SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Post bariatrik cerrahi nedir?

Aşırı kilo ya da obezite, estetik olarak istenmeyen görünümün dışında çok sayıda sağlık sorununu da beraberinde getirir. Doktor ve diyetisyen kontrolünde söz konusu kilolarından kurtulan bireyler, ya da obezite cerrahisi geçiren hastalarda, vücudun çeşitli yerlerinde sarkmalar görülebilir.

Söz konusu sarkmalar karın, meme, bel, kalça, sırt, kol ve bacaklar ile yüz bölgesinde meydana gelir. Kişi ideal kilosuna kavuşsa bile söz konusu bölgelerde meydana gelen sarkma ve deformiteler, hastaların istedikleri vücut biçimine sahip olmasını engeller.

Post- bariatrik cerrahi, bu noktada devreye giren bir vücut şekillendirme işlemidir. Post bariatrik cerrahi ile kilo verme sonrası meydana gelen sarkmalar giderilir ve hastanın vücut şekli istenen hale getirilir.

Post bariatrik cerrahi çoğunlukla birden çok operasyon gerektiren işlemler bütünüdür. Hastanın şikayetlerine göre karın, bel, meme, kol ve bacaklar, sırt ve bel bölgesine cerrahi müdahale yapılarak sarkan deriler toparlanır. Bu operasyonların kaç seansta ve nasıl gerçekleşeceğine hastanın durumuna göre plastik cerrahlar tarafından karar verilir. Planlama kapsamında operasyonların hangi sıralama ile gerçekleşeceği, birden çok ameliyat söz konusu ise bu ameliyatlar arasındaki iyileşme ve dinlenme süreleri hesaplanır. Post bariatrik cerrahi ameliyatları genel anestezi altında gerçekleşir.

Post bariatrik cerrahinin aşamaları

Karın, bel ve kalçadaki sarkmaların giderildiği operasyonlar çoğunlukla bütün olarak gerçekleşir. Hastanın bel çevresinde genellikle 360 derecelik bir kesi açılır. Kalça bölgesinde hacim kaybının da mevcut olduğu durumda, hastanın kendi yağ dokusu dolgunluk vermesi için bu bölgeye uygulanabilir.

Kilo vermenin ardından memede meydana gelen sarkmalarda çoğu zaman hacim kaybı da meydana geldiği için hastalarda memelerde dikleştirme ameliyatı yapılabilir. Gerekli durumlarda istenen hacim ve görüntüyü sağlamak için silikon protez de ameliyata dahil edilir.

Hayalleriniz yarıda kalmasın

İdeal kiloya kavuşmak hem fiziksel sağlık hem de istenilen görüntüye kavuşmak için oldukça önemlidir. Zorlu bir süreç sonunda ideal kiloya kavuşan hastalar, aynı zamanda ideal görüntülerine de kavuşması için post bariatrik cerrahi işlemlere ihtiyaç duyabilirler. Konuyla ilgili plastik cerrahlara danışabilir, ameliyatlar hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı

Yazının devamı...

Kök Hücre Uygulaması Nedir?

Kök hücre uygulamaları son yıllarda en çok tercih edilen doğal gençleşme yöntemlerinin başında gelir. Kök hücreler vücuttaki en değerli hücreler olarak kabul edilir.

Bu hücreler vücudun bulunduğu bölgesindeki hücrelerin şeklini alır. Ayrıca çok hızlı üreme özelliğine sahip olan bu hücreler son yıllarda birçok alanda kullanılmaktadır. Teknolojinin gelişmesi ile beraber çeşitlenen ameliyatsız estetik uygulamalarında da kök hücre uygulamaları büyük avantajlar sağlar.

Enjekte edildiği bölgenin doğal güzelliğini koruyarak gençleşme sağlayan uygulama, özellikle ameliyatsız estetik uygulamalara öncelik veren ya da operasyon için vakit bulamayan kişiler tarafından popüler bir şekilde tercih edilir. Kök hücre uygulaması kişinin kendi vücudundan alınan yağ hücrelerinden yapıldığı için herhangi bir alerjiye de neden olmaz.

