SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Cinsel İşlev Bozuklukları

Tüm cinsel bozukluklar, esas olarak üç ana gruptan oluşmaktadırlar. Bunlar;

1- Parafililer
2- Cinsel kimlik bozuklukları (transseksüalite)
3- Cinsel işlev bozuklukları

Parafili

Parafililer temel olarak bir kişinin cinsel açıdan uyarılabilmesi için, alışılmadık nesneler, eylemler ya da durumları içeren tekrarlayıcı ve yoğun cinsel dürtü, fantezi ve davranışlara gereksinim duyması ile ortaya çıkan bozukluklardır.

· Egzibisyonizm (teşhircilik)
· Fetişizm (yalnızca belirli nesnelerle uyarılabilme)
· Frötterizm (sürtünmecilik)
· Pedofili (küçük yaştaki çocuklara yönelik cinsel ilgi)
· Mazohizm (acı çekerek/aşağılanarak uyarılabilme)
· Sadizm (acı çekerek/aşağılanarak uyarılabilme)
· Transvestik Fetişizm (karşı cins gibi giyinerek/giysileriyle uyarılabilme)
· Voyörizm (gözetlemecilik)
· Telefon skatolojisi (açık seçik telefon konuşmaları ile uyarılabilme)
· Nekrofili (cesetlere yönelik cinsel ilgi)
· Parsiyalizm (bedenin sadece bir bölümüne odaklanma)
· Zoofili (hayvanlara yönelik cinsel ilgi)
· Koprofili (dışkıya yönelik cinsel ilgi)
· Ürofili (idrara yönelik cinsel ilgi)

En sık rastlanan parafili türleridir. Ancak bunların dışında da çok sayıda farklı ve daha ender rastlanan parafili türleri vardır.

Bu nesne seçimi sapmalarında güçlü cinsel uyarılışlar, davranışlar yineleyicidir ve yönelim nesneleri eşya, hayvan, çocuk, yaşlı ya da kendine-başkalarına acı vermek gibi değişik nitelikte olur. Başka ruhsal hastalıklarda olduğu gibi bu durumlarda şiddetli sıkıntı oluşturmuyor, başka canlılara zarar vermiyor ve önemli işlev alanlarında bozulmaya yol açmıyorsa tanı konulmaz ve tedavi edilmesi gerekmez. Genellikle parafiliye eşlik eden kişilik bozuklukları gözlemlenmektedir. Özellikle antisosyal kişilik bozukluklarında parafili görülme sıklığı oldukça fazladır. Sadizm dışındaki diğer parafili tipleri büyük oranda erkeklerde görülmektedir.

Parafili olgularının toplumda rastlanma sıklığı ile ilgili güvenilir ve kapsamlı epidemiyolojik araştırmalar bulunmamaktadır. Bu tür cinsel bozukluklara karşı var olan toplumsal tepki, bu olguların adli ve idari zorunluluk durumları dışında, tedavi ve yardım amacıyla hekimlere başvurusunu engelleyen önemli bir etken olmakta, böylece bu sorunların psikolojik ve farmakolojik tedavileri konusundaki deneyimlerin çok kısıtlı kalmasına neden olmaktadır.

Parafili nedenleri

Aktif cinsel hayatı olan her bireyde bazı nesnelere yönelik cinsel uyaran etkisi oluşturan anlamlar yüklenebilmektedir. Bu durumu parafili ile karıştırmamak gerekir. Parafili ile cinsel fantezilerin ayırt edici noktası, parafili nesnesi olmadan kişinin orgazma ve cinsel uyarıma geçememesidir. Parafilide cinsel uyaran nesnesine karşı obsesif düzeyde saplanmışlık söz konusudur.

Tanı ölçütlerinde, parafililere tanı konulurken çoğunlukla en az 6 aylık bir süre boyunca, yineleyici biçimde cinsel olarak uyarılma nesnesi aranır, bu nesnenin yoksunluğu işlev kaybına neden olmalıdır. Cinsel nesne seçimi bozukluklarının oluşum nedenleriyle ilgili farklı görüşler bulunmaktadır.

