniz detaylarla ve örneklerle desteklemelisiniz. Mülakata özel genel bir iş planı veya bir proje bile hazırlayabilirsiniz. Ayrıca şirketi tanımak için soracağınız sorularınızın da hazır olması gerekir. Önerilen işi iyi anlarsanız fırsatlarınızı ve risklerinizi daha iyi anlayabilirsiniz.

İşte tam bu noktada profesyonel yönetim becerilerinizi anlatırken hazırlanmanın önemi bir kaç kat daha artıyor. Rekabetin kol gezdiği işe alım sürecinde olumlu ilerlemenizi sağlayarak, rakipleriniz arasından sıyrılmanızı sağlayacaktır.

Yönetici pozisyonları içinde genel mülakat sorularına da cevaplar hazırlamayı unutmayın. İşveren veya işe alım yöneticileri geçmişte ne kadar hacimli, ne büyüklükte organizasyon yönettiğinizi, tecrübelerinizi, aştığınız engelleri, çözdüğünüz problemleri, ekibi nasıl yönettiğinizi ve tabii ki kurum kültürüne uygun olup olmadığınızı bilmek istiyorlar. Yani, sizi dinleyecekler bunu fırsata çevirmek sizin elinizde

Olası sorulara ait cevaplara, alternatif somut cevaplarla hazırlanmalısınız. Neden mi? Birçok işe alımcı, mülakatlarda zor soru sormayı sever. Özellikle yönetici mülakatlarındaysanız yeri geldiğinde görüşmeyi kendi lehinize çevirecek kadar hızlı düşünebilmeli ve bir o derecede soğukkanlı olmalısınız. Sizinle ilgili negatif ifadeleri böylelikle pozitif yönde karşılayabilirsiniz ve kendiniz için fırsata çevirebilirsiniz. Sakin ve pozitif duruşunuz size puan kazandıracaktır.

Gelen sorularda veya çözmeniz istenen örnek olayda, gerektiğinde detay bilgi isteyin ki, beklentilerini anlayarak soruları net bir şekilde cevaplayabilesiniz. Atladığınız bir detay, belki de mülakatta sizinle ilgili olumsuz bir algı bırakacak(!) Şunu unutmayın ama sadece gereksiz detaylarda boğulmayın sadece istenilen bilgiyi verin.

Aslına bakarsanız iletişim becerilerinizi en etkin şekilde kullanabilmeniz fark yaratır. Mülakat daveti aldığınız telefon görüşmesinde, yazışmalarınızda, mülakatta ve sonrasında iletişim tarzınızı etki bırakacak şekilde belirlemelisiniz. İletişim tarzınız profesyonel, sosyal, kültürel, entelektüel kimliğinizi yani sizi yansıtır.

Mülakatlarda adayla ilgili izlenim birkaç saniyede edinilirken, mülakatın seyri için on dakikada karar verilir. Ya iyi bir mülakat geçirirsiniz ya da nezaket sohbeti. Bu yüzden bir yönetici olarak, liderlik konusunda becerilerinizi ve tam bir uzman olarak kendinize olan güveninizi göstermeniz ve şirkete karşı duyduğunuz yakınlığı hissettirmeniz gerekir. Anlattıklarınızı mülakata girerken el sıkışmanızla, oturuşunuzla, sesinizle, duruşunuzla, ifadenizle, bakışlarınızla da desteklemelisiniz.

Kelimeler sihirlidir ancak onu destekleyen vücut diliniz de desteklemelidir. Giyiminiz, anlattıklarınızın içeriği kadar vücut dilinizin de aynı şeyleri söylüyor olması lazım. Kendinizden emin duruşunuz sesinize, vücut dilinize, oturuşunuza ve konuşmanıza yansımalı. Sessiz, sesiniz titrerken, göz teması kurmazken veya koltuğa gömülmüş bir şekilde otururken özgüveninizin yüksek olduğunu ve işle ilgilendiğiniz mesajını karşınızdakine veremezsiniz. “Dervişin fikri neyse zikri de odur.” atasözü tam da bu durumu ifade ediyor değil mi?