Kök Hücre Uygulaması

Kök hücre uygulamasında kişinin kendi vücudundan alınan yağ dokuları kullanılır. Bu yağ dokularından elde edilen kök hücreler hasar giderme ve yenileme amacıyla kullanılır. Kök hücre enjeksiyonu kişinin sağlık durumuna, cerrahın tercihine ve işlemin kapsamına göre farklı anestezi uygulamaları ile gerçekleştirilir.

Enjeksiyon işlemi yaklaşık olarak 2 saat sürer. Kök hücre uygulaması yüz bölgesine, boyuna, dekolte bölgesinde ve ellere uygulanabilir. Bu bölgelerin yanı sıra anti-aging etkisi elde edilmek istenen bölgelerde ve dudak şekillendirme işlemlerinde de kök hücre uygulaması tercih edilebilir. Bu uygulama sonrasında herhangi bir istirahat dönemine ihtiyaç yoktur, kişiler hemen günlük hayatlarına geri dönebilirler.

Kök Hücre Uygulamasının Avantajları Nelerdir?

Enjekte edilen kök hücreler bulundukları bölgede hızlı bir iyileşme sağlar. Ayrıca ciltte parlaklık meydana gelir. Hücrelerin kolajen miktarını arttırması sayesinde hücre yenilenme hızı artmakta ve bu da cildin elastikiyetinin artmasını sağlamaktadır.

Uygulama ciltteki sivilce ve akne izlerinin de giderilmesi için de kullanılmaktadır. Uygulama sonrasında istenen etki kısa sürede ortaya çıkar. Son derece ince iğneler ile gerçekleştirildiği için herhangi bir iyileşme süreci bulunmaz.

Enjeksiyon yapılan yerlerde uygulama sonrasında hafif kızarıklık gibi hassasiyetlerin meydana gelmesi son derece normaldir. Bu etki yaklaşık 1-2 gün içerisinde kendiliğinden ortadan kalkar. İstenen etkinin tam anlamıyla ortaya çıkması için yaklaşık olarak 2-3 haftanın geçmesi gerekebilir.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.sukruyazar.com.tr

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Jinekomasti Ameliyatı Üzerine

Ergen ya da yetişkin erkeklerde östrojen ve testosteron hormonlarındaki dengesizlik nedeniyle meme dokusunun normalden fazla büyümesine jinekomasti adı verilir. Jinekomasti hem tek hem de çift meme de birden meydana gelebilir. Ayrıca bu durum yeni doğmuş bebeklerde ve yaşlılarda da fizyoloik olarak gözlemlenebilir.

Jinekomasti bazı durumlarda memede ağrıya neden olabilir. Antibiyotik, kalp ilaçları, anksiyete ilaçları, AIDS ve kemoterapi ilaçları, kalp hastalıklarını gidermeye yönelik bazı ilaçlar da jinekomastinin ortaya çıkmasını sağlayabilir. Bunların dışında jinekomasti ve böbrek hastalıklarının sonucu olarak da görülebilir.

Jinekomasti Ameliyatı Nasıl Gerçekleştirilir?

Jinekomasti tedavisi ameliyat ile ya da liposuction ile gerçekleştirilebilir. Ameliyatta en sık kullanılan yöntem eksizyonel tedavidir. Bu tedavide meme başının etrafında yer alan koyu bölgeye açılan kesiden fazla doku ve deri alınır.

Genel anestezi altında gerçekleştirilen ameliyat yaklaşık olarak 1 saat sürer. Ameliyat sonrasında meme etrafında oluşan iz kalıcı değildir.

Liposuction da ise yaklaşık olarak 1-2 mm büyüklüğünde kesiler açılmaktadır. Lokal anestezi ile gerçekleştirilen bu yöntemde kesilerden içeri yerleştirilen kateterler ile yağ dokusu emilir. Yaklaşık olarak 2 saat süren bu işlemden sonra izler farkedilmez çünkü bütün işlem çok küçük kesilerden gerçekleştirilir.

Jinekomasti Ameliyatı Sonrası

Liposuction ile gerçekleştirilen işlem sonrasında hastaların evine gitmesinde herhangi bir sakınca bulunmaz. Ancak eksizyonel ameliyatlar genel anestezi yapıldığı için hastaların ameliyattan sonra 1 gün hastanede kalması gerekir.