Psikanalitik yaklaşıma göre, sorunlu davranış kişinin psikoseksüel gelişiminin erken dönemlerindeki gerçek ya da hayali yaşantı, arzu ve çatışmalarından kaynaklanmaktadır. Belli bir dönemde olan saplanma söz konusudur. Cinsel nesne seçimi bozukluğunun türü olan saplanma söz konusudur.

Davranışçı yaklaşıma göre cinsel nesne seçimi bozukluğunun açıklaması öğrenme kuramıyla yapılmaktadır. Bir cinsel nesne seçiminin, daha önce cinsel anlamı olmayan bir nesnenin cinsel uyarı oluşturan bir durumla ilişkilendirilmesi olarak açıklanmaktadır. Bazı durumlarda beyin hasarı gibi fiziksel hastalık durumları da cinsel nesne seçimi bozukluklarına yol açabilmektedir.

Parafili tedavisi

Parafili vakaları, suça karışmadıkları sürece tedavi için arayışa girmemektedirler. Değişime karşı direnç söz konusudur. Bu nedenle de tedavisi oldukça zordur. Parafili tedavisinde kullanılan bazı yöntemler şunlardır;

Davranışsal yaklaşım: Davranışsal yöntemle, hastaya değiştirmek istediği nesne seçimi ile hayal kurması istenir, hayalin zirvede olduğu noktada hoş olmayan bir imgenin canlandırmasına geçilir. Bu şekilde kişinin haz anlamı yüklediği nesnenin imajı bozulur ve anlamını kaybeder. Tehlikeli ya da saplantı haline gelmemiş cinsel uyaran imajlarının güçlenmesi sağlanır.

Bilişsel yaklaşım: Bilişsel yaklaşım daha çok, parafili eğilimlerinin suça karışmasında kullanılır. Faili olduğu suç ile ilgili empati kurması sağlanarak, bilişsel farkındalık yaratılmaya çalışılır. Cinsel nesne seçimi tamamıyla ortadan kaldırılamamakla birlikte, cinsel nesne seçiminin daha kabul edilebilir ve denetimli bir biçimde kişinin yaşamında yer almasına çalışılmaktadır.

Kimyasal denetim: Çok ciddi sorunu olan bazı hastalarda cinsel dürtünün azaltılması amacıyla uygulanır. Ancak, doğal olarak böyle bir yaklaşımda yalnızca değiştirilmek istenen cinsel nesneye yönelik değil bütün cinsel dürtüler azaltılmaktadır.


Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Op. Dr. Tamer Gültekin

http://www.drtamergultekin.com/

Yazının devamı...

Vajinismus Hastası Neler Yaşar?

Günümüzde cinsellik tabu olmaktan çıkamamış bir konudur. Konuşulmaktan çekinilen, utanılan bir konuda sorun yaşandığında bunu dillendirmek ve çözüm arayışına girmekte çiftler için zordur. Vajinismus çiftleri bu gerçekle karşılaştığında kendilerini yalnız hissederler. Sanki bu sorunu yaşayan tek çift kendileriymiş gibi bir düşünceye kapılırlar. Oysa vajinismus en sık görülen cinsel işlev bozukluğudur. Fobik bir semptom olan vajinismusun verdiği en belirgin özellikse hastalıkla yüzleşmekten kaçmak ve tedaviyi sürekli erteleme isteğidir. Oysa vajinismus tedavisi geciktirildikçe çiftlerin yaşam kalitesi düşmekte ve ilişki yıpranmaya başlar.

Vajinismus kadını için bu yaşananlar özgüven konusunda ciddi yaralanmalara neden olmaktadır. Kendini eksik ve yetersiz görmeye başlar. İş hayatında, sosyal hayatında sürekli olarak zihnini meşgul eden ve enerjiyi düşüren bir konu olarak yer alır. Bu durum erkek eşe karşı mahcubiyet veya tam tersi agresif bir tutuma girilmesine neden olabilmektedir. Sonucu birleşme denemesine gidecek kaygısıyla eşler birbirinden fiziksel olarak uzaklaşmaya başlar. Fiziksel uzaklaşma eşlerin duygusal bağlarını da zayıflatabilir. Özellikle, evlilik süresi uzadıkça sosyal baskılarla çocuk beklentisi oluşmakta ve bu baskı çiftlerin daha fazla içlerine kapanmasına ve daha az sosyalleşmelerine neden olabilmektedir.

