SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Bronzlaşırken güneş ışınlarının etkisinden nasıl korunmalıyız?

Yaz zamanı, güneş zamanı!

İçinde bulunduğumuz mevsim nedeniyle bizler, güneşli uzun günlerde kendimizi iyi hissederiz. Güneşli havalar psikolojik rahatlama, canlılık getirir.

Güneşin yaydığı sarı ışıklar bize mutluluk veriyor. Ancak güneş bizi mutlu ederken aynı şekilde mutsuzluk veren tarafı da var. Cilt lekeleri, cilt alerjileri, cilt kanseri gibi olumsuz cilt sorunları yaratabiliyor.

Bizi hem mutlu eden hem de mutsuzluk veren güneş ışınlarının etkisinden nasıl korunmalıyız?

Güneş ışınlarının etkisinden korunma

Çağımızda bronz bir tene sahip olmak güzellik kavramına dahil olmuştur. Ancak güneşten yansıyan ultra- viole ışınları cildimize zarar vermektedir.

UV ışınları, UVA ve UVC olmak üzere üçe ayrılırlar. En tehlikesi UVC ışınlarıdır fakat ozon tabakası tarafından durdurulurlar.

Diğer ikisi bu tabakaya geçerler UVB ışınları ciltte kızarıklık meydana getirirler. Epidermis tabakasına kadar inerler ve burada bir reaksiyon meydana getirirler, ince damarlar genişler ve kızarıklık oluşur.

UVA ışınları daha derine, dermis tabakasına kadar inerler. Bunlar kahverengi bir pigment salgılayan melanosit olurlar. Fakat en kötü etkileri serbest radikallerin oluşumudur.

Oksidatif reaksiyonlardan meydana gelen bu serbest radikaller cildin biyolejik yapısına zarar verirler ve cildin yaşlanmasına sebep olurlar.

Günümüzde artık serbest radikallere karşı etkili etken maddeler içeren kozmetikler üretilmektedir, etken maddeler olarak A-E vitaminleri içerirler. Diğer önemli bir madde C vitaminidir. C vitamini serbest radikalleri yok eder ve yaşlanmayı önler E vitamini etkisini arttırır ve uzatır.

Yaz aylarında güneşe çıkmadan önce temiz cilde bir kat hyoluronic serum ve A-C vitamini içeren yüksek nemlendirici sürdükten sonra üstüne 50 faktörlü sun guard UVA-UVB ışın koruyucu emülsiyon sürülmesi cildinizi korumanız için yeterlidir.

Plaj ve havuz da güneş banyolarından evvel mutlaka güneşlenme saatlerine dikkat edilmelidir 11 ile 16 saatleri arası çıkılmamalıdır!

Güneş banyolarına çıkmadan 30 dakika evvel temiz cilde yüksek nemlendirici ardından UVA-UVB ışın koruyucu emülsiyonu cildimizin her bir bölgesine eşit olarak sürmeliyiz. Çocuklara da aynı şekilde güneş koruyucu emülsiyon ve elbise giydirmeliyiz. Başımızı da güneş çarpmalarına karşı şapka veya bandana örterek koruyalım.

Deniz ve havuz dan sonra, temiz suyla yumuşak şampuan ve sabunla banyo yapın, banyodan sonra vücut losyonu ile vücudunuza ve cilt yapınıza uygun krem ile yüz, boyun ve dekolteye kadar nemlendirin. Çok sıcak bir yaz mevsimi yaşıyoruz lütfen sıcak havalara ve güneşin zararlı ışığına dikkat ederek güzel, sağlıklı bir yaz geçirelim.

Sağlıklı güzellik dolu günler dileği ile

Int.Dipl.Kozmetisyen

Nesrin Sürer

www.enesbioestetikcenter.com

Yazının devamı...

