SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Pardon ''Bayan'' Bakar mısınız?

Değerli okurlarım,

Her ne yapıyorsanız içinde zarafet ve centilmenlik olsun! İnsanlar dışarıdan nasıl göründüklerini çoğu zaman fark etmezler. Sergiledikleri pek çok davranışın doğru ve yerinde olduğunu zannederler. Oysa bir kamera bizi kayıt ediyor olsaydı, pek çok davranışımızın yanlış algılandığını ve bizi kötü temsil ettiğini fark ederdik.

Temsil yeteneğimizi geliştirmemiz bizi hem iş hayatımızda hem de özel hayatımızda farklılaştırıyor ve ön plana çıkarıyor. Peki, kendimizi nasıl doğru temsil edeceğiz? Siz hiç 'Zarafet ve Centilmenlik veya Protokol ve Görgü Kuralları' eğitimlerini duydunuz mu? Son zamanlarda oldukça popüler olan bu eğitimlerde, nasıl selamlaşacağınızdan tutun bir masada nasıl yemek yiyeceğinize kadar ayrıntılı eğitimler veriliyor. Bu eğitimlerde hedeflenen, genel adab-ı muaşaret kurallarını bilen ve temsil yeteneği güçlü bireyler yetiştirmek. Çoğunlukla 2-3 gün süren bu eğitimlere, otellerde ve eğitim kurumlarında katılabiliyorsunuz. Hatta artık bu tarz eğitimleri üniversiteler de veriyor. Özellikle doğrudan insan ile iletişim kurulan bölümlerde bu tarz eğitimler oldukça yaygın... Bu eğitimlere katılmadan da kendi kendinize yapabileceğiniz küçük adımlar var.

İlk kural: Dik durun
İyi bir postürünüzün olması çok önemli... İyi bir postürden kastım, nötral pozisyon olarak bilinen, vücudun en rahat ve doğal olduğu duruştur. Aşırı dik durmak dışarıdan 'kasıntı' olarak algılanmanıza sebebiyet verebileceği gibi boyun kaslarını zorlayarak boynunuzda düzleşmeye neden olabilir. Eğik duruş ise dışarıdan hem özgüvensiz olarak algılanmanıza hem de sağlık açısından kambura (kifoz) sebep olabilir. Doğru duruş, hem duruş bozukluklarınızı engeller, hem de dışarıdan iletişim kurmaya açık ve enerjik olarak algılanmanızı sağlar.

'Bayan' değil, kadın!

Galat-ı Meşhur diye tabir edilen, herkesin doğru bildiği yanlışlar vardır. Toplumun kanıksadığı, çok kullanılan ve değiştirilmesi oldukça zor olan bu yanlışlar, kimi zaman kibar olmaya çalışırken kaba olmamıza neden olabilir.

Bu tarz hitap şekillerinin başında 'Bayan' kelimesi gelir. Aslında bay-bayan kelimelerinin kökü Moğolca’ya dayanmaktadır ve zengin anlamına gelmektedir. Anlamı pek güzeldir; lakin cinsiyetten bahsederken kadın, hitap ederken de hanımefendi kelimelerini kullanmanız, daha zarif ve centilmen davranışlarda bulunmanızı sağlar.

Bir de 'Zarafet' kelimesi vardır ki, kökü Arapça zarf kelimesinden gelmektedir. Hoşluk, güzellik ve incelik anlamına gelir. Bu özelliklere sahip kimseleri zarif olarak nitelendiririz. 'Zerafet' ise kullanım açısından tamamen yanlıştır. Zerif diyemediğimize göre zerafet de demememiz gerekir.

Öneri ve görüşlerinizi bildirmek, marka danışmanlıkları ve eğitimler hakkında bilgi almak için aşağıdaki adreslerden bana ulaşabilirsiniz.

Öğ. Gör. Tuvana EROLTU

Instagram: tuvanaeroltu

Instagram: tuvanaeroltuilemarkalasma

Mail: tuvanaeroltu@hotmail.com

Yazının devamı...

Bireysel Markalaşma 2

İlk yazımda, bireysel marka olmanın önemine değinmiştim. Devir bireysel markalaşma devri. İletişim çağı olarak adlandırılan bu zamanda, farklılaşmak zorundayız. İşimizin hiç kolay olmadığını farkındayım. Peki, nasıl farklılaşacağız?

Öncelikle kendimizi doğru analiz etmemiz gerekli. Biz kimiz, neredeyiz ve nereye gitmek istiyoruz? Kısacası hayat amacımız nedir? Bu soruyu sorduğumuzda kendimize verecek net bir cevabımız olmalı.

