SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Bilinçaltını dönüştürmek

Meditasyon sözcüğünü kullandığımda aklınıza mabedin önünde bağdaş kurmuş bir halde oturan sakallı bir yoginin veya benzer pozisyonda başka bir insanın görüntüsü gelebilir. O birey sizin için "sessiz olmanın" Zihni boşaltmanın tüm dikkatini tek bir düşünce vermenin ya da meditasyonun başka herhangi bir varyasyonun aktif olarak katılmanın yolu olarak anladığınız şeyin temsili olabilir.

Pek çok meditatif teknik vardır. Ama ben meditasyonun en arzu edilen faydalarını üretmeninize, kendiniz olmaktan ve düşüncelerinizden, inançlarınızdan eylemlerinizden ve duygularınızdan uzaklaşıp bu şeyleri gözlemlemeye başlamanız için bilinçaltı zihnin işletim sistemine erişimi kazanmanıza yardımcı olmaktır. Bir kez oraya ulaştınız mı beyninizi ve bedeninizi yeni bir zihin programlamaya hazır hale getirebilirsiniz.

Sanskritçede meditasyon yapmak "benliği işlemek" anlamına gelir.

Eski siz olmaktan vazgeçmeye karar verin.

Örneğin mutlu olmak istiyorsanız bir adım mutsuz olmaktan vazgeçmektir. -sizi mutsuz eden düşünceleri düşünmeyi acı, ıstırap, keder ve kırgınlık duygularını hissetmeyi bırakırsınız. Zengin olmak istiyorsanız büyük olasılıkla sizi yoksul yapan şeyleri yapmayı bırakmaya karar vermelisiniz. Sağlıklı olmak istiyorsanız sağlıksız bir yaşam biçimi sürmeyi bırakmanız gerekir.

Bu yüzden gözlerinizi kapatıp sessizleşerek bedeninizi dinginlik evresine geçirerek dış dünyamızdaki uyarıcıları kapatırsanız nasıl düşündüğünüzün ve hissettiğinizi farkına varabilirsiniz. Ve dikkatinizi bilinçaltı zihin ve beden evrelerinize vermeye başlayıp otomatik bilinçaltı programlarına aşina olur ve onların bilinç seviyesine ulaşmalarını sağlarsanız meditasyon yapıyor olur musunuz? Yanıt evettir.

Diğer bir deyişle bilinçli olarak eski benliğinizi gözlemlersiniz artık o olmaktan çıkarsınız. Farkındalıksız olmaktan farkındalıklı olmaya geçiş yaptığınızda subjektif zihninizi somutlaştırırsınız. Bilinçli katılımınız sizi o bilinçaltı programlardan ayırmaya başlar ve size onları kontrol etme gücü verir.

Artık birlikte ateşlemeyen sinir hücreleri birlikte ağ örmezler. eski benliğin nörolojik donanımını budadıkça aynı genlere benzer şekillerde sinyallerde göndermezsiniz.

Kendinize sorun: Geçmiş tecrübelerden, geçmiş kimliğimi pekiştiren ve beni duygusal anlamda mevcut koşullarıma bağlayan hangi enerjilere tutunuyorum? Aynı enerji yeni ve farklı bir sonuç yaratmak için kullanıp onu yüksek bir evreye dönüştürebilir miyim.

Negatif duygulardan vazgeçmenin gücü. Ve bu sorunlar (Aslında tecrübeler) güçlü enerji yüklü duygular üretir. Onlardan feragat ettiğimizde inanılmaz bir enerji salınımı yaşarız ve gerçeklik sihirli bir şekilde kendini yeniden şekillendirir.

Kendinize şu soruyu sorabilirsiniz? Benliğimin olmak istediğim daha üstün ifadesi nedir?

Ön lobunuzu devreye sokar ve benliğin bu nitelikleri üzerine düşünürseniz beyninizin eski benliğinizden farklı çalışmasını sağlamaya başlayacaksınız. Ön lobunuz (CEO) bu yeni soruya odaklanırken beynin geri kalanına şöyle bir göz gezdirir ve depolanmış tüm bilgi ve tecrübelerinizi yeni bir düşünce modeline dönüştürür.

Bu düşünce süreci yeni nörolojik ağların oluşmasına yol açar.

Siz yukarıdaki temel soruyu düşünürken nöronlarınız yeni dizilimler, kalıplar ve kombinasyonlar ateşlemeye ve örmeye başlar, Çünkü siz farklı düşünüyorsunuzdur. Ne zaman beyninizin farklı çalışmasını sağlarsanız zihninizi değiştirirsiniz.

Bu kuantum yasasıdır.

Gelin, bir özet yapalım. Bizim meditasyon modelimize göre tek yapmanız gereken kendinize artık kim "olmak" istemediğinizi hatırlatmaktır. Sonunda bu size öyle tanıdık gelmeye başlar ki eski benliğinizi değiştirmek istediğiniz eski size ait düşünceleri davranışları ve duyguları tanırsınız ve eski zihnin bağlantılarını keser aynı genlere aynı şekillerde sinyal göndermeyi bırakırsınız. Sonra tekrar tekrar kim olmak istediğinizi düşünürsünüz. Sonuç olarak yeni zihnini seviyeleri ateşler ve örersiniz sonra da onlar size tanıdık ve doğal gelmeye başlayana dek bedeni genetik olarak koşullandırırsınız.

Kaynak: Joe Dispenza/Kendiniz olma alışkanlığını kırmak

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

İnstagramda: Nrlblog

Facebookta: NRL

Yazının devamı...

Ne düşünüyorsan onu yaşarsın

Evet ne düşünüyorsak onu yaşarız.

Çünkü o düşünce evrende kuantum olasılık olarak vardır. Siz ona güç verdiğiniz anda gerçekliğe dönüşür.

Dr. Joe Dispenza zihin gücüyle yani beynimizi değiştirerek yaşamımızı etkileyebileceğimizi söyler ve bunu şöyle anlatır:

"Mevcut gerçekliğimize razı olmak zorunda değiliz. Her an yeni bir gerçeklik oluşturabiliriz. Hepimiz bu beceriye sahibiz. Çünkü iyi veya kötü, düşüncelerimiz yaşamlarımızı etkiler.

Eminim bunu daha evvel duymuşsunuzdur ama çoğu insanın bu cümleye gerçekten inanıp inanmadığını merak ediyorum.

Düşüncelerimizin yaşamlarımızı somut etkilediği fikrini gerçek anlamıyla kabullenmiş olsaydık, yaşamak istemediğimiz tek bir düşüncenin bile gözden kaçmasına izin vermemek için çaba göstermez miydik? Ve sürekli sorunlarımızı saplantı haline getirmek yerine tüm dikkatimizi istediğimiz şeylere yöneltmez miydik?