Cildinizi bahar güneşinden koruyun

Mayıs ayına girmemizle birlikte, hava yavaş yavaş ısınıp güneş yüzünü göstermeye başladı. Ama baharın ilk güneş ışınları çok ama çok tehlikelidir. Özellikle yüz cildimizde ve açık olan el, kol, omuz gibi bölgelerimizde güneş lekelerine ve yanıklara hızlı şekilde neden olur. Bahar aylarında güneşin dikleştiği ancak ısının yükselmediği durumlarda bile güneşten korunmak gerekir. Çünkü havadaki yoğunluk ince olduğu için güneş ışınları daha dik olarak cildimize etkilidir. Bu güneş artık eski güneş değil bilindiği gibi, güneşe karşı sere serpe oturmak, çimlere uzanmak keyif yapmak, artık eski günlerde kaldı maalesef. Ozon tabakasının incelmesi, güneşin zararlı ışınlarının bize daha çok zarar vermesi söz konusu. Güneş koruyucularımız olmadan güneşe direk maruz kalmanın cilt lekeleri, cilt yanıkları ve cilt kırışıklıklarına neden olduğu bilinmektedir. Özellikle güneşin ilk ışınları bu bahar ayında güneş koruyucularımızı çantamızdan ayırmamak cilt bakımınız ve sağlığınız için çok önemli davranış olur.

5 maddeden oluşan önerilerimle, bahar güneşin keyfini sorunsuz olarak çıkarabilirsiniz!

1) Bahar aylarında güneş koruyucuları kaç faktörlü olmalıdır?

Bir çok günlük krem ve fondötenlerin içeriğinde en az 15 güneş koruyucu faktörleri bulunur, ama yine de güneşten çok fazla koruma faktörüne sahip değildirler. Kış aylarında yeterli olabilirler ama bahar ve yaz güneşinde kafi derecede koruyucu faktörüne sahip değildirler. Günlük kullanım için en az SPF 30+ olmalıdır, en ideali tabii ki su bazlı sun guard fluid LSF 50 olmalıdır. Ürünün cildi güneş hasarlarına karşı koruyabilme yeteneğini gösterir özellikle UVB'ye karşı.

2) Güneş koruyucularını ne zaman kullanmalıyız?

Günlük yaşamda, zamanın büyük çoğunluğu arabanın içinde, ofisinizde pencere kenarında veya dışarıda geçiriyorsanız mutlaka güneş koruyucu kullanmanız gerekiyor. Hafta sonları evinizin balkonu, terasında oturma esnasında veya dışarıda yürüyüş yaparken, bisiklet sürme gibi zamanlarda yine güneş koruyucu kullanmanız büyük önem taşır.

3) Güneş koruyucularını nasıl kullanmalıyız?

Sabahları cildinizi temizledikten sonra günlük nemlendirici sürün, evden çıkmadan 5-10 dakika önce güneş koruyucuyu nemlendiricinin üzerine sürün. Özellikle güneşe maruz kalan yüz, boyun ve dekolteye kadar sürün; hatta el, omuz ve kollarınıza da sürebilirsiniz. Makyaj yapan kadınlar güneş koruyucu üzerine rahatlıkla makyaj yapabilirler, yani fondöten, allık kullanabilirsiniz. Böylece cildinizi güneş ışınlarının size vereceği hasarlara karşı korumuş olursunuz; yani leke, kızarıklık, yanık ve cilt yaşlanmasına karşı korumuş olursunuz.

4) Hangi saatlerde güneşin keyfi çıkarılır?

Güneşe karşı oturma ve keyfini çıkarma saatleri, sabah 7.00 den 11.00 ve öğleden sonra 16.00 itibaridir.

5) Doğru beslenme ile güneş ışınlarının cilde vereceği zararları nasıl aza indirebiliriz?