Güçlü ve zayıf noktalarımızı bilmeliyiz. Çoğu insan, güçlü noktalarına odaklanmaya devam ederek kendi gelişimini yavaşlatır. Zayıf noktalarımızı ne kadar kolay kabullenir, güçlendirmeyi hedeflersek hayat içerisinde o derece kendimizi geliştiririz. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi adlı bir piramidi vardır. Bu piramide göre temel ihtiyaçlarımızı karşılayarak en üst basamak olan ‘’kendini gerçekleştirme’’ basamağına geçeriz. Amaç o noktaya ulaşıncaya dek diğer basamaklardan keyif alabilmeyi öğrenmektir. Çoğu zaman bu süreç zor ve yorucu gözükse de, güçlenmemizi ve kendi limitlerimizi aşmamıza yardımcı olur.

Bireysel olarak farklılaşmak için, istediğimiz ne ise oraya ulaşmak için, kestirme yollar yerine uzmanlaşmamızı sağlayacak yolları tercih etmeliyiz. Etkili iletişim tekniklerini bilmeli ve hayatımıza katmalıyız. Unutmayın, hayatımıza katmadığımız bilgi, öğrenilmiş sayılmaz.

Birçok insan bir eğitim veya seminere katılırken faydalı olup olmayacağını düşünür. Çok da haklıdır. Çünkü bizim için faydalı olacak eğitim ve seminerleri almalıyız. Ancak başarıya giden her yol direkt olmayabilir. Bazen doğrudan işimiz ile alakalı olmayan eğitimler iş ve özel hayatımızda bize çok şey katar. Okul ve mesleki hayatımda pek çok eğitim aldım. Ancak içlerinde, en çok yararlandığım eğitim hiç kuşkusuz ‘’spikerlik ve sunuculuk’’ eğitimidir.

Kendinize Yol Haritası Çizin!

Eğer bir yere gitmek isteseydiniz, elinizde bir adres olurdu. Yanınıza aldığınız bir harita yardımı ile kolaylıkla ulaşabilirdiniz. Aynı durum, kendi hayatınıza yön vermek istediğiniz durumlar için de geçerli. Yaşamınızı da uzun bir yol gibi görün; savrulmadan, belirli noktalarda dinlenerek ve hep kendinize bir şeyler katarak ilerleyin.

Uzmanlaştığımız alanları belirlemek gideceğimiz yolda bizlere kolaylık sağlayacaktır. Özellikle üniversite çağlarında ve iş hayatının başlarında hepimizi bir heyecan sarar… Alabileceğimiz kadar eğitim ve katılabileceğimiz kadar seminere katılmak isteriz. Bunları yaparsak iş hayatında daha güçlü ve daha tercih edilir olacağımıza inanırız. Eğitimleri seçerken teorik ve pratik bilgilerin harmanlandığı eğitimleri tercih etmeliyiz. Sadece kitap bilgisine odaklanan eğitimlerden ziyade, uygulamanın da yapıldığı eğitimlerden yararlanmalıyız.

Yararlı Bilgiler

Bireysel markalaşma süreçlerinde; diksiyon, zarafet ve centilmenlik eğitimleri, kişisel gelişim eğitimleri ve yabancı dil eğitimleri farklılaşmamız konusunda bizi destekleyici eğitimlerdir. Hangi işi yaparsanız yapın bu eğitimler size artı değer katacaktır.

İnsanın bir işi çok iyi yapabiliyor olması maalesef günümüzde yetersiz kalabiliyor. “Kendinizi satmayı bilmek” tabiri bu noktada önem kazanıyor. Aldığınız eğitimlerinizi öz güveninizle desteklerseniz bu yolda emin adımlarla ilerleyebilirsiniz.

Bireysel ve markalaşma eğitimleri, öneri ve görüşleriniz için bizlere aşağıdaki adreslerden ulaşabilirsiniz.

Tuvana EROLTU

tuvaneroltu@hotmail.com

instagram: tuvanaeroltuilemarkalasma

instagram: tuvanaeroltu

Yazının devamı...

Bireysel Markalaşmaya Giden Yol

İlk yazımda, bireysel marka olmanın önemine değinmiştim. Devir bireysel markalaşma devri. İletişim çağı olarak adlandırılan bu zamanda, farklılaşmak zorundayız. İşimizin hiç kolay olmadığını farkındayım. Peki, nasıl farklılaşacağız?

Öncelikle kendimizi doğru analiz etmemiz gerekli. Biz kimiz, neredeyiz ve nereye gitmek istiyoruz? Kısacası hayat amacımız nedir? Bu soruyu sorduğumuzda kendimize verecek net bir cevabımız olmalı.

