SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Nasıl Maaş Zammı İstenir?

2018’ i bitirdik ve yeni bir yıla başladık hatta Ocak ayını da geride bırakmak üzereyiz. İş dünyasını en çok ilgilendiren konulardan biri olan maaş zamlarının gündemde olduğu bir dönemdeyiz. Asgari ücret açıklandı ve özel sektörde halen zamların açıklanmasını bekleyenler var. Mülakatlarda ve danışmanlık görüşmelerimde gündemimiz; maaş zammı. Çalışanlar zam oranlarına göre yeni iş tekliflerini değerlendirecekler veya maaş beklentilerini yönetime sunacaklar. Maaş zammından memnun olmayanlar da belki yeni iş bir arayışına girecekler. söylemlerini oldukça sık duyuyorum. Özel sektörde zamlar %16 ile %19 arasında olacağına dair haberler var. Son dönem maaş zamlarını bekleyip göreceğiz.

Asgari ücrette gerçekleşen zam diğer sektörlere nasıl yansıyacak bilmiyoruz. Yeni iş tekliflerinin değerlendirilmesi veya ücretlerin artırılması talebinin çalışanların gündeminde olacağı kesin. Patronlara Not : Demem o ki, eğer iş yerinizde işten ayrılmalar fazla ise yeni bir çalışan alırım demek yerine kar-zarar dengesini iyi ayarlayıp yetenekleri elinizde tutmak için elinizden geleni yapmalısınız. Şu noktada maaşına yüzde elli bile zam yapmanız sizi maddi manevi kara geçirecektir. Eğer ekibinizin gözdesi işten ayrılma kararı verdiği halde siz ve yönetim ekibiniz bir aksiyon almıyorsa yolunda gitmeyen bir şeyler var ve değerlendirme yapmanız gereken işler var demektir.

Peki, işten ayrılma kararını zamlar sonrasında hemen vermeli miyiz? Yeni bir işe başlamak mı yoksa çalışılan işte maaş pazarlığı mı? İyi haber, eğer bu kararı vermek için düşünüyorsanız yalnız değilsiniz… Son dönemde yaptığım mülakatlarda ve danışmanlık görüşmelerinde hep bu konu konuşuyoruz. Maaş pazarlığı yaparak mı yoksa yeni bir iş ile mi ücret artışı sağlanmalı?

İş değişikliği ile birlikte gelen gideni aratır misali pişman olabilirsiniz. Yeni gittiğiniz iş yerinde farklı zorluklarla, farklı karakterlerle ve farklı hedeflerle karşılaşabilirsiniz. İş değişikliği kararından önce mutlaka kişisel beklentilerinizi, var olan işinizin bu beklentileri ne kadar karşıladığını araştırmalı ve değerlendirmelisiniz.

Gündem itibariyle, iş hayatından ana beklentiyi ücret olarak belirleyelim. Yüksek maaş alırken iş temposunun ve mesainin çok olduğu yeni bir iş teklifi aldığınızı düşünelim.

İkinci önceliğiniz ise sosyalleşmeniz için gereken zamana ihtiyacınız olduğunu varsayalım. Yüksek ücret alırken bu yoğun iş temposu sizi bir müddet sonra mutsuz edebilir. Sizin mutsuzluğunuz ailenize yansır. Ya sabreder, mutsuz bir şekilde çalışırsınız ya da yeniden iş aramaya başlarsınız. İş değiştirmeye değer miydi? Sorusuna cevap bulmaya çalışırken kendinizi bulmanız muhtemel.

Bu senaryoya göre ana beklenti olan yüksek maaş önceliğinin yanında ikinci önceliği ise kariyeri için teknik gelişimi olanlar biraz daha şanslı olabilir. Çünkü ikinci gereksinim teknik gelişim noktasında yoğun mesai temposuyla yeni işi beklentilerini karşılıyorsa mutlu bir şekilde çalışabilir.

Pire için yorgan yakmadan cevaplara göre karar vermelisiniz.

Hepimizin iş ve özel yaşam beklentisi farklı ve kendimize göre bu kararı değerlendirmeliyiz. Aldığınız maaş sebebiyle iş değiştirmek bazen en doğru karar olmayabilir.

İş değiştirmek yerine maaşınızın artması için konuşulması en doğru karar olabilir. Wall Street Journal' a göre “ bulundu. Ankete katılanların yaklaşık yüzde 40'ı, maaş artışında istediklerini aldıklarını söylerken, yüzde 31’ i daha az aldıklarını söyledi. PayScale, işverenlerin artış talebine hayır demesinin en yaygın nedeninin bütçe kısıtlamaları nedeni olduğunu belirtmiş. (Ankete katılanların çoğu bu gerekçeye inanmamış, ayrı mesele) Her ne kadar Amerika’da yapılmış bir anket çalışması da olsa genelde de sonuçlar aynı.

Hadi asıl konuya gelelim. Alacağınız zam oranının yüzde birkaç puan farkı bile, genel kazancınızın daha az olmasına sebep olur, unutmayın…

Maaş pazarlığı yapmaktan rahatsız olanlardan mısınız? Ücretine zam talep etmek için konuşmayanlar, ücretine zam isteyenlerin çoğu zam alsa da yine de susmaya devam ediyor. Kültürümüzde “Ağlamayana meme yok” deyimini söylememe gerek yok sanırım. Siz rahatsız olduğunuz konuyu ilgili kişiye aktarmazsanız, çözümün istediğiniz şekilde olmasını beklemeyin. Talebinizi uygun bir dille iletin ki çözüm bulunsun.

Peki, kendi yöneticiniz, patronunun veya insan kaynakları ile maaşınıza artış talebiniz hakkında konuşmakta nasıl rahat edersiniz?

Pratik, pratik, pratik… Bu konuşmaya hazırlık için araştırma yapmalı, kullanacağınız cümleleri, artışı neden istediğinizi, yeni dönemle ilgili katacağınız değerleri net belirlemeli ve yöneticinizin karşısına öyle çıkmalısınız. Tabii yöneticinizin keyifli olduğu saati kollamayı unutmayın. Mesela önemli bir satış projesinin sonrasında bu zam talebi başarınızın somut göstergesi olarak sonuçlanabilir. Bu konuşmaya hazırlanırken işyerinizin kurumsallığını, maaş politikasını vs. dikkate almayı unutmayın.Eğer net, adil ve eşitlik ilkesi üzerine bir maaş politikası varsa zam oranınızı artırmak için nafile enerji harcayabilirsiniz. Maaşınızın sizinle eş seviyede olanlardan daha az olduğunu düşünüyorsanız iyileştirme isteyebilirsiniz.

Değerinizi Siz Belirleyin

Bu konuşmaya hazırlanmak için, İş çevrenize, farklı şirketlerde aynı işi yapan arkadaşlarınıza sorabilirsiniz. Alternatif olarak iş başvuruları yaparak, yapacağınız mülakatlar sonrası alacağınız teklif ile sektörde ki ücret dağılımını görebilirsiniz. Yani piyasada tecrübenizin değerini mutlaka biliyor olmalısınız. Maaş talebinizi belirlerken iş piyasasına ve anlık maaşınıza göre yuvarlanmamış bir ücret belirlemeniz ve net tavrınız ödevinize çalıştığınızı gösterecektir. Örneğin yeni maaşınızı isterken ortalama bir değer vermek yerine küsuratı barından bir ücret verebilirsiniz. Mesela 8500 demek yerine 8600 TL olarak belirtebilirsiniz. Küsuratlar detaylı çalışmanın göstergesidir. Bu da bir nevi satış stratejisi değil mi? Sonuçta sizde emeğinizi-tecrübenizi satıyorsunuz ama gerçekçi olmayı unutmayın.

Maaş Aralığı Belirleyebilirsiniz

İş yerinizin koşulları ve şartları önemli tabii. Bunun için maaş zammınızı ifade ederken bir aralık belirleyerek yeni dönem maaş beklentinizi dile getirebilirsiniz. Ücret artışınızı aylık olarak belirtmeniz, daha az ürkütücü gelebilir. Esnek olmanız size pozitif bir şekilde geri dönebilir. Bunun yanında bir aralık verirken yan haklarınızda bir artış/farklılık isteyebilirsiniz. Maaşınıza zammı istediğiniz oranda alamayacağınızı düşünüyorsanız yan haklarınızı içeren pakette bir üst pakete ait hakları talepleri isteyebilirsiniz.

Talebinizi Kişiselleştirebilirsiniz…

Ücret artış talep ederken size özel gerekliliklerle birazcık kişiselleştirmenin bir zararı olmayabilir.Örneğin ailenize yeni katılacak bebeğinizden bahsederek birkaç puan daha fazla zam alabilirsiniz. Burada kritik nokta eğer enflasyon oranında zam yapan şirkette enflasyonun artışı pek fark yaratmayabilir. Talebinizi kişiselleştirirken neyi nasıl söyleyeceğinizi ve isteyeceğinizi bilmelisiniz. Mesela “Sosyalleşmeniz için gezmeniz gerektiğini ve hayat pahalılığından bahsettiğinizde olumsuz bir geri dönüş alabilirsiniz, hazırlıklı olun…

Kişiselleştirmenin diğer yolu; sizinle aynı işi yapan meslektaşlarınızdan . Eğer sahip olduğunuz bu özellik firmanızın iş yapmasında ayrı bir önem taşıyorsa kesin bunu uygun bir dille belirtebilirsiniz.

Maaş Beklentinizi Şirket Hedefleri ile Bağdaştırabilirsiniz

Maaş zammınız için pazarlık yaparken, şirket hedeflerine göre sizin güçlü yanlarınıza odaklanarak katacağınız değeri, çözümlerinizi belirtmeniz faydalı olabilir. Yetkinlikleriniz, portföyünüz ve işinizle ilgili başarılarınız üzerine odaklanabilirsiniz. Geçmiş dönemde yaptıklarınızı dile getirirken sayılara yer vermeniz, somut örnekleri sunmanız, ürettiğiniz projelere yer vermeniz elinizi sağlamlaştırır. Örneğin; şirket satışlarına katkınızın oranı, şirketin kullanmasını sağladığınız hibeler, satın alımlarda maliyetlerin düşmesi gibi… Tabii bunlar soyut değil somut gerçekler olmalı. Ölçülmeyen yönetilmez diyen yöneticiler için en kayda değer verilerdir. Bunun yanında eğer şirketiniz pozitif ayrımcılık politikası varsa, kadın çalışanlara ayrı önem veriyorsa, şirketin bu politikasını da bu konuşmada belirtebilirsiniz. Maaşınıza zam isterken ayrı bir titizlikle yapacağınız sunuma hazırlanmanızda fayda var.

