SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Cilt bakımında vitamin A ve önemi

Uzun yıllar yapılan bilimsel araştırmalar sonucu, A vitamininin yaşlanma belirtilerini azaltmadaki başarısı tıbbi otoritelerce ortaya koyulmuş ve kabul edilmiştir. A vitamini cilt sağlığı için gereklidir. A vitamini antioksidan fonksiyonuyla hücreleri hastalıklara karşı korur, yaşlanma sürecini yavaşlatır. A vitamini eksikliğinde bağışıklık sistemi zayıflar, vücut direnci azalır, deri pullanması ve akne gibi sorunlar görülebilir.

En etkin formu Retinol Palmitat

Retinol adı verilen A vitamini bileşenleri cilde doğrudan uygulanarak akne, kırışıklık veya güneşe fazla maruz kalmaktan oluşabilen cilt sorunlarına yönelik kullanılır.

Vitamin A'nın cilde faydaları

Vitamin A cilt için önemli bir vitamindir; cildin oluşumu ve gelişimi için önemli rol oynar.

Çok kuru ve hassas ciltlerde vitamin A cildin pullanmasını önler. Kış egzaması denilen burun üstü, kaş çevresi, bölgesinde oluşan kuruluğu kısa zamanda giderir.

Vitamin A komedon oluşumuna karşı etki sağlayarak yağ fonksiyonlarını dengeler.

Olgun atrofi ciltlerde sertleşmiş ve elastikiyetini kaybetmiş cilt dokusunu yumuşatır.

Vitamin A cildin doğal kolajen üretimini destekler.

Özellikle A vitamini cildi gençleştirici ve cilt kırışıklığı, lekeleri yok edici özelliğe sahiptir.

Vitamin A'nın yanı sıra E ve F vitaminleri de doğal cilt yenileme sürecini etkin bir şekilde destekler.

Profesyonel cilt bakımında;

Vitamin A, kür şeklinde uygulanır. Temiz cilde vitamin A serum, ultraschall yöntemiyle cilde yedirilir, nüfuz ettirilir. Ardından vitamin A maske ile cilde masaj şeklinde uygulanır ve maske 25 dakika ciltte bekletilir. Daha sonra fazlalığı kağıt mendille yüze hafif press yapılarak alınır.

Ev bakımında;

Yine vitamin A, kür olarak ev bakımında devam edilir.

Sağlıkta vitamin A

Bu vitamin göz sağlığını muhafaza etmek için temel besleyicidir.

A vitamini düzenli alınması halinde ilerleyen yıllarda görme sorunlarını önler.

Cilt, diş, ve kemiklerin oluşum ve korunması için vitamin A'ya ihtiyaç duyulur.

Sivilcelerin meydana gelmesini önler.

Aynı zamanda enfeksiyona karşı savaşan vitamin olarak da bilinir.

Besinlerde vitamin A

A vitamini içeren besinler, hayvansal ve bitkisel olmak üzere iki gruptadır.

A vitamini içeren hayvansal besinler balık yağı, yumurta, süt, tereyağı, peynir, karaciğer; A vitamini içeren bitkisel besinler havuç, ıspanak, lahana, brokoli, biber, koyu yeşil sebzelerdir. Portakal, kayısı, mandalina, şeftali gibi meyveler de A vitamini içerir. Bu besinleri tüketirsek ihtiyacımız olan A vitaminini karşılayabiliriz.

A vitamini kaç çeşittir?

A vitamini retinol ve karoten olmak üzere iki çeşittir. A vitamini çeşitlerinden retinol hayvansal kaynaklarda, karoten ise bitkisel kaynaklarda bulunur.

Bu etkin antioksidanlar cildimizi güneşin zararlı ışınlarının tahribatından korur. Yani güneşte fazla kaldığımız yaz ayları boyunca A vitaminine ağırlık vermemiz çok yararlıdır.

Sağlık ve güzellik dolu günler dileği ile...

 

Int. Dipl.Kozmetisyen

Nesrin Sürer

www.enesbioestetikcenter.com

Yazının devamı...

Bahar aylarında cildinizi güneş ışınlarından koruyun!