Güçlü ve zayıf noktalarımızı bilmeliyiz. Çoğu insan, güçlü noktalarına odaklanmaya devam ederek kendi gelişimini yavaşlatır. Zayıf noktalarımızı ne kadar kolay kabullenir, güçlendirmeyi hedeflersek hayat içerisinde o derece kendimizi geliştiririz. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi adlı bir piramidi vardır. Bu piramide göre temel ihtiyaçlarımızı karşılayarak en üst basamak olan ‘’kendini gerçekleştirme’’ basamağına geçeriz. Amaç o noktaya ulaşıncaya dek diğer basamaklardan keyif alabilmeyi öğrenmektir. Çoğu zaman bu süreç zor ve yorucu gözükse de, güçlenmemizi ve kendi limitlerimizi aşmamıza yardımcı olur.

Bireysel olarak farklılaşmak için, istediğimiz ne ise oraya ulaşmak için, kestirme yollar yerine uzmanlaşmamızı sağlayacak yolları tercih etmeliyiz. Etkili iletişim tekniklerini bilmeli ve hayatımıza katmalıyız. Unutmayın, hayatımıza katmadığımız bilgi, öğrenilmiş sayılmaz.

Birçok insan bir eğitim veya seminere katılırken faydalı olup olmayacağını düşünür. Çok da haklıdır. Çünkü bizim için faydalı olacak eğitim ve seminerleri almalıyız. Ancak başarıya giden her yol direkt olmayabilir. Bazen doğrudan işimiz ile alakalı olmayan eğitimler iş ve özel hayatımızda bize çok şey katar. Okul ve mesleki hayatımda pek çok eğitim aldım. Ancak içlerinde, en çok yararlandığım eğitim hiç kuşkusuz ‘’spikerlik ve sunuculuk’’ eğitimidir.

Kendinize Yol Haritası Çizin!

Eğer bir yere gitmek isteseydiniz, elinizde bir adres olurdu. Yanınıza aldığınız bir harita yardımı ile kolaylıkla ulaşabilirdiniz. Aynı durum, kendi hayatınıza yön vermek istediğiniz durumlar için de geçerli. Yaşamınızı da uzun bir yol gibi görün; savrulmadan, belirli noktalarda dinlenerek ve hep kendinize bir şeyler katarak ilerleyin.

Uzmanlaştığımız alanları belirlemek gideceğimiz yolda bizlere kolaylık sağlayacaktır. Özellikle üniversite çağlarında ve iş hayatının başlarında hepimizi bir heyecan sarar… Alabileceğimiz kadar eğitim ve katılabileceğimiz kadar seminere katılmak isteriz. Bunları yaparsak iş hayatında daha güçlü ve daha tercih edilir olacağımıza inanırız. Eğitimleri seçerken teorik ve pratik bilgilerin harmanlandığı eğitimleri tercih etmeliyiz. Sadece kitap bilgisine odaklanan eğitimlerden ziyade, uygulamanın da yapıldığı eğitimlerden yararlanmalıyız.

Yararlı Bilgiler

Bireysel markalaşma süreçlerinde; diksiyon, zarafet ve centilmenlik eğitimleri, kişisel gelişim eğitimleri ve yabancı dil eğitimleri farklılaşmamız konusunda bizi destekleyici eğitimlerdir. Hangi işi yaparsanız yapın bu eğitimler size artı değer katacaktır.

İnsanın bir işi çok iyi yapabiliyor olması maalesef günümüzde yetersiz kalabiliyor. “Kendinizi satmayı bilmek” tabiri bu noktada önem kazanıyor. Aldığınız eğitimlerinizi öz güveninizle desteklerseniz bu yolda emin adımlarla ilerleyebilirsiniz.

Bireysel ve markalaşma eğitimleri, öneri ve görüşleriniz için bizlere aşağıdaki adreslerden ulaşabilirsiniz.

Tuvana EROLTU

tuvanaeroltu@gmail.com

instagram: tuvanaeroltuilemarkalasma

instagram: tuvanaeroltu

Yazının devamı...

Anne Adaylarının Dikkatine! (2. Bölüm)

Eğitimlerde anne ve babalara öğretilen konular nelerdir?

Hamile pilatesi, anne sütü ve emzirmenin önemi, bebeğin odası, bebek alışverişi, doğum çantası, gebelik süreci, doğuma hazırlık gibi eğitimler veriyoruz.

Bebek bakımı ( alt, cilt, ağız, göz, sünnet, banyo, masaj), bebeğin odası ( yatağı, eşyaları),bebeğin beslenmesi ( emme ya da biberon ile beslenme), bebeğin giyimi, emzirme, anne sütü, süt sağma, tırnak kesimi, ilk yardım, gaz problemi, annenin beslenmesi, prematüre ve özellikli bebek bakımı ve beslenmesi, sarılık meme bakımı gibi eğitimler veriyoruz.

Aile büyüklerinin verdiği desteğin profesyonel bir ebe veya hemşire tarafından verilmesinin faydaları nelerdir?

