14.09.2020 - 13:28 | Son Güncellenme:
Beyin kanaması riskine neden olan faktörleri açıklayan Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op.Dr. Burak Kınalı, sigaranın özellikle beynin damar yapısını bozduğunu, tıkanıklıklara sebebiyet verdiğini ve beyin kanamasına davetiye çıkardığını söyledi. Kınalı, başta yüksek tansiyon olmak üzere ileri yaş, obezite, kolesterol yüksekliği, aşırı alkol tüketimi ve damarsal bozuklukların da beyin kanaması riskini artırdığına değindi.
Sigara, alkol ve uyuşturucunun direkt olarak beyin damarlarını etkileyen etmenler olduğunu dile getiren Op.Dr. Burak Kınalı, “Özellikle sigara, damar yapısını bozduğu, beyin damarlarında büzüşmeye, tıkanıklığa ve sertleşmeye sebep olabildiği için beyin kanama riskini ciddi oranda artırabilir.
Bunun yanı sıra inme, alzheimer, unutkanlık, beyin fonksiyonlarında gerileme gibi riskler de artış gösteriyor.
Beyin damarlarının elastik yapısının bozulması ve yüksek tansiyon gibi faktörler de eklenirse beyinde baloncuk (anevrizma) riskini artırarak yüksek oranda ölümcül seyredebilecek olan beyin kanamasına yol açabiliyor.
Unutulmamalıdır ki günlük sigara tüketimi miktarı risk artışıyla doğru orantılıdır” diye konuştu.
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op.Dr. Burak Kınalı, "Beyin kanaması geçiren kişiler genellikle çok şiddetli baş ağrısıyla karşılaşır. Hastalar bu durumu 'hayatımda hissettiğim en şiddetli baş ağrısı' olarak tanımlar” dedi ve ekledi:
"Bunun yanı sıra mide bulantısı, kusma, dengesizlik, ileri düzeyde halsizlik, okuyamamak, yazamamak, anlayamamak, uzuvlarda tek taraflı ya da çift taraflı uyuşukluk ve ya güç kaybı, mimiklerde kayma, bilinç bulanıklığı, görme kaybı ve nöbet durumu görülebilir."
Op.Dr. Kınalı, beyin kanamasının nasıl tedavi edildiğiyle ilgili şunları söyledi: "Başvuru yapan hastanın detaylı ve hızlı muayenesinden sonra hekimin kararına göre beyin kanaması düşünülen hastalarda acil şartlarda çekilecek olan beyin tomografisinin en hızlı tanı yöntemi olduğu, buna ek olarak gerek duyulması halinde etkenin belirlenmesi için MR veya anjio yapılmasının uygun olacağını belirtti. Beyin kanamasında tanıda altın standart ise kasıktan anjiyo işleminin uygulanmasıdır."
Tomografi ya da kasıktan girilerek yapılan anjiyo ile beyin kanamasının olduğu bölgenin tespit edildiğini ifade eden Op.Dr. Kınalı, “Ölümcül acil cerrahi gereksinimi olmayan ve ya cerrahi sonrası özel durumlarda tüm damarların görüntülenmesinde kullanılan Dijital Substraksiyon Anjiyografi kullanılarak herhangi bir baloncuk ya da damar yumağına bağlı bir kanama olup olmadığı tespit ediliyor.
Damar hastalığının bulunması halinde anjiyo sırasında veya sonrasında stent akım yönlendirici takıp veya damarsal anormalliğin içini doldurarak anormalliği tıkayabiliyoruz.
Baloncuklarda hastanın genel durumuna, kanama bölgesine, yerine, cerrahın deneyimine göre açık cerrahi de yapılabiliyor.
Eğer kafa travmasına bağlı ya da sebep olmaksızın gelişmiş ise beyin kanamasının yine büyüklüğüne ve yerine göre hasta takibe alınabilir veya cerrahi olarak müdahale edilebilir.
Kimi zaman hastalarda beyin içerisindeki basıncı azaltmaya yönelik ek bir işlem uygulanarak beyin odacıklarına drenaj hortumu takılarak tedavinin desteklenmesi sağlanır" dedi.
Hastaların yoğun bakım ünitesinde takip edildiğini söyleyen Op.Dr. Burak Kınalı, "Hastanın bilinç, tansiyon, şeker, solunum gibi hayati bulguları takip edilir. Gerektiği takdirde beyin iç basıncı ölçümleri de yapılarak beyin içindeki basıncı azaltmaya, beyin omurilik sıvısını boşaltmaya yönelik birtakım işlemler gerçekleştirilir.
Oldukça ölümcül seyredebilecek olan beyin kanaması riskini azaltmak istiyorsak düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, kötü alışkanlıklardan ve stresten olabildiğince uzaklaşmamız gereklidir. Bunu yaparsak yukarıda belirtilen süreçlerle aramıza mesafe koymuş olur ve sağlıklı bir hayatın kapılarını biraz daha aralamış oluruz" şeklinde konuştu.