Soğuk ayları geride bıraktık ve mayıs ayına girmemizle birlikte, hava yavaş, yavaş ısınıp güneş yüzünü göstermeye başladı. Ama, baharın ilk güneş ışınları çok ama çok tehlikelidir! Özellikle yüz cildimizde ve açık olan el, kol, omuz gibi bölgelerimizde güneş lekelerine ve yanıklara hızlı şekilde neden olur. Bahar aylarında güneşin dikleştiği ancak ısının yükselmediği durumlarda bile güneşten korunmak gerekir. Çünkü havada ki yoğunluk ince olduğu için güneş ışınları daha dik olarak cildimize etkilidir. Bu güneş artık eski güneş değil bilindiği gibi, güneşe karşı sere, serpe oturmak çimlere uzanmak keyif yapmak, artık eski günlerde kaldı maalesef. Ozon tabakasının incelmesi, güneşin zararlı ışınlarının bize daha çok zarar vermesi söz konusu. Güneş koruyucularımız olmadan güneşe direk maruz kalmak, cilt lekeleri, cilt yanıkları ve cilt kırışıklıklarına neden olduğu bilinmektedir. Özellikle güneşin ilk ışınları bu bahar ayında, güneş koruyucularımızı çantamızdan ayırmamak cilt bakımınız ve sağlığınız için çok önemli davranış olur

5 maddeden oluşan önerilerimle, baharda güneşin keyfini sorunsuz olarak çıkarabilirsiniz

1) Bahar aylarında güneş koruyucuları kaç faktörlü olmalıdır?

Bir çok günlük krem ve fondötenlerin içeriğinde en az 15 güneş koruyucu faktörleri bulunur, ama yinede güneşten çok fazla koruma faktörlerine sahip değildirler. Kış aylarında yeterli olabilirler ama bahar ve yaz güneşinde kafi derecede koruyucu faktörüne sahip değildirler. Günlük kullanım için en az SPF 30 + olmalıdır, en idealli tabii ki su bazlı sun fluid LSF 50 olmalıdır. Ürünün cildi güneş hasarlarına karşı koruyabilme yeteneğini gösterir özellikle UVB ye karşı.

2) Güneş koruyucularını ne zaman kullanmalıyız?

Günlük yaşamımızda, zamanın büyük çoğunluğu arabanın içinde, ofiste pencere kenarında veya dışarıda geçiriyorsanız mutlaka güneş koruyucu kullanmanız gerekiyor. Hafta sonları evinizin balkono, tersında oturma esnasında veya dışarıda yürüyüş yaparken, bisiklet sürme gibi zamanlarda yine güneş koruyucu kullanmanız büyük önem taşır.

3) Güneş koruyucularını nasıl kullanmalıyız?

Sabahları cildinizi temizledikten sonra günlük nemlendirici sürün, evden çıkmadan 5 - 10 dakika önce güneş koruyucuyu nemlendiricinin üzerine sürün sun fluid LSF 50 özellikle güneşe maruz kalan yüz, boyun ve dekolteye kadar sürün, hatta el, omuz ve kollarınıza da sürebilirsiniz. Makyaj yapan bayanlar güneş koruyucusu üzerine rahatlıkla makyaj yapabilirler, yani fondöten, allık kullanabilirsiniz. Böylece cildinizi güneş ışınların size vereceği hasarlara karşı korumuş olursunuz, yani leke, kızarıklık, yanık ve cilt yaşlanmasına karşı korunmuş olur.

4) Hangi saatlerde güneşin keyfi çıkarılır?

Güneşe karşı oturma ve keyfini çıkarma saatleri, sabah 7.00 den 11.00 ve öğleden sonra 16.00 itibari ile güneşin keyfini çıkarma saatleridir.

5) Doğru beslenme ile güneş ışınlarının cildimize vereceği zararları nasıl aza indirebiliriz?

Cildi yapılandırma özelliğine sahip olan vitaminler, özellikle vitamin C bütün narinciyelerde bol miktarda C vitamini içerir ve ayrıca yeşil yapraklı sebzelerde. Vitamin E, fındık, fıstık, ceviz, badem, fasulye, kuşkonmaz, semizotu. Bu besinler güneş ışınlarının cilt yaşlanma etkilerini önler. Ayrıca domates bol miktarda likopen içerir UV ışınlarından büyük oranda korur. Güneş yanıklarına maruz kalmamak ve önlemek istiyorsanız, her gün sekiz hafta süre ile 50 gr. domates püresi ve 10 gr. sızma zeytin yağ karışımını tüketin. Bu domates püre kürü güneş yanıklarına karşı yüzde kırk a kadar önleyebiliyor.