Bir düşünün: Bu ilkenin doğru olduğunu gerçekten bilseydiniz, tek bir gün bile kaçırır mıydınız ve farkında olmadığımız herhangi bir düşüncenin kaybolmasına izin verir miydiniz?

Eğer inanıyorsanız o zaman çevreniz mi düşüncelerinizi kontrol ediyor yoksa düşünceleriniz mi çevrenizi kontrol ediyor? Çevre beyninizde farklı devreleri açtıkça etrafındakilerle aynı şeyleri düşünmeye başlarsınız. Aynı insanları görür aynı yerlere gidip aynı şeyleri aynı anda yaparken beynimizdeki farklı devreleri açan dış ortam bildiğiniz her şeyle aynı düşünmenize sebep olur. Tanıdık her şeyle aynı olduğunuzu düşündüğünüz sürece neyi daha fazla ortaya çıkarmış oluyorsunuz? Yaşam aynı yaşam ve kuantum yasası sana hala uygulanıyor. Sadece her şeyle aynı düşünüyorsun ve aynısını daha da çok yaratmaya devam ediyorsun yapmanız gereken değişmek gerçekten değişmek ve daha iyi düşürmektir.

Kişiliğiniz kişisel gerçekliğinizi yaratır hepsi bu. Ve kişiliğiniz nasıl düşündüğünüz nasıl hareket ettiğiniz ve nasıl hissettiğinizden oluşur.

Yani bugün burada olanlar şimdi hayat adı verilen kişisel gerçekliğini yarattı.

O zaman yeni bir kişisel gerçeklik yaratmak istiyorsan yine aynı fikirde olur musun temel düzeydeki davranışlarımızı alışkanlıklarımızı ve ezberlediğiniz duygularınızı düşüncelerinizi değiştirmek zorunda kalacağınız yeni bir kişisel gerçeklik. Ezberlediğiniz duygular kimliğinizin bir parçası haline geldi. Çoğu insan yeni bir kişilik yaratmaya çalışır ama aynı kişi olarak kalır ve başaramaz.

Bana kalırsa kendinize yatırım yaparsanız geleceğe yatırım yapmış olursunuz.

Vizyonunuzu yeniden alevlendirmek için hayatımızdaki insanlardan, gitmeniz gereken yerlerden ve yapmanız gereken ya da sahip olduğunuz şeylerden bazen uzaklaşmak gerekir. Kendinizi nasıl görüyorsanız geleceğinizi de aynı görürsünüz. O geleceği duygusal olarak kucaklamaya başlamak ve varoluşumuzu değiştirmek yepyeni bir diyarın kapısını açar. Eğer vizyon fikrinizi kaybettiyseniz bir an durun O vizyonu hatırlayın. Ve duygusal olarak kucaklayın o varoluş durumundayken yapmak istediğiniz şeyleri ve kararları düşünmeye başlayın bunu yapmak için not alın. Sergilemeniz gereken davranışları gözden geçirin. Bunu yeterince yaptığınız zaman nörolojik olarak beyninizi genetik olarak bedeninizi değiştirmeye başlarsınız.

Bilinçli olması gereken bilinçsiz düşüncelerinizi not edin ve yapmanız gerekmeyen seçimlerin farkında olun.

Kendinizle ilgili değiştirmeniz gereken davranış ve alışkanlıkları gözden geçirin. Onların o kadar farkında olun ki gününüz boyunca yaptığınız hiçbir şey bilinçsiz olmasın.

Çevrenizdeki uzak durmanız gereken tecrübeleri hatırlayın. Bunlar uzak durmamız gereken kişiler olaylar ya da alışkanlıklar olabilir sadece bir süreliğine bile o vizyonu hayatta tutabilirseniz değişimin başladığını fark edeceksiniz.

En önemlisi sizi geçmişe bağlayan o duyguları gözden geçirip ve onların farkında olun o hissin farkına varın. Suçluluk üzüntü veya acı.

Eğer bunu tekrar tekrar yaparsanız yani unutmak ya da öğrenmek eski bilincinizi alışkanlıklarını kırmak ve yeni alışkanlıklar edinmek gibi.

Tüm bunlar yeni bir geleceğe ulaşmanızı sağlayacak. yeni vizyonunuzu kazanmış ve hayatınızı yeni vizyonumuzla devam etmiş olacaksınız.

Atom altı seviyede enerji sizin farkındalıklı dikkatinize cevap verir ve maddeye dönüşür. Gözlemci etkisini yönlendirmeyi ve olasılığın sonsuz dalgalarını sizin seçtiğiniz gerçekliğe dönüştürmeyi öğrenseniz yaşamınız nasıl değişirdi?

Yaşamınızda gelecek bir olayı hayal edebiliyorsanız o gerçeklik halihazırda kuantum adında bir olasılık olarak vardır. Bu kuantum alanının içinde sağlıklı, varlıklı, mutlu olduğunuz ve düşünceleriniz de kendi ideal benliğinizin tüm nitelik ve becerilerini barındırdığımız bir gerçeklik düşünün.

Her gün tekrar edip çabalayarak zihninizin bir gözlemci olarak atom altı olasılık dalgasını yaşamınızda tecrübe adı verilen arzu ettiğiniz bir fiziksel olaya dönüştürebileceğinizi göreceksiniz.

Zihin ve madde tamamen iç içe geçmiştir. Bilinciniz (zihniniz) enerji (madde) üzerinde etkiye sahiptir, Çünkü bilinciniz enerjidir ve enerjinin bilinci vardır. Maddeyi etkileyebilecek kadar güçlüsünüz çünkü en temel seviyede siz bilinçli enerjisiniz."

Kaynak:

Dr. Joe Dispenza

(Kendiniz olma alışkanlığını kırmak)

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

Instagram'da: Nrlblog

Facebook'ta: NRL

Yazının devamı...

Başak Dolunayı enerjisi

27 Şubat günü saat 11:17 gibi Başak burcunda bir dolunay gerçekleşecek.

En başta şöyle bir açıklama yapmalıyım. Çünkü bir burçla ilgili dolunay yada yeni ay başlığı atınca sanılıyor ki sadece o burç etkilenecek bu durumdan.

Hayır, sadece o burca ait olanları ilgilendirmez. Tüm burçlar için geçerlidir. İşte Başak burcunda gerçekleşmişse başak burcu konuları hakim demektir ve herkese bu enerjiyi yansıtır.

Başak burcu konuları nelerdir peki?

Gezegen: Merkür'dür.