Mesajlarınız ve Konuşmanız Sonrasında da Pozitif Olun

Herkesin yeri doldurulur, unutmayın. Daha çok maaş isterken çalıştığınız şirkete, işinize önem verdiğinizi, bağlılığınızı ve bu ekibin bir parçası olmaktan duyduğunuz mutluluğu, samimiyetinizle yöneticinize hissettirin. Konuşmanızı yapmak için mutlaka hazırlanın ve gergin de olsanız bunu hissettirmeyin. Konuşma sonrasında istediğiniz zammı alınca teşekkür etmek için her işi yaparım moduna girmeniz değerinizi düşürebilir.

Belki, hemen konuşmanız sırasında karar verilmedi. Acele etmeyin ve size yapılacak zam oranının çalışılması için bekleyin.

Maaşlara zam oranı şirket içinde en hızlı duyulan-yayılan bilgidir. Ve diyelim ki siz genele göre az bir zam aldınız. Sakin olun, fevri davranmayın ve hemen öfkeyle yöneticinizle-İK birimiyle iletişime geçmeyin. Hemen gemileri yakmak yerine çözüm üretmeye çalışın. Piyasayı araştırın, sizinle aynı işi yapanlar ne kadar maaş alıyor öğrenin. Bir anda alacağınız istifa kararı mali durumunuzu oldukça sarsabilir. Çalışma hayatı ve kariyeriniz için şartları, gereklilikleri, gündeminizi, şirket içi konumunuzu ve hedeflerinizi düşünüp gerekirse yeni bir aksiyon planı çıkarabilirsiniz. Şirkete kazandırdıklarınızla birlikte neyin eksik olduğunu öğreneceğiniz konuşma size zammınız az olması ile ilgili bilgi verebilir. Fevri davranmak yerine büyük resme ve hedeflerinize odaklanın. Bu dönemde işsiz kalmak demek gelecek iki seneyi riske atmak anlamına gelebilir.

Oğuz ve Mira zaman zaman bana isteklerini belirtiyorlar. Sorumluluğunda olan işler için ödül istediklerinde taleplerini geri çevirmeye çalışıyorum. Dersler, odalarını toplamaları gibi görevleri olan işler için ödül vermemek gerekiyor. Her zaman yapamıyorum kıyamıyorum onlara. Bir annecim sözü, bir öpücük içimizi eritiyor. Onların da isteklerini doğru şekilde ifade etmesi için elimden geldiğince doğru yönlendirme yapmaya çalışıyorum. Kendilerini doğru ifade edebilmeleri çok önemli. Günümüz iletişim dönemi. Kuzucuklarım sizi çok ama çok seviyorum.

Kaynaklar :

*https://www.capital.com.tr/yonetim/insan-kaynaklari/kotu-yonetici-isi-biraktiriyor

KARİYERİNİZ PARLASIN

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER

Kariyer Gelişim ve İnsan Kaynakları Danışmanı

Instagram : esra__kemer

Facebook : Esra Kemer - CVCheckup

Yazının devamı...

İşten Ayrılırken Nelere Dikkat Etmelisiniz?

Bağları Koparmadan İşten Ayrılmak

Çalışma hayatı bazen çok yorucu olabiliyor değil mi? Evimizden çok vakit geçiriyor, ailemizden çok iş arkadaşlarımızı görüşüyoruz. Her zaman güllük gülistanlık olmuyor. Hepimiz süper işleyen sistemlerde çalışmıyoruz. İş arkadaşlarımızın hepsi “iyi ki var” dedirten kişiler olamıyor. Yapmak istediklerinizi yapamıyor, önerileriniz dinlenmiyor da olabilir. Belki yöneticiniz gelişiminizi desteklemiyor, sürekli eleştiriyor sürekli bu tavır süreklilik kazandı ve mobbinge dönüştü. Belki de sizi rahatsız eden olaylar vardı, bir iş arkadaşınızla tartıştınız. Ücretiniz iyi değil ve son açıklanan zam da tatmin etmedi. Bunlar olumsuzluklar tabii kimse durduk yere huzurunu bozmak istemez.

Belki de hayalinizde ki firmada bir iş fırsatı çıktı, tam da istediğiniz pozisyon. Hayalinizdeki iş yapabileceksiniz, ilanda gördüğünüz işler tam da istediğiniz gibi. Eski patronunuz aradı yeni bir yapılanmada size yöneticilik teklif etti. Bunlar yaşanan olaylar..

Bu kararı verirken kar-zarar dengenizi iyi kurmanız lazım. Gerçekten attığınız taş, ürküttüğünüz kurbağaya değiyor mu? Kariyerinizin gelişimi için fırsat olarak yükselen bir ivmede misiniz? İş değişikliği kariyerinizi olumsuz bir şekilde etkileyecek mi? Yeni ücretiniz alacağınız zam sonrasında en en az %10 civarında eski işinizden yüksek mi? Yan haklar nasıl, ücret bütünlüğünde ne kadar katkısı var mı? Her detayı ince ince düşünmenizde fayda var.

Sonuçta sebep ne olursa olsun, çok düşündünüz ve ayrılma kararını verdiniz… Şunu söyleyeyim “.” Bir anda sinirlenip istifa etmeyin, sakin olun. Anlık bir öfke ile istifa ettiğinizde hemen iş bulamayabilirsiniz, unutmayın. Sürekli mülakatlarda “Son iş yerinizden iş bulmadan neden ayrıldınız, Neler yaşadınız?” gibi detayları öğrenmeye çalışan İK uzmanlarının karşısında bulabilirsiniz kendinizi. İş hayatını kişiselleştirmeden, profesyonel bir şekilde yönetmenizde fayda var. Kendi kariyerinizi kendiniz yöneteceksiniz. Ben de her zaman politik olamıyorum maalesef ama biliyorum ki iş hayatında bazen üç maymunu oynamak gerekir. “Duymadım, görmedim, söylemedim” Sakin kalmaya çalışın ve artık iş değiştirme hedefinize doğru adım adım ilerlemeye başlayın. İş aramak ciddi sorumluluk gerektiren bir iştir ve planlı hareket etmeniz gerekir.

İş aradınız ve süreç sonunda ne mutlu istediğiniz şartlara uygun bir iş buldunuz. Mülakatlar görüşmeler derken iş teklifini aldınız. Hayırlı olsun diyelim o zaman. Kendinizi ödüllendirmeyi unutmayın bu arada.

Gelelim diğer önemli konuya işyerinizden ayrılma kararı verdiğinizde bunu köprüleri yıkıp yıkmadan yapmanızda fayda var. İş yerinizden nasıl ayrıldığınız sizinle ilgili yeni işlerinize de fikir verecektir. Ayrıca kiminle nerede nasıl karışılacağınızı bilemezsiniz. İş bulmak gibi çalışılan iş yerinden ayrılmak da önemli bir konudur. Arkanızdan bıraktığınız izlerin çok iyi olması sizin iyi bir şekilde anılmanızı sağlar.

1. Tam kararınızı vermeden yöneticinize ve iş arkadaşlarınıza söylemeyin. Eğer kararınız kesinleşmeden bunu önce iş arkadaşlarınızla paylaşırsanız gözden çıkartılanların ilk sırasında bulabilirsiniz kendinizi. Yani planlar altüst olur ve istemediğiniz olaylarla karşılaşabilirsiniz. Sonradan karar değiştirmek pek işe yaramayabilir. Bu tip konularda mümkün olduğunca ketum olmakta fayda var. Eğer yöneticiniz sizi destekliyorsa, çıkan fırsatı kaçırmamanızı söylüyorsa bu durum farklı olabilir. Eğer tüm şartlarda anlaşarak iş bulduysanız ve kararınız kesinleştiğinde önce yöneticinize bunu bildirin. İş çevrenizde her zaman kendinizle ilgili paylaşacağınız detaylar için çok güvendiğiniz ağzı sıkı kişiler olsun. Bazen çalışanlar işten ayrılıyorum diye blöf yapabiliyor. Amaç yöneticinizin kulağına kar suyu kaçırmak dahi olsa dikkat etmelisiniz.

2. Gerekli bildirimleri ve uyarıları ilgili kişilere yapın. Ayrılma kararınızla birlikte mutlaka şirketinizde İK süreçlerine göre İnsan kaynakları departmanının durumu bilmesini sağlayın ve iletişimde kalın. İşten ayrılmanın hukuksal bir boyutu olduğunu işten ayrılma kararınızla araştırmış olmanız gerekiyor. Çalışma süreniz, işten ayrıma şekliniz gibi detayları mutlaka İK ile işbirliği içerisinde yürütmeniz faydalı olacaktır. Ancak gerekirse bir uzmandan da destek alabilirsiniz. Ayrılacağınızı bilmesi gerekenleri önem sırasına göre belirleyin. Bir anda herkesin bilmesine gerek yok olmayabilir ama zamanında öğrenmelerinin de faydası var. Tüm iç-dış müşterileriniz kimler, hangi detaylarda işlere ait bilgi aktaracaksınız. Bu bilgilendirmeleri yapın ki, onlarda sizin ayrılacağınızı bilerek yokluğunuzda işlerin yürümesi için hazırlıklarını yapsınlar. Arkanızdan olumsuz sözlerle anılmanın size katacağı bir fayda var mı?

3. İletişimde kalmak istediğiniz iş arkadaşlarınızı belirleyin ve onların size ulaşması için gerekli iletişim bilgilerinizi paylaşın. Her iş arkadaşınızı sevmek zorunda olmadığınız gibi onlarla sosyal hayatta da görüşmek istemeyebilirsiniz. Ancak iş dünyası küçük ve kiminle nerede-nasıl karşılaşacağınızı bilemezsiniz. Apar topar giderken farkında varmadan iletişimde kalmak istediklerinizle iletişemez hale gelebilirsiniz. Bu yüzden işten ayrılmadan önce bir eposta ile durumu anlatabilir ve iletişim bilgilerinizi aktarabilirsiniz. Daha sonra özel mailinizden iletişimde kalmak istediklerinize yeni işinizle ilgili bilgileri aktarabilirsiniz. İşinizden ayrılırken; iş arkadaşlarınıza ve profesyonel çevrenize bunu keyifli bir şekilde belirtmek en şık olanı. Ayrıca bu yapacağınız hamle ile akıllarda iyi bir şekilde kalacaksınız. Ne de olsa uzun zaman geçirdiniz ve pek çok paylaşımınız oldu. Unutun yaşadığınız laf sokmaları, kötü gözle bakışları, yapamadın içerikli epostaları. Bunlar hep geçici şeyler.

4. Olumlu ve yapıcı bir şekilde ayrılma nedenlerinizi açıklayın. Ayrılma kararınızı paylaşırken yaşadığınız sıkıntıları açık açık anlatmak yerine çözüm önerileri ile yapıcı bir şekilde aktarın. Sizinle aynı sıkıntıları yaşayan varsa zaten sizi anlayacaktır, anlamayanlar için söyledikleriniz zaten bir şey ifade etmeyecek. Pozitif detaylara öncelik verin. Örneğin şirketinizde ki iyi uygulamaların, çalışma ortamının iyi olmasından, keyifli projelerden bahsedin ayrılırken. Negatif detayları mümkün olduğunca kullanmamaya özen gösterin.