Sağlıklı güzellik dolu günler dileği ile

Int. Dipl. Kozmetisyen

Nesrin Sürer

www.enesbioestetikcenter.com

Yazının devamı...

Yaşınız ellerinizde gizli

Yaşınız ellerinizde gizli

Eller güzelliğinizin vazgeçilmez parçasıdır. Yaşın ilerlemesi ile eller de yaşlanma lekeleri belirir ve asla yaşımızı saklayamayacağımız izler ellerimizde yansır. Sürekli açıkta olan ellerin derisinde yaşlılık lekeleri ve incelme oluşur. Ellerimiz ayni yüz cildimiz gibi dış etkenlere karşı açıktır, sıcak, soğuktan, güneş ışınlarından etkilenir. Tabii ki en çok ellerimizi kullanırız, devamlı hareket halindedir. Günlük yaşamda ellerimizle bir şeyler alır, veririz, birileriyle tanışmada, vedalaşmada insanlarla tokalaşırız veya bir şeyleri ifade etmede ellerimizi kullanırız. Bundan dolayı en çok göze çarpan ellerimizdir bir nevi kişiliğimizi yansıtır. Bakımlı , bakımsız, yaşlı buruşuk derili el, veya yumuşak eller. Bilindiği gibi, yüz cildimize uygulanan gençleştirme seansları ayni şekilde ellerimize de uygulanarak, genç, güzel, yumuşacık ellere sahip olabiliyoruz.

El gençleştirme yöntemleri nasıl uygulanır

a) El sırtında kuruyan, incelen cildin kalitesini arttırmak ve nemlendirmek için, Hyaluron Serum Forte poratation sistem ile cilt altına nüfuz ettirilir.

b) Yine el sırtında oluşan lekeleri gidermek ve oluşan sert deriyi atmak için, Micro Dermabrasion, biyolejik peelingler uygulanır.

c) Kuruyan deriyi içten, nemlendirmek, yumuşaklık kazandırmak ve dokuya sıkılık sağlamak amacıyla heating mask uygulanır.

Bu uygulanan yöntemler ellere gençlik, tazelik ve güzellik kazandırır

El gençleştirme yöntemleri sonrası ev bakımı

Yüzümüze verdiğimiz önemi ellerimize de verelim, çünkü en çok yaşımızı ifade eden ellerimizdir. Ne kadar estetik müdahaleleri yapılırsa yapılsın ellere birden fazla işlem yapılamaz. Özellikle içinde bulunduğumuz sıkıntılı günlerde, ellerimiz çok yıpranıyor, onun için sizlere özel öneriler.

1) Ellerinizi, saf katı sabunla bol köpürterek yıkayın,durulayın ve kağıt havlu ile kurulayın. Sabun size ait olmalıdır, sabun seçimini saf zeytin yağlı, saf defne sabunu.

2) Ellerinizi yıkamadan sonra, cildi kurutmayan ve mikroplardan arındıran temizleyici jel kullanın. Özellikle avuç içine sıkın ve iki elinizi birleştirerek, parmaklara kadar ileri geri masaj yaparak yedirin. Dikkat el sırtına sürmeyin üst deriyi kurutur !

3) Her zaman sıcak ve soğuk sudan kaçının, ellerinizi ılık suyla yıkayın

4) Koruyucu eldiven kullanın, ayrıca soğuk havalarda her zaman normal eldivenle korumalayız.

5) Yazın güneşten korumak için ellerinize güneş koruyucu sürün

6) Ev işlerinde, deterjandan korumak için eldiven kullanın

7) Haftada bir kez ellerdeki kuruluğu ve sertliği gidermak için peeling uygulayın, el kremiyle cilde masaj yapın. Yine haftada bir kez peeling sonrası kalın tabaka halinde cildi besleyen el kremi sürün ve üzerine pamuklu eldiven takın öylece yatın. Biraz kullanmakta zorluk çekseniz dahi, sabah kalktığınızda elleriniz pamuk gibi yumuşacık olacaktır.

8) Evde kendinizin hazırlayabileceğiniz el losyonu, her el yıkamadan sonra ellerinize sürün. Ellerinizin kuruluğu önlenir ve yumuşaklık kazanır.

9) Losyon tarifi

3 çorba kaşığı gliserin, 2 adet limon suyu, 3 tatlı kaşığı tatlı badem yağı, 1 tatlı kaşığı sevdiğiniz kokulardan bitki veya çiçek yağı.