Cildi yapılandırma özelliğine sahip olan vitaminler: Vitamin C, bütün narenciyeler, limon, portakal, greyfurt, mandalina ve yeşil yapraklı sebzeler. Vitamin E içeren fındık, fıstık, ceviz, badem, fasulye, kuşkonmaz, semizotu gibi besinler güneş ışınlarının cilt yaşlanma etkilerini önler. Ayrıca domates bol miktarda likopen içerir, UV ışınlarından büyük oranda korur. Güneş yanıklarına maruz kalmamak ve önlemek istiyorsanız her gün sekiz hafta süre ile 40 gr. domates püresi ve 10 gr. sızma zeytin yağ karışımı tüketin. Bu domates püresi kürü, güneş yanıklarını yüzde kırka kadar önleyebiliyor.

Sağlıklı ve güzellik dolu günler dileği ile

Int.Dipl. Kozmetisyen

Nesrin Sürer

www.enesbioestetikcenter.com

Yazının devamı...

Işıltılı görünüm her şeydir!

Geçirdiğimiz kış aylarından geri kalan, kuru, nemsiz, mat görünüm de cildinizi yeniden nane özlü mask ile ışıltı kazandırın. Kış sonrası, mevsimsel değişimden kaynaklanan etkiler yani, ciltte oluşan nem kaybı, kuruluk, yağlanma ve deri kalınlaşması, mat cilt rengi gibi sorunlar yaşıyoruz. Cilt özellikle bahar ayında ışıltısını gözle görülür bir şekilde kaybeder. O halde, cildinize uygulayacağınız nane özlü mask ile cildinizi yeniden tazelenmiş, parlak ve ışıltılı bir görünüme kavuşturabilirsiniz.

Bakım aşamaları

Temizleme: Bu dönemde cilt temizliğine önem vermek gerekiyor. Çünkü temizliğin ardından cildinize uygulayacağınız bakım ürünleri, ancak temiz ciltle iyi sonuç veriyor. Cildinizi uygun temizleyicilerle temizleyin ardından tonikle silin, aşırı kuru ciltlerde sabun kullanmayın. Çünkü sabun cildin nemini ve yağını alarak dengesini bozar. Onun yerine köpük ya da temizleme jeli kullanın, sıcak su kullanmayın hassasiyetini artırır, dolayısıyla ılık su kullanın.

Peeling: Peeling uygulamanın tam zamanıdır. Çünkü cilt 28 günde bir kendini yeniler, yeni hücreler yüzeye harekete geçtikçe, cilt nemini kaybeder ve pul, pul dökülmeye başlar. Cildi ölü hücrelerden arındırmak için peeling yapmak gerekiyor. Böylece cilt sağlıklı ışıltıya kavuşur, siyah nokta ve aknelerin oluşması engellenir geçirgenliği artar. Peelingi tüm yüz, boyun ve dekolteye kadar sürün, nemli parmak uçlarıyla dıştan içe doğru masaj yaparak yedirin. Ardından bol su ile durulayın ve kurulayın.

Maske: Peeling sonrası, cilt yorgunluğunu, matlığı, ödemi gideren, cilde anında tazelik, canlılık kazandıran, nane özlü tightening mask uygulayın. Bekleme süresi 25-30 dakika daha sonra maskeyi temizleyin.

Yapılandırma: Mevsim geçişlerinde, cildimiz yapılanmaya ihtiyaç duyar. Örneğin kıştan ilkbahar ve yaza. Yazdan, sonbahar ve kışa. Bahar aylarında, cildimizi yapılandırıcı serumlarla hazırlarsak, önümüzde gelecek olan yaz mevsimine hazırlamış oluruz. Tabii ki her cilt yapısına ve ihtiyacına uyumlu olmalıdır.

Nemlendirme: Serum sonrası, yine cildinize uyum sağlayan nemlendirici ile nemlendirin.

Koruma: Baharın ilk güneş ışınları cildi hızlı lekelendirir, aman dikkat ! Su bazlı ince bir tabaka güneş koruyucu sürün.