Aile büyüklerinin geleneksel yöntemlere devam ediyor olması, hem bebeğe hem de anneye zarar verebiliyor. Örnek vermek gerekirse; ilk 6 ay anne sütü dışında ek gıda önerilmemesine rağmen hala aile büyüklerinin baskısı ile şekerli su gibi içecekler verilmesi, hormonların etkisi ile memelerde görülen şişliklere masaj yapılması. Bu geleneksel uygulamalar anne-bebek açısından adaptasyon sürecini zorlaştırıp, özellikle sosyal açıdan ailenin uyumunu, daha da önemlisi bebeğin gelişimini ve sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir.

Tam da bu noktada çok sayıda anne-bebek teması olmuş sağlık profesyonelleri, güncel uygulamalar konusundaki pratikleri ve deneyimleri ile ailenin imdadına yetişecektir.

Aile büyüklerinin tepkileri nasıl oluyor? Sizleri kabullenmekte zorluk yaşıyorlar mı?

Aile büyüklerinin yönlendirmesi ile de fazla sayıda eğitim alan aileler var. Ancak eğitim öncesinde aile büyüklerinden nadiren de olsa böyle tepkiler aldığımız oluyor. Ancak eğitimler tamamlandığında aldığımız sonuçlar; örneğin, annenin emzirme sorununun çözülmesi, bebeğin kilo alması vb. ailenin bu konudaki fikrini tamamen değiştiriyor.

Annenin bu süreci rahat geçiriyor olması aile büyüklerinde de bir rahatlama yaratıyor. Dolayısıyla herkese faydası olan bir hizmeti kabullenmek o kadar da zor olmuyor[Simge]

Yeni doğan bebeklerde karşılaşılan sıkıntılar nelerdir? Hangi aylar kritik olarak görülebilir?

Bebeğin gelişimi sürekli değişiyor. Ancak aile için önemli olan ilk 2 hafta. Bu süreç hem anne-bebek adaptasyonu, bebeğin beslenmesi, annenin iyileşme süreci ve sarılık gibi sıkıntılar içerdiğinden destek alınarak aşılması gereken en önemli dönemdir. Bu aşamadan sonra anne bebeğini tanımayı, ona verdiği mesajları da anlamasını kolaylaştırıyor. 2 haftadan sonra ise başlayan gaz problemleri annelerin en korktuğu süreçtir. Ay ay değişen gelişim sürecinde, annenin ilk 1 ayda iyi bir temel atması, sonraki aylarda yaşanılacak problemler en aza indirgenmiş oluyor.

Bu hizmetten yararlanmak isteyen bir aile ekonomik olarak iyi bir standarda mı sahip olmalı yoksa orta halli pek çok aile de bu hizmetten yararlanabilir mi?

Bu hizmetler ailenin eğitim almak istediği konular ve taleplerine göre değişiyor. Orta halli tanımı anne ve babanın her ikisinin de çalıştığı bir aileyi tanımlarsa, tabi ki de alabilirler.

Birazda loğusalık sürecinden bahsedersek anneye bu süreçte de destek olabiliyor musunuz?

Tabiki. Annenin temel bakımı ve doğum sonrası dönemin huzurla ve güvenle atlatılması için destek oluyoruz. Bu süreçte en çok ihtiyaçları olan şey; beslenme, anne sütünün artması ve dikiş bakımı konularının takip edilmesi. Hekimler bu konularda bilgilendirme yapıyorlar ancak takip süreci için bebek için destek alırken kendileri içinde destek almış oluyorlar.

Eğitimler ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanmak, öneri ve görüşlerinizi iletmek için aşağıdaki adreslerden bize ulaşabilirsiniz.

ÖĞ.GÖR. TUVANA EROLTU

İnstagram: tuvanaeroltu

İnstagram: tuvanaeroltuilemarkalasma

tuvanaeroltu@hotmail.com

Yazının devamı...

Anne Adaylarının Dikkatine!

Son zamanlarda yakın çevremde ve sosyal medyada karşılaştığım yeni bir kavram var. ‘’Baby Nurse’’ kavramı. İlk baby shower kavramını duyduğumda yaşadığım şaşkınlık, bu kavramı duymam ile birlikte perçinlendi. Pek çok doğum yapan arkadaşım bu hizmetten yararlanmaya başlayınca ben de bu trendin ne olduğunu merak ettim ve araştırmaya başladım. Bebek bakımı ile ilgili profesyonel destek veren, işinde uzman hemşire ve ebelerden oluşan bir meslek grubu. Süreç bebeğin doğumundan önce veya doğum sonrasında alınan eğitim ve birebir danışmanlık hizmetlerini kapsıyor. Yeni doğan bebeklerin geçirebilecekleri rahatsızlıklardan, emzirme sürecine, annenin yaşayacağı değişimlere kadar geniş bir skalada size destek olan ebeler ve hemşireler, aslında eskiden aile büyüklerinin aldığı sorumluluğu profesyonel anlamda almış durumda.