5. Şu anda bulunduğunuz görevde yaptığınız her şeyin bir listesini yapın. Aslında bir nevi görev tanımınızı gözden geçirin. Sorumluluğunuzdaki bütün görevlerin, takip ettiğiniz bütün işlerin, katıldığınız grupların veya şirkette sizin her ne rolünüz varsa bunları sıralayın. İşlerinize ait bilgiye nereden nasıl ulaşılacağına dair tüm detayları iş bitiriş tarihleri ile beraber raporlayın. Bunları yöneticinize belirtin ki oda sorumluluğunda ki işlerin neler olduğunu bilsin.

6. Rolünüzü doldurmak için birini bulmaya yardım edin ve onu yeni rolü için eğitin. Kararınızla birlikte bu teklifi yapmanız yöneticinizin, iş arkadaşlarınızın ve tüm dış müşterilerinizin hayatını kolaylaştıracaktır. Sizden sonra zaten bir şekilde işler yürüyecek, siz de size yakışır şekilde işlerin yürümesi için birinin bulunması konusunda yardım edin. Örneğin şirkette yerinizi alacak olası isimleri belirleyebilir, görüşmelere katılır ve yeni kişiye iş başı eğitim verebilirsiniz. Sistem nasıl kullanılır, hangi dosya nerede, tedarikçi portföyü gibi bilgiler olabilir. Hatta tırnak içi bilgileri de etik değerler doğrultusunda aktarabilirsiniz.

7. İş arkadaşlarınızın yaşamalarını sizden sonrası için mümkün olduğunca kolaylaştırın daha zor hale getirmeyin. Devredeceğiniz işleri anlattığınız gibi işlerinizde dirsek temasında olduğunuz birim ve kişileri de iş süreçlerinizle ilgili bilgilendirin. Bu bilgilendirmeleri yerinizi alacak kişi ve yöneticinizi de eş zamanlı dâhil ederek yapabilirsiniz. İyileştirme önerileriniz, iş geliştirme ile ilgili fikirleriniz varsa mutlaka belirtin. Her şirkette çıkış mülakatı yapılmıyor ancak şirket ve çalışma süreci ile ilgili tüm detayları doğru ve etik bir üslupla İK birimi ve yöneticinize aktarabilirsiniz. Ayrıca vereceğiniz her negatif bilgi sizden sonra iş arkadaşlarınızı zora sokabilir. Emin olmadığınız, kanıtlayamadığınız, görüp duymadığınız bilgiyi kimseyle paylaşmayın. Su akar yolunu bulur size bir haksızlık yapıldıysa zaten bu bir şekilde çözülür. Ne güzel yeni işe başlıyorsunuz, siz yeni iş hayatınıza odaklanın.

8. Sosyal medyada ve iş çevrenizde hep pozitif olun. Bazen yaşadığımız haksızlıklar o kadar canımızı yakıyor ki; bunu herkesin bilmesini istiyoruz. Ne kadar kötü profillerle, ne kadar zor şartlar altında çalıştınız hâlbuki. Peki, bunun ilgisi olmayan insanların bilmesine gerek var mı? Peki o kadar zaman geçirdiniz, eski patronunuz/işyeriniz hakkında kötü paylaşımlar yapmanız sizin karakteriniz hakkında insanların olumlu bir fikir sahibi olmasını mı sağlayacak? Belki siz çevrenize bu şekilde konuşurken çevrenizde size; sen de düzgün çalışsaydın diyecek. Mesala, size düşük performans notu veren yöneticiniz hakkında sosyal medyada konuştunuz ve bir şekilde kulağına gitti. Yaptığınız bu tip sosyal medya paylaşımları karşınıza yasal süreçlerle geri gelebilir. Bir diğer tehlikede işe alım süreçlerinde İK uzmanları artık sosyal medya araştırması da yapıyor. Mülakat öncesi ve sonrası verilecek kararlarda bu tip paylaşımlar sizinle ilgili olumsuz bir etki yaratabilir. Sosyal medya paylaşımları bu anlamda çok önemli.

9. Ayrılma kararınızla birlikte tüm süreçleri yazılı iletişimle yönetin. Söz uçar yazı kalır demiş atalarımız. Ayrılma kararınızı sözlü olarak ifade ettiğiniz gibi kararınızı aynı tarihli olarak yazılı olarak da yapmayı unutmayın. İstifa dilekçenizi özenli bir şekilde hazırlayıp ilgili kişilerle paylaşın. Sözlü yaptınız ama bir müddet sonra istifa dilekçenizi verdiniz. Tarihler karıştığı gibi yeni işe başı tarihinizde etkilenecektir. Yeni işe başlamadan olumsuz bir imaj olmasına gerek yok. Ayrıca diğer tüm diğer işlerinizi de yazılı olarak yürütün ki bize söylemeden gitti, işleri yarım bıraktı olmasın.

10. Son güne kadar hep sıkı çalışmaya devam edin. Size ait geride kalan bir iş kalmasın. İlla kalacak olan bir iş varsa yapılması gerekenleri yerinizi alacak kişiye ve yöneticinize aktarın yazılı olarak. İş hayatı referanslarla gelişiyor. Sizin çalışkanlığınızı, işinize karşı sorumluluğunuzu ve olumlu yaklaşımınızı bilsinler. Yeni işe girerken teknik becerileriniz kadar kişiliğinizin de etkili olduğunu unutmayın.

Benden Not
Hepimizin hedefleri olduğunu söylemiştim. İş hayatınız için hedeflerinizi belirlediniz mi? Hadi hedefinizle ilgili hayallerinizi kurun. Peki bu hayalinizi gerçekçi bir hedef olarak ilerleyen yıllar için nasıl belirleyebiliriz. 5-10 yıllık hedeflerinizi belirlediniz o zaman süper? Tabii anlıyorum çok çok detay bir konu, üzerinde düşünmeniz gerekiyor. Peki hedefinize ulaşmak için Swoph analizinizi yapın. Sonra adımlarınızı planlayın, adımlarınızı atın bu arada hedefinize ulaşmak için güçlü yönlerinizi korumayı ve geliştirmeyi unutmayın. Hedefiniz için hangi konuda daha iyi olmalısınız? Hangi yönlerinizi geliştirmelisiniz. Örneğin ingilizce mi? Yurt dışında örneğin Kanada' da dil okuluna gidebilir, bir kursa katılabilir, ingilizce kitaplar okuyabilirsiniz yöntemler çeşitlenebilir. Peki nasıl, nerede, ne zaman, kaynakları neler, iç kaynaklar yeterli mi? Bu ve benzeri soruların cevabını araştırarak bulacaksınız. Cevapların sonuçlarına kendinize göre değerlendirin. Öğrenmek için en önemli kaynak sizde. Azminiz, isteğiniz size kazandıracak. İngilizce öğrenmeye başlayın. Bu yaşta olur mu diye sorarsanız? "Olmaması için için bir sebep var mı?" olur. Sebep siz olmayın. Yarın değil bugün, sonra değil şimdi. yeter ki ilk adımı atın. Gerisi zaten gelir.

KARİYERİNİZ PARLASIN

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER

Kariyer Gelişim ve İnsan Kaynakları Danışmanı

Yazının devamı...

İş Yerinde Dedikodu

Dedikodu tüm hayatımızda karşımıza bir şekilde karşımıza çıkıyor. Dedikodu bazen kötü amaçlı olarak bireyler arasında kullanılıyor olsa da bazen hedefte ki kişinin kulağına kar suyu kaçırmak için de kullanılıyor. Bazen dedikoduyu çevresinde ki insanların ilgisini çekmek için de araç olarak kullanan bile var. Aslına bakarsanız bir şekil iletişim yöntemi.

İş hayatında da karşımıza çıkıyor. “Aaaa hiç etik değil, ben yapmam asla” diyenler vardır ancak gün sonunda kaçınılmaz bir gerçek. Bir şekilde fısıltı gazetesi hep çalışır, her daim baskı yapar.

.

Dedikodu bir iletişim şeklidir ve yöneticilerin iyi yönetmesi gerekir. Bazı yöneticiler ya dedikoduya karışmamak için duymazdan gelir daha da kötüsü bazısı işin içine karışır. İşte tam bu yüzden kurumsal tarafta bu iletişim yöntemi çok kişiyi etkileyen olumsuz sonuçlar doğurabilir maalesef…

Bireysel açıdan bakarsak ki hepimiz bir şekilde zaman zaman bu sürece dâhil oluyoruz. İş hayatı bu, meydan muhabereleri kadar zorlu geçebiliyor. Stresli çalışma ortamı, baskılar, çekişmeli terfi süreçleri veya uyuşmayan karakterler mutlaka vardır. Dedikodunun olması için üç beş kişinin olması bile yeterli malum. “Gıybet time” hemen başlayabilir. :)

Dedikodu süreçlerine dâhil olmamak için veya bir şekilde olduysak çözüm ve kendimizi yıpratmamak adına yapabileceklerimiz mevcut

İş arkadaşlarınızdan yakın ilişki kurduklarınızda Çok iyi olduğunu düşündüğün iş arkadaşınız sırlarınızı yöneticinize, ekibe vs. anlatabilir, ağzından kaçırabilir

Zaman zaman özel hayatınızda çalkantılar yaşayabilirsiniz veya iş arkadaşlarınızdan farklı yaşam tercihleriniz olabilir. Bunları iş arkadaşlarınızla en ince detayına kadar anlatmayın. Özel hayatınızla ilgili sohbet ederken seçici olun.

İş ortamında kulis yapanlarla aranıza mesafe koyun ve mümkün olduğunca onlarla yalnız kalmamaya özen gösterin. Bu kişilerle yaptığınız paylaşımlar bir bakmışsınız her yerde hem de tam tersi bir şekilde. Bu kişinin tarzı bilse bile muhtemel sonuç istediklerine inanırlar.

Sizi bir şekilde dedikodu ortamına çekmek ve kendilerine destek isteyenler olabilir. Böyle durumlarda konuşmalardan uzak durun ve tarafsız kalın. Faydalı değilse, yararı yoksa ve “-mış, -muş” lar içeriyorsa dinlemeyin, her sohbete katılmayın.

Ne kadar iyi niyetli olursanız olun bazen sizi kötü gösterip kendini öne çıkarmak isteyen gizli rakipleriniz olabilir. Onlara fırsat vermemek adına duygularınızı bastırmaya çalışın. Akıllı oynamakta var. Siz işinize odaklanın, tam gaz çalışmaya devam edin.

Dedikodu konusunun kendiniz olduğunu öğrendiniz aman ani tepkiler vermeyin. Önce sakinleşin, öfkenizi dindirin. İki seçeneğiz var.

Boş verin gitsin. Meyve veren ağacı taşlanır diye düşünün daha iyi olmak üzere odaklanın. Bazen aman boş verici olmak sizi daha az yıpratır. Bir yandan da insanız ve duygularımız var üzülmüş olabilirsiniz. Duygularınızı bastırın inadına daha çok çalışın ve başarıya odaklanın. İşyerinde ilişkilerinizi daha da iyi bir duruma getirmeye odaklanın. Dedikodunuzu yapan kişileri görmezden gelin, her zaman olduğu gibi tüm özgüveninizle çalışmaya devam edin.