Beslenme: Vücut direncini yükselten, vücuda enerji veren gıdalarla bir beslenme programı uygulayın. Protein, karbonhidrat, bitkisel yağlar, vitaminler ve su olmak üzere 6 gruptan oluşan beslenme programı olmalıdır. Mevsim geçişlerinde, her türlü doğal ve mevsiminde besinlerden yararlanın. Sebze ve meyve, taze et, balık, süt, yoğurt, peynir, yumurta olarak çeşitli ve yeterli miktarda tüketin.

Sağlıklı güzellik dolu günler dileği ile,

Int. Dipl. Kozmetisyen

Nesrin Sürer

www.enesbioestetikcenter.com

Yazının devamı...

Gençlik kaynağı oksijen

Gençlik kaynağı oksijen ile gelen güzellik

İnsanın kendini mutlu hissetmesi ve yaşlanmak yerine keyifli yaş alması için aynalarla barışık olması ve aynaya baktığında kendini iyi bulması yatıyor. Aynaya ilk yansıyan yüz oluyor, yani cilt için en etkili yöntemlerden biride cilt yaşlanmasına karşı yeni bir enerji olan oxy lift energy bir anlamda cildin yaşam iksiri.

Oksijen kanımızda alyuvarlar vasıtasıyla dokulara taşınmakta ve dokularda görevini yürütmekte. Kanımızda dolaşan oksijenimiz yaşımızın ilerlemesiyle, stres, sigara kullanımıyla, şişmanlıkla, ilaç kullanımları ve bilinçsiz yapılan diyetlerle, teknolojik iş ortamlarıyla veya diğer sebeplere bağlı olarak belirgin ölçüde azalabilmekte.

Oksijen azalması beden ve doku sağlığımızın azalmasına neden olmakta, yaşam enerjimizi azaltmakta, yaşlanmamızı sağlamakta. Yaşlandığımızda tüm dokularımızda olduğu gibi cildimizde de oksijen seviyesi azalır ve bu an yaşlanmanın belirtilerini fark etmeye başladığımız andır.

Atmosferdeki havadan elde edilen natürel oksijen, yaşlanmış bedenlerde, ergenlik döneminin akne problemlerinde, sigaranın bedenimizde oluşturduğu zararlı etkilerin azalmasında son derece yaygın kullanıma sahip. Ortamımızdaki oksijen bir oksijen jeneratörü ile zenginleştirilmiş halde üretilmekte ve cildin derinliklerine, hücreler arasındaki mesafelere beraberinde, cildin ihtiyacı olan vitaminler, mineraller le birlikte gönderilmekte. Oksijennin vitaminlerle birleşim gücü özellikle yaşlılık belirtilerinin azalmasında kullandığımız çeşitli anti- aging terapilerde başarıya daha çok başarı katmayı başardı.

Cildin derinliklerine oksijenle birleştirilmiş vitaminler ve mineraller gönderildiğinde yaşlılık belirtilerinden kaçış başlar. Daha çok desteklenen deri ile gençliğin belirtileri cilt yüzeyinde görülmeye başlar.

Profesyonel uzmanlar tarafından cilt analizi uygulanıyor. Cilt tipi ve cilt yaşınız belirlenerek cildinizi sizde tanıyor ve bundan sonra sizde cildinizin uzmanı olarak ev bakımında ürün seçiminizi belirliyorsunuz.

1,5 saatlik uygulamada derinlemesine cilt temizleniyor, özel cihazla uygulanan saf serum oksijen basıncıyla cilde nüfuz ediyor. Oxy-lift energy cilt hücrelerini oksijen ile besleyerek kan dolaşımını düzenliyor. Hücreler oksijenlenince kendini yenileme yeteneği uyarılmış oluyor. Böylece cilt fonksiyonlarını yenileyerek Gençlik kaynağı oksijen ciltteki nem, hassasiyet, kılcal damar, leke, kırışma gibi problemleri düzenliyor. Üst deri olan epidermis yenilenerek taze, sağlıklı, pürüzsüz cilt elde ediliyor ve gençleşiyor. Daha sonra ise gözeneklerin sıkılaştırılması, doku liftlerinin beslenmesi için özel yoğun Oxy mask uygulanıyor.