Bu alanda uzman ebe Funda ERCAN ile ‘’baby nurse’’ kavramını daha detaylı irdeledik, annelik ve yeni doğan bebeklere ilişkin, iki bölümden oluşan keyifli bir röportaj hazırladık. Keyifli okumalar dileriz.

Funda ERCAN kimdir?

Funda Ercan, kadın doğum ve bebek alanına Zeynep Kamil Sağlık Meslek Lisesi ile başlamış, Sağlık Sektörü' nün farklı bir dalı ile Üniversite eğitimine devam etmiş bir Sağlık Profesyonelidir. Ebe ve Yenidoğan hemşireliği alanlarında, 9 yıldır özel kurumlarda hizmet vermeye devam etmektedir.

‘’Baby shower’’ kavramından sonra yeni trend ‘’Baby nurse’’, kavramı nedir ve tam olarak ne alanda hizmet verir?

Anne-bebek eğitimlerini evlerinde veren ve doğum sonrası annenin bebeğe adaptasyon sürecinin hızlı olmasını sağlayan/destekleyen sağlık profesyonelleridir. Ülkemizde 10 yıldan fazla süredir bu hizmet veriliyor. Ancak sosyal medya kullanımının hızla arttığı bu dönemde aileler bu eğitimlerden daha fazla haberdar oldular. Anne ve baba, bebek sahibi olmanın heyecanını yaşarken, hastaneden taburcu olup evlerine ulaşana kadar tam olarak neye ihtiyaç duyduklarının farkında olmuyorlar. Eğer yanlarında destek olabilecek aile büyükleri ya da önceden tecrübe edinmiş birileri yoksa profesyonel bir hizmet alma ihtiyacı duyuyorlar. Bizler de bu süreçte devreye giriyoruz.

‘’Yenidoğan Eğitimleri’’ adı altında pek çok eğitim mevcut. Bu eğitimler nelerdir? Gerçekten bu eğitimleri almaya ihtiyacımız var mı?

Doğum öncesi ve sonrası eğitimler olarak ikiye ayrılıyor. Ancak doğum öncesi bebekle ilgili alınan eğitimlerin tamamı teorik bilgileri içeriyor. Dolayısıyla bunun yerine doğum sonrası hastaneden taburcu olup eve gidildiğinde alınması, anne için daha kalıcı hale geliyor. Bebekle uygulamalı olarak öğreniyor aslında. Bu eğitim doğumdan sonra görülen birçok olası sorunların önlenmesi için, anne ve babalar da farkındalık oluşturuyor. Anne sütü ve emzirme ile ilgili problemlerden, evde yaşanabilecek sıkıntılara kadar her detayı içeren eğitimler ailelere uygulamalı anlatılıyor.

Hamilelik öncesi ve hamilelik esnasında spor yapmak doğru mu?

Kesinlikle Hamilelik, kadının fiziksel, hormonal ve psikolojik açıdan birçok değişiklik yaşadığı uzun bir süreçtir. Hamilelik de salgılanan bazı hormonlar ve büyüyen bebeğin ağırlığı, annenin kas ve iskelet sistemde birtakım değişiklikler yaratıyor. Gebede bel ve sırt ağrıları görülebilir, bağ dokusu gevşer, eklemler kolay yaralanabilir. Özellikle de el ve ayak bileklerinde oluşan ödem, anne adayının birçok problem yaşamasına neden olabiliyor. Bu yüzden hamilelik öncesinde ve süresince spor yapmak daha rahat hamilelik geçirmesini sağlıyor. Ayrıca doğum şekli ne olursa olsun, anne emzirme ve lohusalık süreci de yaşayacağı için, sırt ve kol kaslarının güçlü olması önemli.

Hamile pilatesi nedir?

Pilates hamilelikte büyük avantaj sağlıyor. Hamilelikte yaşanan fizyolojik süreç için en iyi egzersiz grubunu içeriyor. Normal doğum yapmayı düşünen bir hamilede vajina kaslarını güçlendirmek, doğum sonrası idrar kaçırma problemlerini önlemek için birçok egzersiz mevcut. Ayrıca nefes kontrolü, kas ve iskelet sisteminin güçlenmesi, sırt ve kol kaslarının bebeği taşımaya uygun olarak çalıştırılması her iki doğum şekli içinde önemli.

Röportajın ikinci kısmı Perşembe günü yayımlanacaktır. Öneri ve görüşleriniz, danışmanlık hizmetleri ve marka eğitimleri için bizimle aşağıdaki adreslerden irtibata geçebilirsiniz.

