Kilo verildikten sonra vücudun farklı yerlerinde oluşan sarkmalar çoğu zaman önemli şikayetler oluşturur. Kaslar ve deri kilo alımı sırasında artan vücut yüzeyine bağlı olarak esner ve genişler. Alınan kilolar geri verildiğinde ise esnekliğini kaybetmiş deri, sıkılaşma özelliğini tamamen kullanamayarak eski haline geri dönemez. Kaslar ise eski formlarına dönmekte zorlanır. Kilo değişimi yaşayan bireylerde vücut sarkmalarının görülebileceği bölgelerden birisi de sırt bölgesi olur.

Egzersiz ve Diyet ile Sırt Germe

Diyet ve egzersizler, sırt bölgesinde oluşan sarkmaların giderilmesi için önemli bir araç olabilir. Sırt bölgesindeki kasların geliştirilmesi sarkmaları yok etmek için büyük bir adım olur. Ancak deri sarkmaları, vücut yapısına bağlı olarak verilen tüm çabalara cevap vermeyebilir. Esnekliğini kaybetmiş ve fazlalık durumda görünen deriyi yok etmek için estetik cerrahi gerekli olabilir.

Sırt Germe Ameliyatı Nedir? Nasıl Yapılır?

Sırt bölgesindeki sarkmaları yok etmek amacıyla yapılan işleme sırt germe ameliyatı denir. Sarkmaya yol açan derinin belirlenen tekniklerle gerilmesi yoluyla yapılır. Sırt germe ameliyatı için hastanın yeterli miktarda kilo vermesi ve ameliyat bölgesindeki yağ oranı çok önemlidir. Ameliyat bölgesindeki yağ oranı fazlaysa sırt germe ameliyatından önce liposuction uygulanması gerekebilir. Liposuction uygulandıktan ancak 6 ay sonra sırt germe ameliyatının yapılması mümkün olur.

Sırt bölgesinde oluşan sarkmaların yer aldığı bölge ve kullanılan tekniklere bağlı olarak gelişen iki farklı yaklaşım vardır. Üst sırt germe işleminde sütyen bölgesinden bir kesi ile fazlalık deri çıkartılır ve yukarı doğru deri fazlalığı alınır. Genel anestezi ile yapılan bu işlem yaklaşık 2 saatte tamamlanır.

Alt sırt germe işleminde ise popo bölgesinin üst kısmına denk gelecek şekilde o bölgedeki dokunun üst tabakası alınır ve deri altındaki yağ tabakası bırakılır. Bırakılan bu doku popoyu dolgunlaştırabilmek adına aşağı doğru yerleştirilir ve alttaki popo derisi yukarıya çekilir. Popo bölgesinin dolgunlaştırılması, kaldırılması ve alt sırt bölgesinin gerilmesi hedeflenir. Genel anestezi ile yapılan bu işlem ise yaklaşık 2 ila 2,5 saatte tamamlanır.

Sırt Germe Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci

Üst sırt germe ve alt sırt germe işlemlerinin iyileşme süreci birbirinden farklı olacaktır. Üst sırt germe ameliyatının ardından hastanede mutlaka 1 gece yatış gerekir ve 1 hafta kadar istirahat etmek gerekir.

Alt sırt germe ameliyatında gündelik aktiviteler popo bölgesini ilgilendirdiği için poponun gerginliği sebebiyle daha çok dikkat etmek gerekir. Ameliyat sonrası hastanede geçirilen 1 gecenin ardından istirahat süresi 10 güne kadar uzatılabilir ve 1 ay korse giyilmesi gerekir. Her iki ameliyatın ardından 1 ay boyunca spor aktivitelerinden uzak durulması önerilir.

Üst sırt germe işleminde yaptığımız kesi sütyen bölgesinin içinde kalacak şekilde olur. Alt sırt germe işleminde ise oluşan izlerin düzgün iyileşmesi için düzenli olarak iz tedavilerinin yapılması gerekir. Alt ve üst sırt germe işlemlerinde sonuçların belirgin olarak görülmesi 1 ay sonra mümkün olacaktır.

Sırt germe ameliyatının sonuçlarının kalıcılığının sağlanması ve sıkı bir görünüm elde eden sırt bölgesi özelliklerinin korunmasında düzenli olarak yapılan egzersizlerin ve diyetlerin çok büyük önemi olacaktır.

