SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Kök Hücre Tedavisi ile PRP'nin Farkları

Değerli Okurlarım,

Sizlere bu hafta ''Kök Hücre Tedavisi ve PRP'' arasındaki farklardan bahsetmek istiyorum. Birçok okurumun bu iki yöntem arasındaki farkları öğrenmek istediğinden çok eminim...

Bu nedenle konuyu uzun ve detaylı bir şekilde işlemek gerektiğini düşündüm.

Kök hücre tedavisi, tüm dünyada yeni kapılar açan, en önemlisi rejenerasyon yani onarım sağlayan bir tedavi yöntemidir. Diğer tedavilerden farkı vücudumuzu tamamen onarma potansiyeli taşıması.

Günümüzdeki tedavilere baktığımız zaman sıklıkla sorunun antidotu verilir.

Diyelim ki, şekeriniz yükseldi şekeri düşürürüz, tansiyonunuz yükseldi tansiyonu düşürürüz. Eklem kireçlemeniz oldu, yıpranmış kıkırdağı keser yerine metalik protez koyarız. Elbette ki son derece etkili ve değerli tedavilerdir ve gerektiğinde bu şekilde yapılmalıdır.

Ancak artık başka bir çağa gözlerimizi açıyoruz ;

Az önce verdiğim örnekten gidecek olursam;

Şeker hastalığında, kök hücre ile insülin üreten hücreler elde edebiliyorsunuz ve kişi ’ ten kurtulabiliyor. Kişinin kendi hücreleriyle ömür boyu insülin kullanmaktan kurtulma ihtimali, üstelik yan etkisiz, daha ne olsun?

Hastalar Mağdur Olmasın...

Elbette yukarıda yazdığım 2 satır kadar kolay olmuyor, yeni pankreas hücrelerinin ölmemesi için çeşitli genetik modifikasyonlar gerekiyor ancak bir yolu var işte. Dünyada böyle kurtulan hastalar da var.

Bu anlamda toplumun yeteri kadar bilinçlenmesi çok önemli. Çünkü rejenerasyon tedavilerinin hastalar tarafından talep edilmesi gerekiyor ki yaygınlaşabilsin. Doğru hastalar doğru zamanda bu imkanlara ulaşabilsin. Doğru tedaviyi alabilsin.

Sizlerle geçenlerde yaşadığım bir olayı paylaşmak istiyorum.

Boynu ağrıyan bir hastamın kök hücre tedavisi aldığını ancak fayda görmediğini ifade etmesiyle şaşırdım. Sorguladığım zaman aslında kullandığının televizyonda gördüğü bir ürün olduğunu, ürünü araştırınca da bitki kökleri olduğunu fark ettim. Sadece isim benzerliği taşıyordu ancak ürünü satarken kök hücre mucizesi diye pazarlanıyordu. Nitekim şikayetlerle ürün ortadan kalktı ancak mağduriyetler yaşandı.

Tedaviyi insanlarımıza doğru bir şekilde anlatmak bu yüzden büyük önem taşıyor. Aksi taktirde kişi asıl tedaviden fayda görmediğine inanabilir ve birçok kişi tedavi fırsatını kaçırılabilir.

PRP ile Kök Hücre Tedavisi Aynı Şey Değil !

Diğer önemli bir konu şu an kök hücre tedavisi olduğunu zanneden birçok hastanın aslında PRP denilen “pıhtılaşma hücrelerinden zengin plazma” tedavisi aldığıdır.

Benzer yanlış bilgiler de düzeltilmelidir.

Pıhtılaşma hücreleri kıkırdak hücresine dönüşemez, şeker üreten pankreas hücresine dönüşemez, kendisini bile çoğaltamaz. Pıhtılaşma hücrelerinin önemi içlerinde 500’den fazla hücre büyütücü hormon ve faktör bulundurmalarıdır. Normal şartlarda pıhtılaşma hücreleri bu hormonları dışarı salgılamazken, dokuda hasar varlığında çevreye salgılarlar ve iyileşme sürecine katkıda bulunurlar ancak ölen hücrelere dönüşemezler.

Oysa kök hücreler hem kendisini çoğaltır, hem de farklı doku hücrelerine dönüşebilir. Kıkırdak, kalp, böbrek, karaciğer, sinir, beyin hücreleri gibi çok özel hücrelerden bahsediyorum. Vücutta her doku ve organı onarma, yenileme kabiliyetine sahiptir.