Vajinismus erkek eşlerinin birçoğu bu durum karşısında aşırı anlayışlı bir tutum sergiler. Eşlerinin en büyük destekçisi olmaları takdir edilmeye değerdir. Tabii ki çiftlerin ortak sorumluluk alanı olan vajinismusun dayanışma ve bağlılıkla karşılanması gerekmektedir. Burada önemli olan erkek eşlerin aşırı anlayışlı yaklaşımlarının tedaviyi geciktirmemesidir.

Vajinismus hayatın her alanını etkileyen ve yaşam kalitesini düşüren bir semptom olmakla birlikte tedavisi kısa sürede ve kalıcı olarak yapılmaktadır.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Op. Dr. Tamer Gültekin

http://www.drtamergultekin.com/

Yazının devamı...

Vajinismus Evlilikleri

İstenildiği halde ilişkiye girememek olan vajinismus, bu sorunu yaşayan çiftlerin mutlu başlangıçlarına gölge düşürmektedir. Sevgilerini evlilikle taçlandıran çiftlerin hemen hiçbiri vajinismusu hesaba katmamaktadır. İlk cinsel deneyim yaşanacağı sırada bu tatsız gerçek kendini gösterir ve çiftler ilk hayal kırıklıklarını yaşarlar.

Kültürel olarak cinselliğin “ayıp, kirli, günah” sayıldığı bir ortamda ve bu imajlarla büyütülen kız çocuklarının, ilk cinsel deneyimleri sırasında korku ve endişeye kapılmaları da oldukça normaldir. Cinsel kimlik yaşının geliştiği dönemlerde kulaktan kulağa anlatılan abartılmış ilk gece hikayeleri de bu korkunun daha da büyümesine neden olmaktadır.

Bu etkenlerle şekillenen cinsellik algısı, ilk gecede vajinismus olarak kendini göstermektedir. Vajinismus, evliliğin her alanına etki eden bir durumdur. Öncelikle özellikle erkek eşin, eşinin sevgisini sorgulaması, verilen tepkilerin şahsına yapıldığına dair düşüncelerle gerilimler başlayabilmektedir. Oysa vajinismusta birleşmeye karşı verilen tepkilerin hiçbiri eşe yönelik değildir. Bu farkındalığa ulaşana kadar geçen sürede eşlerin birbirlerini yıpratmaları söz konusu olabilmektedir.

Tatmin edilmeyen cinsel dürtüler zaman içerisinde öfke ve saldırganlığa neden olur. Bu noktada vajinismus sorunu yaşayan çiftlerde sıkça tartışma ve kavgalar ortaya çıkabilmektedir. Birbirlerine her fırsatta dokunan, sarılan, fiziksel yakınlık yaşayan çiftler zaman içerisinde sonu başarısız denemeyle sonuçlanacak düşüncesiyle birbirlerinden uzaklaşmaya başlar. Bu durum iletişimsizliği de beraberinde getirmektedir.

Evliliğin ilerleyen zamanlarında çevreden gelen çocuk baskılarıyla birlikte çift kendi içine kapanmaya ve asosyal hayatı tercih etmeye başlar ki bu durum daha da kısır döngüye girilmesine neden olur.

Vajinismus uzman desteği olmadan atlatılamaz. Zamana bırakmak, tedaviyi ertelemek veya semptomları görmezden gelmek hem evliliğin hem de bireysel yaşam kalitesinin düşmesine neden olmaktadır.

Vajinismus sorunuyla karşılaşan çiftlerin en kısa sürede güvenilir uzmanlara başvurması ve tedavi olması, evliliğin yıpranmadan devam etmesi için önemlidir.

Nedeni ne olursa olsun vajinismus çok kısa sürede ve kalıcı olarak tedavi edilebilen bir semptomdur.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Op. Dr. Tamer Gültekin

http://www.drtamergultekin.com/

Yazının devamı...

Vajinismus

Vajina içerisinde yer alan kasların istemsiz kasılması sonucu birleşmenin gerçekleşememesi ya da ağrılı ve acılı gerçekleşmesine olan vajinismus tedavi edilmediğinde cinsel ilgi kaybına neden olabilmektedir.