Oxy-lift energy ve yoğun Oxy-mask yöntemleri iç ve dış etkenlerin yol açtığı cilt yıpranmasına karşı direnç sağlıyor. Kürden sonra cilt yenileniyor, yağ ve nem dengesi düzene giriyor tazelik, gençlik kazanıyor.

Sağlıklı güzellik dolu günler dileği ile

Int.Dipl. Kozmetisyen

Nesrin Sürer

www.enesbioestetikcenter.com

Yazının devamı...

İlkbaharda cilt sorunlarını giderme

İlkbaharda cilt sorunlarını giderme ve yenilenmenin zamanı geldi!

Kış aylarından geri kalan kuru, nemsiz, matlaşan cilt yapısını peeling ile tazeleyin. Güneşli günler gelmeden sivilce akne izi, pigment lekeleri ve kırmızı görünümlü kılcal damarlı cilt sorunlarını giderin tedavinizi tamamlayın.

İlkbaharda cilt sorunlarını gideren yöntemler

-Kuruyan matlaşan cilt peeling ile pürüzsüzleşir

Baharın gelmesi, cilt ve vücudumuzda değişiklikler gösterir. Kış aylarında kapalı ortamlarda daha fazla kaldığımızdan dolayı ve soğuk havanın etkisi cildimizi kurutur, nemsiz bırakır mat ve solgun görünüme neden olur. Bu cilt sorunlarını giderip kusursuz güzel bir cilt görünümü kazanabilirsiniz.

Biyolojik peeling yöntemi: Biyolojik peeling, cildi yenileme amacıyla cilt soyma yöntemidir. Amaç ciltteki mat ve kalınlaşmış görünümlü ölü deri tabakasının atılıp atltan sağlıklı, canlı bir cilt görünümü kazandırılır.

Yapılandırılırma yöntemi: Mask powder, derin okyanuslardan elde edilen kırmızı, kahverengi yosunlar cilde nem depolama özelliğine sahiptir ve cildi canlandırarak mat görünümü giderir. Ayrıca vitamin C ve Hyaluron saure etken madde içeriği ile cildi pürüzleştirir, cildin nem dengesini koruyan maskedir.

-Kırmızı görünümlü kılcal damarlı cilde Oxy terapi

Oxy terapi yöntemi: Oksijen cilt ve vücudun tüm hücrelerinin ihtiyaç duyduğu vazgeçilmez bir maddedir. Oksijen terapi yönteminde özel capillary serum ve saf oksijen epidermisin alt tabakasına nüfuz edilir, aktif serum basınçlı oksijen uygulaması sayesinde ciltte depolanır ve etkileri hemen görülür uzun süre kalıcıdır. Bu basınçlı oksijen uygulaması sayesinde kırmızı görünümlü kılcal damarlı cilt için yepyeni bir yaşam, ciltte canlılık, kırmızı görünüm solmuş ve ince kılcal damarların geri çekilmiş tazelik meydana gelir.

Yapılandırma: Mask capillary, özellikle hassas kılcal damarlı cilt tiplerinde cildi rahatlatan, kırmızı kılcal damarlı görünümlü ciltlerde, kırmızı rengi solduran cildin tabii görünümünü sağlayan, cildi yapılandıran yoğun bakım maskesidir.