ÖĞ.GÖR. TUVANA EROLTU

İnstagram: tuvanaeroltu

İnstagram: tuvanaeroltuilemarkalasma

tuvanaeroltu@hotmail.com

Yazının devamı...

Güzel Bir Gülümseme İçin... (2. bölüm)

Toplum olarak diş hekimlerine gitmekten korkan bir toplumuz. Özellikle çocuklarda diş hekimi korkusunu yenmek için neler yapmalıyız?

Diş hekimi fobisi toplumda görülen en yaygın fobilerden biridir. Maalesef çocuklara bu korku en çok yetişkinler tarafından yerleştiriliyor. Bir çocuğa diş hekimine gelmeden ‘’ Korkacak birşey yok.’’ derseniz, söylediğinizin aksine korkulacak birşey ile karşılaşma endişesi yaşatırsınız. ‘’ İğne yapmayacak.’’ dediğinizde de benzer bir durum oluşur. Bundan farklı bir tutum ise yaramazlık yapan çocukların doktor amca ya da teyze iğnesi ile korkutulması. Umarım hala bu tarz cümleler kurulmuyordur. Çocukların diş hekimleri ile tanışması ve ilk etkileşimleri çok önemli. Bu nedenle basit tedaviler ile başlamak gerekir. İnanın bazen sadece birlikte diş fırçalayıp klinikten gönderdiğimiz çocuklar bile oluyor. Bazı çocuklar ilk seansta, bazıları ise ancak birkaç seans sonra ağız içi müdahalelere izin verir. Ebeveynlerin ve diş hekimlerinin sabrı ve karşılıklı iletişimleri bu noktada çok önemlidir.

Sağlıklı dişler bize özel ve iş hayatımızda ne gibi avantajlar sağlıyor? Güzel bir gülüş öz güvenimizi ne derece etkiler?

Yapılan araştırmalar, insanların ilk görüşmelerinde en çok karşısındaki kişinin gülüşüne dikkat ettiğini gösteriyor. Dişlerinize verdiğiniz önem kişisel bakımınızı ve kendinize verdiğiniz önemi gösterir. Dişlerinden mutsuz olan insanlara dikkat edin, kahkaha attıkları sırada bile elleriyle ağızlarını kapatırlar. Hastaların ortodontik tedaviden sonra en çok söylediği cümle ‘’Artık doyasıya gülebiliyorum. ‘’ Bu mesleğin en güzel yanı bu işte!

Gülüş dizaynı nedir?

Son yıllarda oldukça popüler olan bir deyim. Gülüş dizaynı, gülüş tasarımı, gülümseme estetiği... Hepsi aynı kapıya çıkıyor. Diş hekimleri ve ortodontistler olarak yaptığımız şey zaten estetik bir gülüş tasarlamak. Değişen tek şey nasıl yaptığımız. Teknoloji çağında yaşıyoruz ve bu her meslekte olduğu gibi diş hekimliğinde de gidişata yön veriyor. Dijital ortamın diş hekimliğine entegre olduğu bir çağdayız. Dişleri ufak bir kamera yardımı ile tarayarak dakikalar içinde üç boyutlu modelleme yapabilir durumdayız. Artık kliniklerimize fotoğraf stüdyoları kuruyoruz. Başta diş hekimine gelip flaşların altında fotoğraf çektirme fikri hastalara komik geliyordu. Ancak ne kadar hassas çalıştığımızı görmek hoşlarına gidiyor. Her şey daha detaylı ve aslında daha kolay gelmiş durumda.

Diş beyazlatma tekniklerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Diş sağlığına zararları mevcut mudur?

Çok sık sorulan bir soru. Öncelikle diş beyazlatma diş hekimleri tarafından yapılması gereken bir uygulamadır. Klinikte diş hekiminin uygulaması ile olan ofis tipi ve hastaya verilen plaklar ve jeller ile yapılan ev tipi bulunmaktadır. Kombine olarak her ikisi de uygulanabilir. Bunun dışında tek diş renkleşmelerinde yapılan beyazlatmalar da vardır. Hekim tarafından yapılan bu uygulamaların zararı yoktur.

Maalesef piyasada diş beyazlatıcı adı altında satılan birçok kozmetik ürün bulunuyor. Diş minesi çok hassas bir yapıdır ve bazı hasarların geri dönüşü mümkün değildir. Karbonat vb. Aşındırıcı maddelerin kullanılması diş minesini geri dönüşümsüz bozar.

Son olarak diş sağlığına iyi bakmak için okurlarımıza vereceğiniz yararlı bilgiler nelerdir?