Sırt germe ameliyatı hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenmek ve durumunuza bağlı olarak gelişen süreçler hakkında bilgi almak için bir estetik cerrah ile görüşebilirsiniz.

Op. Dr. Defne Erkara

Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı

www.defneerkara.com

?www.facebook.com/Dr.DefneErkara

??www.instagram.com/opdrdefneerkara/

Bazı insanlarda doğuştan gelen vücut yapısına bağlı olarak kalça etrafında çöküntü ve bununla gelişen keman şeklini andıran bir vücut şekli görülür. Böylece kalça estetiğine zarar veren bir durum oluşur. Hip Dips adı verilen bu durum her ne kadar doğuştan gelse de çoğu zaman estetik açıdan şikayetlere sebep olur. Özellikle bikini, mayo ve hatta günlük kıyafetler giyilirken bile çok rahatsız edici olabilir.

Hip Dips Neden Olur?

Kalça eklemindeki iliak adlı büyük kemiğin hemen altındaki bölgede derinin kemiğe daha fazla yapışmasıyla çukurluk oluşur. Bu çukurluk Hip Dips adını verdiğimiz durumdur. Hastalık değil, yapısal bir sorundur. Kalça ekleminin doğuştan gelen yapısına bağlı olarak gelişir.

Hip Dips Nasıl Tedavi Edilir?

Kalça bölgesindeki çukurluğun giderilmesinde birçok yöntem kullanılır. Bunlardan ilk akla gelen ilgili bölgedeki kasların egzersizlerle büyütülerek doldurulması ve çevredeki yağların azaltılması yoluyla oluşan çukurluğun kamufle edilmeye çalışılmasıdır. Elde edilen sonuçlar her ne kadar yararlı olsa da kalıcı değildir. Bu noktada devreye giren estetik cerrahi ile de kalıcı sonuçlar elde edilebilir. Oluşan çukurluk, vücut şekillendirme işlemleri için sıkça kullanılan yağ enjeksiyonu yöntemi ile çözülür.

Hip Dips Ameliyatı ve Kullanılan Teknikler

Yağ enjeksiyonunu vücutta depo edilen yağ hücrelerini kullanarak yapıyoruz. Kalça bölgesindeki çukurluğu yağ enjeksiyonu ile doldururken de genellikle bölgenin altındaki ve üstündeki yağları kullanıyoruz. Bu bölgelerde yeterli miktarda yağ bulunmazsa bel, basen ve karın gibi bölgelerdeki yağları da tercih edebiliyoruz. Sonuç olarak daha yuvarlak, çukur görünümden arınmış ve düzgün bir geçişe sahip olan kalça bölgesi elde ediyoruz. Hip Dips’in tedavisi için yaptığımız yaklaşık 2 saat süren yağ enjeksiyonu işlemini genellikle genel anestezi ile gerçekleştiriyoruz.

İyileşme Süreci Nasıl Olur?

Hastalarımız sabah geçirdikleri işlemin ardından aynı günün akşamı evlerine dönebilir. Bazı durumlarda 1 gece hastanede kalınması gerekebilir. İlk süreçte 4 ila 5 gün istirahat edilmesi şarttır. İlk 1 ay boyunca ameliyat bölgesini kavrayacak, enjekte edilen yağ hücrelerinin düzgün bir şekilde yerleşmesini sağlayacak bir korse giyilmesi ve spordan uzak durulması gerekir. İleri derece Hip Dips vakalarında oluşan aşırı derin çukurlardan dolayı bir miktar daha yağ enjeksiyonu yapılması gerekebilir.

Hip Dips estetik açıdan çok fazla şikayetlere sebep olabilmektedir. Bu şikayetlerin çözümü estetik cerrahi ile mümkün olabilir. Siz de Hip Dips kaynaklı sorunlar yaşıyor ve çözüm arıyorsanız bir estetik cerrah ile görüşebilirsiniz.

Op. Dr. Defne Erkara

Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı

www.defneerkara.com

www.facebook.com/Dr.DefneErkara

www.instagram.com/opdrdefneerkara/

Ergenlik çağından itibaren büyüyen, gelişen ve şekil alan memeler; özellikle kadınlarda çok fazla anlam ifade eder. Bilindiği gibi toplum tarafından memenin kadınlığın bir göstergesi olduğu ve kadın vücudunun vazgeçilmez unsurlarından biri olduğu düşünülür. Her ne kadar güzellik standartları sürekli değişen ve kişiden kişiye değişmekte olan bir şey olsa da meme, çoğu kadın tarafından kritik önem taşır.