-Yazdan önce , akne, sivilce izlerine de Diamant Micro Dermabration ile vedalaşın

Derinin en üstünde bulunan tabakayı yüzeysel ve aşamalı soymaya yönelik bir yöntemdir. Bu işlemde cilt yüzeyine temas eden micro kristaller yumuşak bir soyma işlemi yapmakta, ölü deri hücreler ve deri atıkları cihazın vakum sistemi tarafından emilmektedir. Cildi zedelemeden lekelerin giderilmesi, akne, sivilce izlerin düzelmesi amacıyla uygulanır. Alttan canlı ve pürüzsüz bir cilt ortaya çıkar. Bu sayede cilt tazelenir, canlanır ve pürüzsüz bir cilt yapısına sahip olur.

Yapılandırma: Ultrashall yöntemi, özellikle diamant micro dermabration sonrası cildi tekrar yapılandırma amacıyla uygulanan yöntemdir. Ultrashall uygulamasında metal yuvarlak şekilde olan cihaz lokal olarak ısınır ve ısı kan dolaşımını yükseltir. Bu sayede hücrelere yeterli oksijen sağlar ve yeni hücre oluşumunu yükseltir. Mekanik etkisi cildi yapılandıran hyaluron acit, vitamin C, kollejen, elastin etken maddeleri mikromasaj şeklinde cildin alt tabakasına nüfuz ederek kolejen sentezini uyararak bağ dokusunu kuvvetlendirir ve hücrelerin yenilenmesini hızlandırır. Yeni oluşan hücreler üst deride doku bozukluğunu onarır ve tekrar yapılandırır. Pigment lekelerinin rengi açılır, akne, sivilce izleri onarılmış olarak pürüzsüzleşir.

İstenmeyen tüylere lazer epilasyon

Tüyleri gidermenin en etkili yöntem lazer epilasyondur. Güneşin etkisi az olduğu aylarda yani ilkbahar en uygun dönemdir Baharla birlikte deniz mevsimi başlamadan istenmeyen tüylerden kurtulmuş olursunuz.

Sağlıklı güzellik dolu günler dileği ile,

Int. Dipl. Kozmetisyen

Nesrin Sürer

www.enesbioestetikcenter.com

Yazının devamı...

Stres sivilceyi tetikler mi?

Günümüzde, büyük şehirlerin yoğun kalabalık ve gergin havası bizlerde stres oluşumunun başlıca nedenidir. Özellikle akne, sivilce oluşumu da bu yoğun stres altında olduğumuz dönemlerde görülür.

Strese neden olan etkenler

Yoğun iş temposu stresi attırır, stres de sivilceleri...

Gençlerin yoğun sınav döneminde strese bağlı olarak sivilceleri artar.

Genç kızların, kadınların adet öncesi ve sonrası hormonel değişimleri nedeniyle sivilcelerinde artış gözlenir.

Ruhsal veya fiziksel stres de hormon düzeyini etkileyerek sivilcelerin artmasına neden olabilir.

Ergenlik döneminde gençlerin, fiziksel görünümün bozulması ve kişinin psikolojisi bozulması da stres yaratır. Buna bağlı olarak sivilcelerinde artış görülür.

Stres hormonları cildin yağ üretimini tetikler ve akne, sivilce üretmeye başlar.,

Vücudun bağışıklık sistemini zayıflatıp insanları rahatsızlıklara karşı savunmasız bırakan stres sivilcelerin iyileşmesini engellerken çoğalmasına da neden oluyor.

Strese karşı nasıl önlem alalım ve stresi nasıl atalım?

Sağlıklı beslenin

Bağışıklık sistemini güçlendiren yiyeceklere ağırlık vermeli. Bol, bol yeşil sebze ve narenciye türü meyveler yenmeli, tropikal meyveler de çok yararlıdır kivi, ananas, mango gibi.

Bitki çayları

Ada çayı, melisa çayı içebilirsiniz, vücudu rahatlatır, kasları gevşetir uyku sağlayıcı etki yaratır ve uyku vücudun en güzel gıdasıdır.

Spor

Temiz havada yürüyüş yapın, bol oksijen depolayın, yoga ile vücudunuzu gevşetin stresi atın.