Günde iki kez diş fırçalama ve diş ipi kullanımı en temel diş bakımıdır. Yılda iki kez diş hekimine muayene olmanız sizi oluşacak diş eti problemlerinden ve diş çürüklerinden korur. Unutmayın dişiniz ağrımaya başladığında birkaç durak geçmiş olursunuz. Bol kahkahalı ve keyifli günler dilerim.

ÖĞ.GÖR. TUVANA EROLTU

İnstagram: tuvanaeroltu

İnstagram: tuvanaeroltuilemarkalasma

tuvanaeroltu@hotmail.com

Yazının devamı...

Güzel Bir Gülümseme İçin...

Hangi yaşta olursak olalım, güzel bir gülümseme herkesin hayalidir. Çocukluk yaşlarından itibaren ağız sağlığımıza nasıl baktığımız önemli olduğu kadar genetik yapıda önemli. Etkileyici bir gülümseme iş hayatından sosyal yaşama geniş bir yelpazede yaşamımızda yer tutuyor. Gülümseme üzerine son yıllarda yapılan pek çok araştırmada, insanların kaç yaşına kadar yaşayacağından tutun, iş hayatına ve özel hayatına kadar ne derece başarılı olacağı ya da olamayacağı yönünde detaylar mevcut. Araştırmalar ağız dolusu gülümsemenin bizi pek çok noktada başarıya ulaştırıcağını ortaya koyuyor. O halde nasıl sağlıklı gülüşlere sahip olacağız? Son yıllarda ortodonti ve estetik diş hekimliğinin de gelişimini göz önünde bulundurursak artık klasik uygulamalara pek çok alternatif teknik mevcut. Eskiden işin estetik kısmı diş hekimleri ile yapılırken, artık ortodontistler de tedavilerinde estetik uygulamalar yapabiliyor, dahası gülümsemeyi dizayn edebiliyor. İlk intibayı 4 saniyede oluşturduğumuzu düşünürsek dişlerimize iyi bakmanın bize sağlayacağı avantaj ortada.

Ortodontist Dr. Meltem Mutlu Güler ile Ortodontik tedavinin geldiği noktayı, dişlerimize nasıl bakmamız gerektiği ve dişlerimizin sosyal yaşam, iş yaşamı ve öz güvenimiz üzerindeki etkilerini konuştuğumuz, iki bölümden oluşan keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Röportajın ikinici bölümü Perşembe günü yayımlanacaktır. Keyifli ve bol kahkahalı günler dileriz.

Dr. Meltem Mutlu Güler kimdir?

Dr. Meltem Mutlu Güler, Yeditepe Üniveristesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun olmuş, ardından aynı üniversitenin ortodonti anabilim dalında doktora eğitimini tamamlamıştır. Ulusal ve uluslararası düzeydeki birçok kongrede ülkemizi temsil eden Güler, mesleğine özel sektörde devam ekmektedir.

Ortodonti ve diş hekimliği arasındaki farklar nelerdir?

Ortodonti, diş hekimliğindeki uzmanlık branşlarından biridir. Diş hekimliği fakültesinin ardından yapılan 4 yıllık ihtisas eğitiminin sonunda ortodontist unvanı alınır. Ortodonti branşının ilgi alanları; dişlerdeki çapraşıklıkların, dişler arasındaki boşlukların, çene ilişkilerindeki uyumsuzlukların, kapanış problemlerinin, gömük dişlerin ve dudak damak yarıklarının tedavisi gibi konulardır.

Eskiden ortodonti tedavileri gri görünümlü metal braketler ile yapılan tedaviler olarak bilinirdi. Günümüzde kullanılan alternatifler nelerdir?

Günümüzde metal braketlerin haricinde porselen braketler de yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu braketler şeffaf oldukları için diş ile aynı renkte yansıma yaparlar. Bu sayede metal braketlerdeki gibi gri renkli bir görüntü oluşturmazlar.

Son yıllarda gelişen teknikler sayesinde ortodontik tedavilerin süreleri kısaldı. Ortodontide tel tedavilerine ek olarak ne gibi alternatifler mevcut?

Ortodontik tedavilerde temel prensip aynıdır. Gelişen teknoloji ile kullanılan materyallerde değişimler söz konusudur. Günümüzde, vakanın uygunluğuna göre dişlerin iç taraflarına yerleştirilen teller (lingual ortodonti) ya da şeffaf plaklar sayesinde telsiz ortodonti tedavileri yapılabilmektedir.

Lingual ortodonti ile hastalar fonasyon problemleri yaşar mı?

Lingual ortodontide kullanılan materyaller dişlerin dil tarafına bakan iç yüzeylerine yerleştirilir. Bu bölgenin dil ile komşuluğu sebebiyle konuşma sırasında temas oluşur. Bazı kişiler tedavinin başlarında zorlanabilir ancak bu durum geçici bir süreçtir.