Tıpta Kullanılan 2 Tür Kök Hücre Bulunmaktadır...

1- dediğimiz kök hücreler fetüs hariç tüm doku tiplerine dönüşebilen hücrelerdir. Etik sorunlar nedeniyle pratikte nadiren kullanılırlar.

2- denilen kök hücreler pluripotent hücreler kadar olmasa da geniş doku tipine dönüşebilir. Mezenkimal kök hücreler bu sınıftadır ve tedavide kullanılan asıl kök hücrelerdir.

Mezenkimal kök hücreler organ ve dokularda sıklıkla damar çevresinde depolanırlar. Dokuda uyku halinde bulunurlar, zedelenme varlığında uyanarak tepki verirler fakat sayıları çok azdır ve yeterli onarım sağlayamayabilirler. Ayrıca kendi dokusunda depolanan kök hücreler, ihtiyaç halinde vücutta başka bölgedeki hücre tipine dönüşmez.

Örneğin, kemik iliğindeki kan kök hücreleri beyin hücresine dönüşmez. O nedenle uygun hastalıklar için laboratuvarda işlenmeleri gerekir. Bu anlamda kemik iliği ve yağ doku kaynaklı mezenkimal kök hücreler kullanılır. Minimal girişimsel dediğimiz yöntemlerle kemik iliğinden ya da cilt altı yağ dokudan toplanırlar. Az miktarda örnek dahi yetebilir. Enfeksiyon riski minimaldir, öz hücreler oldukları için hücre reddi olmaz, bu nedenle güvenli bir uygulamadır.

Hangi Hastalıklarda Kullanılabilirler?

-Eklem kireçlemeleri, ağrı ve incinmeleri

-Romatizma

-Bel-boyun disk dejenerasyonları/zedelenmeleri

-Otoimmün hastalıklar

-Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH)

-Şeker hastalığı

-Erektil disfonksiyon

-Böbrek sorunları

-Multipl Skleroz

-Nöropati

-Parkinson hastalığı

-Refleks Sempatik Distrofi

-Spinal kord yaralanması

-Kozmetik ve Anti-Aging amaçlı

Kök Hücre Tedavisinin Geleceği

Kök hücre tedavisi bir gün olacak diye düşündüğümüz bilim kurgu tedavilerinden ziyade günümüzde çarpıcı etkileri gözlenen bir tedavi yöntemidir. Bu anlamda dünyada uygulanan kök hücre tedavileri vardır ve artan hızda da çoğalmaktadır. Çalışmaları devam eden bazı hastalıklar;

-Alzheimer

-ALS

-Otizm

-İnme (Beyin damar hastalığı)

-Böbrek Hastalığı

-Karaciğer Hastalığı

Sevgi ve Saygılarımla...

Uzm. Dr. Aşkın Nasırcılar

Sorularınız İçin : askinnsr@hotmail.com

Telefon : 0532-055-07-84

Instagram

Facebook

Yazının devamı...

Hastalıkların Tedavisi İçimizde Saklı

Evet başlığı yanlış okumadınız. İçimizde saklı olan bu tedavi yöntemi aslında kök hücrelerimiz...

Peki kök hücre nedir?

Aslında kök hücre 'köken' anlamına geliyor. Hepimiz anne ve babamızdan gelen birer hücrenin birleşip çoğalmasıyla dünyaya geliyoruz. Bu iki hücre önce birbirinin aynısı 4 hücreye, sonra 8 hücreye sonra 16 hücreye çoğalıyor ve böyle katlanarak gidiyor.

Evet yanlış duymadınız. Birbirinin aynı hücreler...

Nasıl oluyor da birbirinin aynısı hücreler ile gözümüz, cildimiz, kemik ve kıkırdaklarımız, kalbimiz, akciğerlerimiz, böbrek, beyin ve sinir dokularımız gibi farklı dokular meydana gelebiliyor. İşte kök hücre diye bahsettiğimiz birbirinin aynısı olan bu hücreler, sadece bulundukları ortamın özelliklerine göre farklılaşarak tüm bu farklı dokulara dönüşüyor. Yani hücrelerin hangi doku ve organa gelişeceği, bulundukları çevrenin kimyasal özelliklerine göre belirleniyor.