Kokular

Stresi azaltan kokular, lavanta, vanilya, portakal, limon, kahve, nane, yasemin kokuları moral yükseltir. Bir parça pamuğun üzerine sevdiğiniz kokuyu damlatın odanız da komedin üzerine koyun bütün odaya koku dağılır.

Sevdiğiniz müziği dinleyin, kahkaha atın, sevdiklerinizle birlikte olun hoş vakit geçirin.

Bakım

Cildinize özen gösterin ve günlük bakımınızı ihmal etmeyin, böylece sivilce oluşumunu önlersiniz.

Aromatik yağlarla vücudunuza masaj yaptırın, gevşetir rahatlarsınız.

Tabii ki kendinizle barışık olun, strese önlem almanın en büyük etkenidir.

Sizlere bu hafta, stresin akne ve sivilceleri tetiklemesi ile bilgi aktardım, stres maalesef yaşamımızın bir parçası, kendimizden uzaklaştırmaya çalışalım ve daha sağlıklı güzel bir ciltle yaşıyalım.

Sağlıklı güzellik dolu günler dileği ile

Int. Dipl. Kozmetisyen

Nesrin Sürer

www.enesbioestetikcenter.com

Yazının devamı...

Doğa ve teknoloji sivilce tedavisinde buluşuyor

Aynalara bakmak istemiyor, cildinizdeki istenmeyen misafirlerden bir türlü kurtulamıyorsanız yalnız değilsiniz. Birçok kişinin ortak problemi olan sivilce, hem sağlık hem estetik açıdan olumsuz sonuçlar yaratıyor. Cilt çok güçlü bir yapıda olmasına karşın bazı faktörler sebebiyle hassaslaşır. Dolayısıyla cildin sivilcelerle başa çıkmak zorunda kalıyorlar. Sivilce tedavisine etkili, doğal yaklaşımlar var.

Sivilceler her yaşta görülebilir

Sivilce, akne problemi, genel olarak yaşa bağlı kalmaksızın bir çok kişide sıklıkla görülebiliyor. Kimi zaman stres, kimi zaman diğer çevresel faktörler sebebiyle ortaya çıkan sivilceler en çok da değişen beslenme alışkanlıkları ve yanlış kozmetik ürün kullanma sebebiyle oluşuyor. Özellikle yüz ve boyun bölgesinde çıkarak estetik kaygıları beraberinde getiren sivilcelerle savaşmaksa yeni nesil uygulamalarla mümkün hale geliyor.

Sivilcelerin asıl sebebi gözeneklerin tıkanmasıdır

Fiziksel olgunluğu sağlayan hormonlar, yağ bezlerinin daha fazla yağ üretmesine yol açar. Ciltteki gözeneklerin yağ sebebiyle tıkanması ve bakterilerin bu alanda birikmesiyle sivilceler ortaya çıkar. Bunun yanı sıra ciltteki gözenekler tıkanma sebebiyle nefes alamaz, toz ve kir sebebiyle koyulaşmaya başlar. Kurtulmak için her yola başvurulan siyah noktalar ise bu şekilde kendini gösterir. Siyah noktalar temizlenmediği taktirde bakteriler, yağ bezlerinde kanallara sızarak iltihaplı aknelerin ortaya çıkmasına yol açar. Bu durum bir nevi kısır döngü gibidir. Fizyolojik sebepler, dış etkenler ve iyi temizlenmemiş bir cilt için kaçınılmaz bir sondur. Ancak düzelmesi mümkündür.