İlk günlerde ameliyat bölgesinde hafif düzeyde reaksiyonlar ve hassasiyet meydana gelmesi son derece normaldir. Yaklaşık 2-3 gün sonra kendiliğinden ortadan kalkar ancak hassasiyetin ortadan kalkması birkaç haftayı bulabilir. Ameliyattan sonra herhangi bir tıbbi rahatsızlık ya da aşırı kilo değişimi olmadığı sürece jinekomasti tekrar meydana gelmez.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.sukruyazar.com.tr

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Vaser Liposuction

Liposuction özellikle kadınlar arasında oldukça yaygın olan bir estetik uygulamadır. Vaser liposuction ise bu işlemin ultrasonografik ses dalgaları kullanılarak uygulandığı tekniğin adıdır.

Vaser liposuction tekniği hem uygulanma şekli hem de sonuçları ile oldukça rağbet gören teknikler arasında yer alıyor. Bu uygulama bölgesel yağlanma için son derece etkili çözümler sunsa da, bütün estetik işlemlerde olduğu gibi doğru planlama önemlidir.

Kimler Yaptırabilir?

Vaser liposuction tekniği kilo vermek isteyenlere çözüm sunmaz. Liposuction uygulamaları ile ilgili bilinen en büyük yanlış şüphesiz ki bu uygulama ile kilo vermenin mümkün olacağının düşünülmesidir.

Liposuction uygulamalarının bütün türleri diyet ve spor ile incelme elde edilemeyen bölgeler için uygundur. Bu uygulama kişinin kilo vermesini sağlamak için değil, inatçı yağların meydana getirdiği görünümü düzeltmek için tercih edilir.

Bu nedenle vaser liposuction için uygun adayın ideal kilosunda olması önemlidir. Fiziksel olarak sağlıklı her birey vaser liposuction yaptırabilir. Diyabet hastalığı olan, dolaşım sorunları yaşatan, uygulamanın yapılacağı bölgede ya da bölgenin yakınlarından ameliyat geçirmiş olan kişiler için vaser liposuction riskli olabilir.

Bu tür durumlarda alternatif yöntemlerin değerlendirilmesi daha doğru olacaktır. Yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, sistemik rahatsızlıklar, sinir sistemi hastalıkları olan kişilerde de vaser liposuction uygulaması tercih edilmeyebilir. Bu tür rahatsızlıkları olan kişilere uygulama yapılacaksa da tıbbi olarak etraflı bir değerlendirme ve operasyonun etki alanının daraltılması sonrası yapılması tercih edilmektedir.

Hangi Bölgelerde Etkili?

Vaser liposuction uygulaması hem kadınlarda hem de erkeklerde etkili sonuçlar alınmasına olanak sağlar. Oldukça popüler olan bu uygulama kadınlar arasında özellikle basen, bel, iç bacak ve karın gibi yağların zor eritildiği bölgelerde popülerdir.

Erkeklerde jinekomasti için oldukça sık tercih edilen vaser liposuction bel ve karın bölgesi yağlanmalarında da tercih edilmektedir. Vaser liposuction uygulaması her yaştan insana uygulanabilse de özellikle etkili sonuçlar alınması için cildin elastikiyetini kaybetmemiş olması önemlidir.

Cilt elastikiyetinin azaldığı durumlarda bölgeden çıkarılan yağ dokularından sonra sarkmalar meydana gelmesi mümkündür. Bu durumlarda uygulama sonrasında germe operasyonları ve cilt elastikiyetini düzelten uygulamalarla uygun çözümler oluşturulabilir.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.sukruyazar.com.tr

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Her Cildin İhtiyacı: Baby Face

Vücudumuzun en dikkat çeken kısmı yüz bölgesidir. Zaman içerisinde yüz ve çevresinde meydana gelen kırışıklıklar, çizgiler ve renk değişiklikleri kişinin yüz ifadesinin değişmesine, olduğundan daha cansız ve yaşlı gözükmesine neden olur. Bu durum 30’lu yaşlardan itibaren ortaya çıkar.