Mülakatlara vereceğiniz cevaplara hazırlandığınız kadar dış görünüşünüz için de hazırlanın. Mülakatlarda giyeceğiniz bir kıyafet yöneticiye uygun şıklıkta ve iş hayatına uygun olması gerekmektedir. Şunu kabul etmek gerekir ki “Ye kürküm ye dünyası” dış görünüşünüzün pozisyona ve şirkete uygun olması gerekir. Bir yönetici olduğunuzu hissettirebilmesiniz. Örneğin kadınlar; en şık çantanızı, masanın üstüne koyarken, erkeklerin saati kolunda, kendisini belli edebilmeli. Gösteriş yapmadan mütevazıliğinizle dengeyi kurabilirsiniz. Unutmayın üst yönetimi temsil edeceksiniz bu pozisyonda sıra maaş pazarlığına da gelecek…

Aslında ister yönetici isterseniz uzman olun fark etmez mülakatlara iyi hazırlanmanız gerekir. Aslında hayatta sayısını bilmediğimiz kadar mülakata giriyoruz, farkında mısınız? Kendimize güvenimizi, dik duruşumuzu, kararlılığımızı, düşüncelerimizi anlattığımız görüşmelerimiz var.

Mülakatlarınızda şimdiden başarılar dilerim.

Buda Benden Olsun

Oğuz’um Mira’ m sizi çok ama çok seviyorum ve güveniyorum. Sizlerin özgüveniniz hep yüksek olsun, çok iyi çocuklarsınız. Çok şükür varsınız.

Bu arada çocukların özgüveninin temellerini aileler atar ve öğretmenleri pekiştirir, sağlamlaştırır. Maalesef bazı öğretmenler çocukların psikolojik gelişimini düşünmeden özgüvenini yıkacak ve sınıf içinde rencide edici davranışlar sergileyebiliyor. İşin vahimi ticarethane haline gelmiş okullar bu duruma göz yumabiliyor. Buna birilerinin dur demesi gerekmez mi? Aslında bu okulları ve öğretmenleri ifşa etmek gerekli sanırım.

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için esra@cvcheckup.com e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER

Yazının devamı...

İşinde Pes Etmeyenler Kazanır

Çevrenizde pek çok başarılı insan var, değil mi? Başarılı insanların başarısızlık hikâyeleriyle bezenmiş sonu mutlu biten büyük başarı hikâyesi var. Hepsinin ortak noktası ise pes etmeden, azimle, inatla ve daha çok araştırıp öğrenerek inandıkları hedeflerine ulaşmaktan vazgeçmemek.

Hepimizin hayattan farklı beklentileri var. Bu beklentilere göre iş hayatına dair amaçlarımız ve başarı kriterlerimiz değişkenlik gösterebilir. Başarılı olmak; kimimiz için yüksek maddi gelir anlamına gelirken, kimimiz için ise mevki ile toplumda onaylanma anlamına geliyor. Kimi daha iyi standartlar için yüksek maddi gelir ister, kimi istediği üst düzey bir pozisyonda çalışmak ister. Kimimizin ise çalışma sebebi sadece ayakta durabilmek.

Amacınız iyi bir yönetici olmak, istediğiniz işte çalışmak, kendi işinizi kurmak veya bir belki de hobinizi işiniz yapmak olabilir. Belki şu an iş arıyorsunuz ve hedefiniz sadece bir işe girebilmek. Hak ettiğiniz terfiyi aldığınızda, veya istediğiniz zammı aldığınızda hedeflediğiniz başarıya ulaşacaksınız belki de.

Pes Etmemek İçin Bir Hedefiniz Olsun

Hedef ne olursa olsun, gün sonunda hedefini belirleyen, bu hedefe ulaşmak için çaba harcayan, çalışan, motivasyonunu kaybetmeyen ve kazanır. Her yeni günle beraber yaşamak ve tekrar sıfırdan başlamak için en az on tane sebep bulabilirsiniz. Pes etmeden kazanmak için asıl bir hedefiniz ve bu sebebe ulaşmak için ara hedefleriniz varsa asla motivasyonunuz bitmez. Kendinizi her yönünüzle tanıyın ve kabullenin, eleştirmeyin, yargılamayın, kim ne yapmış veya kim ne der demeden hayallerinizi hedefleyin, kendinize odaklanın. Hedefler sizi canlı kılar ve harekete geçirir.