Dedikoduyu çıkaran kişiyle yüzleşmeye çalışın. Öncesinde konuşma için hazırlanın, “neler duydunuz? ”, “Bu durum size nasıl etki bıraktı? Vb.” tüm detaylar görüşme öncesi hazır olsun. Belki de konuşma kötü niyetle yapılmadı, bilemezsiniz. Sakin ve hazırlıklı olup konuşmayı yapın. Arka planda bazen çarklar bizimde bilmediğimiz şekilde işler. Yüzleşme sırasında dedikodunuzu yapana pozitif bir şekilde yaklaşım farklı bir yöntem olabilir. Size saldırana iyi niyetle yaklaşırsanız iş yeri arkadaşlarınızın takdirini toplarsınız.

Alternatif :

Olumlu Dedikoducular: Olumsuz dedikodunuzu mu yaptılar. Sizde sizin hakkınızda bu olumsuzlukları olumluya çevirecek dedikodu yapılmasını sağlayın. Marka değerinizi artıracak, takdir edilecek size ait detayların konuşulmasını sağlayın. Biraz riskli ve güveneceğiniz hikâyenizi anlatacak arkadaşlarınıza ihtiyacınız var.

İnsan kaynakları profesyonelleri

İK sağlıklı iletişim kanalları geliştirilmelidir. Kurum içinde olan değişiklikleri, planları, hedefleri çalışanlarına üstten alta tüm seviyelerle paylaşmalıdır. İK, kurum içinde duyuru panoları, dergiler, web portalleri gibi iletişim araçlarını etkin bir şekilde kullanmalıdır.

Yöneticilerin özellikler birim çalışanlarına merak ettiği konularda direkt iletişim halinde olması en sağlıklı olanı.

Kurum içinde stratejik değişiklikler, yenilikler veya çalışanların arasında tedirginlik yaratarak konuşulmasına sebep olacak herhangi bir olay vb. varsa yönetimin birinci ağızdan herkesi bilgilendirilmelidir. Büyük yapılarda çalışanlar teknolojik çözümlerle, küçük yapılarda mini toplantılarla işler daha hızlı ilerleyebilir. Fısıltılar biter ve çalışanların güven duygusu artar.

Şikâyet ve öneri sistemleri kurulabilir. Bu yöntemle çalışanlarınızı dinlemiş ve önemsediğinizi gösterdiğiniz gibi; çalışanların iş yeri çalışma hayatları ile ilgili de veri toplayabilirsiniz. Ayrıca işin daha kolay yapılması için gerekli bilgiyi en iyi işi yapan çalışandan edinirsiniz. Örneğin bir iş sürecinde yönetim olarak değişiklik yaptınız. Yorumların en sağlıklı bilgiyi işi yapandan öğrenirsiniz. “Yönetim işi bilmeden ne kararlar veriyor” gibi fısıltıların bir kısmı kesilmiş olur. Ayrıca şikâyetleri de değerlendirmeniz iyileştirme çalışmalarınız için faydalı olacaktır.

Önemli olan bir diğer konu ise “feed-back-geri bildirim” süreçleri olmalı. Yöneticiler çalışanları ile ilgili olarak iş süreçlerinde ki günlük olaylarla ilgili sürekli iletişim halinde olmalı.

Birimler arasında iş süreçlerinde uzmanların yaptığı hatalar için şikâyetler eğer birime duyurulmazsa bir çeşit dedikodu olarak kalır ve bir anda performans notunda çalışanın karşısına çıkar. Aslına bakarsanız bu da bir çeşit dedikodudur ta ki hata yapan uzmanın bilgilendirilmesine kadar. Yöneticilerin birbiriyle konuşmasının sonrasında çalışanlarına geri bildirim vermesi gerekmektedir. Çalışanlarınızın ve dolayısıyla iş süreçlerinizin gelişmesi için geri bildirim sürecini etkin bir şekilde kullanmalısınız. Birimler arası dedikoduları kesmek için bir yöntem. Bu arada lider olarak hataları da başarıla kadar sahiplenebilmelidir.

İK çalışma ortamını bozan davranışları tespit ettiğinde sözlü uyarı ile birlikte koçluk sürecini başlatmalı. Devam eden süreçte davranışlar tekrar ederse yazılı uyarılar ve en son çare işten çıkarma sürecini yürütmelidir.

DEDİKODU YAPAN TAZMİNATSIZ GÖNDERİLEBİLİR!

İş Kanunu’nun 25. maddesine göre iş yerinde dedikodu yapan kişiler tazminatsız bir şekilde iş sözleşmesi fesh ediliyor. Çalışma yerinin düzenini bozacak şekilde davrananlar tazminatsız olarak işten çıkartılabiliyor.

Tüm çalışanların bu detaya dikkat etmesi gerekli.

Benden Not
Hepimizin hedefleri var. Hedeflerinize ulaşmak için kendinize ara hedefler veriyor musunuz? Hafta sonuna yaklaştık. Önümüzde ki hafta için kendinize bir hedef belirlemenizde fayda var. Örneğin özel yaşamınız için nelerin eksikliğini hissediyorsunuz, ya da neler yapmak isteyip de yapamıyorsunuz, yoksa başlayıp bir türlü bitiremediğiniz bir proje mi var. Peki bu hedeflerinize ulaşmak için neler yapaabilirsiniz, ne zaman-nasıl yapabilirsiniz? Hedefi uygulamaya başlamak ve bitirmek için bir zaman belirleyin. Uygulamaya başlamak ara hedefinizde ara hedef olsun. Uygulamaya başladıysanız ara hedefi yapmış olursunuz, süpersiniz. Minik bir hediyi hakettiniz. Mesala bir tatlı :) Ana hedefinizi yaptığınızda büyük hediyenizi de kendinize ısmarlamayı unutmayın.

KARİYERİNİZ PARLASIN

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER

Kariyer Gelişim ve İnsan Kaynakları Danışmanı

Yazının devamı...

Nasıl Terfi Alırım?

Uzun zamandır aynı iş yerinde, aynı pozisyonda çalışıyorsunuz ve terfi alamıyor musunuz? Sorumluluklarınız, görevleriniz hep aynı mı? Hâlbuki siz işiniz için elinizden gelen her şeyi yapıyorsunuz ve tüm gücünüzle çalışıyorsunuz. Halen terfi alamadığınız gibi yetkileriniz ve sorumluluklarınız da bir değişiklik yok. Kendinize, yaptıklarınıza, çalışmalarınıza o kadar çok güveniyorsunuz ki terfi alamamanız veya görevinizde bir değişiklik olmaması sizi çok şaşırtıyor. Aslında aklınızda bazı (yöneticiniz, terfi sistemi vs. vs. ) var ama… Hâlbuki iş arkadaşlarınızdan en çok terfiyi siz hak ediyorsunuz ama neyse diyelim…

Varsayımlar üzerine yoğunlaşmak evet bir tercih olabilir. Bu sizin aynı yerde saymanızdan başka bir işe yaramaz. Peki, suçluyu dışarda aramak yerine kendi içinizde aramayı tercih ederek kariyerinizde gelişimi tercih etseniz… Bu tercihinizle gelişiminize de odaklanmış olursunuz. Bu sayede eksikleriniz be gelişmesi gereken özellikleriniz üzerine odaklanır ve kendinizi keşfetmiş olursunuz. Kendinizi keşfetme üzere çalışmaya ve gelişim çaba harcamaya hazır mısınız?

Neler yapabiliriz üzerine odaklanalım…

Öncelikle terfi almak için çok çalışıyor olmanız, mesaiye kalıp işleri bitirmeniz terfi için yeterli değil. Bunda hem fikir olalım… Ayrıca yaptıklarınızı, başarılarınızı sadece siz biliyorsanız ve bu detayları ekip arkadaşlarınız ve yöneticiniz de bilmiyorsa terfi için yine yeterli değil. Bizim kültürümüzde “ağlamayana meme yok” diye bir deyim var. Peki, yöneticinize/patronunuza terfi talebinizle giderken yapmanız gerekenleri yapıp ve ayrıca ret edemeyeceği bir teklifle giderseniz işte o zaman terfi talebiniz daha etkin değerlendirilir. Pozisyonlar arasında farklılıklar ve detaylarda farklılıklar var. Bu detaylarla ilgili yapabilecekleriniz yine sizde saklı. Yönetici seviyesinde olanlar yine durum ve hedef analizi ile gelişim alanları ile planlamalarını yapmamalılar.

Bu çalışmada kariyerinizle ilgili yön vermeniz gereken konuda, güçlü-zayıf yanlarınızı, i tehditlerinizi ve fırsatlarınızı ayrı ayrı yazmanız gerekir. Kariyer hedefinizi belirlemeden önce bu çalışmayı yapmanız sağlıklı olacak ve yolunuzu çizerken size hız kazandıracaktır. Terfi etmek istediğiniz pozisyon için sahip olduklarınızı görebilir, zayıf yanlarınızla hangi konularda gelişmeniz gerektiğini belirleyebilirsiniz. Ayrıca yine ilerlemeniz için tehditlerinizi görüp nasıl çözeceğinizle birlikte karşınıza çıkan fırsatları nasıl değerlendirebileceğinizi de görebilirsiniz. Eğer yaşam değerleriniz arasında aileniz ilk sıradaysa şehir dışında alacağınız hedef iş veya yoğun çalışma saatleri bir müddet sonra sizi mutsuzluğa sürükler. Aile özleminiz ağır basar ve bu sefer terfi yerine iş değiştirmeniz gerekebilir.

Sürekli araştırmak, işinizle ilgili gündemi-teknolojiyi takip etmek, bilmediğiniz konularda ki eksikleri tamamlıyor olmak, sürekli öğrenme ve gelişim ilkesiyle kariyerinizi yönetmek sizin ilkeniz olmalı. Uzmanlığınızla ilgili geniş bir bilgi birikimine dâhil olmanız, bunu toplantılarda, ek sorumluluklarda gösteriyor olmanız, ekip arkadaşlarınızın bilmediği konularda işe hâkimiyetinizle birlikte sizi başvuru noktası olarak seçerek genel anlamda başarılı kılacaktır. Öğrenmenin sonu yok terfi aldım, şimdi yöneticiyim diye öğrenmekte ASLA vazgeçmeyin, bu sizin hayat görüşünüz olsun. Ayrıca bireysel markanızı da yönetirken genel kültürünüzün geniş olması, hobileriniz, sosyal hayatınız farklı görüşlerde ki farklı kişilerle iletişiminizi de sağlayacaktır. Özgüveniniz arttıkça terfiyle beraber kariyerinizde ilerlemeye adım adım yaklaşırsınız.