Hepsini bir losyon şişesine koyun kapağını kapatarak çalkalayın. Çantanızda her zaman taşıyabilirsiniz. El yımalatdan sonra kullanın.

Sağlıklı güzellik dolu günler dileği ile

Int. Dipl. Kozmetisyen

Nesrin Sürer

www.enesbioestetikcenter.com

Yazının devamı...

Baharda cilt bakımı nasıl olmalı?

Bahar mevsiminde cildimizin durumu ve bakımı

Daha güzel bir cilde sahip olmak herkesin hayali. Ancak bu hayale ulaşabilmemiz için biraz çaba sarf etmemiz gerekir. Yeter ki cildinizin ihtiyaç duyduğu bakımı doğru zamanda uygulayın.

Dört mevsim içinde insana en huzur, mutluluk ve umut getiren aylardan biridir mart. Bahar mevsiminin ilk ayı olması itibariyle de kıştan ilkbahara geçerken tüm canlılar için kışın getirdiği uyuşukluktan sıyırır bizi. Doğa ve tüm canlılar hareketlenir. Mart, taze başlangıçlar getirir bir çoğumuzu da coşkuya, canlılığa sebep olur. Metabolizmamız değişmeye hızlanmaya başlar.

Her ilkbahar yaşam için yenilenme başkangıcıdır. Ancak kimi insanlarda kendini yorgun hisseder, asabi alıngan olurlar. Bu kişiler mevsimsel depresyona meyillidirler. Dolayısıyla kendimizi psikolojik ve fiziksel olarak mevsimlere hazırlamamız gerekir.

Geride bıraktığımız kış mevsiminin cildimiz ve vücudumuzda meydana getirdiği olumsuz etkilerini yaşıyoruz. Karaciğerimiz yağlı yiyecekler sebebiyle, cildimiz ve vücudumuzda yağ birikimi oldu. Kapalı ortamdaki sıcak kuru hava cildimizde oksijen eksikliği, nem kaybı, kuruluk ve hassasiyet gibi sorunlar oluştu.

Yenilenme ihtiyacı olan ilk başta cildimizdir. Bunun için de biyolojik 42 dereceye kadar ısınan ve tekrar 0 dereceye kendiliğinden soğuyan maske kürü ile yüz cildimizdeki nem, kuruluk, oksijen eksikliğini tamamlayıp gerekli fonksiyonlarını dengeleyerek cilt canlanıp, tazelenerek tam bir '' Happy Aginng Face '' yaratıyor. Cilt hücrelerini oksijen ile beslenerek, kan dolaşımını düzenliyor, doku oksijenlenince kendini yenileme yeteneği uyarılmış oluyor.

Böylece ilkbahar da cilt bakımının yanı sıra dengeli, düzenli beslenme ile vücudumuza güç ve dinçlik kazandırırız. Kış aylarında biriken yağ ve kilolardan kurtulmak için de egsersizlere ağırlık vermemiz gerekiyor, çünkü yılın en uygun dönemindeyiz.

Bu ay bahar yorgunluğuna karşı cildimizi ve vücudumuzu yeniler, beslenme programları ile takviyemizi yaparsak kendimizi motive eder ilkbahara daha kolay adepte oluruz.

Sağlıklı güzellik dolu günler dileği ile

Int. Dipl. Kozmetisyen

Nesrin Sürer

www.enesbioestetikcenter.com

Yazının devamı...

Yeni gençleşme teknolojisi: Happy aging face

Yeni gençleşme teknoloji dönemi başladı

Happy - Aging - Face, yani mutlu yaşlanan yüzler ve mutlu yaşlanmayı yaş olarak değerlendirip, her yaşın güzelliğini ve hakkını vererek kendiyle barışık yaşamak gerekir. Üstelik içsel güzelliği keşfedebilmek ve kendini sevmeyi becerebilmek de zaten yaşlanmayı durduran doğal yöntemlerden en etkilisidir.

Hiç bir şey yöntem insanın kendine yaptığı motivasyon ve sunduğu sevgi kadar etkili olamaz, elbette yer çekimine ve çevresel faktörlere dur diyebilmek mümkün değil.

Bunlara karşı önlem almak gerekiyor, ama önemli olan bu önlemlerin kalıcı, doğal ve vücudun ritmini sarsacak düzeyde olmaması!!!