Vajinismus kadınlarının yaşadığı birleşmeyle ilgili olan bu fobik tepki zaman içerisinde cinselliğe dair tüm imajların zayıflamasına neden olabilmektedir. Birçok vajinismus kadını ön sevişme veya klitoral orgazmla ilgili sorun yaşamaz. Cinsel uyarılma sırasında vajinal ıslanma gerçekleşir. Birleşme sırası geldiğinde alınan hazlar yerini korku, endişeye, kuruluk ve kasılmalara bırakır. Haz duygusunun hemen arkasından gelen bu fobik yüzleşme, zihin tarafından diğer hazların da zayıflamasına, ilginin azalmasına neden olmaktadır. Sonuç olarak hiç kimse fobisiyle karşılaşmak istemez.

Genel olarak bakıldığında vajinismuslarda görülen cinsel isteksizliğin temelinde, “sonu birleşmeye gidecek” korkusu yatar. Birleşme kaygısı olmayan dokunuşlarda ve sevişmelerde vajinismuslar cinsel haz alabilmektedir.

Birleşme kaygısından kaynaklanan cinsel ilgi kaybı zaman içerisinde çiftlerin birbirinden uzaklaşmasına, yabancılaşmasına, paylaşımlarının azalmasına da neden olmaktadır. Vajinismusun etkisiyle başlayan bu aseksüel hayat, çiftler için oldukça zorlayıcı ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir ortamı beraberinde getirir.

Hem özel hem de sosyal hayatı olumsuz etkileyen vajinismus tedavi edildikten sonra, kadının aktif cinsel hayata adapte olması biraz zaman alabilmektedir. Tamamıyla korkular ve yanlış bilgilerin yoğurduğu cinsellik imajını yeniden oluşturmak, birleşmenin haz boyutuyla tanışmak için çiftlerin cinsel terapi alması önemlidir. Bu sayede edinilen yeni bilgilerin davranış halini alabilmesi ve zihnin buna adapte olma süresi hızlanır. Bu sayede sağlıklı evliliğin temeli olan sağlıklı cinsel hayata kavuşulmuş olunur.

Vajinismus ve vajinismusa bağlı olarak gelişen cinsel isteksizlik, profesyonel destek alınarak kısa sürede tedavi edilebilmektedir.


Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Op. Dr. Tamer Gültekin

http://www.drtamergultekin.com/

Yazının devamı...

Vajinismus Tedavisi Zor mu?

Vajinismus ülkemizde en sık rastlanan cinsel işlev bozukluklarındandır. Hemen her on kadından ikisinde görülen vajinismus, istemsiz kasılmalardan dolayı birleşmenin sağlanamamasıdır.

Vajinismus bilimsel yöntemlerle ve kısa sürede kalıcı olarak tedavi edilebilmektedir. Vajinismus tedavisine başlamadan önce doğru tanının konulması için jinekolojik muayene yapılması gerekir. Jinekolojik muayene vajinismus hastalarına özel olarak hiçbir acı veya ağrı olmadan gerçekleşir. Anatomik yapıda var olan herhangi bir anomali, tedavinin metodunu belirlemede önemli rol oynar.

Vajinismus tedavisinde yaygın olarak uygulanan parmak egzersizleri, vajinismuslu kadınlar açısından devamlılığı zor ve konforsuz bir yöntemdir. Birçok vajinismus kadını, parmak egzersizlerini yapamayıp tedavisini yarıda bırakmaktadır. Bu durum iyileşmeye olan inancı zayıflatır. Bu nedenlerden dolayı parmak egzersizlerini önermemekteyiz.

Günümüzün en modern ve konforlu vajinismus tedavileri, bilişsel cinsel ve davranışsal cinsel terapilerdir. Cinselliğe, vajinaya, ilk geceye dair edinilmiş yanlış bilgilerin doğrularıyla yapılandırılmasını sağlayan bilişsel cinsel terapi, davranışsal cinsel terapiyle kombine edilmelidir. Bilişsel destek sağlandıktan sonra davranışsal cinsel terapi süreci başlar. Davranışsal terapiler vajinismustan kaynaklanan istemsiz kasılmaların öğrenme yoluyla kontrol edilebilir olmasını sağlar. Yeni bir davranış sağlar ve bu öğrenme kalıcı bir şekilde iyileşme oluşturur.

