SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Revizyon septorinoplasti

Günümüzde kabul edilen estetik anlayışına göre herkes yüzüne uygun, orantılı bir buruna sahip olmak ister. Ancak istedikleri burun şekline sahip olmayan veya yıllar sonra herhangi bir darbe ile burunları deforme olan çok sayıda kişi vardır. Bu durum estetik açıdan kişileri mutsuz edebileceği gibi, burnun içyapısında yer alan bu bozukluklar nefes almada ciddi derecede güçlüklere de yol açabilir. Estetik bir burun görünümü yaratmaktan ziyade, burundaki deviasyon (eğrilik) problemini ortadan kaldırarak hastaların daha rahat nefes almasını sağlayan burun ameliyatına septorinoplasti ya da fonksiyonel burun ameliyatı denmektedir.

Kimi zaman bu ameliyatlarla elde edilen sonuçlar hastalar açısından tatmin edici olmayabilir. Septorinoplasti ameliyatlarında en çok karşılaşılan komplikasyon, operasyon sonrasında burun tıkanıklığı ya da nefes almada güçlük problemlerinin geçmemesidir. Burun tıkanıklığı önceden var olabileceği gibi kimi durumlarda cerrahi operasyon sonrası da gelişmiş olabilir. Bu ameliyat sonrası burun tıkanıklığının sebepleri operasyon sırasında fazla küçültme, burun duvarlarında çökme ya da eğriliğinin yeterli derecede düzeltilememesi olabilir. İşte revizyon septoplastinin amacı bu sorunları ikinci bir ameliyat ile çözmektir.

İlk ameliyattan sonra ikincil bir operasyonun gerekli olup olmadığına karar vermek için bir süre beklemek gereklidir. Bu süre hastanın durumuna göre 6 ay ila 1 yıl arasında olabilir. Ancak hasta ameliyattan sonra düzgün soluk alamıyorsa ya da başka bir ciddi fonksiyonel problemle karşı karşıya kalındıysa vakit kaybetmeden ameliyata karar verilip harekete geçilmelidir. Bu nedenle ameliyat sonrası kontrollerin aksatılmaması ve cerrah ile iletişim halinde olunması çok önemlidir. Unutmayın ki burun ameliyatı süreci sadece operasyonu değil, operasyon öncesi ve sonraki aşamaları da kapsayan uzun bir süreçtir.

İkincil septorinoplasti operasyonu hastalar için zorlu bir psikolojik süreç olabilir. Her hasta ilk ameliyatla başarılı bir sonuç elde etmek ister. Ancak böyle bir aksilikle karşılaşsanız da kesinlikle moralinizi bozmamalısınız. Revizyon operasyonunun ilk ameliyata göre daha komplike olduğu doğru olsa da başarı oranı yüksektir. Bu ameliyattan öncesi hastaları psikolojik olarak hazırlamak başarı için önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle ben ameliyat önceki değerlendirmelerimde hastalarımı rahatlatmak için elimden geleni yaparak onlara sürecin nasıl ilerleyeceğini detaylı bir şekilde anlatıyorum.

Operasyon süresi düzeltilecek burunun durumuna bağlı olarak değişse de ortalama olarak 2-3 saat sürmektedir. Ameliyatın ardından hasta bir gün gözetimde tutulduktan sonra ertesi gün taburcu edilir. Revizyon septoplasti sonrası tıpkı ilk ameliyattan sonra olduğu gibi hastaların yüzünde bir miktar şişlik ve morluk olacaktır. Bu morluklar ve şişlikler bir hafta sonra azalarak kaybolmaya başlayacaktır.

İkincil septorinoplasti ameliyatından sonra gene düzenli bir kontrol süreci şarttır. Hastaları belli aralıklarla muayene edip burundaki değişimleri değerlendirmek iyileşme süreci için büyük öneme sahiptir.

Burun estetiği hakkında daha fazla sorularınız varsa ücretsiz danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Hastalarımızın güvenliği adına kliniğimizde gerekli tüm Covid-19 önlemlerini uygulamaktayız. Bu dönemde güvenli ve konforlu bir ameliyat süreci için sizleri bekliyoruz.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Site : http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook : https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Yüz germe işlemi yaptırırken nelere dikkat etmelisiniz?