Happy - Aging - Face, yöntemlerinden biri olan ''Argireline '' etken maddeli Poratation system ile yaşlanma hızımızı geciktirebilir ve vaktinden önce oluşan ya da yeni oluşacak kırışıkları engelleyebiliriz.

Seans sonrası bile büyük fark yaratan bu sistem sayesinde cilde iğne kullanılmadan tamamen doğal Argireline serumu nüfuz ediyor, ayni anda uygulanan Poratation System sayesinde kasların güçlenmesiyle sarkmaların önüne geçiliyor.

Doğal görünümünün bozulmasını istenmeyen estetik operasyonlardan çekinen ve vakit ayıramayan günümüz kadınlarının öncelikle tercihi olan sistem sayesinde kısa sürede daha genç bir görünüm elde etmek mümkün.

Amerika ve Avrupa da yaygın olarak kullanılan özellikle starların kurtarıcısı olarak gördükleri Argireline etken maddeli Poratation System sayesinde daha genç görünüme kavuşabiliyor.

Yüze yaşlı bir görünüm veren yanak, alın, dudak üstü ve göz çevresindeki mimik çizgileri cildin üst tabakasındaki leke, pürüz ve boyun bölgesinde ki gevşemelerin Argireline etken maddeli Poratation System sayesinde toparlandığını belirtiyor uzmanlar.

İlk aşamada kişinin cilt analizi yapılıp kişiye uygulanacak program tespit ediliyor. Ön bakım ve peeling uygulamasıyla cildin üst tabakası yenilenerek taze pürüzsüz bir doku elde ediliyor. Ardından hücrelere ve dokuya düşük voltaj dalgaları uygulanarak Poratation System yoluyla Argireline etken maddesinin cildin alt katmanlarına nüfuz etmesini sağlıyor.

Ciltte yaşla birlikte eksilen protein ve vitamin üretimini arttırarak cildin kendini onarıp yeniden inşa etmesine imkan sağlıyor.

Günümüz de ciltte erken yaşlanma ve kırışmaların sıkça görülmeye başladığını ve Argireline etken maddeli Poratation System sayesinde ve seans sonucunda büyük fark yarattığı belirtiliyor. Cildin erken yaşlanma etkilerini arttıran faktörler var. Zararlı güneş ışınların yanı sıra hava kirliliği, stres ve hormonlu gıdaların da cildin bozulmasına ve yaşlanmasına yol açıyor. Böylece cildin depolama kapasitesi ve Kolajen Hidrofili azalmasıyla cilt esnekliğini yitiriyor. Ayrıca deri kalınlaşıp kuruyor ve çok çabuk serbest radikallerden etkileniyor.

Argireline etken maddeli Poratation System, iç ve dış etkenlerin yol açtığı yaşlanmayı önlüyor. Hücre taşlarını onarıp doldurarak yüzün yani cildin erken yaşlanmasını önlüyor. Derin kırışıklıklar dolarak açılıyor. Böylece cilt sağlıklı doğal ve genç bir görünüme kavuşuyor.

Cilt yaşlanmasını önlemek ve korumak isteyen neşter ve iğneyi tercih etmeyen herkes için ideal bir yöntem.

Sağlıklı güzellik dolu günler dileği ile

Int. Dipl. Kozmetisyen

Nesrin Sürer

www.enesbioestetikcenter.com

Yazının devamı...

Happy - Aging Face

Happy - Aging Face dönemi başladı

Anti - Aging kavramı dilimize yerleştiğinden beri neredeyse hayatımızda her şeyi bu kavramla değerlendiriyoruz. Yediğimizi ve içtiğimizi, havayı, kullandığımız kremden, vitamine kadar Anti - Aging ile yatıp, Anti - Aging ile kalkıyoruz. Anti - Aging'e karşı doğal ve ameliyatsız gençleşme yöntemiyle Happy - Aging Face, yani mutlu yaşlanan yüzler dönemi başladı.

Happy - Aging Face dönemine değinmeden önce, yüz kırışıkları ve cilt yaşlanması neden oluşur konusuna değinmek istiyorum. Yüz kırışıkların oluşumuna karşı nasıl önlem alabiliriz ve Happy - Aging Face ile yaşlanmayı nasıl geciktirebiliriz ?

Cildimiz vitrinimizdir, cildimizin görüntüsünden sağlıklı olup olmadığımız, genç kalıp kalmadığımız hakkında bilgi edinmek mümkündür. Ayrıca günümüzde dış görüntümüz sosya, kültürel açıdan git gide büyük önem taşımaktadır.