Kendini beğenmek, diğerleri tarafından beğenilmek isteyen her kadın toplum tarafından beğenilen vücut hatlarına uymaya çalışır. Bunun sonucunda her gün aynaya bakarken kendi vücudunu yorumlarken bulur. Kendi vücudu üzerine yorumlar yaparken vücudu hakkında düşünceler edinir ve bu doğrultuda kararlar verir.

Kimi memesinin küçüklüğünden şikâyet ederken kimi de büyüklüğünden şikâyet eder. Kadınlar, içinde bulundukları sürecin sonunda çoğunlukla psikolojik ruhsal bunalımlara kapılır. Buna ek olarak sorunlu olduğunu düşündükleri bölge kaynaklı fiziksel rahatsızlık içerisinde de bulunurlarsa artık sorunun çözülmesi için yollar aramaya başlarlar.

Estetik cerrahi günümüzün en hızlı gelişen alanlarından birisidir ve geçtiğimiz her gün daha güvenli, kesin çözüm odaklı yöntemler geliştirilir. Ancak çoğu kadın her ne olursa olsun ameliyat masasına yatmak istemez. Sorunu çözmeye yardımcı olabilecek ya da çözümü hızlandıracak yöntemler aramaya başlarlar. Bu konuyu, yaygın olarak bilinen meme küçültmeye yardımcı olabilecek egzersizler ve bitkisel yöntemler üzerinden ele almak istiyorum.

Vücut sağlığı için önerdiğim düzenli egzersizlerin yanında aşağıdaki gibi egzersizler özellikle meme küçültme amacıyla da yapılabiliyor. Düzenli olarak yapılan bu egzersizlerle yaşlanma, yer çekimi, doğum, emzirme, sık kilo alıp verme ve yanlış sütyen kullanımı gibi nedenlerle sarkan ve şekli bozulan memelerin eski hallerini almaları hedefleniyor.

Bu egzersizler:

-Şınav

-Merdiven çıkma

-Hafif ağırlıklar kaldırma

-Hafif tempolu koşu

-Yüzme

-Pilates

Bu egzersizlerin omuz, sırt, göğüs kaslarının gelişimine olan katkılarıyla meme bölgesinde bir değişim hedefleniyor. Düzenli olarak yapıldığı takdirde, yapılan egzersizlerin meme şeklinde henüz bozulma gerçekleşmeden sarkma oranın azalmasında ve sarkma sürecinin yavaşlamasında etkisi olabiliyor. Ancak yapısı itibarıyla kas içermeyen, tamamen yağ ve süt bezlerinden oluşan hali hazırda sarkmış bir meme dokusu bu egzersizlerden bir sonuç alamıyor.

Yapılabilecek egzersizleri destekleyen diğer diyet ve bitkisel kaynaklı yöntemler de kadın hastalarımız tarafından sıkça tercih ediliyor. Meme bölgesi belirli ve düzenli hareketlerle ovularak gözle görülür sonuçlar elde edilmeye çalışılıyor. Çeşitli bitkisel karışımlar, dermatolojik testleri yapılmış kremler cilt yüzeyinde istenilen düzeyde düzelmeye yardımcı olabiliyor ancak yine de halihazırda sarkık durumda olan memeleri küçültmede tam sonuç veremiyor.

Meme küçültme işlemi bu noktada kesin çözüm sunuyor. Akıllara gelen her türlü yöntem, meme küçültme ameliyatı kadar etkili olamıyor ve kesin olarak istenilen sonucu vermiyor. Ben hastalarıma meme dokusundaki sarkıklık ve simetrik bozulma daha fazla ilerlemeden meme küçültme işlemini düşünmelerini öneriyorum.

Meme küçültme ameliyatı ile şikayetleriniz doğrultusunda vücudunuza ve sağlığınıza en uygun olacak şekilde küçülmüş memelere sahip olmanız mümkün. Gelişen tıp sayesinde artık daha kolay yaptığımız meme küçültme ameliyatı sayesinde her zaman dilediğiniz boyutta ve formda memelere sahip olabilirsiniz. Bir şeyleri ertelemenin artık gereği yok. Artık yeter ben değişim istiyorum diyorsanız gelin görüşelim derim.

