SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Tek Seferde Kombine Estetikler

Kombine estetik olarak da bilinen estetik operasyonlar birden fazla estetik ameliyatın tek seferde yapılmasıdır. Bazı durumlarda estetik operasyonların tıbbi gereklilik nedeniyle birlikte yapılması gerekirken, bazı durumlarda da hastanın isteği üzerine, hekimin de uygun bulmasına bağlı olarak gerçekleştirilebilir.

Ancak bu karar verilirken hastanın genel sağlık durumu mutlaka göz önünde bulundurulur. Bu nedenle kombine estetik operasyonlar yapılmadan önce hastaya bazı tetkikler yapılması ve genel sağlık durumunun değerlendirilmesi gerekir.

Sigara kullanılması diğer ameliyatlarda olduğu gibi kombine estetik operasyonlarda da olumsuz etki yapan bir faktördür. Birlikte yapılan estetik operasyonlar sayesinde hasta tek bir iyileşme süreci geçirir, bu sayede iş hayatına ve sosyal hayatına daha çabuk dönebilir.

En Sık Tercih Edilen Kombine Operasyonlar

Kombine operasyonlarda genellikle birbirine yakın bölgeler tercih edilse de böyle bir zorunluluk bulunmaz. Meme estetiği ve karın germe operasyonları, çene ve burun ameliyatları, yüz germe ve göz kapağı estetiği, karın estetiği ve popo kaldırma operasyonları günümüzde en çok tercih edilen kombine estetik operasyonlar arasında yer alıyor.

Ameliyatsız estetik uygulamaları da kombine bir şekilde yapılabilir. Günümüzde ameliyatsız olarak yapılan kombine uygulamalar en çok yüz bölgesinde tercih edilir. Bu sayede tek bir seferde birden fazla şekil bozukluğu giderilebilir ve hedeflenen sonuçlara bir bütün olarak ulaşılabilir.

Kombine Operasyonların Avantajları

Kombine operasyonlar hastaya en çok zaman konusunda avantaj sağlar. Tek seferde yapılan birden fazla işlem tek bir iyileşme sürecini kapsar. Bu sayede hastalar günlük hayatlarından uzun süre uzak kalmaz. Operasyonların farklı zamanlarda yapılması yerine tek bir seferde yapılması ekstra bir risk getirmez.

Anestezi gerektiren işlemler tek bir seferde gerçekleştirildiği için hastanın birden fazla anestezi almasının da önüne geçilir. Bunların dışında birlikte yapılan estetik operasyonların maliyetleri operasyonların ayrı ayrı yapılmasına göre daha düşüktür. Bütün bu avantajlarının yanında kombine estetik operayonlar tek bir seferde arzu edilen estetik sonuca mükemmel şekilde ulaşmayı mümkün kılar.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Bölgeye Göre Farklı mı?

Son yıllarda popülerleşen bir estetik operasyon yaklaşımı kombine estetik operasyonlardır. Kombine estetik operasyonlar ameliyatlı estetik uygulamalarının ayrı ayrı yapılması gerektiğine dair bakış açısının aksine, aynı anda birbiriyle uyumlu ve birbirini bütünleyen birden fazla estetik uygulamanın yapılması anlamına gelir. İyi bir planlama ile tek bir ameliyat ile birden fazla bölgeye müdahale edilebilir ve daha verimli bir şekilde kişide büyük bir değişim elde edilebilir.

Kombine Estetik Operasyon Planlaması

Birden fazla estetik operasyona ihtiyaç duyduğunuzu düşünüyorsanız doktorunuz da bu yöntemi onaylıyorsa kombine estetik operasyon planlaması yapılabilir. Kombine estetik operasyonlar ile ilgili bilinen en önemli yanlış bu planlamada yer alan operasyonların birbirini tamamlaması gerektiğidir.

Örneğin; liposuction ve meme büyütme operasyonu bir arada yapılmalıdır çünkü liposuction ile alınan vücut yağı operasyon sırasında meme büyütme operasyonunda kullanılabilir.