Görev tanımınızda ki işleri tek tek gerçekleştirdiniz, üzerine performans notlarınız da iyi veya patronunuzun – yöneticinizin her verdiği işi yaptınız. Yetmedi hep ek görevler aldınız ve projelerde yer aldınız. Tüm çalışmalarınızda bir sürü başarı elde ettiniz. Başarısızlıklarınız da oldu tabii ama bunları yeni işlerde iyileştirme olarak kullandınız. Belki bu detayların hepsini ya da tekini yaptınız. Ne olursa olsun terfi konuşmasına hazırlanırken bu liste işinize yarar. Bu listeyi kabartmak istiyorsanız hedef pozisyonunuz için gerekli olan ek görevleri almaktan ve projelerde yer almaktan da kaçınmamalı ve gönüllü çalışmalar içinde yer almalısınız. Karşınıza çıkan ek işler için fırsatları da değerlendirmelisiniz. “Bu hafta sonu bu konuda çalışabilecek var mı?” diye soran yöneticiye ilk olumlu cevabı veren siz olursanız işte bir fırsatı değerlendirmiş olursunuz. Başarı öyle kolay olmuyor bazen. Bu listeyi, yöneticiniz yaptıklarınızdan haberdar olmasını sağladığınız gibi yeni mülakatlara hazırlanır ve kendi motivasyonunuzu artırma aracı olarak da kullanabilirsiniz. Performans görüşmeleri için de işe yarar. Başarılarınız aklınıza gelmiyor mu? İş süreçlerinde ne gibi yenilikler yaptınız, satışların artmasına sizin hangi çalışmanız işe yaradı. Bu detayları netleştirmek için kendinize sorular sorarak başarılarınızı sorgulayın. Cevaplar sizde saklı. Yani yöneticinizin karşısına çıkarken eliniz boş gitmeyin. Güçlü duruşunuzu, terfii etmeyi neden istediğinizi ve hak ettiğinizi, hedefe ulaşmak için neler yaptığınızı anlatın. Etkileyin yöneticinizi, bu sizin elinizde…

İşinizi hobiniz olursa önünüzde ki pek çok engel kendiliğinden kalkar. Daha kolay çözümler üretir, zamanınızı verimli kullanır ve özenli yaptığınız işinizin çıktıları da çok başarılı olur. Babam derdi ki “Ne yaparsan yap ve işin ne olursa olsun yapabildiğinin en iyisini yap.” Severek yapılan işin sonuçları da enfes oluyor ve çevrenize de bunu hissettiriyorsunuz. Başarı dedik ama başarı kolay elde edilmiyor. Etliye sütlüye karışmayan sadece kendi işini yapan olmayın. Masadan kafanızı kaldırın ve neler oluyor bir bakın. Her zaman ekibin bir parçası olduğunuzu, ihtiyaç halinde göreve hazır olduğunuzu, iş yapmaktan çekinmediğinizi ekip arkadaşlarınıza ve yöneticinize hissettirin. Hatta dirsek temasında olduğunuz birimlerde bile bu işbirlikçi yaklaşım içinde olmanız şirket içi referanslarınızın sayısını artıracaktır. Bireysel çalışırsanız tek başınıza kalırsınız. Unutmayın maçta golü atan kişiye bir pasveren de var. İş yeri kurallarına uyun; çalışma saatlerine uygun davranmanız, giyim kurallarına göre şık-temiz giyinmeniz, iletişim şekliniz, pozitif problem çözen taraf olmanız gibi detaylar hep çok önemli. Dedikodadn kaçının, çay molalarında sohbetin konusunu iyi ayarlayın. Arkadaşlarınızın moralleri bozulduğunda bile yanlarında profesyonellikle olmanız size kazandırır. Yani o terfiiyi her açıdan hak ettiğinizi gösterin. Profesyonel ve güvenilir duruşunuz size güç kazandırır. Enerjiniz herkese geçiyor ve karşınızda ki kişilerde sizinle çalışmaktan zevk alıyor.

İletişim çok ama çok önemli. Kiminle nasıl iletişim kuracağınızı bilmelisiniz. Herkesle konuşacağım derken dedikoduya da karışmayın. Düşünsenize gün içerisinde farklı profillerle iletişim halindesiniz. Tüm bu kişilerin farklı tarzları var ama en çok önemli olanlar ekip arkadaşlarınız ve yöneticiniz. Bu kişilerin iletişim tarzlarını öğrenin, nelere dikkat ediyorlar, neleri sevmiyorlar. Biraz gözlem ve deneyim ile öğrenirsiniz. Sevmediğiniz kişilerle bile iletişim kurarken şık tarzınızdan vazgeçmeyin. Ne kadar iyi iletişim içerisinde olursanız bunu terfiiniz için bir fırsata çevirebilirsiniz. İş hayatında pek çok iş iletişimle sonuçlanıyor. İletişimle birlikte her profesyonelin ne noktada sizin olabileceğini görmeniz gerekir. İletişim derken samimiyetsiz davranışları söylemiyorum. Samimiyetsiz sahte davranışlar fark ediliyor ve yakışmıyor. Bir beden büyük gömlek gibi…

Birde bu detaylara cesaret konusunu ekleyelim. Bu dünyada başarılar düşünenlerin değil düşünüp yapanların oluyor değil mi? Sizde terfi etmek istiyorsunuz. Bahsettiğim veya bahsetmediğim çalışmaları yaptınız, alt yapı hazır. Belki bir adım ilerisi için cesaretiniz yok. Terfi alabilir miyim korkusu içinize oturdu gitmiyor. Siz elinizden geleni yapın. Terfii kapısı kapanırsa başka bir kapı açılır bilebilir misiniz? Kendinize, gücünüze, azminize inanın ve güvenin. İsteyince yapamayacağınız hiç birşey yok. Terfi; itibarın, maaşın ve hayat standartlarının yükselmesi demek. Bunun yanında kayıplarınızda olabilir ama hedefinize ulaşınca mutlu olacaksanız çevrenizdekiler de mutlu olur.

Cesaretinizi topladınız, kariyerinizde ilerleme için çalışmalarınızı yaptınız. Süper! Geriye yöneticinizle konuşması kaldı. Yöneticinizi tanıyorsanız konuşma için doğru zamanı biliyorsunuz demektir. Doğru zaman geldiğinde görüşme için randevu isteyin ve hazırladığınız terfi konuşmasını yapın. Cesaret edin ve yapın. Siz profesyonel duruşunuzla birlikte taleplerinizi iletirseniz, bu kadar emeğin sonunda terfii alırsınız.

Terfi için ortalama 3-4 yıllık bir süreç var. Bazı yerlerde daha fazla bazı yerlerde daha az olabiliyor. Ben CV okurken ve kariyer planlaması yaparken aynı pozisyonda kaç yıl kalmış bakıyorum. Dört seneden fazla ise neden terfi almadığını sorguluyorum. Belki de terfi alamazsanız dış dünyaya açılma kararını vermenin tam zamanı gelmiş demektir. Bu karar için terfi sonucu önemli bir etkense karar vermek ve yolunuzu yeniden çizmeniz gerekebilir. Gerçek şu ki; profesyonel hayatta fırsatlara her zaman açık olmak lazım. Uzatmadan terfi hedefinize odaklanmalı ve kariyerinizde yükselen ivme ile devam etmelisiniz.

KARİYERİNİZ PARLASIN

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER

Kariyer Gelişim Danışmanı, İnsan Kaynakları Profesyoneli

Yazının devamı...

Mülakat Soruları

Bu işi kapmanız lazım… Uzun zamandır işsizsiniz ve beklediğiniz firmadan tam size uygun olan iş için mülakat daveti geldi. Vuhuuuu süpper … Heyecan dorukta. Acaba nasıl geçecek, neler soracaklar, ne giyseniz, ulaşımınızı nasıl yapacaksınız??? Bir sürü soru ve tabii ki bu soruların cevapları olan hazırlıklar.

Mülakat öncesinde ulaşımınızı, kıyafetlerinizi, saçlarınızı her şeyi hazırladınız. Kendinizi onlara beğendirmeniz lazım. Neler soracaklar acaba? İlanı bir kez daha okudunuz, yorumladınız. Zaten ilanda yaptığınız işler günlük işlerinizin bir kısmı. Anlatırım gider sıkıntı olmaz diye düşündünüz… Peki ya mülakat sırasında heyecanlanırsanız, söyleyeceklerinizi unutursanız? En önemlisi rakipleriniz daha iyi ise veya kendini daha iyi ifade ediyorsa!!!?

Nasıl toplantılara hazırlanıyorsanız, ya da sunacağınız sunum için günlerce slaytlar üzerinde uğraşıp, arızasını gideremediğiniz makinanın sorununun ne olduğunu düşünüyorsanız mülakatlara da böyle hazırlanmalısınız… Yaptığınız işin, iş yapış şeklinizin, sorunları nasıl giderdiğiniz, nasıl yenilikçi çözümler getirdiğinizi anlatabilmeli, profesyonel duruşunuzu görüştüğünüz kurumun yapısını dikkate alarak anlatabilmelisiniz.

Farklı pozisyonlar için mülakatlar yapıyorum. Evet, her pozisyon için belki ileri iletişim becerilerine ihtiyaç olmayabilir. Ancak sosyal varlıklarız, bizi diğer canlılardan ayıran önemli özelliklerimiz var, düşünmek, konuşmak gibi. Aday, yaptığı işleri bana net bir şekilde ifade edebiliyorsa yaptığı iş ile ilgili farkındalığının olduğunu gözlemleyebiliyorum. Karşınızdaki İK uzmanı “Bana işinizden bahseder misiniz? X sürecini nasıl yürütüyorsunuz? Detayları anlatır mısınız?” sorularını soruyor. Cevapların teknik tarafını sizin kadar her yönüyle bilmiyor olabilir. Peki, bilmiyorsa nasıl sizi değerlendirecek? Aslında burada kritik detay sizin cevabınızda saklı. İK profesyonelinin gözlemleyeceği detay şu; Kendinizi, yaptığınız işi nasıl ifade ediyorsunuz, ayrıntılara hâkim misiniz? Bence yaptığı işi net bir şekilde ifade edenler farkındalığı yüksek, bilinçli olanlar. Yeni işinde ve iş süreçlerinde de daha hızlı uyum sağlayabilir. İş hayatında roblemleri daha hızlı çözerken yenilikçi pratik çözümler de üretebilir. Hazırlıksız gittiğiniz mülakatlar “Şeyy, ıııh, hımmm, işte öyle” gibi ifadelerle bölünen konuşma sizi dibe çeker. Özgüven ve gülümseme en şık kıyafettir. İşte size kendinizi ifade edebilmeniz ve işi kapabilmeniz için bir fırsat, en şık kıyafetinizi giyin. İşi sadece teknik bilgiden değil profesyonel kimliğinizle de alıyorsunuz.

Peki, mülakat sorularına nasıl cevap vereceğim. Ne soracağını nereden bileyim diyebilirsiniz. Aslında listelesek onlarca soru hazırlar, üzerine mülakat akışına göre eklenen soruları düşünürsek karşınıza yüzlerce soru çıkabilir.

