SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Vajinismus Tedavisinde Başarı Kriterleri

Vajinismus, ülkemizde oldukça sık rastlanan bir cinsel işlev bozukluğudur. Kadının vajinasıyla ilgili geliştirdiği fobik bir tepkidir. Fobik bir tepki olmasından dolayı tedavi direnci de yüksek olabilmektedir.

Kişinin sahip olduğu bu korkulu durum tedavi edilmediği takdirde zamanla daha büyük dirençlere neden olur. Vajinismus diğer cinsel işlev bozukluklarından farklı olarak bilişsel terapilerin yanında ağırlıklı olarak davranışsal terapilerle tedavisi sağlanır. Kişinin geliştirmiş olduğu fobik yargılar davranışsal boyutta ve bir disiplin halinde çok kısa sürede tedavi edilebilir.

Vajinismus tedavisinde en önemli başarı kriterlerinden bir tanesi “doğru bilgidir”. Kulaktan kulağa yayılan korkutucu ilk gece hikayelerinin yerine doğru bilgi almak ve cinsellikle ilgili edinilen yanlış yargıların doğrularıyla değişimi gereklidir. Bu noktada internet ortamında yaşanan bilgi kirliliğinden uzak durmak gerekir.

Bir diğer başarı kriteri de motivasyon ve inançtır. Sağlıklı bir cinsel hayat her yetişkinin hakkıdır. Eksikliğinde ilişkilere ve özbenliğe zarar veren bir durum ortaya çıkar. Bundan dolayı sağlıklı bir cinsel hayatın kazanımlarını düşünerek, tedavi sürecini “görev” olmaktan çıkarıp, keyifli bir keşif sürecine çevirmek gerekir. Bunun nedenle motivasyon kesinlikle şarttır. Tedavi için başvurulan uzmanın uygulayacağı yöntemler ve yol haritası konusunda inançlı ve azimli olmak gerekir.

Tedavi sürecinin en önemli ve olmazsa olmaz kriterlerinden biri de eş desteğidir. Tedavi sürecine karar verme aşamasından, tedavinin sonuçlanmasına kadar geçen bu evrede erkek eşlerin yapıcı/destekleyici tavırları tedaviyi hızlandırmakta ve oldukça destek sağlamaktadır.

Vajinismustan veya başka etkenlerle yaşanan evlilik sorunları varsa muhakkak tedavi öncesinde aile terapisi desteği alınarak çözüme kavuşturulmalıdır.

Bu kriterler bir araya geldiği takdirde başarı kaçınılmazdır.

Nedeni, direnci, seviyesi ne olursa olsun vajinismus bilimsel yöntemlerle ve kısa sürede tedavi edilebilir bir semptomdur...

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Op. Dr. Tamer Gültekin

http://www.drtamergultekin.com/

https://www.instagram.com/drtamergultekin/?hl=tr

Yazının devamı...

Vajinismusta Mitler

Cinsellik gelenekçi toplumlarda tabudur. Konuşulması dahi ayıp sayılır. Yetişkin her bireyin hayatının bir parçası olan cinsellik, konuşulmaktan çekinildiği sürece kendi efsanelerini yaratmaya ve bu efsaneler kulaktan kulağa yanlışlar silsilesi halinde yayılır. Bu yanlış bilgi ve inanışlara “cinsel mit” diyoruz.

Diğer cinsel işlev bozukluklarında olduğu gibi vajinismusta cinsel mit ve inanışlar bakımından oldukça etkilenmektedir. Vajinismus, istenildiği halde vajina içerisine hiçbir yabancı nesnenin alınamamasıdır. Vajinismus fiziksel nedenlerden dolayı da görülebildiği gibi büyük oranda cinsel mit ve inanışlardan kaynaklı olabilmektedir.

Kulaktan kulağa yayılan cinsellikle ilgili efsanelerden uzak durmak önleyici olacaktır. Halk arasında ilk geceye dair anlatılan abartılı hikayeler, çok nadir görülebilen fiziksel olumsuzlukların yaygın ve zorunlu bir deneyim gibi aktarılması, bekarete yüklenen aşırı anlam, acı-ağrının ve yoğun kanamanın kaçınılmaz olduğu gibi çarpıtılmış bilgilerin hepsi mittir ve vajinismusun tetikleyicisidir.