Bu yaklaşım eğer kişinin ihtiyaçları ve vücudu uygunsa elbette işe yarayabilir ancak tüm kombine operasyonların birbirini bu şekilde tamamlaması beklenmemelidir. Çene ucu estetiği, meme estetiği ve burun estetiği kombine estetik olarak yapılabilir. Burada önemli olan uygulama alanı, iyileşme süreci ve kişinin ihtiyaçlarıdır.

Kombine Estetik Yaptırmanın Avantajları

Kombine estetik operasyonlar eğer kişi birden fazla bölgede değişim talep ediyorsa ya da doktor tarafından önerilen birden fazla operasyon varsa tek bir ameliyat hazırlığında söz konusu operasyonların bir arada yapılması olarak tanımlanabilir.

Bu operasyonların en büyük avantajı ise kişinin birden fazla operasyon için bir kez anestezi alması ve bir kez ameliyat tecrübesi yaşamasıdır. Birden fazla operasyonun bir oturumda gerçekleştirilmesi hastaya oldukça yüksek avantaj sağlar.

Her operasyon için ayrı ayrı ameliyat planlaması yapılması, her operasyon sonrasında tek tek geçirilecek olan iyileşme döneminde ihtiyaç duyulan dinlenme ve ameliyat sonrası dikkat edilmesi gereken konularla ilgili dönem kombine estetik operasyonlar ile bir defada geçirilir.

Aynı anda karın germe, meme büyütme ve liposuction uygulaması yaptıran bir insanın iyileşme süresi bu üç operasyonun toplam iyileşme süresinden çok daha kısadır.

Bu nedenle hem kısa zamanda bir çok estetik ihtiyacını çözmek isteyenler hem de bir çok defa ameliyat deneyimi yaşamak istemeyenler için kombine estetik operasyon yaptırmak oldukça avantajlıdır.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Doğum Sonrası Estetik

Doğum sonrası estetik operasyonları kişinin fiziksel olarak eski haline dönmesini sağlarken aynı zamanda doğum öncesi ve sonrası süreçte değişen psikolojisinin de düzelmesi açısından önemi büyüktür.

Doğum sonrası estetik operasyonlar kişinin fiziksel durumuna ve gebelik ve doğum sürecinde vücudunda meydana gelen değişime bağlı olarak planlanabilir. Bu operasyonlar genellikle sarkmaların, çatlakların ve deformasyonların olduğu bölgeleri eski haline döndürmek amacıyla yapılır.

Bebek doğduktan sonra geçen bir yıl içinde annenin ideal kilosuna geri dönmesi ve vücudunda gebelik ve doğum sırasında meydana gelen değişim ve deformasyonların toparlanması beklenir ve sonrasında ihtiyaca göre doğum sonrası estetik planlaması yapılır.

Bununla birlikte doğumdan sonra beklenmesi gereken süre kişinin fiziksel durumuna, vücudundaki yıpranmaya ya da doğumun zorluğuna göre değişiklik gösterebilmektedir.

Doğum Sonrası Estetik Hangi Alanlarda Yapılır?

Doğum sonrası estetik operasyonlar genellikle doğuma bağlı ortaya çıkan deformasyonların düzeltilmesi amacıyla yapılır. Bu nedenle doğum sonrası estetiği kapsamında meme estetiği, karın germe ve genital estetik oldukça yaygın olarak yapılan operasyonlar arasında yer almaktadır.

Hamilelik sürecinde çok fazla kilo alan bir kadın için kol ve bacak germe operasyonları da rahatlıkla yapılabilecek doğum sonrası estetik uygulamaları arasında yer almaktadır. Bu operasyonlardan hangisinin veya hangilerinin ve hangi kombinasyonlarla yapılacağına karar verme süreci uzman bir doktor tarafından kişinin beklentileri ve ihtiyaçları doğrultusunda hastayla birlikte yapılacak bir planlama ile gerçekleştiğinde verimli olacaktır. Doğum sonrası estetik yaptırmak isteyen kadınların öncelikle vücudunun hangi alanlarında problemlerin olduğunun belirlenmesi gerekir.

Doğum Sonrası Estetik Nasıl Planlanır?