Cildimizin yaşlanma süreci

Cildimiz üç tabakadan oluşur, üst deri (Epidermis) orta deri (Dermis) alt deri (Supcutis) Epidermis ve Dermis tabakalarındaki hücre sıralarının azalmasıyla incelme, ölü hücre tabakalarının artmasıyla kalınlaşma olur. Cildimiz bu değişiklerden dolayı yaşlandıkça ciltte incelme, kuruma ve pul, pul soyulma olur. İncelmiş, kurumuş bir cilt ise çok çabuk kırışır, kırışıklıklar arttıkça ve derinleştikçe de yüzdeki yaşlılık ifadesi artar.

Cilt yaşlanmasının başlıca nedenleri

Cildimizin yapısı, değişimi ergenlik döneminde başlar. 20'li yaşların ortalarına doğru cilt gelişim sürecini tamamlar. Cildin doğal yenilenme hızı yavaşlar, cilde esneklik sağlayan yapı taşlarından kolejen ve elastin sentezi azalır. Cilt yaşlanmasına neden olan etkenleri, genetik, güneş ışınlarından dolayı yaşlanma, menepoz'dan sonraki hormon eksikliği olarak sırayabiliriz. Bunlar dışsal ve içsel etkenlerdir.

Yaşlara göre doğal yaşlanma süreçleri

30'lu yaşlarda

30'lu yaşlar ilk kırışıkların belirginleştiği yaşlardır, alında ve iki kaş arasında kırışıklar belirir. 30'lu yaşların 50'li yaşlara göre avantajı cildin koruyucu fonksiyonlara sahip olmasıdır.

40'lı yaşlarda

40'lı yaşlarda ise cildin diriliği kaybolur, elastikiyet kaybı başlar nemi koruma gücü azalır ve cilt mat görünür, yüzdeki kırışıklar derinleşir.

50'li yaşlarda

Bu yaşlar, yüzdeki çizgilerin iyice belirginleştiği, göz çevresi, yanak ve ağız kenarındaki kırışıklıkları derinliği artar, boyun bölgesinde sarkma ve kırışıklıkların fazlalaştığı yaşlardır. Bu dönemde yaşlılık lekeleri görülür ve deri incelmeye başlar, kısaca cildin hücre üretimi iyice yavaşlar.

60'lı yaşlarda

60'lı yaşlarda, yaşlılık belirtilerin hepsi bir arada görüldüğü yaştır. Kaşlarda düşüklük, alın çizgileri, dudak üstü, yanaklar, boyun kırışıkları ve boyun kasları elastikiyet kaybı sebebiyle iyice derinleşir. Cildimiz, yıllar ilerledikçe her yaş gurubuna göre nasıl yaş aldığını, iç ve dış etkenlerin'de yaş alırken yaşlanmayı hızlandırdığını iyi bilirsek, yaşlanma hızımızı geciktirebiliriz, ya da vaktinden önce oluşan kırışıklıklarımızı Happy - Aging Face yöntemleriyle nasıl engelleyebiliriz!!!

Bir sonraki yazımda!

Sağlıklı güzellik dolu günler dileği ile

Int. Dipl. Kozmetisyen

Nesrin Sürer

www.enesbioestetikcenter.com

Yazının devamı...

Güzellik sırları

Güzellik sırları

Güzellik laboratuvarından yaşlanmayı geciktirici Sırlar

‘’ Oxy - Lift Energy ’’

Yıllar geçip giderken sağlıklı ve genç görünmek her kadının arzusu. Güzellik endüstrisinin her geçen gün geliştireceği yenilikleri beklemek hata olur. Daha genç görünmek istiyorsanız ama estetik ameliyatı olmak istemiyorsanız, size neştersiz çözüm olan ‘’ Oxy - Lift Energy ’’ daha genç görünümü sunuyor.

“ Oxy - Lift Energy “ yöntemi iki aşamadan oluşuyor. Bugün birçok ünlünün de tercih ettiği ‘’Oxy - Lift Energy ’’ neşter ve iğne kullanılmadan yüzdeki kırışma ve sarkmayı geciktiriyor.Özel bir cihazla uygulanan serum saf oksijen basıncıyla cilde nüfuz ediyor. Cilt hücrelerini oksijen ile besleyerek kan dolaşımı düzenliyor. Doku oksijenlenince kendini yenileme yeteneği uyarılmış oluyor. Böylece cilt fonksiyonlarını dengeleyerek ciltteki nem, hassasiyet, kılcal damar, leke, kırışma gibi problemleri düzenliyor.