Yüz germe (face lift) işlemi, yüz ve boynun daha genç görünmesini sağlamak amacıyla fazla sarkık derilerin çıkarılmasıyla yapılan bir plastik cerrahi operasyonudur. Yüz germe operasyonları; yaşla birlikte ortaya çıkan sarkıklıklar, kırışıklıklar, cilt gevşeklikleri, kontur kaybı, ve gıdı gibi deformasyonları gidermeyi hedefler. Yüzdeki kontur ve yağ dokusu kaybıyla oluşan hacim eksikliği, yerçekiminin de olumsuz katkısıyla ciltte sarkmalara ve kırışıklıklara neden olmaktadır. Sigara kullanımı, güneş hasarları, stres ve kalıtsal özellikler de yüzde yaşlanma izlerini tetikleyen unsurlar arasında sayılabilir.

Yüz germe işlemi ile yılların acımasız izleri silinebilir ve uzun zaman önce sahip olduğunuz doğal güzelliğinize yeniden kavuşabilirsiniz. Ritidektomi de denilen face lift operasyonları ile yüz dokusu kaldırılarak, cilt her iki yandan geriye doğru çekilir. Cilt altındaki dokular cerrahi olarak değiştirilerek yüzün daha genç bir hale dönüştürülmesi amaçlanmaktadır. Fazla deri çıkarılır ve cilt kesi yerinden kapatılır. Kulağın önünde ve arkasındaki kesi çizgileri genellikle fark edilmez. Gerekli görülürse aynı operasyon dahilinde yüzünüze farklı prosedürler de uygulanabilir. Yüz konturunu düzeltmek için yağ transferi yapılabilir ve implantlar kullanılabilir. Ayrıca boyun germe, göz kapağı cerrahisi, kaş kaldırma, alın kaldırma gibi operasyonlar da yüz germe işlemine eklenebilir.

Yüz germe işlemi öncesinde gerçekçi beklentiler içinde olmalısınız. Bu operasyon yüzünüzün temel görünümünü değiştirmez ve sonuçları yaklaşık olarak on yıl geçerlidir. Yaşlanma sürecinizi durdurmasa da çoğu hasta için tatmin edici bir sonuç verecektir. Genel anestezi altında yapılan yüz germe ameliyatları neticesinde ağrı ve rahatsızlık minimal olacaktır.

Face lift işlemi ile yüzündeki sarkıklıklar giderilerek sıkılaştırılır ve ağız kenarları kaldırılır. Çene çizgisi belirgin hale getirilerek bu bölgedeki yanak sarkıklıkları da azaltılır ve yüzdeki ince kırışıklıklar giderilir.

Yüz germe işlemi, ruhsal ve fiziksel sağlığı yerinde olan kişiler için uygulanan bir estetik operasyondur. Hastanın sigara kullanmaması, hipertansiyon ve diyabet gibi komplikasyonlara yol açacak bir rahatsızlığının bulunmaması gerekmektedir. Operasyonun ve iyileşme sürecinin rahat geçmesi amaçlanır. Hastanın cilt elastikiyeti ve kemik yapısı da operasyondan alınan başarıyı doğru orantılı olarak etkilemektedir. Face lift işleminden önce hasta, operasyonun yaşlanma sürecini kesmeyeceğinin farkında olmalıdır. Hastanın beklentisini buna göre tutması ve yüz şeklinin değişmeyeceğinin bilincinde olması gerekir. Operasyondan önce her ameliyatta olduğu gibi tıbbi geçmişiniz ve kullandığınız ilaçlar gözden geçirilecek ve gerekli görüldüğünde bazı ilaçlara bir süre ara vermeniz istenebilecektir.

Yüz germe işlemi hastanın ihtiyaçları göz önünde tutularak kişiselleştirilebilir. Standart bir yüz germe ameliyatında, yüz ve boyundaki orta ve ileri boyuttaki sarkıklar ve yaşlanma belirtileri hedef alınmaktadır. Çene altındaki cilt sarkıklıkları giderilerek, yüz boyundaki cilt gerilip, kırışıklıklar ve çizgilerin görünümü hafifletilir. Saç çizgisinden itibaren, kulağın ön tarafında bulunan kesi izleri doğal kıvrımlar içinde kalacağından ilerde pek de belli olmayacaktır.

Mini yüz germe operasyonlarında ise hafif sarkıklık ve kırışıklıkların giderilmesi amaçlanır. Yüzdeki yorgun görünüm giderilir ve cilt sıkılaştırılarak daha genç bir görünüm kazandırılır. Kesi çizgisi daha kısadır. Lokal ya da tercihe göre genel anestezi altında da yapılabilen bir invaziv tekniktir. Ciltteki kırışıklıklar daha belirgin hale gelmeden önce derin çizgileri önleme amacıyla da yapılabilir. Mini yüz germe işlemi uzun süre daha kapsamlı bir operasyona gerek duymadan cildinizi daha genç tutmanızı sağlayabilir.