Doğum sonrası estetik operasyon yaptırmak her geçen gün daha fazla yaygınlaşıyor. Bu yaygınlaşma ile birlikte sürecin planlaması da eskiye göre çok daha verimli bir şekilde yapılıyor. Hamilelik döneminde başlayan ve doğuma kadar devam eden süreçte meydana gelen deformasyonların düzeltilebilmesi için öncelikle doğumdan sonra vücudun toparlanması beklenmelidir. Özellikle beklenenin üzerinde kilo alan kadınların estetik operasyon öncesinde olabildiğince kilo vermesi ve doğum öncesi kilosuna yaklaşması tercih edilir.

Doğumdan sonra belirgin bir şekilde fark edilen deformasyonların toparlanması için 6 aya kadar beklenmelidir. Bu süreçte doğal bir seyirle vücuttaki ödemler atılır, vücut kendini yeniler. Bu nedenle toparlanma sürecinden sonra yapılacak planlama ile çok daha etkili sonuçlar alınabilir.

Örneğin doğum sonrası meme estetiği en çok talep edilen operasyonlardan birisidir. Meme estetiği emzirme fonksiyonuna herhangi bir şekilde zarar vermeden yapılabilir ancak bu operasyonun yapılması için emzirme döneminin tamamlanması ve üzerinden zaman geçmesi doğru sonuca ulaşmak için önemlidir.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Estetiğin Mevsimi Var mı?

Estetik operasyonlarla ilgili yaygın olarak görülen ön yargılardan birisi de bu uygulamaların belirli bir mevsimde yapılması gerektiği düşüncesidir.

Aslında her ameliyat kararında olduğu gibi estetik operasyonlarda da kişinin iyileşme dönemini en konforlu şekilde geçireceğine inandığı zamanda bu operasyonu planlaması yapması doğru yaklaşımdır.

Estetik operasyonlar ile ilgili beklentiler genellikle nelerdir diye baktığımız zaman, kişilerin vücutları ve görüntüleri ile barışma, özgüvenlerini tazeleme ve yeni bir görünüme sahip olma arzularını görebiliriz.

Bu durum göz önüne alındığında, her ne kadar estetik operasyonların belirli bir mevsimi yoksa da, kıyafetlerin kamufle eden etkisinin hafiflediği, kusurlu görülen bölgelerin saklanmasının zorlaştığı yaz mevsimine hazır olmayı istemek estetik operasyon yaptırmayı planlayan kişilerin harekete geçmesine neden olabilmektedir.

Yaza Hazır Olma Arzusu

Pek çok insan hem estetik operasyonların yaz mevsiminde yapılmayacağını düşündüğü hem de yaz aylarına hazır olmak istediği için bu tür operasyonları kış aylarında yaptırmayı tercih eder. Oysa tatil planlamasını yaz aylarına yapmış birisi de rahatlıkla bu mevsimde estetik operasyon yaptırabilir.

Yaz aylarında estetik ameliyat yaptırmak ile diğer aylarda estetik ameliyat yaptırmak arasında dramatik bir fark bulunmaz. Liposuction, göğüs büyütme gibi korse ve sütyen giymenin zorunluğu olduğu operasyonlardan sonra yaz aylarında korse giymek kişi için sorun değilse rahatlıkla bu aylar tercih edilebiliyor.

Güneşe çıkmanın ve gözlük kullanmanın pek tavsiye edilmediği burun estetiğinde de kişi eğer gerekli bakımı yapabileceğini ve kurallara harfiyen uymakta zorluk yaşamayacağını düşünüyorsa yaz aylarının herhangi bir olumsuz etkisinden söz etmek mümkün değil.

Yani genel bir prensip olarak, eğer kişi yaz mevsiminde de operasyon sonrası uyması gereken kuralları ve talimatları yerine getirebileceğine inanıyorsa herhangi bir çekince yaşamadan yazın da ameliyat yaptırabilir.

Yurt dışından pek çok insan sağlık turizmi için ülkemize gelmekte ve estetik ameliyat planlamasını tatil planıyla birlikte yapmak için yaz aylarını tercih etmektedir. Bu noktada kişinin beklentisi, sağlık açısından bilinçli bir yaklaşımının olması ve kendi yaşamı açısından sağlayacağı konfor alanı estetik operasyonda zaman tercihini belirleyen faktörleri olmalı.