Op. Dr. Defne Erkara

Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı

www.defneerkara.com

www.facebook.com/Dr.DefneErkara

www.instagram.com/opdrdefneerkara/

Her kadın sağlıklı ve dik memelere sahip olmak ister. Genelde doğum, bebek emzirme, hızlı kilo alımları sonucu oluşan meme sarkması kadınların korkulu rüyasıdır. Bebeklerin emzirilmeye başlanmasıyla hacim olarak büyüyen memeler, bebeklerin sütten kesilmesiyle birlikte küçülmekte ve doğal olarak sarkmaya başlamaktadır. Yine hızlı kilo alıp veren kadınlarda fazla kilolar verildikten sonra meme dokusu da küçülüp sarkmaktadır.

Memenin sarktığı nasıl anlaşılır?

Sarkmanın olup olmadığının veya sarkmanın derecesini anlamanın tek yolu ayakta duran kişide meme başının nereyi gösterdiğidir. Aşağı yönü gösteren meme uçları sarkmış bir memeyi işaret etmektedir. Meme sarkmaları hafif, orta ve ileri olmak üzere 3'e ayrılmaktadır.

Eğer sarkıklık meme altı çizgisinin 1 cm ve daha az altındaysa hafif sarkma, 1-3 cm aralığında ise orta sarkma, 3 cm den daha fazla ise ileri derece sarkma olarak adlandırılmaktadır.

Meme sarkması engellenebilir mi?

Hayatta bazı şeyler engellenemiyor. Hamilelik, ileri yaş gibi faktörlerin doğal sonuçlarından kaçılamıyor maalesef. Her ne kadar düzenli beslenip kilo alınmasa da, devamlı spor yapılsa da meme sarkmasını geciktirmekten öteye geçemeyiz. Ancak ergenlik çağından itibaren uygun sütyen kullanımının yerçekimi etkisine bağlı sarkmayı azalttığı düşünülüyor.

Meme dikleştirme ameliyatı nedir?

Sarkan memelerin estetik ameliyatla (meme toplama ameliyatı ) dikleştirilmesidir. Meme dikleştirme ameliyatlarında ilk önce hangi teknik kullanılacağına karar verilir.

Son zamanlarda teknolojinin gelişmesi ve TIP biliminin ilerlemesiyle yeni teknikler geliştirilmiş olsa da çoğu hastanede klasik teknikler kullanılmaktadır. Hangi tekniğin seçileceğine karar verilirken sarkmanın derecesi, yaş, areola büyüklüğü ve göğüs hacmi belirleyici kriterlerdir.

Hastalar genel anestezi altında operasyona alınırlar. Anestezi sonrası meme etrafına kesi atılır. Bu kesiler klasik olarak meme başı çevresine, meme altına doğru ve yanlara doğru olmak üzere üç tiptir. Kesiden sonra meme dokusu daha yukarıya kaldırılır ve meme başları gerekiyorsa kaydırılır. Fazla görünen yağ dokusu varsa çıkarılır. Göğüs dokuları yeniden şekillendirildikten sonra sıklaştırılarak kapatılır.

Meme dikleştirme operasyonu sonrası iz kalır mı?

Ameliyat sonrası iz kalıp kalmayacağı herkesin merak ettiği konulardan bir tanesidir. İz kalmadan meme dikleştirmek mümkün değil. Bu konu için başta bahsettiğimiz klasik kesi çeşitlerinden hangisinin kullanıldığı önem arz etmektedir.

Genelde meme altına doğru yapılan kesiler, memenin doğal görünümü ve duruşuyla gizlenmektedir. İzler zamanla belirgin bir şekilde iyileşirler. Bu kesilerin izleri ameliyat sonrası özel tekniklerle minimalize edilmeye çalışılır. Önce pembe olan izler zamanla beyazlayarak az belli olur hale gelirler. Zaten sütyenin içinde kalacağı için görülmezler.

Burada karar verilmesi gereken meme formu mu iz mi sorusuna cevap vermek. Ameliyat sonrası göğüslerinizin son halini ödemlerin çekilmesini takiben görebilirsiniz. Zaman geçtikçe meme dokusu oturacak ve daha güzel bir görünüm alacaktır.

Meme dikleştirme ameliyatı riskli midir?

Bu hastalarda tüm operasyonlar sonrası görülebilen kanama yani hematom riski vardır. Düzenli olarak bakım yapılmazsa enfeksiyon riski artacaktır. Hastalarda operasyon sonrası göğüs ucu hissinde azalma görülebilir. Zamanla düzelir. Meme cildinde renk değişimleri ve cilt bozuklukları da görülebilir.