Motivasyonunuzu Yükseltin

Enerjiniz yüksek olsun ve pozitif düşünmeye odaklanın. Hayatınızın her anında başrol oyuncusu ve yönetmen sizsiniz. Kendinizi motive edecek önce iç ve sonra dış kaynakları bulun. Hedefinize ulaştığınızda yaşayacaklarınızı düşünüp o anı tüm duygularınızla yaşayın. Ya mutluluğa ulaşmak ya da acıdan kaçmak için harekete geçeriz. Sizin eğiliminiz ne yönde bunu tespit edin. “Bu işi başarırsam ve başaramazsam ne olur?” sorularını cevaplayın ve her iki sorunun cevabında da ilgili ruh halini yaşayın. Sizi mutlu eden arzularınızı ve engelleyen engelleri nasıl aşacağınızı bulduğunuzda motivasyonunuz artar.

Diğer bir yöntem ise; Bu işi başarmak için sebeplerinizi belirleyin. Neden başarmalıyım, niçin bu işi yapıyorum gibi en azından on sorunuz ve cevabınız hazır olsun. Soruların cevapları aslında sizin arzularınız ve istekleriniz yani sizi harekete geçiren motivasyon kaynaklarıdır. Dışarıdan sizi destekleyen motivasyon kaynaklarınızı da belirleyin ve bu kaynakları kullanın. Yöneticinizin takdiri, iyi bir referans vb. birer dış motivasyon kaynağıdır. En iyi motivasyon içten gelendir.

Cesaretinizi Toplayın ve Tekrar Denemekten Korkmayın

İş hayatı da olsa hepimiz insanız, hata yapar ve dersimizi alırız. Önemli olan bu hatayı defalarca yapmamak, benzeri durumlarda daha iyi çözümler üreterek gerekli aksiyonları almak. Aldığınız derslerden gelişiminiz için çözüm bulmak üzere adım atın. . Tekrar tekrar denemekten vazgeçmeyin. Bir kere olmadığı bir daha olmayacağı anlamına gelmez. Kar zarar dengesini iyi yapmadan korkularımıza teslim olur ve pes ederiz.

Geçmişle Bağınızı Kopartın

Daha önce yaşadığınız olaylar bir sonraki yaşayacağınız olaylarda önyargılı olmanızı sağlamasın. Son katıldığınız mülakatın olumsuz sonuçlanması, yeni gerçekleşecek olanın da olumsuz olacağı anlamına gelmez. Bir mülakatın kötü gitmesini sadece kendinize bağlamayın ama daha iyi nasıl olabilirdi sorusuna da cevap aramayı ihmal etmeyin. Her yeni iş değişkenleriyle beraber hepsi birer yeni deneyim ve hepsi ayrı yeni bir hikâye. Kendi hikayenizin yazarı olun. “Artık dayanacak gücüm kalmadı, iş bulamıyorum” “Hak ettiğim değeri vermiyorlar” gibi serzenişleri duyuyorum. Ne olduysa oldu, unutun gitsin… Sadece negatif duygularla nereye kadar yaşayacaksınız.

Geri Bildirim Önemlidir

Çalışma arkadaşlarınızdan gelen her türlü geri bildirimle kendiniz hakkında birçok bilgiye, öngörüye ve ipucuna sahip olabilirsiniz. İş hayatında daha da başarılı olmak, kendinizi geliştirmek için size gelen geri bildirimleri değerlendirin. İş çevrenizde geri bildirim alamıyorsanız siz doğru soruları sorarak bu bilgilere ulaşabilirsiniz. Gelen kaliteli geri bildirimleri değerlendirerek güçlü ve gelişmesi gereken yanlarınızı görebileceğiniz gibi, çalıştığınız kişileri de daha iyi tanır ve iş ilişkilerinizi daha iyi yönetebilirsiniz. Sürekli eleştiri veya şikâyetler alıyorsanız bunları değerlendirip daha iyi nasıl başarırım düşüncesine odaklanabilirsiniz.

Başarılı kişilerin yılmadan bütün zorluk ve krizlere rağmen kendisini motive etmeyi bilen kişiler olduğunu unutmayın…

E hadi ilk adımı atıp pes etmeden ilerleyin ama yarın değil şimdi…


KARİYERİNİZ PARLASIN
Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için esra@cvcheckup.com e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.


ESRA KEMER
Kariyer Gelişim Koçu ve İnsan Kaynakları Danışmanı

Linkedin :

Instagram : esra__kemer

Facebook : Esra Kemer - CVCheckup

Yazının devamı...