Geleneksel yüz germe ameliyatlarında, mini yüz germe operasyonlarına nispeten iyileşme süreçleri daha uzun olmakla birlikte alınan sonuçlar daha da belirgin olmaktadır.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Site : http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook : https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Rinoplasti fiyatlarında neler etkilidir?

Burun estetiği son yıllarda estetik dünyasında en çok rağbet gören operasyonların başında gelmektedir. Kemerli, fazla uzun, büyük veya eğri bir burun pek çok kişi için aynaya baktıklarında mutsuzluk sebebi olabilir. Bunun yanı sıra burunun yapısından kaynaklanan sorunlar nedeniyle nefes almakta güçlük çeken hastalar da rinoplastiye başvurmaktadır. Uzman doktorların güvencesiyle gerçekleştirilen iyi bir rinoplasti ameliyatı ise tüm bu sorunları kökten çözmektedir.

Kişinin özgüvenini arttıran ve hayat kalitesini yükselten burun estetiği fiyatlarında birçok farklı etken olabilir. Bu nedenle sabit bir fiyat arayışında olmak doğru değildir. Tek bir ideal burun şekli yoktur. Bu her hasta için yüz şekline ve beklentilerine göre farklılık gösterecektir. Kimi hastalar daha küçük ve kalkık bir burun isterken, kimileri daha doğal duran bir burun isteyebilir. Bu nedenle, rinoplasti kişiye özel bir değerlendirme ve uygulama gerektirmektedir. Operasyonun zorluk derecesi hastadan hastaya değişeceği için aynı doktor için bile sabit tek bir fiyattan söz etmek olası değildir.

Ameliyat Öncesi İyi Bir Araştırma Yapın

Hastalar ameliyat öncesinde iyi bir araştırma yapmalıdır. Fiyattan ziyade operasyonu gerçekleştirecek olan doktorun burun estetiği konusunda deneyimi ve başarısı en önemli ölçüt olmalıdır. Doktorun revizyon istatistikleri, hasta memnuniyeti, kullandığı teknoloji ve ekipmanlar, ameliyatın yapılacağı hastane ve hastanenin donanımı, doktorun ekibi gibi birçok belirleyici faktör bulunmaktadır. Unutulmamalıdır ki amacınız tek bir ameliyatla hayalinizdeki buruna kavuşmak ve hiçbir aksilikle karşılaşmamaktır. Dolayısıyla fiyat araştırması yaparken tüm bu ölçütleri göz önünde bulundurarak alanında en iyi doktorlarla görüşmek sizin için en iyisi olacaktır.

Doktorunuzu Ücretine Göre Değil Başarısına Göre Seçin

Doktorunuzla ameliyat öncesi ve sonrasında uzun bir süre iletişim içerisinde olacağınızı ve rutin kontroller için bir araya geleceğinizi aklınızda bulundurun. Doktorunuz hem sizin sağlık geçmişinize, hem burun yapınıza hem de beklentilerinize göre bir değerlendirme yapacak ve size bir fiyat sunacaktır.

Ameliyatınızı gerçekleştirecek olan doktorun estetik algısının ve kullandığı tekniklerin sizin için uygun olduğundan emin olun. Uygulama sonrası burnunuzda geri dönülmez değişikler olacaktır. Sonrasında yapılacak revizyon ameliyatları ise ancak küçük değişikler sağlayabilir.

Çok düşük ücretlerle gerçekleştirilen operasyonlarda kullanılan malzemelere ve hijyen şartlarına güvenilemez. Hastalar önceliklerini belirleyip kendi bütçelerine göre bir doktor seçimi yapmalıdır. Eğer operasyon tamamen estetik kaygısıyla yapılıyorsa ve hastanın bütçesi yeterli değilse bir süre beklemeyi düşünebilir. Burnunuzun yüzünüzün en dikkat çeken ve karakteristik organı olduğunu unutmayın. Beklediğiniz gibi sonuçlanmayan bir rinoplasti cerrahisi sizi tam tersine daha mutsuz edebilir. Bu kez burnunuzu düzelttirmek için daha fazla para harcamanız gerekeceği gibi bu süreç sizin için yıpratıcı olacaktır.