Vajinismusun derecesi ve nedenleri kişiden kişiye değiştiği için terapinin içeriği de tamamen hastanın ihtiyacına göre belirlenmelidir. Bu sayede konforlu, ağrı/acı olmadan ve kalıcı olarak iyileşme sağlanır.

Vajinismusun hissettirdiği tüm korku ve kaygılarla baş etmek uzman kontrolünde uygulanacak doğru tedaviyle sağlanır. Kişinin ihtiyacına göre oluşturulan tedavi programı vajinismuslu kadınlar için oldukça kolay ve konforlu bir süreçle tedavinin tamamlanmasını sağlar.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Op. Dr. Tamer Gültekin

http://www.drtamergultekin.com/

https://www.instagram.com/drtamergultekin/?hl=tr

Yazının devamı...

Vajinismus ve Hipnoz

Vajinismus, ülkemizde en çok görülen kadın cinsel işlev bozukluklarından biridir. Vajinanın 1/3 lük kısmında bulunan pelvik kasların istemsiz kasılması sonucu ilişkiye girememek ve vajina içerisine hiçbir yabancı nesneyi alamamaktır.

Vajinismusu ortaya çıkaran faktörler büyük oranda psikolojiktir. Kadının, vajina içine bir şeyin girmesiyle ilgili oluşturduğu “acı olacak” beklentisi bu semptomun ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Kişinin bir davranış veya eylemle ilgili oluşturduğu yoğun beklentiler, zihinde negatif otohipnoz olarak etki etmeye başlar. Kişi sürekli olumsuz düşünerek kaygılarını ve inançlarını pekiştirdikçe otohipnoz etkisi artarak devam eder. Bu etkilerden kurtulmak için dil kalıplarını ve düşünce yönetimini pozitife çevirmek yaşam konforunuzu arttıracaktır.

Vajinismus tedavisinde hipnoterapi, tek başına bir tedavi yöntemi olmamakla birlikte oldukça faydalı bir destekleyicidir. Vajinismus semptomu görülen kişilerin fobik düzeyde olan kaygılarını azaltmak, tedaviye olan inancın arttırılması, motivasyonu yükseltmek, geçmiş travmalarla baş etmek için kullanılan bilimsel bir yöntemdir.

Hipnoterapiyle birlikte hem tedavi sürecinde hem tedavi sonrası süreçte oldukça başarılı sonuçlar alınmaktadır. Bu sayede kişilerin tedavide yaşayacakları olası bir duygusal patlamaya karşın önleyici bir etki oluşturur.

Günümüzde vajinismus tedavisinde en etkili tedavi yöntemleri bilişsel cinsel ve davranışsal cinsel terapilerdir. Tedavinin iskelet yapısını oluşturan bu yöntemlerle hipnoterapi uygulandığında başarıyı elde etmek kaçınılmazdır.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Op. Dr. Tamer Gültekin

http://www.drtamergultekin.com/

https://www.instagram.com/drtamergultekin/?hl=tr

Yazının devamı...

Vajinismusta Erkek Eşler

Vajinismus, kadının bedeninde kopan fırtınaların gözlemlenen halidir. Tüm bu olanlar sırasında durumu anlamlandırmaya çalışan erkek eş için de vajinismus oldukça zorlu bir süreçtir. Evliliğe giden yolda kurulan hayaller, oluşturulan beklentilerin belki de en sert şekilde duvara tosladığı anları yaşar vajinismus erkeği.

Yetiştirilme tarzı ve kültürel etkilerle kadın cinselliği hakkında yeterince bilgi sahibi olmamak, vajinismusla karşılaşıldığında anlaşılması oldukça zor bir tablo ortaya koyar.

Vajinismusla karşılaşan erkekler için sorularla dolu süreç başlamış olur. Yok sayma, vajinismus erkeklerinin genellikle yaşadığı ilk evredir. Düğün hazırlıkları yorgunluğu, eşin ailesinden ayrılmasının verdiği duygusal ama geçici bir tepki olduğuna dair düşünceler gelişir. İlerleyen günlerde başarısız denemeler devam ettikçe soruların kapsamı değişmeye başlar. Eşin verdiği tepkiler şahsına mı? Eşi onu gerçekten seviyor mu? Eşinin unutamadığı biri mi var? Uzayıp giden birçok soru...