Rutinini Boz ve Harekete Geç

Kariyer hayatında ilerleyip belirli seviyelere gelince ve kendinizi fazlasıyla işe kaptırınca da hayat bazen çığırından çıkabiliyor. Artan yaşamsal sorumluluklarla beraber yitirilen umutlar da bir araya gelince hayat monotonlaşıyor.

İş ve özel yaşam arasında tıpkı kodlanmış bir robotmuş gibi hayatı tekrarlayan döngüde yaşayıp gidiyorsunuz. Hayat çok rutin bir hale gelirken akıntıya kapılıp giderken bulursunuz kendinizi. Yaşam döngünüz kısırlaştıkça karşınıza çıkan her şeyi kanıksar ve normalleştirirsiniz. “” veya “” derken bir anda bu karmaşayı konfor alanınız haline getirdiğinizi görebilirsiniz. Haklısınız, konfor alanında yaşamak güvenilir, risksiz ve bilindik. Biraz bu alanı genişletmek için çaba harcamak gelişim için faydalı, sizi ileriye taşır. Bu alanın çok uzağına kendinizi tanımadan çıkmanız ise tehlikeli olabilir ve çok zorlayıcıdır. Sizi başladığınız yerden daha aşağıya çekebilir.

İş yaşamında belirli bir tecrübe ve yaşa gelmiş olsanız bile konfor alanında kalmak için görmezden geldikleriniz, sizi hayallerinizden uzaklaştırır. Belki bir başkasının yaptığı işin sonucunda başarısını gördüğünüzde “” gibi sözleri sarf ederken bulursunuz kendinizi. Belki konfor alanınızın dışına çıkmanızı sağlayacak tek bir cesur adımdır gereken ve hayatınızın değişmesine sebep olacaktır.

Örneğin, hayallerinize ulaşmak için konfor alanınızdaki işinizden ayrılıp yeni bir kariyer sunan o iş teklifini kabul etmenizdir cesur adım.

Belki de bitirmeniz gereken ilişkidir, cesaret.

Peki, bu alanı genişletmek veya bu alanın tamamen dışına çıkıp hayallerinize ulaşmak için hiç “” ve daha da iyisi “” demek aklınıza geldi mi?

İş yaşam döngüsünde kendinizi akıntıya kaptırmış giderken edindiğiniz yeni alışkanlıklarla bir anda bulursunuz. . Rutin arasında, kahve molasında, aile buluşmalarınızda sohbetlerinizin konusu yaşanmışlıklar sebebiyle iş yerinde yaşanan olumsuzluklar, borçlar, futbol vs. oluverir birden. İşte bu ve benzer birçok eylem akıntıya kapılmanızı sağlayan dalgalardır. Zihniniz hep bunlarla meşgul olur ve kendinizi fark etmezsiniz. Bir anda akıntı sizi öğrenilmiş çaresizlik denizine ulaştıracaktır. Bolca şikâyet vardır. Aslında yapılacak şeyin arzularınızı, yaşadığınız hayatı ve aslında yaşamak istediklerinizi hatırlamak olduğu aklınıza gelmez. İşte bu yüzden döngülere ve zorluklara boyun eğdiğiniz bir hayat sürmeye devam edersiniz. Hadi, sıyrılın şu ruh halinden lütfen…

Bu konuyla ilgili araştırma yaparken “İlker Canbulut’ un “Uyum Anahtarı” kitabına rastladım. Arka kapağında yazan “Bu kitap, hep aynı şeyleri yaşadığını ve adeta bir akıntıya kapıldığını düşünenlere gönderilen bir “sal”dır.” ifadesi çok ilgimi çekti ve heyecanla başladığım kitabı keyifle okudum.

İş hayatında mutlu olmak, gelişmek ve günlük iş rutininden çıkmak isteyenler mutlaka ve mutlaka kendisine hedef belirlemeli. İlla bir CEO, müdür veya kendi işini yapan bir girişimci olmaya gerek yok. Kendinizi tanıyıp, İş, özel ve kariyer yaşam değerlerinize uygun bir hedefle birlikte, bu hedef için güçlü bir stratejik planınızın olması, zamanınızı etkili ve verimli şekilde yapılandırmanız ve kaynaklarınızı etkin kullanmanız bu döngünün dışına çıkmanızı sağlayacaktır. Hayal kurmak çok keyifli ancak konfor alanının dışına çıkarken kapasitenize göre gerçekçi hayaller kurmanız sağlam adım atmanızı sağlar. Hedefinizi güçlü yanlarınız ve kaynaklarınıza göre planlarken gelişim için zayıf yanlarınızı da beslemeniz ayrıca sizi geliştirir.