Anestezik maddelere karşı daha önceden bilinmeyen bir alerji durumu olumsuz sonuçlar doğurabilir. Tabi bunlar çok nadirdir. Son olarak istenmeyen ağrılar olabilir. Eğer sağlıklı bir diyet uygulayıp, spor yaparak sağlıklı bir hayat sürerseniz bu ameliyatın sonuçları da çok daha uzun süreli olacaktır. Unutmayın bu ameliyatla kendinize güveniniz yerine gelecek ve gülüşünüze dahi yansıyacaktır.

Sonuç olarak: siz de memenizdeki sarkma ve form düşüklüğünden şikayetçiyseniz deneyimli bir plastik cerraha başvurarak konu hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.

Kombine estetik, birden fazla bölgenin estetik operasyonla aynı seansta düzeltilmesi işlemidir. Uygun vakalarda bu işlem kişiye yepyeni bir görünüm kazandırır. Ancak herkes için uygun olmayabilir. Bu yazımızda kombine estetiğin avantaj ve dezavantajlarından bahsedeceğiz.

Birden fazla estetik ameliyatı bir arada yaptırmanın avantajları nelerdir?

-Birkaç dertten bir arada kurtulma

-Bir kez anestezi alma

-Yapılan cerrahi işlemlerin birbirleri üzerine olumlu etkileri olması

-İyileşme sürecinin aynı anda işlemesi

-Ameliyat sonrası kişinin birden fazla yeri rahatsız etmez. Birine dikkat ederken öbürü iyileşiverir.

-Fiyat anlamında da bu durum kişi için daha avantajlıdır. Tek tek ameliyat, toplamda daha fazla maliyet getirir.

Birden fazla estetik kimlere yapılabilir?

-Yaşı genç olanlar

-Kan değerleri uygun olanlar

-Kronik hastalığı olmayanlar

-Kilosu çok aşırı olmayanlar

Yüz bölgesi en çok yapılan kombinasyonlar?

-Burun estetiği ve yağ enjeksiyonu

-Burun estetiği ve çene estetiği

-Burun ve kulak estetiği

-Burun ve çene estetiği

-Yüz germe, boyun germe ve göz kapağı estetiği

Vücut estetiği en çok yapılan kombinasyonlar?

-Meme estetiği ve karın germe

-Meme estetiği ve liposuction

-Karın germe ve liposuction

-Kol germe ve meme estetiği

-Karın germe ve bacak içi germe

-Liposuction ve popo ya da kalçaya yağ enjeksiyonu

Diğer kombinasyonlar

Tüm bunların yanında yüz işlemleri ile vücut işlemleri de kombine edilebilir. Bu kombinasyonlar da ameliyat bölgeleri birbirine uzak olduğundan kişinin ameliyat sonrası kendine bakımı da daha kolay olur. Kendini rahat hisseden hasta çok daha çabuk iyileşir.

Kombine estetiğin dezavantajları

İleri yaşlardaki kişilerde kronik hastalıkların başlamış olması ve doku iyileşmesinin daha geç olması kombine estetiği zorlaştırabilir. Ameliyat öncesi tetkik ve muayenelerin çok dikkatli yapılması gerekir.

Çalışan kişilerde tek ameliyata göre iyileşme süresi daha uzun olduğu için, daha uzun dinlenme ve izin gereksinimi vardır.

Ameliyatlar birleştiği için toplamda fiyat avantajı olmasına rağmen, bir seferde yüksek maliyet çıkması ödeme zorluğu yaratabilir.

Sonuç olarak; birden fazla bölgede estetik sorunu olan kişiler vücut yapısı ve sağlığı buna elverişli ise tek seansta bütün bu sorunlarından kombine estetik sayesinde kurtulabilir.

Op. Dr. Defne Erkara

Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı

www.defneerkara.com

www.facebook.com/Dr.DefneErkara

www.instagram.com/opdrdefneerkara/

Gıdı, tüm insanlarda bir dereceye kadar çene altında gelişen sarkık cilt olarak tanımlanır. Yüzün çene çizgisi ve çene bölgeleri genellikle yaşı göstermeye başlayan ilk bölgelerdir. Pek çok insanda yüzdeki cilt ve yağ yastıkları, yaşlandıkça sarkmaya başlar ve yıpranmış bir görünüme sebep olur.