Bu soruların devamında araştırmalar başlar. Yaşanan bu tatsız süreç bir isim bulur. Bu tatsızlığın adıdır vajinismus ve ikinci evre olan kabullenme başlar. “Evet, bu bir hastalık ve birçok çift bu sorunu yaşıyor. Yalnız değiliz. Yeteri kadar zaman harcarsak üstesinden gelebiliriz. Eşime karşı anlayışlı ve sabırlı olmalıyım. Zamanla her şey yoluna girecektir.” fikri tedaviye gerek kalmadan kendi çabalarıyla aşabilecekleri duygusunu ön plana çıkarır.

Zaman hızla ilerlemeye başlar ve tüm çabalara rağmen ilerleme kaydedilemez ve etten duvara defalarca kez toslanılır. Bu noktada da son evre başlar. Tedavi evresinde uygun tedaviler ve uzmanlar araştırılır ve çözüm için tüm imkanlar seferber edilir.

Tedavi süreci kadının duygu dünyasında fırtınalı ve iniş-çıkışlıdır. Fobik bir tepki olan vajinismusla yüzleşmek kadının duygu dünyasında duygusal patlamalar halinde kendini gösterirken erkek eşin güçlü ve anlayışlı olması, eşini destekleyerek tedavi sürecinde üstüne düşen ödevleri yerine getirerek yerini alır.

Tüm bunlar yaşanırken ilişkinin yıpranmaması için çaba göstermek eşlerin önceliği olmalıdır. Vajinismus çiftler için asla bir kimlik değildir. Bu durumu benimsememek gerekir.

Vajinismus her ne kadar kadının bedeninde şekil bulan bir tepki olsa da, eşler de bundan etkilenir. Bundan dolayı da vajinismus eşlerin ortak sorunu olarak nitelendirilmelidir.

Başlangıcı, gelişimi ve etkileri ne olursa olsun, vajinismus kalıcı olarak tedavi edilebilen bir semptomdur.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Op. Dr. Tamer Gültekin

http://www.drtamergultekin.com/

https://www.instagram.com/drtamergultekin/?hl=tr

Yazının devamı...

Vajinismus Ne Zaman Tedavi Edilmeli?

Vajinismusun ilk temelleri cinsel kimlik yaşının geliştiği dönemlerde atılmaya başlar. Cinsel kimliğin geliştiği yaşlarda çevreden alınan her türlü mesaj, cinsellikle ilgili geliştirdiğimiz yargıların temelini atmaktadır.

Cinsellikle ilgili olumsuz her tip mesaj zihinde kaydedilir ve istemsiz bir şekilde olumsuz bir yargı olarak hayatın bir parçası olur. Bu nedenle farkında olmadan kendi cinsel kimliğimizin oluşmasında çevresel etkenler ağır basmaktadır.

Vajinismus semptomu yaşayan hemen birçok kadının ortak özelliği, cinselliğe karşı ilgisiz olunmasıdır. Cinsellikle ilgili konuşmalardan uzak durmak, dinlememek, dinlerken bile istemsizce bacaklarını kasmak... Cinsel dürtüleri normal işleyen ama birleşmeye karşı fobik tepki geliştirenler de vardır.

Vajinismus semptomlarını kendi iç gözlemleriyle fark edebilen birçok kadın vardır. Bununla birlikte tedaviyle ilgili bahane bulma ve zamana bırakma eğilimi oldukça sık görülmektedir. Vajinismus tedavisi için en iyi zamanlama, semptomların ilk fark edildiği evredir. Semptomlarla sıklıkla karşılaşmak, semptomların daha dirençli olmasına neden olmaktadır. Bu nedenle vajinismus tedavisi için evli olmak zorunluluk değildir. Evlilik öncesinde fark edildiği takdirde sorunsuz bir ilk geceyle evliliği taçlandırmak çiftler için iyi bir konfor oluşturacaktır.

Nedenleri ve direnç miktarı ne olursa olsun, vajinismus kısa sürede ve bilimsel yöntemlerle tedavi edilebilir bir cinsel işlev bozukluğudur.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Op. Dr. Tamer Gültekin

http://www.drtamergultekin.com/

https://www.instagram.com/drtamergultekin/?hl=tr

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.