Elementi Toprak

Şifalı rengi: Mavi ve turkuaz

Kokusu: Lavanta

Başak burcunu tanımlayan sözcük 'düzenlerim“ dir.

Dolayısıyla Bu dolunayın ana konusu: Düzen!

Hayatınızda düzensiz gördüğünüz her şeyi düzenleme, temizleme, organize etme hisleri sizi dürtebilir?

Ve hatta geçmişte başınıza gelen bazı olaylardan dolayı birilerini suçlamak.. Neden, çünkü dolunay ışığı bilinçaltının derinliklerindeki olayları gün yüzüne çıkarmada çok başarılı.. Her zaman dediğimiz gibi bir dolunay söz konusu ise duygular ve içgüdüler zirveye ulaşır. Kendinizle veya çevrenizle çatışmaya girmek enerjinizi tüketmekten başka bir işe yaramaz. Bu yükselen gerilim çok sinir bozucu olabilir.

Hep dediğim gibi Ayın yansıttığı ışık gerçekleri başka bir gözle görmemizi sağlayabilir ve gördükleriniz hoşunuza gitmeyebilir. Ancak bazen istemediğiniz şeylerde yaptırabilir.

Bir kere en başta şunu kabul etmeliyiz olan olmuş, bitmiş, geçmiş hala uzatarak en başta kendimize zarar veriyoruz. Biz bu dünyaya öğrenmeye ve kendimizi geliştirmeye geldik. Bunun farkındalığını edinebilenlere ne mutlu. Hala geçmişte yaşayanlara üzülüyorum. O insan karşına çıktıysa bir hayat dersi verdi. Daha doğrusu vesile oldu. Her gün karşınıza seçenekler çıkıyor. Bu mu bu mu… seçtiğiniz yönde ilerliyorsunuz. O an işte yeni baştan bir yol çiziliyor. Belki öteki seçimi yapsaydınız bambaşka bir yola girecektiniz. Yani seçimde sizin, neticesinde girdiğiniz yol da sizin seçiminiz.

İşte bu noktada Allah'ın o müthiş ayeti ışık tutuyor.

“Allah insanlara hiç zulmetmez, fakat insanlar kendi kendilerine zulmediyorlar.”

Yûnus Suresi 44. Ayet

Tüm geçmiş kızgınlıklarımızı şifalandıralım. Bu dolunay özellikle şifalanmaya imkan sağlayan çok güçlü bir enerjiye sahip.

Bu dolunay, sizi düzenleme ve değişiklikler yapmak için de zorlayıcı enerjiler taşır dedim. Aslında yüklerden kurtulmak için iyi bir fırsatta diyebiliriz. Aslında bu aynı zamanda kötü alışkanlıklardan kurtulmak ve sağlıksız ilişkileri bitirmekte olabilir.

Bir kere en başta biraz daha esnek olabilmek gerekir. Belki biraz daha hoşgörü.. Kusur ve eksikler olabilir. Her şey sizin beklediğiniz gibi gitmeyebilir. Yaşamdaki tüm kusurları da kabul edelim.

Ruhsal Astrolojide şöyle der.

"Eğer siz çok fazla kusursuz olmaya odaklanırsanız sizin "kusursuz" imajınızı bozmak için her zaman son dakikada bir aksaklık ortaya çıkar.

Bu evrenin ona hatalar yapmasının, insan olmasının ve kendisi olmasının pekâlâ olduğunu hatırlatmasıdır. "

Bazı insanlar için özür dilemek büyük bir sorun. Çünkü bu o insanın kusursuzluk imajını çiziyor. Onlar için hata yapmak kabul edilemez bir şey.

Bu durumda o insanın hayatında hangi dersin imtihanını vereceği çok açık!

Alçak gönüllüğü öğrenecek!

O kişi reddettikçe aptalca durumların içerisine çekilecektir.

“Sürekli her şeyin kontrolünü elinde tutmak isteyen insanlar eğer akışın frekansına kendini bırakıp bazı şeylerin kendiliğinden akmasına izin verdiklerinde evrenle senkronize olur.

Bunu başarabilmek için daha az plan program yapmak ve kendiliğinden bazı şeylerin gelişmesine izin vermek.

Çok istediğiniz halde gerçekleşmeyen sizi zorlayan bir durumla karşılaştığınızda, direnç oluştuğunu gördüğünüzde yapmanız gereken ilk şey yavaşlamak. Yaşam her zaman sizin planlandığınız gibi gitmez. O an olan biten her ne olursa olsun, olan her şeyin sizin yüzde yüz hayrınıza sonuçlanacağına güvenerek Yaradanın planına teslim edin.”

Yıllar önce Japonya'da 3 dövüş sanatının takipçileri arasında çıkan bir tartışmaya ilişkin bir öykü vardır.

Bu dövüş sanatları karate (saldırı ustalığı) judo (kendini savunma ustalığı) aikido (kaçınma ustalığı) idi. Hangi dövüş sanatının en etkili olduğunu görmek için her disiplinin en büyük ustası çağrılmıştı. Yarışmadan sonra ayakta kalan aikido ustası olmuştu.

Aikido kaçınma-atlatma sanatıdır: Siz yalnızca bir yana çekilirsiniz asla bir darbe indirmez ya da kendinizi savunmak için kollarınızı kaldırmazsınız; siz yalnızca bir yana çekilirsiniz hasmınızın saldırısının kuvveti onun yıkılmasına neden olur.

İşler sizin planladığınız şekilde gitmediğinde hemen modunuzu düşürmek yerine- geri çekilip kendinin o an farkında olmadığı daha yüksek bir planın gelişmekte olabileceğini kendine hatırlatmalı.

Kollarınızı açın “olan her şeyi tam olduğu haliyle kabul ediyorum. Her şey yolunda ve her şey olması gerektiği gibi gelişiyor” deyin!

İşte o zaman şifa enerjisi ortaya çıkar ve sihir kendini gösterir!

Siz bu şekilde gözü kapalı güvendiğinizde hayatınızdaki büyük tablonun da farkına varırsınız o zamana kadar yaşadığınız her şeyin nasıl yararına işlediğini görürsünüz. Kontrolü bırakmanın yolu budur.

Belki de tüm her şey sizi daha iyi bir sonuca götürmek için bozuluyor bilemezsiniz ki?

En iyisi, değişen koşullara uyum sağlamaktır. Esneklikle krizler fırsata bile dönüştürülebilir.

Şöyle bir söz var çok severim;

“Şu hayatta sert ve katı olanlar eninde sonunda kırılır. Yumuşak huylu ve esnek olanlarsa sonunda daima kazanır. Rüzgâr kocaman ağaçları devirir de, incecik fidanlara zarar veremez.”