Bütçenizi aşan durumlarda eğer mümkünse sigorta şirketlerine başvurmayı deneyin. Eğer ameliyatın yapılış amacı solunum yolu ile ilgili veya herhangi bir sağlık sorununu çözmeyi kapsıyorsa sigorta şirketler ameliyat ücretinin bir kısmını karşılayabilir. Tamamen estetik amaçlı yapılan rinoplasti operasyonlarında ise bu durum ne yazık ki söz konusu değildir.

Sonuç olarak hastalar rinoplastinin uzun bir süreç olduğunu bilmeli ve ameliyat sonrası dönemin önemini de göz ardı etmemelidir. Bu anlamda öncelik bu operasyonu en ucuza mal etmek değil en doğru doktoru bulmak olmalıdır.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Site : http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook : https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Revizyon burun estetiği

Burun, insan yüzünün en dikkat çekici bölümlerinden biridir. Düz bir buruna sahip olmak herkesin hayalidir. Bu nedenle günümüzde, çeşitli estetik ya da sağlıksal kaygılarla gerçekleştirilen burun estetiği operasyonları oldukça yaygındır. Doğru doktor ile pek çok hasta hayal ettikleri buruna kavuşabilmektedir.

Revizyon Burun Estetiğinden Korkmalı mısınız?

Ancak bazı durumlarda, ilk burun ameliyatından sonra ikinci bir düzeltme gerekebilmektedir. İlk operasyonun ardından hayal ettikleri buruna kavuşamayan ya da başka bir sorun nedeniyle revizyon rinoplasti olmaları gereken hastalar genellikle ikinci ameliyattan korkar. Ancak literatürde her dört hastadan birinde yapılan revizyon burun estetiği daha zor bir operasyon süreci olmakla birlikte, büyük bir oranda başarılı sonuç vermektedir.

Revizyon ameliyatlarını, ilk ameliyatı gerçekleştiren doktorun uygulaması tavsiye edilir. Hem yaptığı işlemi en iyi bileceği için, hem de hastayı tanıdığı için böyle olması tercih edilmektedir. Doktor hastanın psikolojik olarak ikinci operasyona hazırlanmasına, korkularını gidermesine ve operasyonun gerekliliğini anlamasına yardımcı olacaktır. Ancak doktor kaynaklı bir hata ya da hasta ile anlaşmazlıklar varsa başka bir doktora yönlenilebilir. Bu durumda yeni doktorun ilk ameliyatla ilgili ayrıntılı bilgi sahibi olması ve işinde ehil olması şarttır.

Bazı durumlarda ise hastalar ilk ameliyat üzerinden yeterli süre geçmeden revizyon rinoplasti talep etmektedir. Ancak hastanın memnuniyetsizliği fonksiyonel bir sorundan değil, yeni burun şekliyle ilgiliyse ilk ameliyatın kesin sonuçlarının görmek ve başarılı olup olmadığına karar vermek için 6 ay ile 1 yıl arası bir süre geçmesi gerekmektedir. Bu süreden önce yapılan düzeltme ameliyatlarının başarı oranı daha düşüktür. Fakat yeni burunda eğrilik ya da düşüklük gibi şekilsek bozukluklar söz konusuyla, revizyon üç ay sonra gerçekleştirilebilir.

Revizyon (Düzeltme) Rinoplasti Hangi Durumlarda Gereklidir?

Yapılan araştırmalara göre burun ameliyatı geçiren hastaların %25’inde ikinci bir düzeltme operasyonu karşımıza çıkmaktadır. Yukarıda belirttiğimiz gibi revizyon rinoplastiye daha çok estetik amaçlarla ihtiyaç duyulmaktadır. Hastaların rinoplastiden en büyük beklentisi orantılı ve düzgün, fakat doğal bir burundur. Bu anlamda doktor ile hasta iletişimi çok önemlidir. Revizyon burun estetiği en çok yeni burunlarını doğallıktan uzak bulan ya da yüz şekillerine yakıştırmayan hastalar tarafından talep edilmektedir. Burun estetiğinin en büyük amacı hastalara mutlu olacakları bir burun yapmak olduğundan, ikinci ameliyat için de sağlık sorunları dışında en önemli ölçüt hastanın tercihleridir.

Revizyon Burun Estetiğinde Doktor Seçiminin Önemi

Revizyon burun estetiğinin başarılı olması elbette en çok ameliyatı gerçekleştirecek doktora bağlıdır. Bu nedenle cerrah seçimi çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki ne doktorlar ne de hastalar ikinci bir ameliyata gerek kalmasını istemez. Bu yüzden hastaların rinoplasti için doktor seçiminde önce doktorlarının revizyon istatistiklerini incelemeleri önem taşır. Mutlaka kurul onaylı ve başarı oranı yüksek cerrahlar tercih edilmelidir. Özellikle, daha hassas bir süreç olan revizyon rinoplastide tecrübeli doktorlar hastaları ameliyat öncesi psikolojik anlamda da rahatlatmayı ihmal etmeyecektir. Doktorunuza aklınıza takılan tüm soruları sormayı ve süreç hakkında detaylı bilgi almayı ihmal etmeyin.