İkinci aşamada ise yüz ve boyun kaslarının güçlendirilmesi ve kırışıkların olduğu bölgelere ‘’ Poratasyon sistemi ’’ uygulanarak gevşemiş kaslar toparlanıyor.

Kısa sürede cildin yenilenmesini sağlayan bu yöntem tamamen doğal olduğu için 25 yaş ve üzerindeki herkese uygulanıyor.

Günümüzde yaş gruplarına göre cilt sorunları

15 - 20 yaş grubu

Genelde yağlı, sivilceli ve yanlış sıkımlardan dolayı lekeli, izli cilt sorunları

25 - 35 yaş grubu

Nemsiz, kılcal damar ve güneş lekeleri, lokal kırışma sorunları yaşıyor

45 - 55 yaş grubu

Susuz, kahverengi pigment lekeleri, kırışma ve yüz, boyun bölgelerinde elastikiyet kaybı, sarkma gibi cilt sorunlarına sahip.

Sağlıklı ve Güzellik dolu günler dileği ile,

Int. Dipl. Kozmetisyen

Nesrin SÜRER

Cilt veya Vücut Probleminizi yazın, alttaki adreslere gönderin cevaplayayım

www.enesbioestetikcenter.com

Yazının devamı...

Akne izleri ve lekelerden kurtulma

Peeling yöntemleri ile yüzünüzdeki akne izleri ve lekelerden kurtulma zamanı!

Peeling yöntemlerini uygulamanın belirli zamanları vardır. Dolayısı ile kış mevsimi ideal zamandır. Ciltteki akne, sivilce izleri, derin ve ince kırışıklıklar ve güneş lekelerinden kurtulmak için farklı peeling yöntemleri bulunuyor. Bu yöntemlerden en etkili ve zararsız olan '' Biyolojik peeling ve '' Diamant micro dermabrasyon'' yöntemleridir.

Peeling yöntemleri, cildin üst derisini soyarak alt katmanlardan sağlıklı, taze ve yeni derinin gelmesi amacıyla uygulanan yöntemlerdir.

Cilt lekeleri, güneş lekeleri, sivilce, akne izleri, deri kalınlığı ve cilt kırışıklıkları peeling yöntemleri ile giderilir. Citte daha sağlıklı ve genç hücreler oluşturarak, cildin daha parlak, gergin, pürüzsüz görünmesini sağlamaktır.

Biyolojik peeling yöntemi

Biyolojik peeling yönteminde üst deriyi soyma bitkisel yöntemlerle uygulanmaktadır. Tamamen doğal ve bitkisel bazlı olarak uygulanır.

Diamant micro dermabrasyon

Diamant micro dermabrasyon yönteminde, derideki pürüzlü görünümü, sert tabakayı azaltmaya yönelik uygulanan acısız mekanik soyma işlemidir. En çok sivilce veya aknelerin bıraktığı izlerin azalması için uygundur. Derinin yüzeysel tabakası soyulduğunda daha pürüzsüz, gergin ve taze bir deri tabakası ortaya çıkar. Diamant micro dermabrasyon, ucunda yüksek vakumlayıcı ile ölü cilt hücrelerini emerken, bir elmas ucuyla da kristal tedavi uygular. Bu yöntemle lekeleri gidermek, kırışıklıkları azaltmak, sivilce, akne izlerini silmek amacıyla uygulanan etkili yöntemdir.

Hangi cilt sorunlarına uygulanır?

Akne, sivilce izleri giderilir, kırışıklıklar ve ince çizgiler açılır giderilir.

Cildin esnekliği, sıkılığı artar, güneş lekeleri açılır, cildin renk düzensizlikleri giderilir.

Hangi ciltlere uygulanmaz

Hamilelik döneminde olanlara, çok koyu tenlilere, ağır ilaç kullanan kişilere.

Peeling yöntemleri uygulanmaz !!!

Peeling uygulamasını yaptıracağınız uzmanı ve kurumları son derece dikkatli seçmenizde fayda vardır. Sonuçta cilt sizin cildiniz.

Sağlıklı güzellik dolu günler dileği ile

Int. Dipl. Kozmetisyen

Nesrin Sürer

www.enesbioestetikcenter.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.