Sinir gerginliğinin birikmesi, öfke nöbetlerine yol açabilir. Bu yüzden çok biriktirmek doğru değil. Doğru şekilde ve zamanında enerjinizi dönüştürmeye gayret ederseniz kazanırsınız.

Daha önce bununla ilgili yazmıştım:

"Benim bu dönemde en çok önerdiğim şeylerden birisi de sessizlik orucu tutmak. Ay duyguları alt üst ettiğinden dengeli olmakta zorlanabilir çevremizle ilişkilerimiz de kolaylıkla kırıcı olabiliriz. Daha sonra pişman olacağımız saçma hareketlerde bulunabiliriz. Bazı dönemler psikolojik olarak çok daha gergin olduğunuzu normalde sakinlikle karşılayacağınız bir şeye gereksiz tepki verdiğinizi fark etmişsinizdir. Bakın dikkat edin birkaç ay gözlemleyin genelde dolunay dönemlerine denk gelir. Ben de bunu öğrendiğinden beri bu dönemlerde hemen kendimi geri çekiyorum. Sürekli kendime telkin veriyorum sakin ol, geçecek, şu an sen, sen değilsin.

Aslında tam tersi evden çıkmamak içinizden gelebilir. Ama En güzeli doğaya çıkıp sessiz yürüyüşler yapmak, iyi gelecektir. Çünkü en başta söylediğim gibi elementi Toprak ve toprağa dokunmak, toprakla haşır neşir olmak çok iyi gelir, çok rahatlatıcı olabilir.

Ve Merkür etkisi ile okumakta ruhunuz için besleyici olacaktır. Belki de okuduğunuz bir cümle hayatınıza beklemediğiniz bir ışık tutacak.

Organlar: Sindirim ve boşaltım sistemi, sinirler. Bu organlar hassastır.

Başak burcu insanları hastalık hastası veya temizlik hastası olarak tanınırlar? Bu dolunay başak burcunda olunca bir parça hepimize bundan bulaşabilir. Biraz daha kendimizi dinleme, ayy öyle mi böyle mi diye titizlenme halleri gelebilir.

Şimdi rahatsızlık üzerine nasıl şifa çalışması yapabiliriz diyenler için bir uygulama önerisi.

Sessiz bir ortamda gözlerinizi kapatın. Şifalandırmak istediğiniz bölgeyi hayal ederek evrenden şifalı bir ışığın oraya aktığını ve o bölgeyi temizlediğini hayal edin. İsterseniz bu esnada şifa verici esmalardan birini tekrar edebilirsiniz. (Ya Şafi, Ya Nafi) Sayısız.

Bu Dolunayda Okunabilecek diğer esmalar:

Ya Fettah: Maddi manevi kapıları açar. 489 adet okuyabilirsiniz

Ya Azim: Mevki ve başarı verir. 1020 adet okunur

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

İnstagramda: Nrlblog

Facebookta: NRL

Yazının devamı...

Feng shui enerji temizliği nasıl yapılır?

Çinli bilgelere göre insanın sahip olduğu 3 çeşit şans vardır. Bunlardan birincisi doğuştan gelen şanstır ve bunun değişmez olduğuna inanırlar. İkincisi İnsanın kendi seçimleri ve kararları ile oluşturduğu şanstır ve bu değişebilir. Üçüncüsü ise dünyevi şanstır ve doğanın enerjilerini kullanmakla ilgilidir. Bu şansta kişi tarafından değiştirilebilir.

Çinliler iyi şans enerjisine " SHENG CHI" ismini verirler ve eğer bu enerjiyi bulunduğunuz mekana çekerseniz tüm hayatınız değişir derler. "Seng chi" enerjisini aktive etmek özellikle feng shui de çok kullanılır. Zaten her yerde olan sheng chi enerjisi evlerde aktif hale getirilerek ve akışı düzenlenerek zenginlik, mutluluk ve iyi bir yaşam şansı yükseltilir.

Sheng Chi adı verilen bu iyi feng shui enerjisi, sağlığınız ve refahınız için faydalı olan parlak, canlandırıcı feng shui enerjisidir.

Pozitif Chi Sheng Chi Plajda yürürken yaşadığınız enerji ile ifade edilebilir; Kıyı havasındaki yüksek negatif iyon sağlığınız için faydalıdır. Bu, yemyeşil bir ormanda veya doğanın geliştiği herhangi bir yerde deneyimlediğiniz enerjiye benzer (Japonlar "odun banyosu" veya "orman banyosu" derler).

Sheng Chi, iyi bir feng shui enerjisi akışı, temiz hava ve bol miktarda doğal ışık ile uyumlu bir iç ortamda deneyimlenebilir.

Evinizde iyi bir feng shui enerjisi oluşturmak, alanınızdaki mevcut enerji kalitesine bağlı olarak biraz çaba gerektirebilir. Bazı evler veya ofisler, iyileştirilmesi nispeten kolay olan nötr bir enerji kalitesine sahiptir. Aksine, bazı alanların, temizlenmesi ve iyileştirilmesi için çok daha fazla çaba ve bağlılık gerektiren, olumsuz değilse de çok düşük bir enerjisi vardır. İyi bir alan temizleme seansıyla başlamak, alanınızda Sheng Chi oluşturmaya başlamanın her zaman iyi bir yoludur.

Sheng Chi'nin Tersi Doğada her şeyin dengesi olduğu gibi, pozitif enerjinin karşılıkları vardır. Sheng Chi'nin tersi, Sha ve Si Chi adı verilen düşük feng shui enerjileridir. Bunların her ikisi de mümkün olduğunca evinizin içinde ve çevresinde en aza indirilmelidir.

Si Chi, çürüme ve durgunluk ile ilişkilidir ve çevresinde depresif veya yıkıcı bir güce sahiptir. Si Chi'nin en yaygın biçimlerinden bazıları dağınıklık, kir ve çöpün yanı sıra tıkalı kanalizasyon, sızdıran musluklar ve kırık pencere perdeleri gibi enerjiyi engelleyen veya yok eden şeylerdir.

Sha Chi, ölümle karakterizedir ve bazen öldürme enerjisi olarak adlandırılır. Si Chi gibi, Sha Chi de yararlı Chi akışını durduran ve sonunda onu öldüren durgunluk ve tıkanma ile desteklenir.

Sha Chi ayrıca, binalar üzerinde keskin noktalar, yollarda T-kavşakları veya evdeki keskin duvar açıları ve diğer keskin kenarlı nesneler şeklinde gelir. Bunlar genellikle Sha Chi enerjisini işaret ettikleri yere yönlendiren zehirli oklar olarak bilinir.