Bunlar dışında, vajinismus semptomu yaşayan hastalar hakkında da bir takım mit inanışları vardır. Vajinismus olan kadınların geçmişte yaşadığı taciz ve tecavüzün etkileri olduğunu düşünmek yanlıştır. Her vajinismus hastasının geçmişinde taciz veya tecavüz yoktur. Tam tersi cinsellikten izole yetişen kadınlarda görülme oranı daha yüksektir. Bir diğer mit inanışı da vajinismus olan kadının eşini yeterince sevmediği veya arzulamadığıdır. Vajinismusluların ilişkiyi reddetmesi eşlerini sevmedikleri anlamına gelmeyeceği gibi bir isteksizlikte değildir. Vajinismus tedavi edilmezse zamanla cinsel isteksizlik belirtileri ortaya çıkar. Vajinismus kadınları ön sevişmeden zevk alır. Büyük bir çoğunluğu da klitoral orgazm yaşar. Burada verilen tepki sadece birleşmeye yöneliktir.

Doğru bilgiyi uzmandan almak, evlenmeden önce çift olarak cinsel terapiye başvurmak cinsel hayatın sorunsuz ve keyifli geçmesini sağlayacaktır. Cinsellik yetişkin her insanın hayatının bir parçasıdır. Sorunları görmezden gelmek zamanla ilişkiye zarar verir.

Op. Dr. Tamer Gültekin

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

http://www.drtamergultekin.com/

https://www.instagram.com/drtamergultekin/?hl=tr

Yazının devamı...

Kızlık Zarı ve Vajinismus

Kızlık zarı olarak bilinen hymen, vajina girişinden yaklaşık 3 cm içeride yer almaktadır. Halka şeklinde ve ortası boş olan bu yapı normal şartlarda yumuşak ve esnektir. Kızlık zarı (hymen) anatomik yapısı farklı olabilmektedir. Kızlık zarının anatomik yapısındaki farklılıklar vajinismus semptomlarının gelişmesine neden olabilmektedir.

Yüksek kenarlı, fibrotik, septalı ve normal yapılı hymenler görülebilmektedir.

Kızlık zarının çıkarılması ve vajinismus

Vajinismus semptomları görülen hastalarda, kendi istekleriyle veya uzman tavsiyesiyle kızlık zarı çıkarma operasyonuna (hymenektomi) başvurulmaktadır. Kızlık zarının varlığı tek başına bir vajinismus sebebi olmadığı gibi, tek başına bir tedavi yöntemi de değildir. Anatomik yapısı gereği birleşmeye izin vermeyecek düzeydeki anomaliler, zaman içerisinde kişide birleşmeye dair yoğun tepkiler gelişmesine neden olur. Bu duruma psikolojide “öğrenilmiş çaresizlik” denir. Yaşanılan olumsuz deneyimler sonucu gelişen istemsiz kasılmalar, kızlık zarı çıkarılsa bile geçmemektedir çünkü beyin yoğun bir şekilde ağrı/acı olacak beklentisi geliştirmiştir. Bu nedenle yapılan bu operasyonlar tedavinin kendisi değil, alt yapısını oluşturan destekleyici ve bir o kadar da önemli yöntemlerdir.

Kızlık zarının yapısını değerlendirmek ve vajinismusa olan etkisini anlayabilmek için jinekolojik değerlendirme yapılmalıdır. Bu değerlendirmenin ardından cerrahi müdahale gerektiği noktada oldukça kısa süren ve genellikle genel anestezi altında uygulanan operasyonlara başvurulur. Bu operasyonun ardından bölgede tam bir iyileşme sağlandıktan sonra da bilişsel davranışsal cinsel terapilerle vajinismus semptomları tamamen ve kalıcı olarak tedavi edilebilir.

Op. Dr. Tamer Gültekin
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

http://www.drtamergultekin.com/

https://www.instagram.com/drtamergultekin/?hl=tr

Yazının devamı...

Vajinismusta Gebelik

Hemen her çiftin hayali evliliklerini çocukla taçlandırmaktır. Vajinismus semptomu görülen kadınlarda bu hayal ne yazık ki tedavi ertelendikçe uzaklaşır. Anne olmak isteyen ama henüz ilişkiye girememiş olan vajinismus kadınları cinsel kimliklerinde ve özgüvenlerinde ciddi düşüşler yaşamaya başlar. “Ne zaman çocuk düşünüyorsunuz?” sorularına maruz kalmamak için de sosyallikten uzak kalmayı tercih etmeye başlar.

Vajinismus, istenildiği halde vajina içerisine hiçbir nesnenin alınamamasıdır. Bu tanıma baktığımız zaman vajinismusların da gebe kalmaları mümkün değil gibi görünmektedir.