En bilinenleri ve bence kendinizi en iyi ifade etme şansı verenler:


Bu ve benzeri standart sorulara ne cevap veriyorsunuz bir düşünün. Hepimizin cevabı ayrı olacaktır çünkü hepimizin hikâyesi farklı. Mülakatlara araştırma sonucunda bulduğunuz klasik cevaplarla gitmeyin. CV okurken “Kurumsal bir firmada çalışmak” ifadesi ne kadar basit kalıyorsa mülakatlarda klasik cevaplar o derece basit ve özensiz duruyor. Cevapları verirken taktiklerinizi kullanmalısınız. Bu soruların altında yatan gerçek sorulara odaklananın. Örneğin “Bize bilgi ve becerilerinizle ne katacaksınız = Size vereceğimiz ücret karşılığında bizim alacağımız hizmet ne olacak?” Aslında bu sorular birer satınalma sorusu. İşte soruların cevaplarını hazırlarken nelere dikkat etmelisiniz bir kaç detay.

İşverenler nasıl bir zihniyet arar…



Vereceğiniz cevapların işe bakış açınızı yansıtması lazım. Örneğin mülakatta: Sizden daha az tecrübeniz olan x yöntemiyle projenizi yönetmenizi bekliyoruz. Bizim için önemli, öğrenir misiniz? diye İK uzmanı sordu. “Bu yöntem iyi değil tavsiye etmem ama” derseniz bırakacağınız etki ne olur? “Tabii burada yürüyen bir sistem var istediğiniz şekilde bu yöntemle işlerimi yürütürüm ve en kısa sürede öğrenirim. İleride farklı yöntemleri de beraber deneriz” derseniz bırakacağınız etki ne olur? Birinci örnekte esnek olmayan negatif bir tutum sergilerken ikinci örnekte yapıcı, pozitif ve esnek bir tutum sergiliyorsunuz. İkinci cevabı vereni tercih ederim.

Geçmişinizin izini netleştirin ve Bu işi neden istiyorsunuz, odaklanın.
Her mülakatınızda o işyeri ile flört edin. O kurumun tam size göre olduğunu, yeni işinizde neler yaparak başarılı olabileceğinizi iyi ifade edin. Kariyer geçmişinizle ilgili yapacağınız negatif söylemler sizi ileriye taşımaktan ziyade sizinle ilgili olumsuz bir algı oluşturur. Belki çalışma ortamınız iyi değildi, her şeye gereksiz yere sinirlenen bağırıp çağıran bir yöneticiniz vardı, belki de maaşınız yetersizdi. Vereceğiniz cevaplar yeni işvereninizin gözünü korkutmamalı. Yeni işvereninizi iyice araştırarak vereceğiniz cevapları şekillendirebilir, politik cevaplar verebilirsiniz.

Becerilerinizi Hikâyeleştirin, KANITLARINIZI HAZIRLAYIN
Mülakat yapacağınız pozisyonla ilgili olarak hazırlık yaparken kendinizi iyi tanımlamalısınız. “Bilgiye Dayalı Beceriler(Bütçe hazırlamak, forklift kullanmak), Transfer Edilebilir Beceriler (Organizasyon, temsil becerisi), Kişisel Özellikler (Etik-pozitif vb. olmak) ” Bu başlıklara tek tek hazırlanabilirsiniz. Bu detaylar önemli kendinize haksızlık etmeden ama lütfen abartmadan elinizden geldiğince objektif olarak listeleyin. Bu listeden mülakatını yapacağınız pozisyon ile ilgili olanları seçin. Listeniz şimdi kısaldı ve daha odaklı. Şimdi bu listeyi hikâyelerinizle somutlaştırın. Unutmayın bu listeyi mülakat öncesinde çalışmalısınız. Gerekirse destek alın.

Hedefiniz Görüştüğünüz İş Olmalı
Belki tam size göre veya değil. Ancak her mülakata hedefiniz olan işmiş gibi hazırlanmalısınız. Vereceğiniz cevaplar o işi ne kadar istediğinizin göstergesi olmalı. Bir şansımı deneyim diye geldiğinizi hissettirirseniz başka adayda karar kılınır. Bir hedefiniz varsa ve hedefinizde ki iş tamda mülakatta olduğunuz iş ise bu hedefinizde başarılı olmak istediğinizi gösterir. Sonucunda kurum kazanır.

Mülakatlarda sorulması muhtemel sorulara öncesinde hazırlanmış olmanız, mülakat günü dış görünüş ve fiziksel duruşunuzun düzgün olması çok çok önemli. Özgüveni yüksek, ne istediğini bilen, yeni işine katabileceklerini bilen, global düşünen, amacı doğrultusunda ilerleyen çalışanı her işveren ister. İş için güçlü yanlarınızı belirlemeli, iş ile ilgili örtüşen özellikleriniz üzerine odaklanmalı, olası sorulara mutlaka hazırlanmalısınız. Aslında sorulmak istenenlere vereceğiniz cevaplar önemli. Mülakata gideceğiniz gün enerjiniz yüksek olsun, yorgun gözükmeyin, ukalalık değil özgüveni yüksek bir duruş sergileyin.

Benden Not
Evde çalışamıyor musunuz? Alın bilgisayarınızı ve not defterinizi bu çalışmaları bir kafede yapın. Bir bardak çay, farklı mekân, enerjisi yüksek ortam size nefes aldırır. İş ararken düşen motivasyonunuzu artırır ve farklı insanlarla tanışırsınız. Eğer işyerlerine yakın yerdeyse bu kafe yeni profesyonellerle tanışma fırsatınız da olabilir.

KARİYERİNİZ PARLASIN

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER

Kariyer Gelişim Danışmanı, İnsan Kaynakları Profesyoneli

Yazının devamı...

İş Hayatında Başarılı Olmanın Yolları

İş yaşamında hepimizin ortak amaçlarından birisi başarılı olabilmek. Başarı;Kişinin yetenek ve yetişmeye bağlı olarak gösterdiği ansal ya da eylemsel etkinliklerinin olumlu ürünü” TDK açıklaması bu şekilde. Başarının tanımı kişiden kişiye göre yaşam ve kariyer değerleri doğrultusunda değişkenlik gösterebilir. Başarı iş hayatında; hedefi doğrultusunda istediği pozisyonda çalışmak iken, kimi için hedeflediği ücreti almak olabilir. Bu anlamda pek çok başarılı insan olabilir. İş hayatında işini iyi, düzgün, etik yapanlara başarılı tanımını da kullanılıyor. Gerek kendi iş çevremden gerekse danışanlarım arasında gözlemlediğim işini severek yapan sadece maddi kazanç hedeflemeyenler başarıya ulaşıyor. Bu arada hep zirvede kalacağınızı sanmayın, hayat bu belli olmaz. Kendinizi garantiye almalısınız.

İşte zirvede uzun süre kalmak, için dikkat edilmesi gereken bazı detaylar. Bu detayları kendi iş hayatınıza, yaşamınıza ve tarzınıza göre uyarlayabilirsiniz….

İşinizi severek yapmanız keyif almanızı sağlar. Problem çıkaran taraf değil çözüm üreten taraf olmalısınız. İşinizi çok sevmeseniz de sevmenizi sağlayacak sebepleri bulmak sizin elinizde. Polyannacılık oynamak bazen iş hayatınızı daha çekilir hale getirebilir. Pozitif olmaya, pozitif söylemlerde bulunmaya özen göstermelisiniz. Enerjinizi yayın çevrenize… İşinizi hobiniz olarak yapmaya gayret göstermelisiniz. Belki çalışma ortamı keyifli, belki de iş arkadaşlarınızla çok iyi anlaşıyorsunuz… Mutlaka bir sebep vardır hedefinize ulaşırken işinizi sevmenizi sağlayan.

Hedef koyabilmeniz için öncelikle kendinizi, gücünüzü, yumuşak tarafınızı iyi bilmeniz gerekli. Yapabileceklerinizi, isteklerinizi, hayattan beklentilerinizi, engellerinizi ve değerlerinizi belirlemelisiniz. Belirlediğiniz detaylara göre gerçekçi bir hedef belirlemelisiniz. Örneğin daha büyük bir şirkette, x-y-z detaylarda 5 yıl sonra orta düzey yönetici olacağım hedefiniz olabilir. Gayet güzel, bir hedefiniz var ama bu hedefe kısa vadeli hedeflerle adım adım ulaşmanız kolay olur. Her yakın zaman hedefinize ulaştığınızda kendinizi ödüllendirmeyi unutmayın. Kendi motivasyonunuzu en iyi yine kendiniz artırabilirsiniz.

Kendinizi keşfederken en önemlisi hedefiniz olan başarıya ulaşmak için elinizde ki içsel kaynaklarınızı belirlemeniz, eksik olanları geliştirmeniz için yapacaklarınızı ara hedef olarak belirlemeniz. Sonuçta hepimizin ayrı özellikleri var. Önemli olan işimize göre gerekli olanları bilip üzerinde odaklanmamız. Güçlü yanlarınızı kullanacağınız projelerde-görevlerde yer almanız hedefinize ulaşmayı hızlandırır. Bir muhasebe sorumlusunun detaycılık kadar kuvvetli iletişim becerileri olmayabilir. Bir satış yetkilisinin dijital pazarlamayı bilmesi gerekmeyebilir. Hedefimize göre sahip olmamız gereken donanımı bilerek gelişiminiz için odaklanmalı, acil ve önceliği olmayan gelişim alanlarınıza fazla vakit ayırmamanız gerekir.

“Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işte neler engel olur diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı iş kendi kendine yürür.” Mustafa KEMAL ATATÜRK / İşte başarıya ulaşmanın bir yolu da engelleri ortadan kaldırmak. Yeter ki engelin ne olduğunu bilin. Örneğin mükemmeliyetçi kişiliğiniz sizin hızı harekete geçmenizi engelliyor olabilir, törpüleyin bu yanınızı…

GEÇİP GİDEN ZAMANA YAZIK

Harekete geçin. Zamanı satın alamıyoruz değil mi? Hayal gücü kadar sınırsız değil. Zamanınızı iyi planlayın. Vakit=Nakit . Gününüz, haftanızı ve ayı planlayın. Önemli olan acil, öncelikli olan ve olmayan işleri belirleyip bu doğrultuda zamanı verimli kullanmanız. Başarıya ulaşmak için önemli olan işleri, eğitimleri vb. ayırt etmelisiniz. İş ve özel yaşam dengenizi kurmak adına kendinize de zaman ayırmayı unutmayın…

Günümüzde teknolojik gelişmelerle ve gündem ile birlikte sosyal medya ve dijital platformlar çok önem kazanıyor. Eskinin kartvizitlikleri artık kendini sosyal ağlarda ki bağlantılar bölümüne yerini bıraktı. Bu dijital platformlardan bir şekilde çalıştığımız veya alışmak istediğimiz kişilerle iletişime geçiyoruz, geçmeliyiz de. İletişime geçerken sebebini açıklamalı ve hatta mümkünse yüz yüze temas ile profesyonel hayat bağlantı sebebinizi somut hale dönüştürmeliyiz. Sıcak temasa inananlardanım. Yeni iş bağlantı portföyünüzü geliştirirken eski çalışma arkadaşlarınızı ihmal etmeyin, bağınızı koparmayın. Kimini nerede, ne şekilde hangi konu için karşımıza çıkacağını bilemeyiz.