Si Chi ve Sha Chi'yi ortadan kaldırmanın en iyi yolu, evinizin içinde ve çevresinde daha faydalı Sheng Chi bulundurmaya odaklanmaktır: Temiz hava ve doğal ışığın düzenli olarak içeri girmesine izin verin, evinizdeki karmaşayı temizleyin (özellikle yatak odanızda) - oturma odanızdaki mobilyaları düzenleyin. Bunlar, hayatınıza akışı veya daha pozitif, canlı Sheng Chi enerjisini teşvik edecek deneyebileceğiniz birçok şeyden sadece birkaçı.

Feng shui temizliği nasıl yapılır?

Çok fazla olumsuzluk biriktirdiğinizi düşünüyorsanız, temizlemeye ihtiyaç duyduğunuzu hissettiğiniz anda temizlemek her zaman iyi bir fikirdir. Haftalık, aylık veya evinizde olumsuz olaylar yaşadığınızda düzenli alan temizleme seansları yapmanız önerilir.

Feng shui kürünüzün (yani evinizin enerjisini yükseltmek için kullandığınız araçlar) fiziksel yüzeyinin tozdan arındırılması, cilalanması vb. Gibi bariz temizliği ile başlayın.

Ardından, enerji düzeyinde temizleyin; burada birkaç farklı yol deneyebilirsiniz.

Aşağıdaki yöntemlerden birini (veya tümünü) seçebilirsiniz:

Güneş, Ay, adaçayı veya tütsü ve mumlar, su ve tuz.

Alternatif olarak temizlemek için suyu şarj etmek için ay veya güneş enerjisini kullanın. En az 24 saat (72 saat en iyisi) ay ışığı ve / veya güneş ışığı altında su içeren bir kabı bırakın ve ardından bu suyu istediğiniz şeyin enerjisini temizlemek için kullanın.

Adaçayı ile tütsü ile yapmak ve ardından en az 6-9 saat mum ışığında bırakmak da enerjisini arındıracaktır.

Tuz, arındırıcı özellikleriyle bilinir, bu nedenle feng shui kürlerinizi temizlerken tuz kullanabilirsiniz, Aynı şekilde tuzlu su yapabilir ve yüzeyi temizlemek için kullanabilirsiniz.

Ayrıca kristalinizi veya aşağıdaki malzemelerden yapılmış eşyalarınızı (tuza) gömebilirsiniz. (derin temizlik etkisi için üç gün boyunca tuzda kristalleri bekletmek gerekebilir).

Pirinç, demir, gümüş vb. Malzemelerden yapılmış Feng shui kürleri. (Çin paraları, rüzgar çanları gibi çeşitli heykeller ve eşyalar): En iyi yöntemler güneş veya ay suyunun yanı sıra adaçayı veya tütsü ve mum / ateş enerjisidir.

En İyi Zamanlama:

Üç günlük süre, bir feng shui tedavisinin temizliği için kullanılan tipik zamandır, ancak gerekirse yedi günlük süreyi de kullanabilirsiniz. (yani 3 günde yada 7 günde bir)

Dikkate alınması gereken bir diğer detay da ay döngüsü. Temizlik en iyi şekilde ay azalırken (dolunay ile yeni ay arasındaki zaman) yapılır.

Günün saatine gelince, feng shui kürlerinizi temizleme işlemine günün enerjisi en yüksek zirvede

(11: 00-13: 00) başlayın. Temizlik sürecine asla gece başlamayın.

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

İnstagramda: Nrlblog

Facebookta: NRL

Kaynak: https://www.thespruce.com/how-to-cleanse-your-feng-shui-cures-1274616

Yazının devamı...

Toprakla enerji temizliği

Toprağın canlı olduğu bundan yaklaşık 50 yıl önce fark edilmiştir. Toprakta bazı canlıların yaşadığı 100 yıldır biliniyordu ama tamamına yakınının canlı olduğunun keşfi çok yenidir.

Bu konuda İlk adım 1950'li yılların başında Amerikalı bilim adamı Waksmann tarafından atılmıştır.

Waksmann hastanedeki yorucu çalışmalarından biraz olsun uzaklaşabilmek için şehrin dışında bir gezinti yapmaya çıkmıştı. Kuş sesleriyle cıvıldaşan köy yolunda büyük ağaçlarla dolu olan bir mezarlığın yanından geçiyordu. Waksmann mezarlar arasında gezinen 80 yaşlarındaki mezarcıyı gördü. Onunla konuşmaya başladı. Ve yaşlı adamın 60 yıldır aynı işi yaptığı ve bu süre içinde bir kere bile hastalanmadığını öğrendi. Peki ama bunca mikroplu hastalıktan ölen ve cesetleri toprağa gömülen insanlar neden bir mikrop yuvası haline gelip bütün insanlığın ve tabii ki ilk önce mezarcının başına sıkıntı yaratmıyordu?

Waksmann bu sorunun peşine düştü ve gördü ki toprağa giren her ceset daha 20 saate varmadan bütün mikroplardan temizleniyordu. Ve toprakta bu işle vazifelendirilmiş yüzlerce tür bakteri bulunmaktaydı.

Waksmann cesetlerde bulunması mümkün olan bir sürü hastalıktan sadece veremin hangi bakteriler tarafından temizlendiğini araştırdı ve bunların, stroptomyces adı verilen bakteriler olduğunu keşfetti. Toprağın bu müthiş sırrı Waksmann'a Nobel ödülü kazandırmıştır. Özellikleri birer birer ortaya çıkmaya başlamıştır.

Toprak, o kadar canlıdır ki onun kesme şeker büyüklüğünde ki her parçasında en az 1 milyar faydalı canlı yaşar.

Avucunuzu dolduran bir avuç toprak 100 milyar civarında ki canlının cansız gibi görünen muhteşem dünyasıdır.

Toprak su olduğu müddetçe diridir... Ve içinde çok çeşitli canlıyı barındırmaktadır. Su kesildiğinde canlılık durur ama yeniden suyun gelmesi ile ölü gibi duran toprak yeniden dirilir. Toprağın içinde tohumlarında yeniden dirilmeleri bu canlılıktan dolayıdır.

Kaynak: Kur'an-ı Kerim'in gizli öğretisi / Ergün Candan

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

İnstagramda: Nrlblog

Facebookta: NRL

Yazının devamı...