Son yılların estetik trendleri gençleşme veya genç gözükmeyi hedeflediği kadar mevcut genç görünümü korumaya da yöneliktir. Baby Face uygulaması sayesinde hem doğal hem de genç, parlak ve ışıltılı bir görünüm elde edilebilir.

Bir çok cilt bakımının genel özelliği kısa süreli olması ve uygulamadan hemen sonra meydana gelen parlak görünümün belli bir sürede etkisini yitirerek yeniden mat bir renge dönüşmesidir. Baby Face ile cilt bakımı derinlemesine gerçekleştirildiği için elde edilen olumlu sonuçlar uzun etkili ve kalıcı olmaktadır.

Nasıl Uygulanır?

Baby Face’in cilde uygulanması iki aşamadan oluşmaktadır. Uygulamanın ilk aşamasında bölgeye mikro kanallar açılır. Thulium lazer uygulaması ile yaklaşık olarak dakikada 6000 adet mikrokanal açılabilir. Daha sonra ise cildin ihtiyacına ve mevcut problemine uygun olarak seçilen LaseMD ampulleri hazırlanır.

Bu ampullerin içeriği cilde yedirilmektedir. Bu işlem toplamda 5-6 dakika sürer. Ampul içeriğinin cilde yedirilmesinin ardından yaklaşık 10 dakika süreyle özel bir maske yapılmaktadır. Sadece cilt bakımı için yapılan Baby Face uygulamasında tek seans yeterlidir.

Ancak yenileme ve kalıcı parlaklık isteyenler için ortalama 3 seans gerekebilir. Ciltte meydana gelen lekeleri gidermek ve citl tonunu düzenlmeke için tercih edildiğinde ise 3 ile 5 seans uygulanması gereklidir.

Baby Face’in Farkları

Baby Face’in diğer lazer uygulamalarına göre önemli farkları ve avantajları bulunmaktadır. Baby Face uygulaması yapılacak işleme bağlı olarak ortalama 10-15 dakika sürer, ayrıca bu işlem sırasında herhangi bir anestezik krem kullanımına ihtiyaç duyulmaz.

Ancak cildin derin katmanlarına yapılan işlemlerde ise hastaların konforlu bir operasyon geçirebilmesi için krem uygulaması gerçekleştirilebilir. Baby Face uygulamasından sonra ciltte kızarıklık meydana gelebilir ve bu kızarıklık 1-2 gün içerisinde kendiliğinden geçer.

İşlemin cilde açılan mikrokanallar aracılığı ile gerçekleşmesi de derinlemesine bir etki yaratarak kalıcılığının diğer uygulamalara göre çok daha uzun süreli olmasını sağlar.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.sukruyazar.com.tr

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Yeni Trend: Kıvrımlı Hatlar

Son yıllarda kadınlar arasında kıvrımlı vücut hatları daha popüler hale geldi. Bunun başta gelen nedenlerinden biri kıvrımlı hatların dişiliği ön plana çıkarması. Kadınların bu tercihi en çok uygulanan estetik operasyonlarda da kendini gösterdi.

Belirgin ve Dolgun Kalçalar Şimdilerin Gözdesi

Kalça ve göğüs estetikleri giderek daha fazla kadın tarafından tercih edilmeye başlandı. Özellikle belirgin ve dolgun kalçalar şimdilerin gözdesi. Kum saati şeklindeki bir vücuda bu şekli kazandıran en önemli noktalardan bir tanesi de kalçalar.

Bu nedenle kalça operasyonlarına olan ilgi her geçen gün artıyor. Bu bölgede meydana gelen deformasyon, düşüklük ve sarkmalar vücudun genel görünümünü fazlasıyla etkiler ve istenmeyen bir görünüme neden olur.

Kalça Protezi Adından Söz Ettirecek!

Önümüzdeki birkaç yıl boyunca kalça protezleri meme protezleri kadar popüler hale gelecek. Hareketsiz bir yaşam tarzı, sürekli kilo değişimi ve stresli yaşam koşulları bölgesel yağlanmalara neden olur. Özellikle aşırı miktarda kilo değişimi kalçaların sarkık bir görünüm kazanmasının önünü açar.