İşin en ilginç yanı, doğduktan sonra hatta tüm hayatımız boyunca, benzer kök hücrelere de sahibiz. Herhangi bir hasar, zedelenme halinde uykudan uyanarak hasarlı dokuyu onarmaya çalışıyorlar. Ancak çok az sayıdalar ve yaşla da giderek azalıyorlar.

Örneğin, yeni doğan bir bebekte 10.000 hücrenin 1 tanesi kök hücre iken, 30-40 yaşlarında biri için her 400.000 hücreden sadece 1 tanesi kök hücredir. Neyse ki günümüzde modern tıbbın verdiği imkanlarla kök hücreleri çok sayıda elde etmek, hatta bakanlık izni ile onları milyar adede kadar çoğaltmak mümkün. Böylece çok sayıda kök hücre verdiğimiz zaman teorik olarak hasarlı bölgeyi tamamen onarmak mümkün görünüyor.

Elbette şuan halen emekleme ve gelişme aşamasında olan bir tıp dalı fakat önümüzdeki yıllarda öneminin giderek artacağına emin olabilirsiniz. yani yakın geleceğin önemli bir alanı olacaktır diyebilirim. Çünkü bugün kronik dediğimiz ve ilaçlarla tamamen çözemediğimiz eklem kireçlemeleri, romatizmal hastalıklar, dejeneratif bel, boyun rahatsızlıkları, kas, bağ yırtıkları, otoimmün hastalıklar (SLE, Skleroderma, Hashimato vb.), parkinson, alzheimer, MS, inme ve travmaya bağlı felç, sinir hasarları, kas hastalıkları, şeker hastalığı, böbrek yetmezlikleri, kalp yetmezlikleri, ,kronik obstrüktif akciğer hastalıkları (KOAH), cilt yenileme anti-aging amaçlı hatta erektil disfonksiyonda bile kanıtlanmış etkileri mevcut.

Kesin çözüm denilebilir mi?

Henüz hayır...

Emekleme aşamasında, bu nedenle kesin çözüm diyemiyorum sadece zararı olmayacağını, çok faydası olabileceğini söyleyebilirim. Burada büyüleyici olan kendi hücrelerinizin kendi ilacınız olması. Bireysel çabalar söz konusu olduğu için maalesef hızlı ilerleyemeyen bir tıp dalı. Çünkü para kazanmak isteyen yatırımcıların ve ilaç firmalarının sizin hücrelerinizden bir kazancı yok. Hücreler sizin olduğu için patent alınamaz, dolayısıyla bu devrimsel ve gerçek tedavi edici tıp dalı maalesef ki bireysel çabalar ve araştırmalar yoluyla ilerliyor. Bu nedenle diğer teknolojik gelişmelere kıyasla yavaş kalıyor.

Hatta bazı firmalar kök hücreleri eczaneden alınabilecek serum gibi pazarlama yollarına da girmiş durumda. Tabi bu amaçla daha çok yakın diyebileceğim

kullanılıyor.

Ancak sorun şu ki; bu hücreler sizin değil.

Her ne kadar yenidoğan bebeğe ait sıfır kök hücreler yabancı proteinlerle tanışmadıkları için farklı kişide bağışıklık reaksiyonu geliştirmeseler de, sonuçta size ait değil ve ileriki dönem risklerini kestirmek güç. Ancak kemik iliği reddi olan Hastalığını bastırma amacıyla günümüzde başarı ile kullanılmaktadır. Hazır halde bulunmaları ve 4-6 hafta çoğaltma için beklenmemesi nedeniyle kemik iliği reddi olan, zamanla yarışılan bu hayati rahatsızlıkta hastalar için bulunmaz bir tedavi seçeneğidir.

Her kök hücre aynı mıdır?

Kök hücreler aslında çeşit çeşittir. adı verilen multipotent kök hücrelerin başta saydığım kronik rahatsızlıklar üzerine etkileri birçok bilimsel çalışma ile gösterilmiştir. Mezenkimal kök hücreler her dokuda bulunabilir ancak en fazla kemik iliği ve yağ dokusunda bulunurlar. Bunun yanı sıra çok az sayıda dediğimiz eklem zarında ve kanda da bulunurlar. Amaç mümkün olduğu kadar çok sayıda kök hücre vermek olduğu için, en fazla bulundukları yerler kemik iliği ve yağ doku kaynaklarıdır. Ayrıca başta bahsettiğim gibi ufak doku biyopsisi alınarak Sağlık Bakanlığı izni ile kültür ortamında çoğaltma ve uygulama imkanı da bulunmaktadır.