Zamanınızı çok iyi kullanmanız gerekir ki kaybında ise yerine konulamayacak bir maliyeti vardır. Zamanı verimli kullanamazsanız amacınıza ulaşmakta harcadığınız o yoğun enerjiye rağmen zorlanabilir ve heyecanınızı yitirebilirsiniz. Devamında kendinizi suçlayabilir ve değersizleştirebilirsiniz Zaman tuzağına kapıldığınızda motivasyon kaybıyla belki de depresyona bile girebilirsiniz. Bu yolu tercih etmek yerine kendinizi sürekli motive edin ve cesaretlendirin, kaynaklarınızı iyi değerlendirin ve çalışırken kayıplarınızı minimuma indirmek için esnek olun ve yedek hareket planlarınız hep olsun.

Kapasitenizin üzerinde bir hedef belirlediğinizde ise gerçekleşmediğini görebilirsiniz. Bu durumda da yine geri adım atabilir, özgüveniniz düşebilir ve motivasyon kaybıyla beraber başa sarmanıza sebep olan üzücü olaylar yaşayabilirsiniz. Mesela; hedefiniz zincir mağazalar kurmak değil de ilk mağazayı açmak olsun.

Hedefe giderken maddi-manevi tüm kaynaklarınızı iyi değerlendirin, planlarınıza uyun, kendinizi geliştirin, minik molalar verip süreçle ilgili kendinizi bilgilendirin, hedefin dışına çıkmanızı sağlayan engelleri ortadan kaldırın zinde bir zihinle amacınıza uygun bir şekilde yaşayın. İşte o zaman bu bahsettiğimiz akıntı sizi sürükleyemez. Bunlarla beraber akıntıdan daha güçlü olursunuz.

İş hayatında da akıntıya boyun eğmemek ve keyifli bir değişim yoluna çıkmak için karar verdiniz, süper… Bu değişim yoluna attığınız ilk adımla beraber kendinizi çok daha iyi tanıyacak, gerçekte ne(lerin) sizi mutlu ettiğini, neyin daha iyi geldiğini, neyi aradığınızı öğreneceksiniz. Hedefinize ulaşmak için yapacaklarınızla beraber kendi potansiyel gücünüzü ve performansınızı keşfedip ve tabii artırmış olacaksınız. Yeniden doğduğunuz bu süreçte kendinizi tanırken en en önemlisi mutluluğunuz artacak. Daha huzurlu, keyif dolu bir yaşamınız olacak.

Değer miydi? Sorusuna cevap aramak için bile arkanıza bakmayın.

John Lennon’un da dediği gibi hayat, siz plan yaparken gerçekte yaşananlardır. Kendi hayatınızın yönetimini kimseye bırakmayın. Bir insanın doğduğu andan itibaren en büyük dostu zamandır. Peki ya, zaman sizin ne kadar dostunuz? Zamanın dostluğunu kazanırken size hizmet etmesi ve önce kendinize liderlik yapmanız kulağınıza güzel geliyorsa İlker Canbulut’ un “Uyum Anahtarı” kitabını okumanızı tavsiye ederim. İçinde yaşadığınız akıntıyı fark etmek, ondan kurtulup gelişmek için uygun uygulamalar karşınıza çıkacak, küçük anekdotlarla farkındalığınız artacak ve bu kitap size yardımcı olacak ve rehberlik edecektir. Kesinlikle okumaya değer.

Bu da Benden Olsun
Oğuz’um Mira’m yeni eğitim dönemi için yapacaklarımızı konuştuk ve eminim başarılı olacaksınız. Mutluluğunuz benim için her şeyden çok daha önemli. Derslerinizde sizi başarıya ulaştıracak duygusal zekânızın gelişimi de gerekli. Günümüzde iletişim becerileri ayrıca çok önemli. Kendinizi doğru ifade etmeniz için konuşmak kadar iyi bir dinleyici olarak anlamanız lazım. Sizi çok seviyorum.

KARİYERİNİZ PARLASIN
Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için esra@cvcheckup.com e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.


ESRA KEMER
Kariyer Gelişim Koçu ve İnsan Kaynakları Danışmanı

Linkedin : Esra Kemer

Instagram : esra__kemer

Facebook : Esra Kemer - CVCheckup

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.