Bireysel markanız çok önemli. Yaptığınız işten, söylemlerinize, iletişim şeklinize, giyiminize kadar bir bütün. Markanızı yapılandırırken çalıştığınız işe, pozisyonunuza, hedefinize, sektörünüze vb. kadar dikkat etmeli, üzerinde çalışmalısınız. Tüm detaylar birbiriyle ilintili. Tarzınız, duruşunuz âna göre tek olmalı ve oyunu etik değerleri dikkate alarak kuralına göre oynamalısınız. İster beyaz yaka ister mavi yaka olun fark etmez. Disiplinli, çalışkan, güvenilir kişiliğinizle sorumluluklarını yerine getiren, dış görünüşle bur durumu destekleyen tavrınız sizi parmakla gösterilen yapar.

Tecrübelerle desteklenen önseziler değerlidir, yol gösterir. Vereceğiniz kararlar, işlerle ilgili yapacağınız projelerle veya müşterilerinizle ilgili içinizden sesler duyabilirsiniz. Bu sesleri dinlemek; mantık ve tecrübe süzgecinden geçirerek değerlendirmekte fayda var. Mantık kadar güçlü olmasa da size yol gösterecektir.

Danışanlarımdan, çalıştığım firmalardan veya çözüm ortaklarımdan çok duyuyorum. Söz verip tutmayanlar, vaatlerde bulunup gerçekleştirmeyenler…. Söz verip yapmadığınızda günü kurtarmış olabilirsiniz ama geleceğiniz için büyük zararı hanenize eklemiş olursunuz. Bu durumları yaşayanlar ilerleyen dönemde sizinle çalışmak istemezler. Köyün yalancı çobanı olmak size kaybettirir.

Sizi aşağıya çekecek kimseyi yakınızda bulundurmayın. Her attığınız adımınızı, durumunuzu eleştiren negatif geri bildirim veren mi var çevrenizde? Kaliteli eleştirinin ve eleştirmenin de bir üslubu var sonuçta. Çok can sıkıcı tahmin ediyorum. Arkanıza bile bakmadan koşar adım uzaklaşın bu tiplerden. Çalışma hayatında veya iş ararken sizi sürekli negatif eleştirilerle aşağı çekip moralinizi bozarlar. Bu arada “her şikâyet bir armağandır” inanırım bu eleştirileri de bir şekilde değerlendirmelisiniz. Sizden bilgi ve tecrübe açısından daha üst konumda olan yapıcı, empati kuran kişilerle iletişimde kalın. Öğreneceğiniz çok şey vardır mutlaka.

Bir şekilde büyük ve altında barınan küçük ekibin bir parçasıyız. Her işe yetişemeyebilir, her detayı bilmeyebiliriz. Gerektiğinde ekip arkadaşlarınızdan yardım istemeli ve gerektiğinde de bilgimizi ekip arkadaşlarımızla paylaşmalıyız. İş bölümü sırasında ekibinizin yardımına koşmaktan çekinmeyin. Yetişmesi gereken işleri arkadaşınızla paylaşmak bile güzeldir. Yöneticilerin de bu kapsamda yeri geldiğinde ekibin parçası olması, işlere destek olması ekibin motivasyonunu artırır. Takdir ettim, tebrik ederim, teşekkür ederim sihirli kelimeler. Kullanmaktan çekinmeyin…

Hatasız kul olmaz ya hani iş hayatında da bu böyle…. Kim 4*4 lük, gösterebilir misiniz? Aileden başlar yaptığın hatayı bir daha yapmamanın gerekliliği… Hatalardan ders almalı, minimum zarar alacak şekilde tecrübelerimize yenilerini eklemeliyiz. Yaşayarak öğrenmenin en kalıcı yolu…

Bu da benden farklı bir bölüm olsun….

Hayat kocaman bir ayna. Siz ona gülümseyin oda size gülümsesin, kahkahalar atsın. Siz hayatınızla ilgili olumlu düşünün, hayat size olumlu dönsün. Hayata bakarken güzellikleri görüp, güzel düşünün. Düşünceleriniz olumlu olursa inançlarınıza, davranışlarınıza yansır, davranışlarınızı hayatınızı şekillendirir. Tabi ki hayat güllük gülistanlık değil. Hatalar üzerine odaklanmayın, bir sonra ki adımda gelişiminize odaklanın. Hatalarınızın size kazandırdıkları üzerine odaklanın. Olumlu düşünmek geliştirilebilir bir yetenek. Kendinize bu yeteneği kazandırmaya çalışın. Bizi yaratana inanın ve onunla hep konuşun dua edin. Dua, ibadet bir nevi iyileştirme. Teslim olun yaratana, değiştiremedikleriniz karşısında huzura ulaşırsınız bu inançla…

KARİYERİNİZ PARLASIN

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

ESRA KEMER

Kariyer Gelişim Danışmanı, İnsan Kaynakları Profesyoneli

Yazının devamı...

2018 Maaş Zamları Nasıl Olacak?

Ücret Artışı Araştırması 2018

Ocak ayı itibariyle bir bütçe çalışmaları bir kısım şirket tarafından tamamlanırken, mart ayına kadar bütçe çalışmalarında devam edecek şirketler de var. Ücret artış çalışmalarının sonucu çalışanların gelirleri etkileyeceği gibi kariyer ve iş hayatlarına da yansıması olabilecek. Bu çalışmaların sonucunda ya daha motive iş hayatı devam edecek ya da yeni iş arayışları başlayacak. Bunun yanında iş değişikliklerinin sonucunda yeni açık pozisyonlar gündeme gelecek. Ücret artışları çalışanı, işverenleri, İK tedarikçilerini bir şekilde etkileyen bir konu.

İşverenler çalışanları maddi ve manevi motive etmediklerinde ilerleyen dönemlerde istemedikleri sonuçlarla karşılaşırlar. Çalışan bekler, zamanla motivasyonu düşer, sonra işini önemsememeye başlar, başka arayışlara girer ve ekibinizden ayrılır. Boşalan pozisyona dahaz az iş bilen birini daha az ücretle almak ise farkına varmadan sizi daha da geriye götürebilir. Geriye dönüp baktığınızda maddi ve manevi işverenin kaybı daha fazla olabilir. Çalışanı motive etmek için madi ve manevi kazanımlarınızı sağlayacak İK süreçlerinizi yapılandırmalısınız.

PERYÖN tarafından yerli ve çok uluslu firmaların oluşturduğu 20’den fazla sektörün katılımıyla 2018 ücret artışı öngörüleri yayınlandı. Araştırmaya ağırlıklı olarak otomotiv, üretim, kimya, hizmet, ilaç ve perakende sektörlerinde yer alan firmalar ve holdingler katılmış.

ÜCRET ARTIŞ SAYISI

Araştırma sonuçlarına göre firmaların büyük çoğunluğu yılın ilk çeyreğinde ücret artışı yapacak. Yılın ilk yarısına ücretlerde artışla girmeyi planlayan firmalar ise ikinci sırayı alıyor. İş değiştirmeler, açık pozisyonlar ise ilk çeyrekte daha fazla olacak.

Ücret Artış (Zam) Dönemi %

Ocak –Mart 72,6

Nisan –Haziran 16

Temmuz –Eylül 8,4

Ekim –Aralık 3

ÜCRET ARTIŞI

Şirketler ücret artışını yaparken enflasyonu baz alıyor ve artışlarını planlıyor. Bunun yanında performansta ücrete etki eden diğer faktör.

2017 yılında ücrete ortalama % 11,2 oranında ücrette artış gerçekleşmiş. 2018 yılı için yapılan anket çalışmasına göre 2018’de ise ücret artış aralığı Türkiye genelinde %8-10 aralığında değişeceği belirlenmiş. Araştırmaya katılan şirketler ücret artışına enflasyon ve performansın etkili olduğunu belirtmiş. % 8 enflasyon ve % 2 performans yansıması ücretlerde artışa yansıyacak oran olarak gözükmekte. Tabii bu oranlar dışında da artış yapacak şirketler de vardır.

ÜNVANLARA GÖRE ÜCRET ARTIŞI

Yapılan araştırmaya göre pozisyon ve unvan bazında artışlarla ilgili detaylı araştırma yapıldığında ise sonuç ise aşağıdaki şekilde olacağı ölçülmüş.

Genel Müdürler için 2018 için öngörülen ücret artış oranı %8,7

Müdürler/şefler (Orta Düzey Yöneticiler) için 2018 için öngörülen ücret artış oranı %8,8

Uzman-Memur-Asistan seviyesi için öngörülen 2018 ücret ortalama artış oranı %8,9

Mavi Yaka-Kapsam içi çalışan için ön görülen 2018 ücret ortalama artış oranı %8,5

2017 Maaş zamlarına göre pozisyonlara göre 2018 ücret artış oranlarında tüm pozisyonlara göre %1,2 ile %1,6 oranında azalma gerçekleşmiş. Ücret artışları da maalesef çok parlak değil. Ayrıca işverenler daha az ücret ile çok vasıflı çalışanlarla anlaşmaya çalışıyor. Bunun yanında kritik pozisyonlara ücreti daha az vereceği için daha az tecrübelilerle çalışmak istiyor. Ücret tekliflerinde hep sunulan bahane gündemi biliyorsunuz zaten ille başlayan cümlelerle başlıyor. 2019’da 2018 gibi zorlu geçecek. B planlarınız, kariyer gelişim çalışmalarınız hazırda bulunsun.

İKRAMİYE ve PRİM UYGULAMALARI

2018 yılında ikramiye ve prim gibi ücret tamamlayan yan haklarda ise şirketlerin %35’i artışı ön görüyor. PERYÖN’ün düzenlediği anket sonuçlarına göre ankete katılan şirketlerin %45’i yan hakların artışı ile ilgili bir değişiklik planlamamakta, artış planlayanlarda ise %35’lik bir artış planladıkları görülmektedir. Sonuç itibariyle çoğu şirket ücrete tamamlayıcılarda artış yapmayacak gibi duruyor, 2017 uygulamalarına devam edilecek.

Yan Haklar Uygulamaları (İkramiye-Prim) %

Şirketimizde böyle bir uygulama yok 13,68

2018 yılında ücret tamamlayıcılarında artış bütçelenmiştir 35,79

2018 yılında ücret tamamlayıcılarında azalma bütçelenmiştir 2,11

2018 yılında ücret tamamlayıcılarda herhangi bir değişiklik olmayacaktır 45,26

Diğer 3,16

BEYAZ YAKAYA SAĞLANAN YAN HAKLAR (KAPSAM DIŞI)

=>Yan haklar dediğimizde sadece ücret tamamlayan uygulamaları değil, sağlık sigortası ve şirket aracı gibi diğer uygulamalarda ön plana çıkıyor.