Dünyanın enerji ağları

Dünya’nın kendine özgü bir enerjisi var. İnsan bedenini saran sinir sisteminde akan enerji gibi, dünya yüzeyi altında da negatif ve pozitif radyasyon akımları var. Bunlar, yerin jeolojik yapısının elektriksel girdabından doğuyor ve enerji ağları olarak dünyayı sarıyor. İşte bu Yeryüzünün Enerji Kanallarına "Ley hattı" deniyor.

Ley kelimesi ”toprağın temizleyici şeritleri” anlamında kullanılmış.

Çeşitli toprak enerjileri var. Bazıları insan sağlığı için iyi, bazıları zararlıdır. Dünya altından akan bu enerji negatif ve pozitif enerji akım hattı olarak ikiye ayrılıyor.

Negatif hatlar “Kara Akım”, Pozitif hatlar ise “Beyaz Akım Hatları” olarak adlandırılıyor.

“Kara akım” Çin geleneğinde Sha adıyla bilinir. Sha yaşamı yok edici ve sağlığı kötü şekilde etkileyici bir özelliğe sahiptir. Çin geleneğine göre bir yerde “yin” veya “yang”ın gereken orandan fazla olması dengesizliğe yol açar. Bu yüzden özellikle eski Çinliler binalarını kurarken bu enerji dengesini bozmamaya çok dikkat ederlerdi.

İnsan katliamının veya diğer üzücü insan trajedilerinin enerjisinin hala güçlü olduğu topraklarda bu enerjiyi biriktirebildiği için akış dengesini bozabiliyor o yerde bir "kara akım hattı" oluşuyor.

Toprağa yerleşen bu enerji negatif yayın yaparak orada bulunan insanları enerji olarak uyarabiliyor. Bu “Kara Akım Hattı” üzerinde oturmak duygu düşünceleri etkileyerek insanları agresif yada hasta yaparak ev ortamını etkileyebiliyor.

Veya güçlü jeopatik strese sahip binaların (hasta bina sendromu) içinde de bulunabilir. Yeraltı su akımları, belirli maden yatakları veya farklı fay hatları gibi çeşitli yeraltı oluşumları, bir insan konutuna zarar verebilecek belirli elektromanyetik alanlar yayar."Pathic" terimi burada hem bir hastalığı hem de hastalığın tedavisini gösterir. Ayrıca, belirli enerjilere karşı hissetme, algılama veya hassas olma yeteneğini de gösteriyor. (telepatik)

Eski Çinliler bunu keşfetmişlerdi. Bu sebeple bina öyle bir yere kurulmalıydı ki üzerinde kurulduğu topraktan akan enerji olumlu bir akışa ve yaşamsal berekete sahip olsun. Bu yüzden yeni bir bina yapmadan önce radyestezi uzmanları özel bir pusula ile artı-eksi akımları buluyor ve toprağa bakırla kaplı ince teller ve kazıklar monte ederek atmosferden elektrik çekmeyi ve toprağa akan yeni enerjinin, eskiyi değiştirebilmesini sağlıyordu.

Sha Chi, çok fazla dağınıklık, düzensizlik ve çok sayıda bastırılmış duygu bulunan evlerde de bulunur.

Feng Shui öğretisi Evrenin bu güçlerini dengelediğimizde hayatımızda başarı, sağlık, zenginlik, mutluluk ve huzuru elde edebileceğimizi anlatır. Etrafımızdaki nesnelerin, mobilyaların ve toprağın canlılara etkisini en iyi hale getirmek için çabalar.

Bedenimizde de benzer meridyenler vardır. Yine Çin tıbbında bu meridyenler, akupunktur iğneleri ile uyarılarak harekete geçirilerek, şifa verilebiliyor.

Akupunktur yönteminde söz edilen vücut enerji yollarının, ley çizgilerinin küçültülmüş halini andırması oldukça benzerdir. Vücudun bazı kilit noktalarına uyarıcılar yerleştirip beden enerjisini harekete geçiriyor ve bu sayede Migren, kanser ve alkolizme neden olabilen gizemli enerjiyi iyileştirebilmek için rahatsızlıkların giderilip sağlığın geliştirilmesi sağlanıyor.

Aynı şekilde bu benzetme yoluyla eski insanlar, bazı kadim öykülerde dünya enerjisindeki hastalanmaları onarmak için akupunkturdaki iğneler gibi dünyanın belirli noktalarına saplanıp enerji akışını yeniden düzenliyorlardı. Yaşadıkları toprağın enerji alanına pozitif bir etki yapabilmek için ley çizgilerinin belirli noktalarına megalitler (ayakta duran taşlar, dikili taşlar) yerleştirmişler.

Francis Hitching "Dünya büyüsü" adlı kitabını yazarken, radyestezist Bili Lewis ve Dr. Eduardo Balanovski ile birlikte yaptıkları bir deneyden söz ediyor.

Deneyi yaptıkları yer Güney Galler de Crickhovvell yöresindeydi. O bölgede Usk nehri yakınlarında 4 metre yüksekliğinde tarih öncesi bir taş vardı. Bili Lewis taşın yakınına geldiğinde bir enerji algıladığını belirtti enerji zaman zaman azalıyor ve artıyordu. Dr. Balanovski yanında bir manyetik alan ölçer vardı. Manyetik alanın ölçü birimi gausstur. Sözgelimi İngiltere'de manyetik alan ortalaması 0,47 gausstur. Ancak Dr Balanovski gaussmetreyi bu taşa yaklaştırıldığında sınırı aşıyor. Ve Dr. Balanovski diyor ki; “Ben kişisel olarak bu taşın tesadüfen seçildiğine ya da buraya yerleştirildiğini inanmıyorum taşı buraya yerleştiren insanlar elektromanyetik alan hakkında bir şey bilmese bile taşın yaydığı bu enerji ilişki mutlaka bilgi sahibi idiler.”

Yani bu taşın bir transformatör işlevi gördüğünü yerin altında düz bir hat üzerinde akan enerjiyi alıp yerin üzerinde çevreye spiral şekilde yayılmasını sağlıyor. Tarih öncesi insanlar enerjinin varlığını içgüdüsel olarak biliyorlar ve enerjiye üstüne çıkarmak için belli noktalara yuvarlak taşlar Dikili taşlar yerleştiriyorlardı.

Bu alanlar çok yüksek frekanslı çıkış alanlarıdır. (İstanbul’da da bir Dikilitaş var biliyorsunuz)

Hatta dünyanın pek çok büyük şehrinde buna benzer dikilitaşlar var. Bunlar hep enerjiyi toplamak için yapıldığı düşünülüyor. Dikilitaşlar daha çok akımın yüksek olduğu yerleri belirlemek için kullanılmış. Ve buralara belli düzende sıralanmış yapılar dikerek frekans üretmek ve atmosferin elektriğini toplamak amaçlanmış.