Bu bölgeyi en kolay şekilde tekrardan dik ve kıvrımlı hale getirmenin yollarından bir tanesi de kas kütlelerinin altına yerleştirilen protezlerdir. Bu protezler dışarıdan bakıldığında belli olmadığı gibi aynı zamanda herhangi bir rahatsızlık hissi de vermez.

Ayrıca vücudun diğer bölgelerinden alınan fazla yağlar, yine kalça bölgesinin yeniden şekillendirilmesinde yardımcı olur. Elde edilen görünüm sayesinde kadınlar psikolojik olarak da daha kendine güvenli hale gelirler.

Kombine İşlemler

Kıvrımlı vücutlar sadece düzgün ve dolgun kalçalardan ibaret değildir. Vücudun kıvrımlı bir görünüm almasında bacaklar ve karın bölgesi de önemli rol oynar. Bazı durumlarda karın çevresinden ve basenlerden alınan yağlar, şekil vermek için kalça estetiğinde kullanılabilir.

Ayrıca en iyi sonucu elde etmek için birçok operasyonda protez ve yağ işlemi birlikte uygulanır. Kalça estetiğinde kullanılan yağlar, vücudun bel çevresi ve basen gibi farklı bölgelerinden alınan kişinin kendi dokusu olması sayesinde herhangi bir komplikasyona neden olmaz.

Bu sayede yapay bir görünüm yerine doğal bir görünüm elde etmek de mümkün olur. Kombine bir uygulama ile bel ve basen bölgesi yeniden şekillendirilirken kalça da kıvrımlı hale getirilebilir.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.sukruyazar.com.tr

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Estetik Sonrası Ruh Hali

Estetik operasyonların yarattığı değişimin sadece fiziksel olduğunu düşünmek gerçekçi bir yaklaşım değil. Estetik operasyon sonrası kişinin ruh hali genellikle yepyeni bir döneme başlamanın heyecanını taşır. Dahası kendi iyiliği ve mutluluğu için hayatında bir değişim yapmaya karar vermiş olmak, kişinin kendine olan saygısını artırır.

Estetik operasyonlar sonucu ortaya çıkacak değişimlerin kişi üzerinde tam da istenen düzeyde olumlu etkisinin olmasını belirleyen en önemli etken bu operasyonların planlaması yapılırken mutlaka kişinin doktoruyla birlikte beklentilerini ve ruhsal olarak hazır olduğunu çok iyi planlamış olmasıdır. Doğru zamanda ve doğru seçimle yapılan estetik operasyonlar kişinin kendine güvenini ve hayat kalitesini artıran bir etki yapar.

Operasyon Sonucuna Hazırlık

Estetik operasyonlar sonrasında ortaya çıkacak sonuca kişinin hem fiziksel hem de ruhsal olarak hazırlanması oldukça önemli. Özellikle radikal değişimlerin yapılacağı operasyonlardan sonra kişinin kendisine ve yeni görüntüsüne alışma süreci zaman alabilir.

Göğüs büyütme, burun estetiği ve kalça kaldırma gibi dış görünüşte dikkat çekici değişimlere neden olabilecek operasyonlara kişinin kendini daha rahat hazırlayabilmesi için üç boyutlu görüntüleme yöntemlerinden destek alınabilir, böylece kişi zihninde planladığı görüntüyle ortaya çıkacak sonucu yaklaşık olarak da olsa karşılaştırma şansı bulur.

Özellikle de kişi, doktorunun tavsiyeleriyle uyumlu olmayan abartılı bir değişim talep ediyorsa mutlaka 3 boyutlu görüntüleme ile kişiye değişimin nasıl olacağı gösterilmeli.

Doğru Seçim, Doğru Sonuç

Estetik operasyonların temel amacı; kişinin kendiyle barışmasını, bedenini daha çok sevmesini ve iyi hissetmesini sağlayarak hayat kalitesini artırmaktır. Bu amacı başarılı bir şekilde yerine getirmek için estetik ameliyat planlamasının mutlaka kişinin vücut tipine, cilt yapısına ve fiziksel özelliklerine uygun bir şekilde yapılması gerekir.