Kombine Ameliyatlar İçin Doğru Mevsim Hangisi?

Kombine ameliyatlar birkaç farklı bölgede aynı anda gerçekleştirilen estetik operasyonların genel adıdır. Bu operasyonlar da rahatlıkla yaz aylarında yapılabilir ancak iyileşme sürecinin daha konforlu olması açısından bu operasyonların yaz aylarında yapılmaması tavsiye edilebilir.

Birden fazla korse takmak, yüzün ve açıkta kalabilecek birden fazla ameliyatlı bölgeyi güneşten korumak kişi için zor olabileceğinden bu tür bir operasyonun yaz ayları dışında yapılması daha uygun olacaktır.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Ufak Dokunuşlar, Karizmatik Duruşlar

Her ne kadar estetik dendiğinde akla ilk kadınlar gelse de estetik uygulamalar yaptıran erkek sayısı hiç de az değil. Estetik trendinin erkekler arasında da bu denli yükselmesinde teknolojinin sunduğu olanakların katkısı çok fazla.

Erkeklerde saç dökülmesinin büyük bir problem olması nedeniyle, bu alandaki uygulamalar erkeklerin tercihleri arasında başı çekiyor. Saç mezoterapisi, PRP ve saç kaybının aşırı olduğu durumlarda ise saç ekimi gibi uygulamalar erkeklerin en çok tercih ettiği estetik uygulamalardan bazıları. İyileşme sürecinin oldukça kısa olduğu, küçük dokunuşları içeren uygulamalar erkekler arasında arasında ön plana çıkıyor.

Cerrahi Olmayan Uygulamalar

Yapılan araştırmalara göre erkekler arasında en çok yapılan cerrahi olmayan estetik uygulamalarda botoks uygulamaları birinci sırayı alıyor. Erkekler genel olarak botoksu koltuk altı ve el bölgelerinde meydana gelen aşırı terlemenin önüne geçmek için tercih ediyor.

Botoksun arkasından ise lazer epilasyon, mikro dermabrazyon ve kimyasal soyma gibi uygulamalar geliyor. Genel olarak bakıldığında yüz ve cilt bakımı da erkekler arasında oldukça popüler. Erkekler arasında bu tarz cilt uygulamaları özellikle ilk ve sonbahar aylarında tercih ediliyor.

Bunun nedeni ise kış ve yaz gibi hava şartlarının zorlu olduğu mevsimlere hazırlık yapmak. Kış aylarının soğuk ve yaz aylarının yakıcı güneşi ciltte yıkıcı etkilere ve yaşlı görünüme neden oluyor.

Cerrahi Uygulamalar

Erkekler arasında cerrahi olmayan uygulamalar kadar cerrahi uygulamalar da ilgi görüyor. Bunların en başında ise saç ekimi ve jinekomasti işlemleri geliyor. Bu iki uygulamayı ise burun estetiği ve göz kapağı cerrahisi takip ediyor. Erkekler genel olarak genç görünme ve bu görüntüyü korumaya yönelik operasyonları tercih ediyor.

Liposuction ve diğer yağ aldırma operasyonlarını tercih eden erkeklerin sayısı ise her geçen yıl daha da artıyor. Özellikle fit görünme konusunda hassas olan erkekler yağ aldırma operasyonları ile vücutlarını yeniden şekillendirmeyi tercih ediyor. Önümüzdeki yıllarda bu operasyonların erkekler tarafından en çok tercih edilen operasyonlar arasında yer alması bekleniyor.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Cezbedici Bir İz Bırakın

Dudaklar kadınlar için güzelliğin olmazsa olmaz noktalarından bir tanesidir. Bu nedenle dudak ve dudak çevresine yapılan uygulamalar kadınlar tarafından en çok tercih edilen işlemlerdendir.

Dudak çizgilerini belirgin hale getirmek ya da ince dudakları daha dolgun hale getirmek yeni yöntemler ile artık son derece kolay. Dudak dolgusu uygulamaları hızlı ve zahmetsiz bir biçimde dudağın istenilen şekli almasına yardımcı olur.