Geçtiğimiz yıllarda bu ankete katılan şirketlerin yarısından fazlası, çalışanlarına yan hak olarak şirket aracı sunarken, 2018 yılında en fazla tercih edilen yan hak %75 oranı ile sağlık sigortası olacağı sonucu çıkmış yapılan ankette. 2017’ye göre %21 oranında sağlık sigortası uygulamasında artış çıkmış. Şirket aracı ise ikinci sırada beyaz yakalı çalışanlarda en fazla tercih edilen yan hak olarak yerini almış.

Yan Hak Türü %

Sağlık Sigortası 75.79

Şirket Aracı 51.58

Kısa Dönemli Teşvik / Performans Primi (1 yıl) 45.26

Hayat Sigortası 27.37

Bireysel Emeklilik 25.26

Esnek Yan Haklar 6.32

Uzun Dönemli Teşvik / Performans Primi (2 yıl ve üzeri) 5.25

Hisse Senedi (stock option) 2.11

Diğer 2.11

=>İnsan Kaynakları ücretler gibi yan hakları ve değişiklikleri de bütçelemek durumunda. Yan haklarda artışı (yani değişiklik olmayacağını) bütçelemeyecek şirketlerin sayısında artış olacağı sonucu çıkmış. 2017’de bu oran %54 iken yaklaşık %17 lik bir artış olmuş. Bu da şirketlerin giderlerinde daha dikkatli olduğunu gösteriyor.

Benimsenen Yaklaşım %

Şirketimizde böyle bir uygulama yok 17,37

2018 yılında ücret tamamlayıcılarında artış bütçelenmiştir 24,1

2018 yılında ücret tamamlayıcılarında azalma bütçelenmiştir 4,21

2018 yılında ücret tamamlayıcılarda herhangi bir değişiklik olmayacaktır 61,05

Diğer 3.16

Ankete katılım sonuçlarına göre ise 2018 yılı pozisyon/kademe bazlı performans (merit) artışı öngörüyorsanız artış oranları aşağıdaki gibi sonuçlanmış.

Seviye %

Direktör-Genel Müdür seviyesi % 5.5

Şef-Müdür seviyesi % 5.5

Uzman-Memur-Asistan seviyesi % 5.6

Mavi Yaka / Kapsam içi çalışan % 5

PERYÖN’ün yaptığı Ücret Artış Araştırmasının sonuçlarını bunlar. İK profesyonellerine, işverenlere ve iş arayışında olan profesyonellere fikir verecektir.

Bereketli bir yıl olsun.

KARİYERİNİZ PARLASIN

ESRA KEMER

Kariyer Danışmanı, İnsan Kaynakları Profesyoneli

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

Yazının devamı...

İşe Alım Yapan İçin CV Okuma Teknikleri

Farklı sektörlerden farklı seviyelerde pek çok danışanım var. Mülakat danışmanlığı da yaptığım için mülakat anılarını dinleme şansım oluyor.

*Ahmet Bey mülakat için çağrılmıştır. İK uzmanıyla görüşmeye başlar. CV’sinin üzerinden mülakat ilerlemektedir. Kişisel bilgilere gelindiğinde İK’cı şu yorumu yapar. Aslında biz sizden daha genç birisini arıyoruz. Hâlbuki ki CV’ de tüm detaylar bulunmaktadır.

*Ayşe Hanım tecrübelidir ve yönetici seviyesindedir. CV’si iş arama kanalında bulunmuş ve ısrarla mülakat çağrılmış çok detay verilmemiştir sormasına rağmen. Yine de görüşmeye gider ve mülakat başlar. Mülakat sırasında pozisyonun uzman seviyesinde olduğu anlaşılır. Ayşe Hanım’ ın tecrübesinin bu işe fazla geleceği ifade edilir. CV yeterli özende incelenmediği için tecrübelerine ve son pozisyonuna dikkat edilmemiştir.

İşe alım yapan tüm profesyoneller (İK ya da ilgili teknik yönetici olsun) mutlaka ve mutlaka CV’leri mülakata çağırmadan önce detaylı incelemeli ve pozisyon için gereklilikleri ve beklentilerini karşılayıp karşılamadığını kontrol etmeli. Yanlış adayla mülakat her iki taraf için vakit kaybı. Aday o mülakattan sonra olumsuz fısıltılar yayıyor. İK’nın kendini dolayısıyla şirketi en iyi şekilde pazarlaması lazım kaldı ki vitrinde yer alıyor. İşe alım yapan profesyonellerin bu tarz bariz hataları yapması işveren markasını zedeler. İster İK uzmanı, ister firma sahibi, ister bir teknik müdür olun eğer mülakat sürecini en etkin şekilde yürütmek istiyorsanız önce CV okumayı bilmeniz gerekir. CV’yi iyi okursanız mülakatta soracağınız soruları, sorgulayacağınız yetkinlikleri (teknik, kişisel, yönetsel ) didikleyeceğiniz konuları belirlemeniz için de çalışmış olursunuz.

CV Tarama

CV taramak için kaynakları çok etkin kullanmak ve tabiri caizse didiklemek gerekli. Taramak, CV havuzunun uygun olmayan ve sahip olunması istenilen nitelik ve özelliklerin filtrelenmesine ve en uygun adayı bulmak anlamına gelir.

Yani mülakat sürecini en efektif şekilde yönetmek için elimizde ki CV’leri iyi okumalıyız. İş ilanını vermeden önce beklenti ve gerekliliklerin belirlenmesi gerekir ki bu detaylar İK’nın diğer disiplinlerinde yapılan çalışmalarla zaten belirlenmiş olmalıdır. Ancak işe alım uzmanının ilanı vermeden önce ilgili birim yöneticisi ile bu detayları tekrar teyitleşmesi faydalı olandır. Uzun ve kısa liste sürecini yapılandırmalıyız.

CV Nasıl Okunur?

CV’leri okumak mülakatlara çağrılacak adayları seçmek için atılmış en önemli adımlardan ilkidir. CV’yi okumak ve tabii ki anlamak için farklı yollar var. Her pozisyon için ortak bakılacak detaylar gibi pozisyona göre bakılacaklar farklılaşır.

Gereklilikler - Gereksizler

Mülakata çağırılacak adayları bulmak, hazırlamak ve belirlemek için de bu konu çok önemli. CV’yi anlarsanız hazırlığınız da o derece kolaylaşır.

İşte bazı detaylar, bu bilgiler pozisyona göre önceliklendirilebilinir. Her pozisyonda aşağıda ki tüm bilgilerin aranmasına gerek olmayabilir. Bu bilgilerin önceliklendirilmesi uzun liste ve kısa liste sırasında değişkenlik gösterebilir. Tarama için pozisyona özel bir liste/tablo oluşturabilir ve sonuçları not alarak değerlendirme aşamasında adaylar arasında karşılaştırma yapabilirsiniz.

*İsim ve iletişim bilgileri

*Adres (Yer)

*Geçerli/Son iş profili, uzmanlıkları, görevleri

*Bir önceki ve tüm iş tecrübeleri, süreleri

*CV pozisyona göre gerekli yetkinlikleri, görevleri ve sorumlulukları yansıtıyor mu?

*Görüşülecek pozisyona göre tecrübe yılı

*Eğitim yeterliliği okuduğu okul, mezuniyet yılı

*Aldığı eğitimler, sertifikalar

*Doğum Tarihi, Askerlik Durumu, Ehliyet gibi pozisyona özel bilgiler (yaş bir şekilde akıştan çıkabilir)

*Başarıları

*Adayın iş geçmişi ve pozisyonlar arasında ki boşluklar, kariyerinde ki istikrarı, iş değişikliği sıklığı

*Kariyerinde ki yatay dikey değişiklikler ve kariyerinde kararlı mı?

*CV’sinin biçimi ve düzeni nasıl? Profesyonel duruyor mu? yansıtıyor mu? Özenli mi? Pozisyona göre yaratıcı mı?

·*Maskelenebilecek bilgilerin mülakatta sorgulanmak üzere detayı kontrol

*Kullanılan niteleyiciler nasıl? Bilgi sahibi olmak ve yapmak arasında ki fark gibi

Mülakat Davet ve Süreci

Mülakat yapabileceğiniz adayları davet etmeden CV inceleme sonucunda mülakatın seyrini değiştirecek detayları uygun bir dille sorabilir ve cevaba göre mülakat davetini yapabilirsiniz. Mülakata için CV’ye göre hazırlık yapmalısınız. Sorulacak sorular yetkinlik, eğitim, tecrübe, başarı odaklı olacak şekilde pozisyona göre hazırlanmalı, CV’de gördüğünüz sorgulanacak detayları belirlemelisiniz. Çalıştğınız kuruma ve pozisyona uygunluğunu kontrol edecek soruları ve konuşmayı hazırlamalısınız. Aynı tedaylar teknik görüşmeleri yapacak olan yöneticiler içinde geçerli. (CV okuma ve değerlendirme sürecinizi standart bir İK Politikası haline getirmenizde fayda var. Özellikle stratejik pozisyonlarda)

Her pozisyon için CV’de belirli standartla detaylı okuma mutlaka ve mutlaka yapılmalı. Kullanılan sistemlerde önceliklerinize göre mutlaka filtreleme yapılmalı, mümkün olduğunca çok CV okunarak en doğru adaylar mülakata çağrılmalıdır. Ayrıca pozisyona uymayan adaylara da kurum politikaları dâhilinde mutlaka geri dönmek gerekli

Mülakatlarda CV’nin yeterli derecede özenli okunmamasından dolayı yapılan bu tip hatalar maalesef İK ve kurum için kötü bir imaj oluşturmaktadır. Sonucunda vakit kaybı, emek kaybı, aday için hayal kırıklığı olmaktadır. Bu tip hatalarla kimsenin ahını almamak lazım di mi? Devir teknoloji devri artık İK sistemlerini işlerinizi kolaylaştıracak şekilde geliştirebiliyor veya yeni yazılımlar yazılmasını sağlayabiliyorsunuz.

2018 yılını planladınız mı? Hedeflerinizi belirlediniz mi? Kariyerinizi gelişimi hedeflediğiniz süreçte gelişiminizi nasıl sağlayacağınızı biliyor musunuz? İş arama sürecinde neler yapacaksınız nasıl bir iş hedefliyorsunuz şimdiden planlayıp üzerine odaklanmanız gerekli.

2018 hepimize huzur, mutluluk sağlık getirsin ve bereketli olsun. Yaşadığınız her andan keyif alıp, iş hayatına taptaze devam etmeniz dileğiyle…

KARİYERİNİZ PARLASIN

ESRA KEMER

Kariyer Danışmanı, İnsan Kaynakları Profesyoneli

Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.