Zamanla gıdı bölgesi de bozulur ve genel olarak dengesiz bir yüz görünümüne sebep olur. Cildin yaşla birlikte elastin ve kolajen kaybı nedeniyle daha az elastik hale gelmesiyle ise gıdı gelişir.

Gıdı gelişimi, belirli yaşam tarzı seçimleri ve yüz ifade alışkanlıkları, genetik yatkınlık, güneş ışığına maruz kalma ve kronik stres gibi çeşitli diğer faktörlerden de etkilenir.

Çenedeki gevşek deriyi düzeltmek için çeşitli cerrahi ve cerrahi olmayan prosedürler, teknikler ve ürünler mevcuttur. Bu seçenekleri yüz gençleştirme konusunda uzmanlaşmış bir plastik cerrah ile tartışmak en iyisidir.

Gıdı olasılığını artırabilecek diğer faktörler şunlardır:

-Kronik dehidrasyon

-Kronik alkol kullanımı

-Sigara - tütün ürünleri

-Kronik fiziksel egzersiz eksikliği

-Antioksidan ve sağlıklı yağlardan yoksun diyetler

-Yüz kaslarını aşırı kullanan yaşam tarzı alışkanlıkları

-Cilt sağlığına zarar veren kötü kişisel hijyen

-Cildin aşırı bakımı, kronik hastalık, fiziksel travma ve aile öyküsü de, gıdı sarkması olasılığını veya şiddetini artırabilir.

Gıdı Estetiği: Dolgulardan Yüz Cerrahisine

Gıdı çoğu durumda zararsızdır ve tıbbi olarak düzeltilmesi gerekmez. Bununla birlikte, bazı insanlarda kozmetik sorunlara, kaygıya, düşük özgüvene ve diğer sorunlara neden olabilirler.

Bazı yaygın tedavi seçenekleri şunlardır:

-Yüz Germe

-Enjekte Edilebilir Dermal Dolgular

-Lazer Cilt Sıkılaştırma

-Thermage

-Ultherapy

Yüz germe

Yüz gerdirme veya boyun germe ameliyatı alt yüz, çene ve çene hattı altındaki gevşek, sarkık deriyi düzeltmek için kullanılabilir. Bir plastik cerrahın benzersiz ihtiyaçları belirlemek için her hastayı değerlendirmesi ve ardından buna göre bir tedavi prosedürü önermesi gerekecektir.

Enjekte Edilebilir Dermal Dolgular

Dermal dolgular, nazolabial kıvrımların (gülümseme çizgileri), kukla çizgilerinin ve gıdıların görünümünü bir dereceye kadar düzeltmek için kullanılır. Bununla birlikte, dermal dolgu enjeksiyonları kalıcı sonuçlar vermez ve bu kozmetik zorlukların ağır vakalarında etkili olmazlar.

En yaygın dermal dolgu maddelerinin bazıları hyaluronik asit, poli-l-laktik asit, polimetil metakrilat, kalsiyum hidroksilapatit ve silikon gibi maddelerle yapılır. Gıdıların daha belirgin görünmesini sağlayan yağ kaybının olduğu bölgelere küçük miktarlar enjekte edilir.

Bu dolgular aynı zamanda alt çenelerde, alt yanaklarda ve derin kırışıklıkların olduğu yerlerde genel yüz uyumunu artırmak ve daha genç bir görünüm oluşturmak için cildi dolgunlaştırabilir. Sonuçlar genel olarak 12-18 ay arasında kalıcıdır, ancak çeşitli hastaya özgü faktörler gerçek süreyi belirler.

Ameliyatsız Yüz Sıkılaştırma

Gevşek çeneleri tedavi etmek için minimal invaziv prosedürler giderek daha fazla talep edilmektedir. Günümüzde mevcut olan bazı güvenli ve popüler gıdı tedavisi seçenekleri şunlardır:

-Lazer cilt sıkılaştırma

-Thermage

-Ultherapy

Lazer Cilt Sıkılaştırma

Lazer cilt sıkılaştırma, cilt gevşekliğini, kırışıklıkları ve ince çizgileri tedavi etmek için FDA tarafından onaylanmış minimal invaziv bir yöntemdir. Yüz germe gibi cerrahi işlemler kadar yoğun veya etkili değildir, ancak birçok hastada çok kayda değer sonuçlar vermektedir.