Tüm bu süreci sizin için en yararlı şekilde yürütmek ve sizi hayallerinizdeki buruna kavuşturmak için bizimle iletişime geçmenizi bekliyoruz.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Site : http://www.selcukinanli.com/

Instagram : https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook : https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Neden rinoplasti yapılmalıdır?

Rinoplasti kimler için uygundur?

Günümüzde (Rinoplasti) burun ameliyatı, tıp alanında kaydedilen teknolojik gelişmeler sayesinde başarı oranı en yüksek operasyonlar arasında nitelendirilmektedir. Sağlık açısından önemli bir operasyon olan Rinoplasti, burnun estetik görünümünü de etkiler. Kişi burnunu görsel açıdan beğenmiyorsa burun ameliyatı olmak isteyebilir. Bu durumda kişi, alanında uzman olan bir hekimden yardım istemelidir.

Rinoplasti Nedir?

Rinoplasti genel olarak Nazoplasti adı ile de bilinmektedir. Estetik operasyonlar arasında en çok uygulanan operasyon burun estetiği operasyonu olmaktadır. Doğuştan burunda var olan, ya da herhangi bir şekilde sonradan oluşum gösteren biçimsel bozuklukların giderilmesi için burun ameliyatı yapılmaktadır.. Solunum bozukluğu ile alakalı bazı rahatsızlıklar sonucunda ya da bireyin görsel bakımdan burnunu beğenmemesi sonucunda bu ameliyat gerçekleştirilebilmektedir. Burun ameliyatı hangi neden ile yaptırılmış olursa olsun ilk amaç solunum yolunun ameliyat sonrasında sorunsuz bir şekilde işleyişine devam etmesidir.

Rinoplasti Neden Yapılır?

Rinoplasti ameliyatının gerçekleştirilmesinin en önemli sebebi nefes problemleridir. Kişinin burnunda, doğuştan ya da daha sonra ortaya çıkan herhangi bir biçimsel bozukluk sebebiyle birlikte nefes alıp vermesinde sorunlar meydana gelmesidir. Diğer bir neden ise bireyin estetik kaygılarıdır. Burunda oluşan yamukluklar, kıkırdak kısmında meydana gelen şekilsel bozulmalar, burnun olması gerekenden daha büyük olması, asimetrik görünümü gibi bazı durumlar sonucunda da burun ameliyatı yapılmaktadır.

Burun Ameliyatı Kimler İçin Uygundur?

Peki Rinoplasti nedir ve kimler için uygundur? Rinoplasti, erkek çocuklarında 18 yaşından sonra yapılması uygun olurken, kız çocuklarında 16 yaşından sonra yapılması daha uygun olan bir ameliyattır. Bunda etkin olan sebep ise erkek ve kadın fizyolojisinin birbirinden farklı olması ile alakalı olmaktadır.

Burun Estetiği İyileşme Süreci Ne Kadar Sürer?

Rinoplasti uygulaması sonucunda her hastanın iyileşme süreci değişiklik gösterebilir. Bu durum, operasyonun boyutu ile ilgili olmaktadır. Fakat genel olarak hasta ameliyattan sonra 5-6 saat gibi kısa bir süre içinde ayağa kalkabilir. Bu geçen süreden sonra eğer kusma ya da bulantı gibi semptomlar görülmüyorsa yemek yemeye de başlayabilmektedir. Aynı gün içerisinde taburcu edilen hastalar da vardır. Bunun yanı sıra 1 gece hastanede yatan hastalar da vardır. Her ameliyat sonrasında olduğu gibi bu ameliyattan sonra da hasta kendisine çok dikkat etmeli, doktorun bütün tavsiyelerine harfiyen uymalıdır.

Yazının devamı...

Burun estetiği sonrası şişlikler ne zaman iner?

Burun estetiği operasyonunda belki de hastaların en çok endişelendiği ve merak ettiği kısım ameliyat sonrası süreçtir. Hastaların akıllarına gelen ilk soru ameliyat sonrası şişliklerin ve morlukların ne zaman geçeceğidir. Ancak ne yazık ki ameliyattan sonra aynaya bakar bakmaz hayal edilen burunla karşılaşılacağının düşünülmesi gerçek dışıdır. Burun estetiği operasyonu geçiren hastaların yeni burunlarının tam şeklini görebilmek için bir süre beklemeleri gerekir.