Sivilceye neden olan diğer faktörler

- Hormonel faktörler

- Kullanılan bazı ilaçlar

- Genetik yatkınlık

- Kozmetik ürünler

- Adet dönemi

- Duygusal stres

- Katkı maddeli gıdalar beslenme

Sivilce problemine yeni nesil çözüm

Günümüzde özel geliştirilmiş yoğun bakım uygulamalarıyla sivilcelere karşı kısa sürede çözüm sunuluyor. Bu noktada ''Oleanol Acit'' içerikli, ciltte anti - biyotik etki yaratan hydro Lotion, sivilce tedavisinde kullanılan bio heating maskla birlikte uygulanılıyor. Cildin yağ üretimini düzenleyerek yağ azaltıcı etkisiyle ciltte komedon, sivilce oluşumunu ve ilerlemesini önlüyor. Yöntemin düzensiz beslenme, yanlış kozmetik ürün kullanımı, cilt temizliğinin ihmal edilmesi gibi sorunlardan kaynaklanan sivilcelerin düzelmesinde son derece başarılı sonuç alınıyor. Sonucunda sivilce ve akneler bir kader olmaktan çıkıp çözülebilir bir konuya dönüşüyor.

Sağlıklı güzellik dolu günler dileği ile,

Int. Dipl. Kozmetisyen

Nesrin Sürer

Yazının devamı...

Yeni gençleşme formülü: Argireline

İnsanın kendini mutlu hissetmesi ve keyifli yaş almasının temelinde aynalarla barışık olması ve aynaya baktığında kendini iyi bulması yatıyor. Aynada sizi ilk karşılayan ve ilk yansıyansa yüzünüz yani cildiniz oluyor. Modern zamanın stresin, çevrenin ve çeşitli etkenlerin izini taşıyan bir cilt.

Mutlu yaş alma kavramının doğallığı korunmuş görünüm esasına dayanıyor. Yüz cildin doğallığını koruyan, yaşlanma etkilerini yavaşlatan Argireline etken madde etkileri devreye giriyor.

Zamanın yüzdeki etkilerini minimize ediyor

Zamanı durduracak bir teknoloji olmasa da zamanın etkilerini durduracak bir teknoloji mevcut. Nobel ödüllü biyokimyacı Argireline adlı bir etken madde geliştirdi. Bu etken madde sinir hücreleri ile kas hücreleri arasındaki iletişimi durdurmakla görevlidir. Kaslara ulaşan asetikolin miktarı estetik açıdan oldukça önemli, miktar ne kadar yüksekse kasların kasılması da o kadar fazladır. Bunun sonucunda derin kırışıklıklar oluşur. Argireline bu noktada devreye girer. Argireline etken madde, asetikolin salgısını azaltır böylece kaslar gevşer ve kırışıklıklar düzleşir. Kasların kasılması sırasında kırışıklıklar oluşmaz. Argireline etken madde asetikolin salgısını azaltarak sinir uyarısının kaslara gitmasini ve böylece, tıpkı botoks gibi kasın kasılmasını engeller.

Cilt yaşlanmasına karşı yeni alternatif

Birçok kişinin yaşlanmanın etkilerinden rahatsız olsa da botoks işlemine karşı önyargılı yaklaşabiliyor. Bu noktada botoks uygulamasına alternatif bir yöntem sunan Argireline serum, acısız bir gençleşme deneyimi sağlıyor. Argireline'in botoksa göre avantajı, iğne ile enjekte edilmeyip cilde sürülmesi ve tabii ki en etkilisi Poratation yöntemiyle cilt altına zerk edilmesidir. Kırışıklık oluşumunu azaltıcı etkisi klinik deneylerle ispatlanmıştır. Deneyler Argireline etken maddeli serum üzerinde yapılmıştır. Cilt için son derece etkileyici bir etken madde olan Argireline, yüz hatları ve mimik kırışıklıkları üzerinde hassasiyetle çalışır. Cilt yaşlanmasını yavaşlatarak ve kırışıklıkların oluşumunu önleyerek, doğal anatomik görüntü korunur.

Sağlıklı güzellik dolu günler dileği ile

Int. Dipl. Kozmetisyen

Nesrin Sürer

www.enesbioestetikcenter.com

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.