Kök hücrelerin elde edilmesi nasıldır?

Kemik iliğinden aspirasyon yoluyla ya da mini liposuction dediğimiz karın bölgesinden az miktarda yağ dokusu alınarak ve sonrasında çeşitli laboratuvar işlemlerinden geçirilerek elde edilirler.

Uzun süre beklemek ya da hastanede yatmak gerekir mi?

Günübirlik bir işlemdir, yatış gerekmez. Aynı gün içinde sizden alınırlar. 1-3 saat içinde hazırlanırlar. Hemen uygulanarak sonrasında evinize gidebilirsiniz.

Uygulama yöntemi nasıldır?

Uygulamak istenilen rahatsızlığa göre değişmekle birlikte eklem, omurga, kas gibi bölgesel sorunlarda doğrudan sorunlu yere enjekte edilebilir ya da diğer sistemik sorunlarda doğrudan kolunuzdaki damardan geri verilebilir. Hatta nazal yani burun yoluyla dahi verilebilir. Kök hücrelerin önemli özelliği sorunlu bölgeyi bulmalarıdır yani siz damardan verdiğiniz zaman sorunlu bölgeye giderek onarım yapmaya başlarlar ve işaretli çalışmalarla kalp, böbrek, pankreas, beyin gibi dokularda hasarlı bölgelerde çoğaldıkları gösterilmiştir.

İşlem Ağrılı mıdır? Tedavi Sonrası ağrılı mıdır?

Hayır uygulamalarda bölgesel uyuşturma yapılır. Bazen sedo-analjezi dediğimiz sakinleştirici uygulanabilir ancak şart değildir. Uygulama günü ağrı olabilir ancak şiddetli değildir. Parasetamol tarzı ağrı kesiciler 1-2 gün kullanılabilir.

Sonrasında dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?

En önemli nokta kök hücrelerin onarım başlatabilmesi için iyileşme inflamasyonuna ihtiyaç olmasıdır. Bu nedenle parasetamol sınıfı ağrı kesiciler hariç diğer tüm ağrı kesicilerin kullanılmaması gerekir. Diğer önemli bir konu; kök hücre eklemlere uygulanmışsa aşırı yük vermekten kaçınmak hatta bir süre baston kullanmak gerekebilir.

Son olarak söyleyeceklerim ve önerilerim;

Kök hücreler ile tanışmam 2002 yılında Hacettepe Üniversitesi kemik iliği transplantasyon bölümünde çalışmam ile oldu. Açıkçası o zaman bu konudan çok büyülendim. Kendi kendime dedim ki, ''Nasıl olurda tüm bilim adamları bu yöntemle ilgilenmez?

Romatizmal hastalıkları, şeker hastalığını, böbrek, kalp yetmezliklerini ilaçla destekleme yerine kendi hücrelerinizle onarma ve tedavi imkanı hatta kendi hücrelerinizle yeni organ üretebilme imkanı. Olasılığını düşünmek bile harikaydı. Kaldı ki 1998 yılında iltihaplı romatizmal spondiloartropati rahatsızlığına yakalanmıştım ve ilaçlar yeterince etkili gelmiyordu. Kendime sürekli çözüm arıyordum. Çözümsüzlüğün kronik hastalığın ne demek olduğunu iyi anlamıştım. O dönemden beri 20 yıl geçti ancak maalesef bahsettiğim sebepler yüzünden rejenerasyon tıbbının hak ettiği hızda ilerlediğini söyleyemeyeceğim. Bu arada uzun yıllar gelişmeleri takip ederek etkili olduğunu gördüğüm tedavi yöntemlerini birleştirdim. Tecrübelerim doğrultusunda, hastaları anlayan bir hekim ve başta hasta olarak hayat kalitelerini artırmayı amaçladım. Tüm hastalardan da doktorlarından kök hücre tedavilerini talep etmelerini öneririm.

Sevgi ve Saygılarımla...

Uzm. Dr. Aşkın Nasırcılar

Sorularınız İçin : askinnsr@hotmail.com

Telefon : 0532-055-07-84

Instagram

Facebook

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.