Burun Ameliyatı Sonrası Şişlikleri ve Morlukları Önlemek Mümkün müdür?

Öncelikle belirtmek gerekir ki burun estetiği kişiye özel uygulanan bir cerrahi operasyondur. Ameliyat öncesinde doktor titizlikle yürüttüğü değerlendirmeler sonucu uygun tekniğe karar kılar ve hastayı en memnun edecek sonuç için özenle çalışır. Her hastaya aynı uygulama yapılmadığı gibi buna bağlı olarak hastaların ameliyat sonrası deneyimleri de farklılık gösterebilir. Ancak her ne olursa olsun miktarı değişmekle birlikte, burun ameliyatından sonra tüm hastalarda morluk ve şişlik gözleneceği kesindir. Uygulanan cerrahi işlem ne kadar profesyonel bir şekilde yapılsa ve sonrasında da çeşitli ilaçlar ve yöntemler kullanılsa da bunlar ancak şişliğin bir miktar azalmasını sağlayabilir, tamamen ortadan kaldırmaz.

Ameliyattan Sonraki Süreç

Burun estetiği ameliyatından sonra ilk saatlerde şişlik miktarı azken, zaman ilerledikçe artar. Genel olarak ameliyat sonrası göz çevresinde meydana gelen şişlikler 3-4 gün içinde azalır. Burun etrafındaki ödemin tamamen dağılması ise hızlı bir süreç olmayacaktır. Ameliyattan sonraki 6 ay içinde şişlikler çok büyük ölçüde azalır, 1 yıl içinde ise tam anlamıyla yok olmaları beklenir. Ancak bahsedilen şişliklerin dışarıdan bakıldığında anlaşılması oldukça güçtür. Çünkü ameliyat sonrası büyük şişlikler ilk ayda büyük bir oranda kaybolmaktadır. Hatta ilk haftanın sonunda bile şişliklerde gözle görülen bir azalma olur. Geri kalan 6 ay-1 yıllık süreçte ise daha çok hastanın hissedeceği şişlikler yavaşça dağılır. Hastalar ilk zamanlarda burunlarında bu şişliklerden dolayı bir ağırlık hissedebilir, ancak ilk haftalardan sonra bu his geçecektir.

İyileşme Süreci

Yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden burun estetiği operasyonu sonrası iyileşme süreci de hastadan hastaya farklılık gösterebilir. Genel olarak ilk bir haftadan sonra hasta toparlanmaya başlar. İlk zamanlar hafif bir ağrı ya da şişliklerden dolayı burun tıkanıklığı olabilir. Ancak kısa süre sonra bu sıkıntılar yok olacaktır. Hastalar birçoğu iyileştikten sonra ameliyat öncesine göre çok daha rahat bir şekilde nefes aldıklarını belirtmektedir.

Ameliyat sonrası şişlik ve morlukların azalması için düzenli olarak soğuk uygulama yapılır. Hiloterapi adı verilen uygulama ameliyat esnasında başlayıp hasta odaya çıkana kadar özel olarak tasarlanmış cihaz ve maskelerle yapılmaktadır. Bu yöntem 15 derecede kontrollü bir uygulama ile gerçekleşmektedir. Buz uygulaması kontrollü bir şekilde yapılmazsa dokulara hasar vererek istenenin tam aksi, olumsuz bir reaksiyona neden olabilir.

Burun ameliyatı sonrası süreç sosyal hayatınızdan geri kalmanıza neden olmaz. Bir haftalık istirahatten sonra okula ya da işe geri dönebilirsiniz. Bu iyileşme sürecinde randevularınıza uyarak düzenli bir şekilde doktorunuza görünmeyi ihmal etmemelisiniz. Doktorunuz uygun gördüğü zamandan itibaren burun masajı yapabilirsiniz. Ancak herhangi bir uygulama yaparken veya bir ilaç alırken mutlaka doktorunuzun tavsiyelerine uyun. Bu sayede iyileşme sürecini daha rahat ve daha hızlı bir şekilde geçirebilirsiniz.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Site : http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook : https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Göz kapağı estetiği

Göz kapakları, göz şeklini ve bakışlarınızın güzelliğini etkileyen, yüzünüzün önemli bir parçasıdır. Kırışık ve düşük göz kapakları ya da göz torbaları sizi yorgun ve yaşlı gösterebilir. Ancak küçük bir cerrahi işlemle daha genç bir göz kapağı görüntüsüne sahip olmanız mümkün.