Enerjiyi en fazla toplayabilen tek biçim ise, Piramidal form.

Güneş, Ay ve gezegenler gibi kozmik cisimlerin de bu enerji alanı üzerinde etkileri vardır.

Mesela birçok eski kutsal merkezler, cami ve eski ibadethaneler bu pozitif hatlar üzerinde yapılmış ki iyi enerjiyi sürekli aktarabilsin diye.

Özellikle Keltler ve Druidler dünya enerjilerinin güçlü olduğu yerlerde tapınaklar inşa etmiş, kurban alanları ve toplanma yerleri yapmışlar.

Farklı dinler için önem arz eden Kudüs, Mescid-i Aksa, Mekke ve Ayasofya Dünyada Enerji akışının yoğun olduğu yerler.

Dünya'nın akupunktur noktalarını oluşturan ley hatlarının beyaz olanları, yani pozitif hatlar, Kabe'den gelmektedir.

O yöne dönülerek yani Kıble'ye doğru ibadet edenler “beyaz akımla” senkronize olarak kendisine akan pozitif enerji ile çakralarının açılması ve temizlenmesine olanak sağlıyor ve bu sayede kalp ve ruhlarının temizlenmesine neden oluyorlar. Önce Abdest alarak en önemli akupunktur bölgeleri uyarılıyor, sonra da namaz kılarak çakralar açılıyor.

Şöyle bir şey okumuştum.

Kirlian makinesi ile yapılan görüntülemelerde namaz kılan insanların Allah-u Ekber demesi anında sanki bir şalterin açılması gibi enerji alımının başladığı ve auranın giderek parlaklaştığı keşfedilmiş.

Yani siz yönünüzü kıbleye çevirdiğinizde o enerji akışının geçtiği hat üzerinde oluyorsunuz ve sizi enerji olarak temizliyor.

Dünyada bu fiziki ve psişik enerjinin yoğun olduğu başlıca bölgeler:

1- Orta Asya. Özellikle de Tibet. Gobi ve Doğu Türkistan üçgeni arasındaki kalan bölge.

2- Mısır.

3- Orta Amerika- (Meksika)

4- Arjantin’in Kuzey bölgesi.

5- Anadolu.

Türkiye'deki ley hatları

1-Bergama, Didim, İstanköy hattı

2-Bergama, Pamukkale, Alaşehir, Antalya hattı

3-Ankara, Kos hattı

4-Ankara, Efes hattı

5-Nemrut, Ankara, İstanbul, Edirne hattı

6-Nemrut, Gülşehir yeraltı kenti, Truva hattı

7-Nemrut, Konya, Milet hattı.

Anadolu: Batı Truva’dan başlar, İç Anadolu’ya Ankara’ya kadar gelir; oradan Nemrut Dağı’na ilerler. Ve Ankara’dan da direkt olarak Giza’ya yani piramitlere uzanan ayrı bir ley hattı vardır. Bu hat Giza, Truva, Ankara ve Nemrut’u birbirine bağlamaktadır.

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

İnstagramda: Nrlblog

Facebookta: NRL

Yazının devamı...

Yeniay enerjisini kullanmak

13 Ocak 2021, Oğlak burcunda sabah 8:00'de bir yeniay gerçekleşiyor. Plüton ile kavuşumu da söz konusu.

Oğlak burcunun derslerinden biri Oğlak enerjisi ile hayatımızda ciddi bir düzen yaratmak ister.

Oğlak gezegeni Satürn bu konuda son derece ısrarcıdır! Düzenlememiz gereken konulara el atar.

Plüton psikolojik bakımdan bilinçaltını gösterir. Korku, endişe, takıntılar ve patlamalar ile alakalıdır.

Plutonun enerjisi kontrolsüz patlamalar getirir. Bildiğimiz mananın dışında bu sinir patlamaları, duygusal dolup dolup patlamalarda olabilir.

Bu enerjiyle baş etmenin tek yolu baş eğmek ve olduğu gibi kabul etmek. Enerjiyi düzenleme ve çalışma yönünde kullanmak. Yoksa sizi çok zorlar söyleyeyim.

Yani güçlü bir yeni ay bizi bekliyor.

Muhyiddin Arabi bunu yani gezegenlerin enerjisini şöyle anlatır.

“Allah bu alemi yaratırken bir ülke gibi düzenlemiş 12 tane vali görevlendirmiştir. Kendisine kullarından seçkinler belirlemiştir ki onlar meleklerdir.

Emrine onlara vererek bu alemi yönetmekte. Bunların yeri 12 burçta. Feleği 12 kısma bölmüş. Bizim burçlar olarak gördüğümüz batini manada melektir birer.

Oradan gelen bir takım etki ve tesirlerle bu alemde olaylar cereyan etmektedir. Allah bu valileri o burçlara yerleştirmiş. Her vali kendi burcunda bir tahta oturur. Allah onlarla levha arasındaki perdeyi kaldırmıştır. Yani o levhadaki bilgiler onlara gidiyor.

Ay 28 gün seyrinde her gece bir menzilde konaklar. Sonrasında tekrar Yeni bir dönüşe başlar. Ayın ve güneşin menziller de hareket etmesi ile senelerin sayısını hesabını öğrenmeniz için Allah her şeyi bizim için ayrıntılandırmıştır.

Allah bu valilere kendileri için vekiller edinmelerini sağlamıştır bu vekiller nakledici birer teşrifatçıya benzer.

7 gezegenden üzerimize etki eden ışınımlar vardır.

Göklerdeki ve yerlerdeki her şey bize amade kılınmıştır. hükümdarın hali böyle olmalıdır o yarattıklarının halini göz etmektedir. O gökte ve yerdeki her şeyin Söz ve hal dili ile kendinden istediğidir. Alemi korumak ona zor gelmez o yüce ve büyüktür mülkü ile ilgilenir.

Allah felekleri her gün üzerinizde bir dönüş yapacak şekilde yarattı. Bunun gayesi yarattıklarının ihtiyaçlarının isteklerine bakmalarını sağlamaktı. Böylelikle eksiği gediği onarırlar. Bu valiler emreden değil irade eden olması yönünden Allah'ın hükümlerini uygular. Onlar sadece aracıdır.” der.

Oğlak çalışmayı ve çalışkanlığı sever ya, Parayı artırmak ile ilgili enerjiyi kullanmak doğru olabilir.

Daha önce de paylaşmıştım. Parayı çoğaltmak için en iyi süre, yeni aydan dolunaya kadar olan zamandır. Maddi durumunuzu güçlendirmek için aydan destekleyici enerji alır. Eski kadim kaynaklarda Ay büyüdükçe paranın da büyüdüğüne inanılır.