Üstelik dolguların etkileri uygulamadan hemen sonra görülebilir. Kalıcılığı ise uygulamanın içeriğine ve vücudun verdiği tepkiye göre değişiklik gösterir. Ancak yaklaşık 10-12 ayda bir yenilenen dolgular, daha uzun süre kalıcılık sağlar.

Dolgu Çeşitleri

Günümüzde dolgu uygulamalarında kullanılan maddeler sentetik ve otojen olmak üzere ikiye ayrılır. Sentetik dolguların başında da hyalüronik asit gelir. Hyalüronik asit özellik olarak su tutmaya yatkındır ve bu sayede uzun bir kalıcılık süresine sahiptir.

Otojen dolgular ise uygulamanın yapılacağı kişinin vücudundan alınan materyaller ile hazırlanan bir dolgu çeşididir. Bu dolguda genellikle yağ dokusu, bazen de dermis ve fasiya gibi dokulardan oluşan bir karışım kullanılmaktadır. Otojen dolgular, uygulamanın yapılacağı kişiden alınan dokular ile hazırlandığı için herhangi bir alerjik reaksiyon görülmesi riskini en aza indirir.

Uygulama Yöntemi

Dudak dolgusu son derece ince kanüllerle gerçekleştirilir. Uygulama genel olarak bir seansta tamamlanır ancak gerekirse revizyonlar yapılabilir.

Uygulama sonrasında 1-2 günlük ödem veya şişme meydana gelmesi son derece normaldir ancak bu belirtiler kısa süre içerisinde kendiliğinden ortadan kalkar. Dudak dolgusu hemen hemen her yaştan kişiye uygulanabilir. Özellikle kırışmaların henüz ortaya çıkmadığı dönemlerde yapılan dolgular daha fazla kalıcılık sağlar.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Meme Kanseri Sonrası Meme Onarımı Ameliyatı Yaptırmanın Kanser Tedavisine Etkisi

Meme kanseri kadınlarda görülen olan kanser türleri arasında ilk sırada yer alır. Hem kadınlar arasında yaygın olması hem de kadın bedeninde meydana getirebileceği değişimler nedeniyle çok korkulan bu kanser türü aslında erken tanı konduğunda yüksek tedavi edilme oranı olduğundan aslında en az korkulması gereken kanser türlerinden biri.

Düzenli kontroller ile meme kanserinin erken teşhis edilmesi mümkün ve erken teşhis ile de başarılı tedaviler mümkün. Dahası tedavi sürecinde olası bir mastektomi yani meme alınması işlemi sonrasında kişinin fiziksel yapısına uygun yeni bir meme yapılması da mümkün.

Meme Kanseri ve Meme Onarımı (Rekonstrüksiyonu)

Meme kanseri teşhisi konulan bir kadının eğer memesinin tamamının alınması gerekiyorsa kadının fiziksel ve ruhsal olarak kayıp yaşaması ve kendini eksik hissetmesinin önüne geçmek için meme onarımı (rekonstrüksiyonu) yapılabilir.

Farklı teknikler ile yapılan bu işlem sonunda kadın fiziksel olarak memesi alınmadan önceki görünümüne kavuşurken ruhsal olarak da kendini çok daha güçlü hisseder.

Bu operasyonun kanseri tetiklemesi, silikon protezlerin zehirleme ya da kansere neden olması gibi durumlar söz konusu değildir. Ancak tedavi süreci onkoloji doktoru ile birlikte planlanmalıdır.

Kemoterapi İçin Engel Değil

Meme rekonstrüksiyonu sonrasında sadece kemoterapi alacak hastalar için herhangi bir sorun bulunmaz. Uygulamada kullanılan protezler kemoterapi uygulaması için herhangi bir engel oluşturmaz.

Radyoterapi Alacak Hastalar Beklemeli

Meme rekonstrüksiyonu sonrasında radyoterapi alma ihtimali olan hastaların bu operasyon için beklemesi tavsiye edilir. Meme rekonstrüksiyonu kanser tedavisi ve radyoterapi için bir engel oluşturmasa da radyoterapinin oluşturabileceği olumsuz etkiler sebebiyle yapılan uygulamanın estetik sonuçları açısından başarı oranı azalabilir.