Kimlere Uygulanabilir?

Göz kapağı estetiği, üst göz kapağına, alt göz kapağına ya da her iki kapağa da uygulanabilen ve bunların görünümü daha estetik hale getiren bir cerrahi işlemdir. Operasyon için herhangi bir yaş sınırlaması yoktur. Daha çok orta yaşlı ve yaşa bağlı olarak sarkma sorunu yaşayan hastaların tercih ettiği bir yöntem olmakla birlikte, özellikle düşük göz kapağına sahip olan daha genç hastalara da uygulanabilen bir ameliyattır.

Ameliyat Öncesi Süreç

Ameliyat öncesinde hastalarımızla detaylı bir ön değerlendirme yapmakta ve operasyon süreci konusunda onları bilgilendirmekteyiz. Göz kapağı estetiği için alın, kaşlar, yanaklar ve şakaklar olmak üzere yüzün geri kalanının da incelenmesi hastaya en uygun olan yöntemin çizilmesi için çok önemlidir. Hastaların gereksiz korkuları varsa bunlar giderilmekte, bu işlemin gerekli olup olmadığı, sonuçları, dikkat edilmesi gerekenler ve herhangi riskli bir durum varsa bunlar açıklanmaktadır.

Ameliyat Sonrası İz Kalır mı?

Bu ameliyatı olmak isteyen hastaların akıllarına ilk gelen sorulardan biri de operasyon sonrası bir iz kalıp kalmayacağıdır. Özellikle yüz bölgesinde gerçekleştirilen operasyonların ardından belirgin iz veya yaralar kalması hastalar için endişelendirici bir durum olabilir. Ancak bu korku yersizdir. Göz kapağı estetiğinden sonra kısa bir süre, diğer tüm cerrahi operasyonlarda olduğu gibi iz kalmaktadır. Fakat bu ameliyatta uygulama alanı çok küçük ve hassas olduğu için bahsedilen iz son derece küçük, hatta çok yakından bakılmadığı sürece gözle görülemeyecek boyuttadır. Göz kapağı vücudumuzun en ince derisine sahip olan bölgesidir ve kan dolaşımı çok hızlıdır, bu sayede iyileşme kısa sürede gerçekleşir. İlk altı aydan sonra ise çoğu hastada ameliyat izleri tamamen kaybolmaktadır. Çok nadir rastlanan durumlarda hastalarda iyileşme süreci düzgün ilerlemeyebilir. Ancak bu da önceden yapılan tetkiklerle saptanabilmekte ve varsa alternatif bir yöntem bulunmakta, yoksa ameliyattan vazgeçilmektedir.

Ameliyat Süreci ve Sonrası

Üst göz kapağına uygulanan işlem, ameliyat öncesi belirlenen fazla yağ, kas ve derilerin çıkarılması şeklindedir. Ben hastalarımın rahatı açısından genel anestezi yöntemini kullanmayı tercih ediyorum. Ameliyat sonrası hastalar bir gün sonra taburcu edilmekte ve yaklaşık bir haftalık istirahatten sonra günlük hayatlarına tamamen dönmektedirler. Hastalar ilk birkaç gün bulanık görme, göz yaşarması, ya da gözlerini kapatırken zorluk çekme gibi geçici sorunlar yaşayabilirler. Şişliklerin inmesiyle birlikte bunlar da geçecektir. Uygulama sonrası ilk birkaç ay, gözün katlanma bölgesinde çok ince bir iz meydana gelecektir. Ancak bu izin, gözünüz açıkken neredeyse hiç göze çarpmayacağı söylenebilir. Alt göz kapağında ise, kirpik dibinin yakınında gözün kendi çizgisi gibi duran ince bir iz kalabilir.

Göz kapağı estetiği hakkında başka sorularınız varsa hiç vakit kaybetmeden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Site : http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook : https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Meniere hastalığı nedir, tedavisi nasıldır?

Meniere hastalığı kişide baş dönmesi yaratan, aralıklı işitme kayıpları yaşatan ve kulak çınlamasına neden olan bir iç kulak rahatsızlığıdır. En büyük belirtisi belirli periyodlar halinde kendini gösteren baş dönmesi ataklarıdır. 40’lı yaşlarda kendini göstermeye başlayan bu Meniere hastalığının en büyük nedeni iç kulakta bulunan ve dengeden sorumlu sıvılardaki artışıyla yaşanan basınç artışıdır. Atılan sıvıdan daha fazla sıvı kalması ya da sıvı boşaltılan kanallarda tıkanık olması halinde bu durum ortaya çıkabilmektedir. Yine de Meniere rahatsızlığına neden olan bu basınç artışının sebebi çoğu zaman bilinmemektedir.