Vajinismuslarda genellikle cinselliğe karşı tamamıyla ilgisizlik yoktur. Birçok vajinismus kadınının klitoral orgazm yaşadığını biliyoruz. Yaşanan yüzeysel cinsel deneyimlerle birlikte erkek eşin boşalması, spermlerin hareketli oluşlarıyla çok nadirde olsa gebeliğe neden olabilmektedir. Bakire anne adayları için farklı bir serüvenin başlangıcı demektir bu. Bir taraftan henüz tamamlanamayan evlilik, bir taraftan da doğumla ilgili kaygıların yoğunlaştığı bu dönem vajinismus çifti için zorlayıcı olabilmektedir.

Tedavi ne zaman olmalı?

Gebeliğin ilk üç ve son üç ayında vajinismusa dair herhangi bir tedavi uygulamak risk taşıyabilmektedir. Bununla birlikte gebelikte bebek ve anne için herhangi bir risk söz konusu değilse gebeliğin dördüncü, beşinci ve altıncı aylarında tedaviye başlanabilir. Gebelikte vajinismus tedavisi rahat ve stressiz bir lohusalık geçirmenize katkı sağlar.

Gebelik sürecinde bebeğin ve anne adayının taşıdığı herhangi bir risk durumunda tedavinin lohusalık döneminden sonra yapılması doğru olandır. Hangi koşulda olursa olsun vajinismus çiftlerin hayat kalitesini düşüren bir semptomdur. Vajinismusu tedavi etmeden bebek sahibi olmaya çalışmak doğru değildir. İstenilen ve sağlıklı olan, cinsel hayatın sorunsuz bir şekilde devamını sağlamaktır. Bebeğiniz ise bu mutlu ortamı taçlandıran bir hediye olsun...

Op. Dr. Tamer Gültekin
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

http://www.drtamergultekin.com/

https://www.instagram.com/drtamergultekin/?hl=tr

Yazının devamı...

Kadınlarda Orgazm Olamama Nedenleri

Yoğun ve uzun süren cinsel uyaran sonucunda hissedilen yoğun haz sonucunda fiziksel ve ruhsal tepkiye orgazm denir. Cinsel uyaranlara rağmen fiziksel olarak haz duygusunun zirveye ulaşamamasına da anorgazmi denir.

Masters ve Johnson 1950 ve 1960’lı yıllarda bu konuda uzun araştırmalar yapmış ve orgazm sürecini dört evreye ayırmıştır. Bu evrelerden birincisi heyecan evresidir. Kişinin fiziksel veya fantezi kurgularıyla cinsel uyaranların başlamasıyla oluşur. Bu uyaranların devam etmesiyle de plato evresine geçilir. Plato evresinde cinsel uyaran karşısında erojen bölgelerde fiziksel değişimler yaşanır ve haz duygusu oldukça yüksektir. Cinsel uyaranın devam etmesiyle birlikte haz duygusu üst seviyeye çıkar ve erkeklerde boşalma, kadınlarda vajinada hissedilen birkaç saniyelik ritmik kasılmalarla kendini gösteren orgazm evresine girilir. Bu evrenin ardından vücutta yaşanan fiziksel farklılıklar yavaş yavaş normale dönmeye başlar (nabız, klitoris, iç dudaklar, meme uçları vb.). Bu evreye ise çözülme evresi denir. Bu evrelerin herhangi birinde yaşanan aksama anorgazmiye neden olmaktadır.

Anorgazmi, toplumumuzda görülme oranı en yüksek cinsel işlev bozukluklarından olup tedavisi mümkündür.

Anorgazmi nedenleri

Orgazm olamamak, günümüzde birçok kadının yaşadığı yaygın bir sorundur. Kadın cinselliği erkek cinselliğinden farklı olarak öğrenmeyle gelişir. Bu konuda toplumsal yargılar ve cinsellikle ilgili geliştirilen yanlış algılar nedeniyle kadınlar bu konuda kendilerini geliştirecek alan bulmakta zorlanmaktadır. Bilgi ve deneyim eksikliği anorgazminin en büyük nedenlerindendir.

İlişki dinamikleri, partner/eşlerin cinselliğe yüklediği anlam ve ayırdıkları zaman anorgazmide önemli bir etkendir. Bununla birlikte ilişki sorunları, aldatma, eşe duyulan öfke veya kırgınlıklar da anorgazmiyi tetiklemektedir.