Bu nedenle onkoloji doktoru tarafından radyoterapi alma ihtimali ön görülen kişilerin meme onarımı ameliyatı için tüm tedavilerinin bitmesini beklemesi doğru bir karar olacaktır.

Acele Uygulamaya Gerek Yok

Mastektomi sonrası meme rekonstrüksiyonu için acele edilmesine hiç gerek yok. Yaşanan kayıp kadının panik duygusuna ve moral bozukluğuna kapılmasına neden olabilse de sakin kalmak ve tedavi ekibiyle birlikte yapılacak planlamalar doğrultusunda en doğru zamanlamaya karar verilmesi önemli.

Hastanın kendini hazır hissetmesi, fiziksel ve ruhsal olarak operasyonu kaldırabilecek durumda olması ve en önemlisi de kanser tedavisine göre yapılacak planlama sonucunda meme onarımından oldukça başarılı sonuçlar almak her zaman mümkün.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Fibroblast Tedavisi İçin Uygun Aday Mısın?

Bağ dokusunun temel hücrelerine fibroblast adı verilir ve bu hücrelerin önemli görevleri bulunur. Deriye parlaklık ve esneklik özelliklerini kazandıran kollajen üretimini ve elastikiyetini bu hücreler sağlar.

Ayrıca deride ortaya çıkan hasarlarda onarım sisteminin devreye girmesini sağlayan hücreler yine fibroblastlardır. Ancak bu temel hücreler zaman içerisinde görevlerini yerine getiremeyecek hale gelirler.

Özellikle vücudun güneş ışığına maruz kalan bölgelerinde ultraviyole ışınlarının yarattığı hasara bağlı olarak fibroblastlarda bozulmalar meydana gelir. Bu durum cildin kırışmasına, sarkmasına ya da çökmesine neden olur.

Fibroblast tedavisi ile istenmeyen bu durumların kökten çözülmesi hedeflenir. Fibroblast tedavisinin sunduğu en büyük avantaj ise kişinin kendi vücudundan alınan dokulardan elde edilen fibroblastların uygulanmasıdır.

Fibroblast Uygulaması Nasıl Gerçekleştirilir?

Fibroblast uygulamasında ilk olarak kulak arkası gibi vücudun en az güneş alan bölgesinden doku alınır. Daha sonra alınan bu dokudan fibroblast serumu elde edebilmek için uygulanacak olan kişiden kan alınması gerekir. Elde edilen fibrobasltlar çoğaltılarak uygulanacak olan bölgeye enjekte edilir.

Fibroblastların üretim süreci yaklaşık olarak 4 ile 6 hafta arasında değişiklik gösterir. En az bir fibroblast uygulaması ile yüzdeki yara izleri, çizgiler, alın kırışıklıkları, burun ve dudak arasında yer alan kıvrımlar ve göz çevresinde meydana gelen çizgiler büyük ölçüde giderilebilir.

Ancak deformasyonun durumuna göre cildin ihtiyacı belirlenerek fibroblast uygulaması birkaç seans olarak gerçekleştirilebilir. Uygulama sonucunda istenilen etki uygulamadan hemen sonra kendini göstermeye başlar.

Kimler İçin Uygun?

Fibroblast uygulaması vücudun kendi dokularından elde edilen hücreler ile gerçekleştirilir. Bu nedenle herhangi bir yan etkisi bulunmaz ve alerjik reaksiyona yol açmaz. Bu özelliği sayesinde fibroblast uygulaması herkese yapılabilir.

30-55 yaşları arasındaki kişilerde cildin uygulamalara tepki verme hızı maksimum seviyededir. Bu yaş aralığındaki kişilerde fibroblast uygulamasının sonuçları hızlı ve tatmin edici bir şekilde görülebilir.

Fibroblast uygulamasının bir diğer avantajı ise diyabet hastalarına da rahat bir şekilde uygulanabilmesidir. Ayrıca diyabet sonucu ortaya çıkan yaralar e bunlarla ilgili deformasyonlar da fibroblast uygulaması ile büyük ölçüde giderilebilmektedir. Fibroblast uygulaması sonrasında cildin su tutma kapasitesi yükselmektedir. Bu nedenle cildin kaybolan parlaklığı yeniden elde edilebilir.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.