Meniere rahatsızlığının başlangıç döneminde kişi ilk olarak sadece baş dönmesi probleminden şikayetçi olmaya başlar. 20 dakika ile 24 saat arası sürebilen baş dönmesi kusma ve bulantıya neden olabilir. Bu bulantıya kulakta oluşan dolgunluk hissi eşlik eder. Bu baş dönmesi atakları ile hafif denge kayıpları ortaya çıkabilir. Hastalığın ilk seyrettiği yıllarda işitme kaybı az görülse de ilerleyen dönemde işitme kaybında artış görülebilmektedir. Bu durum nistagmus adı verilen istemsiz göz hareketlerine neden olabilir. Tüm belirtiler ayrı ayrı görülebileceği gibi ne yazık ki bazen aynı anda görülebilmektedir. Kişiler gerginlik ve stres yaşadığında veya aşırı tuz alması baş dönmesi ataklarını başlatabilir. Meniere kronik bir rahatsızlık olarak kabul edilse de çeşitli tedaviler semptomları hafifletmeye ve yaşamınızdaki uzun vadeli etkiyi en aza indirmeye yardımcı olabilirken aynı zamanda cerrahi girişim alternatif bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır.

Meniere Hastalığının Tanısı Nasıl Konulur?

Meniere hastalığı olan hastaların kulak fizik muayenesi normaldir. Hele bir de hasta baş dönmesi olmayan bir dönemde muayene ediliyorsa hiçbir bulguya rastlanmayabilir. Bu nedenle çok yönlü tetkiklerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Bu tetkiklerden biri işitme testidir. Meniere rahatsızlığında sensörinöral tipte yani sinirlere bağlı işitme kaybı görülür. Atakların yaşandığı dönemlerde ve dönem arasında yapılmış başka işitme testleri varsa bunların incelenmesi hastalığın seyri açısından çok önemli bilgiler verir. Bu rahatsızlıkta denge kaybı görüldüğü için denge testler ile iç kulağın denge fonksiyonları incelenebilir. Çoğunlukla hastalığın olduğu kulakta denge fonksiyonları yavaşlamış bulunur. Elektrokokleografi ile iç kulaktaki basınç artışını görülebilir. Her zaman ihtiyaç duyulmasa da son olarak Beyin sapı işitsel potansiyelleri testine ihtiyaç duyulabilir. Bu testte sesin beyinde işitme merkezine ulaştırılmasını sağlayan sinirlere ait başka bir sorun olmadığını anlamak amacıyla yapılır.

Meniere Tedavisi

Meniere hastalığının kesin bir tedavisi yoktur. Ancak hastalığın seyrine göre uzmanların hem fikir olduğu bazı tavsiyeler işe yarayabilir ancak en tatmin edici sonuçlar için Meniere ameliyatı gerçekleştirilebilir.

Bu tavsiyelere geldiğimizde şu şekilde sıralayabiliriz;

Az tuzlu diyet

İç kulağın kan dolaşımını artıran ilaçlar

İdrar söktürücü takviyeler

Baş dönmesini baskılayan ilaçlar

Kulak zarından ilaç enjeksiyonu

Orta Kulağa steroid ve aminoglikozid uygulanması

Cerrahi

Cerrahi girişimlerde ise Endolenfatik kese cerrahisi ve Labirentektomi olmak üzere iki farklı yöntem uygulanmaktadır. Endolenfatik kese cerrahisinin etkisi kısmı veya geçici olabilir. İşitmeyi olumsuz etkileme olasılığı düşüktür.

Meniere rahatsızlığında cerrahi girişimler son seçenektir. Öncelikli olarak çeşitli ilaç tedavileri ile hastalığın semptomları büyük ölçüde azaltılabilmektedir. Meniere hastalığı, hayatı tehdit içermeyen ve ciddi komplikasyonları bulunmayan bir rahatsızlık olmasına rağmen, ne zaman ortaya çıkacağı ön görülemeyen baş dönmesi atakları kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Eğer sizde Meinere hastalığına sahip olduğunuzu düşünüyorsanız gerekli tetkiklerin gerçekleştirilmesi ve teşhis ve Meinere hakkındaki sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Site : http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook : https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.