Mesela Yeni ayın başlamasıyla birlikte birkaç kâğıt parayı elinize alın. (miktarı önemli değil)

Gece olduğunda, dışarı çıkın ve aya bakarak şu kelimeleri söyleyin: "Ay büyüdükçe büyür, param da büyür ve çoğalarak bana gelir."

Daha sonra parayı harcayabilirsiniz, saklamanız gerekmiyor. Siz o parayı çoğalarak size gelmesi için kodladınız.

Bundan sonrasında inanmak çok önemli ve böyle olduğunu zihninizde hayal edin.

Gazali bir çalışmasında "Bir şeyi istediğin zaman, onu zihninde tasavvur et, o gerçekleşecektir..." der.

Oğlak burcundan etkilenen ve hassas olan organlar

Dizler, eklemler, omurga, omurga kasları, diz kapağı, kemikler, tendonlar ve bağlar, deri, saç, dalak

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden :)

İnstagram'da Nrlblog

Facebook'ta NRL

Yazının devamı...

Yay burcunda yeniay ve tutulma

14 Aralık Yay burcunda bir yeni ay aynı zamanda bir Güneş tutulması var. 30 Aralık'ta ise Yengeç dolunayı

Bu tutulmanın enerjisi dolunay enerjisi birlikte çalışıyor.

Tutulmanın gerçekleştiği burcun yönetici gezegeni ve aldığı açılar, olumlu veya olumsuz gelişmelerin ne yönde olacağının en büyük göstergesidir. Güneş tutulmaları, ay tutulmalarından farklı bir şekilde başlangıçları vurgular. Ay tutulması ise bir şeyleri sonlandırır. Dolayısıyla ben bu güneş tutulması ile yavaş yavaş rahatlayacağımızı artık üzerimizdeki baskının biteceğini düşünüyorum.

Bir şey bitiyor olabilir ama bu bitişten çok bir başlangıç üzerine yoğunlaşmıştır.

Değişim 6 ay boyunca aşama aşama gerçekleşebilir.

Daha öncede yazmıştım. Muhyiddin Arabiye göre Dünyanın burcu Yengeç burcudur!

O bakımdan bu “Yengeç Dolunayı” Dünyamız için özel bir önem arz eder.

Dünyanın daha güzel bir yer olabilmesi için tüm olumlu değişiklikler bilinçle başlar. Ve bu dolunayda baş rollerden biri Uranüs değişimleri başlatacak bir enerji getirir. Ancak bu birazda bizim bilincimizle enerjinin akışını hangi yönde yönlendirdiğimize bağlı.

Toplumun daha iyi bir seviyeye ulaşabilmesi için bu değişime pozitif katkıda bulunabilirsiniz.

Olumsuzluklara odaklanmak sadece var olan olumsuzluğu çoğaltır. Oysa tam tersi olumlu şeyler düşünür ve yine güzel şeylere odaklanırsak dünyamızda olumlu olacaktır.

Astrolog adı altında sürekli olumsuz kehanetlerle toplumsal bilinci aşağıya çeken kişilere lütfen prim vermeyin ki bu karanlığa hizmet eden enerjiler güçlenmesin…

Arkasına sığındıkları tek mazeretleri “gördüğümüzü söylemeyelim mi?”

Hayır, siz öyle olmasını istiyorsunuz. Ve bundan yani insanları korkutmaktan zevk alıyorsunuz.

Dünyanın tarihine baktığınızda geçmişten bugüne dünyanın herhangi bir yerinde deprem, sel vs. tarzı doğa olaylarının olmadığı bir zaman dilimi var mı? Bu insanlar ortaya atıyor lafı sonra gündemde kendisini doğrulayacak haber arıyorlar. Dediğim gibi bu insanlarda bunan besleniyor her türlü… Hem ruhsal bozukluklarını tatmin hem de ticari rant. Çünkü tutturduklarında bir günde viral olabiliyorlar bu sayede..

Neyse konuya tekrar dönersek bu değişime olumlu yönde katkıda bulunmak isterseniz.

Daha önce paylaştığım bir meditasyonu tekrardan paylaşmak istedim. Yazının sonunda bulabilirisiniz.

Bu meditasyonun amacı dünyanın frekansını yükseltmek şifalandırmak içindir.

Düşüncelerimizi belirli bir süre “istenilen” tarafa yönlendirirsek, inançlarımızı bile değiştirir, İnançlarımız değiştiği anda, yaşam tarzımız da değişecektir.

Titreşim frekansını değiştirmek radyoda bir kanalın değiştirilmesi gibi bir şeydir.

Titreşim, olumlamalar, dua- zikirler vb. gibi ruhsal çalışmalar ile yükselir.

Rezonans Kanunu kitabında Pierre Franckh bunu şöyle anlatır.

Bu çalışma için öncelikle çalışma detaylarını dikkatlice okuduktan sonra kendinize sessiz ve mümkünse elektronik aletlerden uzak bir ortam seçin

Gözlerimizi kapatalım ve dörde kadar sayarak burnumuzdan derin bir nefes alalım.

Aldığımız nefesi yine dörde kadar tutarak ve yine dörde kadar sayarak bu nefesi burnumuzdan bırakalım.

Bunu dört defa tekrarlayacağız ve sonrasında

Şimdi bulunduğumuz yerden yükseldiğimizi gökyüzüne doğru uçtuğumuzu ve atmosferi geçip orada yumuşak beyaz bir bulutun üzerine oturup ve oradan dünyaya baktığınızı hayal edin.

Dünyayı mavi ve yeşil renklerle görün. Sonra kalbinizden çıkan pembe bir ışığı yani sevgi enerjinizi dünyaya gönderin. Bu ışıkla tüm dünyayı çevreleyin tüm canlıların şifalandığını hayal edin. Herkesin çok mutlu huzurlu, sağlıklı ve gülen yüzleriyle el ele tutuştuklarını hayal edin. Ve şu cümleleri (buna benzer olumlu cümlelerde olur) tekrar edin.

 

BEN HUZURLU, GÜVENLİ VE SAĞLIKLI BİR TOPLUMDA NEŞE İÇERİSİNDE YAŞIYORUM

BÜTÜN HERKES GÜVEN, SAĞLIK, HUZUR VE NEŞE İÇERİSİNDE.

 

Verdiği tüm güzellikler için yaratıcıya teşekkür edin.

Derin bir nefes alın verin.

Hazır olduğunu an gözlerinizi açabilirsiniz...

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

İnstagram: Nrlblog

Facebook: NRL

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.