Eğer doğru bir planlama yapılmazsa kişinin aynaya baktığında pişmanlık duyacağı sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu da estetik sonrası elde edilen sonuçla beklentilerin uyuşmamasına ve ruh halinin olumsuz yönde etkilenmesine neden olur.

Estetik sonrası kişiler genellikle, uzun zamandır farkında olduğu ve değişmesini hayal ettiği kusurlarından kurtulduğunda yeni bir hayata başlamanın enerjisine sahip oluyor. Bu enerji hem içsel olarak yaşam enerjisini arttırırken hem de kişinin iş ve sosyal yaşamında çok daha öz güvenli olmasını sağlıyor.

Değişime Hazır mısınız?

Bu olumlu etkileri operasyon sonrasına başarılı bir şekilde yansıtmak için iyi bir doktor hasta ilişkisi kurulması en önemlisi.

Ayrıca doktorla birlikte operasyona fiziksel olarak olduğu kadar ruhsal olarak da hazır olup olmadığını da değerlendirdikten sonra karar vermesi son derece önemli.

Gerekirse kişinin aklındaki bütün kuşkular ve soru işaretleri giderilene kadar operasyona hazır olması için beklenmeli. Özellikle kombine operasyonlar öncesinde kişinin ruhsal olarak bu değişime hazır olup olmadığı mutlaka iyi değerlendirilerek karar verilmeli.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.sukruyazar.com.tr

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Yaşlanma Karşıtı Somon DNA

Zaman içerisinde yaşlanma ve çevresel faktörlere bağlı olarak cildin yapısında değişiklikler meydana gelir. Yapısal değişiklikler ve çevresel etkiler cildin kuru ve mat olmasına, zamanla kırışıklıkların ve çizgilerin gözle görülür derecede belirginleşmesine neden olur.

Yeniden Daha Genç Bir Görünüm İçin

Yüzde meydana gelen bu değişiklikler kişide olduğundan daha yaşlı ve yorgun bir ifade yaratır. Somon DNA tedavisi ile zamanın getirdiği bu görünümden kurtulmak ve yeniden genç bir görünüme sahip olmak mümkün.

Somon DNA tedavisi, somon balığından elde edilen DNA moleküllerinin enjekte edilmesi ile gerçekleştirilen bir yöntemidir. Bu içerik aynı zamanda hyalüronik asitle beraber uygulanır.

Somon DNA’sı, ciltte meydana gelen deformitelerin onarımında önemli bir rol oynayarak istenen canlı, dinamik ve sağlıklı görünümün elde edilmesine yardımcı olur.

Nasıl Uygulanır?

Somon DNA cildin orta tabakası olan dermis tabakasına enjekte edilir. Burası cildin üst kısmı için bir taşıyıcı görevi görürken aynı zamanda kan damarları, sinir uçları ve saç foliküllerinin yer aldığı bölgedir. Bu bölgeyi destekleyen fibroblast hücrelerin etkinliğini ve sayısını kaybetmesi yaşlı görünüme neden olur. Enjeksiyon işlemi son derece ince iğneler ile gerçekleştirildiği için herhangi bir anestezi maddesine ihtiyaç duyulmaz.

Kaç Seans Sürüyor?

Ancak hassasiyet durumlarda anestezi kremleri ile hastanın daha konforlu bir uygulama geçirmesi sağlanır. Uygulama 4 seans olacak şekilde gerçekleştirilir. Bu seansların ilkinde cildin nem kazanabilmesi için saf hyalüronik asit enjekte edilir. Bundan iki hafta sonra ise Somon DNA işlemi gerçekleştirilir. İşlem aynı aralıkla bir kez daha uygulanır.

Uygulama Sonrası Etki

Somon DNA işlemi yüz çevresi, boyun ve dekolte bölgesi gibi bölgelere uygulanabilir. İşlem sonrasında istenilen görünüm yaklaşık 1 hafta içerisinde ortaya çıkar. Seanslar sona erdikten sonra ise eskisine göre daha gergin, nemli ve canlı bir cilt meydana gelir. Ayrıca kırışıklıklarda azalmalar görülür. İçeriği doğal olduğu için herhangi bir alerjik etki meydana gelmez. Somon DNA ile elde edilen sonuçlar yüz güldürücüdür.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.sukruyazar.com.tr

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.