Çok sık olmamakla birlikte fiziksel etkenlere de rastlamak mümkün. Tedavi edilmeyen vajinal enfeksiyon, vajinada görülen yapısal anomaliler, hassasiyet ve duyarlılığın düşük oluşu, vajinal doğum sonrasında yaşanan deformasyonlar gibi etkenlerde anorgazmiyi tetiklemektedir.

Anorgazmi türleri

Coital Anorgazmi: Birleşme yoluyla orgazm olamama durumudur.

Klitoral Anorgazmi: Mastürbasyon veya partnerin klitorisi uyarmasına rağmen orgazm olamama durumudur.

Aktif cinsel hayatın başlamasıyla birlikte hiç orgazm yaşanmamasına primer tip anorgazmi denir. Cinsel hayatın bir döneminden itibaren, herhangi bir nedenle orgazm olamama durumuna ise sekonder tip anorgazmi denir. Partnere veya şartlara bağlı olarak gelişen anorgazmiye de durumsal tip anorgazmi denir.

Orgazm, ister coital ister klitoral olsun ihtiyaç duyulan ana organ klitoristir. Klitoris kadının ana haz organıdır. Bununla birlikte beyin bu süreci yönlendiren diğer büyük etkendir.

Op. Dr. Tamer Gültekin

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

http://www.drtamergultekin.com/

https://www.instagram.com/drtamergultekin/?hl=tr

Yazının devamı...

Kadının Bedenindeki Kilit: Vajinismus

Sevdiği adamla evlenip mutlu bir yuva kurmak hemen her kadının hayalidir... Her şey yolundadır, büyük gün gelmiştir ve müstakbel eşiyle baş başa kaldığı o an gelip çatmıştır...

Eşini çok sevdiği, onu arzuladığı ve hatta ön sevişmeden haz aldığı halde birleşmeyi istemsizce reddeder ve buna izin vermez. Bir çok vajinismus çifti bunu düğün yorgunluğuna verir ve önemsemez. Sonraki denemelerde de direnç ve tepkiler tekrar ettikçe gerçek kendini hissettirir. O gerçek birçok kadının kabusu vajinismustur.

Günümüzde maalesef cinsellik tabu olmaktan çıkmadı. Bundan dolayı cinsel hayatta yaşanan olumsuzlukları dile getirmek birçok birey için oldukça zordur. Vajinismusla karşılaşan birçok çift, bu sorunu sadece kendileri yaşıyormuş yanılgısına kapılır. Dile getirilmeyen bu sorunlar zamanla çözümsüz halde bekletilirken ilişkiler ve evlilikler de bundan olumsuz etkilenmeye başlar.

Bazı kadınlar henüz cinsellikle tanışmadan önce farkında olmadan bu konudan uzak durup, konuşmaktan, dinlemekten rahatsızlık duyuyorlar. Bu kadınlar genellikle kendilerinin vajinismus adayı olduklarının farkındadırlar. Kendilerini tanıyan bu kadınların tedavi için çözüm arayışları daha hızlıdır.

Her kadında görülebilir

Vajinismus, eğitim düzeyi, sosyal statü gibi sosyal dinamiklerden bağımsızdır. Toplumun her kesiminden kadında görülebilmektedir ve çoğunlukla düşünüldüğü gibi olumsuz bir deneyim veya travmaya bağlı gerçekleşmeyebilmektedir.

Nedeni her ne olursa olsun, kadının bedenine vurulmuş bu kilidi açmak mümkündür. Vajinismusla yüzleştikten sonra bunu zamana bırakmak, tedavi için adım atılmaması en büyük yanlışlardan biridir. Vajinismus tedavisi mümkün olan bir semptomdur. Tedavi ne kadar gecikirse çiftlerin yaşayacağı olumsuzluklar da o kadar artacaktır.

Vajinismus bir kimlik değildir. Vajinismus bir yaşam şekli değildir. Vajinismus tercih edilmiş veya seçilmiş bir semptom değildir. Vajinismus eşe olan bir tepki değildir. Lütfen benimsemeyin ve içselleştirmeyin.

Evliliğin en güzel günleri olan balayı dönemini kabusa çevirmeden kısa süreli ve kalıcı yöntemlerle tedavi olunup hayatı ıskalamamak en doğru karar olacaktır.

Op. Dr. Tamer Gültekin

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

http://www.drtamergultekin.com/

https://www.instagram.com/drtamergultekin/?hl=tr

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.