İşlem sırasında yüksek yoğunluklu ışık ışınlarını gıdı bölgelerine yönlendirmek için lazer kullanılır. Işık, cildin altında, kolajen üretimini uyaran ve ardından cildi sıkılaştıran ısı enerjisi haline gelir.

Thermage

Thermage FLX ™, cildin daha derin katmanlarına nüfuz etmek ve kolajen üretimini teşvik etmek için hassas radyo frekansları kullanan patentli bir teknolojidir. Kızılötesi lazer tedavisi gibi, bu teknik de kolajeni arttırmak ve cildi sıkılaştırmak için ısı enerjisini kullanır.

Ultherapy

Ultherapy boyun, kaş ve çene altındaki gevşek cildi kaldırmak için FDA onaylı bir prosedürdür. Alından göğse kadar sorunlu alanları hedeflemek için ultrasonik frekanslar kullanır.

Sonuç olarak; gıdı bölgesinden rahatsız olan kişiler doktor kontrolünden sonra kendisine uygun bir tedavi yöntemi seçebilir. Kalıcı sonuç isteyenler yüz germe ameliyatı yaptırırken, ameliyat istemeyenler için de diğer seçenekler değerlendirilebilir. Bu diğer seçeneklerin kalıcı olmadığı, zaman zaman tekrarlanması gerektiği unutulmamalıdır.

Op. Dr. Defne Erkara

Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı

www.defneerkara.com

www.facebook.com/Dr.DefneErkara

www.instagram.com/opdrdefneerkara/

Masseter kası, çene ile yanağı birbirine bağlayan, çiğneme görevinin yerine getirilmesini sağlayan kasların en büyüğüdür. Bu kasın aşırı çalışması yüzde kare görünüm yaparak özellikle hanımların mutsuz olmasına neden olur. Çoğunlukla istemsiz diş gıcırdatma veya diş sıkma durumlarında görülür. Tedavisinde botoks önemli bir seçenektir. Estetik cerrahi uzmanı Dr. Defne Erkara masseter botosu hakkında bilgi verdi.

Çene kasları neden büyür?

Tüm çizgili kaslar gibi çene kası da rutin çene hareketleri ile büyümez ancak bu kasların aşırı güç kullanarak çalışması sonucu büyür. Özellikle uykuda diş sıkma ve gıcırdatma sorunu olan kişilerde bu kasları büyümüş olarak görürüz.

Genellikle stresli dönemlerde artar. Ancak bazen sebebi bilinmeyen bir yolla da bu sorunlar karşımıza çıkabilir.

Büyük çene kasının sağlığa zararı var mı?

Çene kası büyümesinin fiziksel sağlığa bir zararı yoktur. Ancak çene kaslarını büyüterek görsel olarak kişiyi mutsuz edebilir. Çene yanlarında çıkıntı yapan veya yüzde kare görüntü oluşturan bu durumdan pek çok kişi hoşlanmaz. Kadınlar daha oval ve ince yüz severler. Hele ki tek taraflı kas büyümesi olursa yüzde asimetrik görünüm de söz konusu olabilir.

Ayrıca dişlere sürekli travma yaratarak diş üst yüzeyinin aşınmasına yol açabilir. Bu durumda bir diş hekiminin yardımını istemekte yarar var.

Büyük çene kasının tedavisi var mı?

Öncelikle diş sıkma veya gıcırdatma için sebep olabilecek sorunları araştırmak gerekir. Çoğunlukla uykuda bu sorunlar yaşandığı için aslında teşhisi de kolay değildir.

Altta yatan bir sorun bulunmazsa tedavide ilk seçenek botoks uygulamasıdır. Bu işleme denir. Tıpkı diğer botoks uygulamaları gibi çizgili kasların geçici olarak faaliyetini azaltmaya yani gevşetmeye yönelik hafif bir felç yapıcı etkisi vardır. Böylece çene kasları aşırı çalışmayı bırakır ve zamanla küçülerek normal formuna gelir.

Masseter botoksu nasıl yapılır?

Masseter botoksu da diğer botoks uygulamalarına benzer şekilde 10-15 dakikada biten bir işlemdir. İşlem sonrası kişi günlük hayatına devam eder. Hafif yan etkiler görülebilir. Aşırı ağrılı bir işlem değildir.

Sonuç olarak; siz de diş gıcırdatma, diş sıkma ve bunlara bağlı çene kası büyüklüğünden rahatsızsanız bir estetik cerrha başvurarak masseter botoksu konusunda bilgi alabilirsiniz.