Ortodontik tedaviler sonrasında dişlerimize nasıl bakmamız gerekiyor?

Dişlerde her zaman eski pozisyonlarına geri dönme eğilimi vardır. Bu nedenle ortodonti tedavilerine pekiştirme tedavileri, yani koruyucu uygulamalar ile devam etmek gerekir. Tedavi sonrasında ortodontistinizin verdiği talimatlara uymalı ve belli aralıklarla kontrol seanslarına devam etmeniz gerekmektedir.

Biraz da yirmi yaş dişlerinden bahsedersek, her yirmi yaş dişinini çekilmesi gerekir mi?

Eski çağlarda yaşayan insanlara kıyasla çene anatomimiz artık daha dar bir yapıda bulunuyor. Bu nedenle bazı kişilerde yirmi yaş dişleri düzgün bir pozisyonda kolayca yerine yerleşirken, bazı kişilerde ise diğer dişlere zarar verecek pozisyonlarda kalabiliyor. Diş hekiminizin ya da ortodontistinizin muayenesi sonucunda yirmi yaş dişlerinizin alınması gerekebilir.

Marka ve danışmanlık hizmetleri, görüş ve önerileriniz için bize aşağıdaki adreslerden ulaşabilirsiniz.

ÖĞ.GÖR. TUVANA EROLTU

İnstagram: tuvanaeroltu

İnstagram: tuvanaeroltuilemarkalasma

tuvanaeroltu@hotmail.com

Yazının devamı...

Kabin Memuru Olmak İstiyorum!

Havacılık Sektörü’ndeki 7. yılımda verdiğim eğitimler ve birebir danışanlarımdan aldığım yorumlar doğrultusunda, kabin memuru mülakatlarına ilişkin bir yazı hazırlamaya karar verdim. Sektör ile ilgilenenlerin bildiği üzere, Havacılık Sektörü çalkantılı bir süreçten geçiyor. Son dönemlerde sektör, işe alımlardan çok işten çıkartmalara sahne oldu. Ancak son birkaç aydır havayolu şirketleri az da olsa kabin memuru alımı yapmaya başladı ve sektörde tekrar hareketlenmeler mevcut. Sektöre girmek isteyen adaylar son 6-7 yılı göz önünde bulundurduklarında istikrarlı bir ilerlemenin olduğundan, ancak 2016 yılının ikinci yarısından itibaren sektörde yaşanan düşüşten yakınıyor. Gençlerin büyük bir yüzdesi gerçekten umutsuz. Ancak Sun Express, Atlas Global, Free Bird ve son olarak THY’nin de kabin memuru mülakatı açması ile adayların tekrar yüzleri gülmeye başladı.

Öncelikle altını çizmek istediğim bir konu var; Havacılık Sektörü, herkes tarafından istenilen bir sektör. Hal böyle olunca bir havayolu şirketi kabin memuru ilanı açtığında, işe başvuran aday sayısı da bir hayli çok oluyor. Üniversite mezunları, meslek yüksek okulu mezunlarından tutun da lise mezunlarına kadar başvuran adayların sayısı 100.000’ leri aşıyor.

Peki mülakatlarda başarılı olmak için ne yapmalıyız?

Farkımızı ortaya koymalıyız. Mülakatlara hazırlanan adayların, havayolu şirketlerinin beklentilerini bilmeleri gerekiyor. Bunun için de sektörü bilmek ve girmek istediğimiz havayolu şirketi hakkında bilgi sahibi olmamız şart. Gerçekten sektör için uygun olan bir aday, mülakatlarda sırf temel noktaları bilmediği için başarısız olabiliyor.

Sadece Yabancı Dili Geliştirmek Yetmez!

Adayların en büyük yanılgılarından biri sadece yabancı dil bilmek ile mülakatları geçebilecekleri doğrultusunda. Havayolu mülakatları, çok aşamalı mülakatlar olup tüm etaplarda başarılı olan adayların değerlendirildiği bir sistem üzerinde ilerler. Adaylar yabancı dilde gösterdiği başarıyı, mutlaka Türkçe, kurul ve psikolojik etaplarda da göstermek zorundadır.

Yararlı Bilgiler

Havayolu mülakatlarına girecek adayların girdiği şirket, şirketin yönetim kurulu başkanı, ne gibi faaliyetler gösterdiği ve kaç uçağı olduğu hususunda bilgi sahibi olması şart. Yabancı dilini geliştirmek için dinleme, yazma, okuma ve konuşmayı kapsayan bir eğitim almak, mülakatlarda başarılı olma şansını arttıracaktır. Yabancı dil öğrenirken amaç mülakatı geçmek değil, dile hakim olmak yönünde olmalıdır. En önemlisi de ‘’Neden Kabin Memuru Olmak İstiyorsunuz?’’ sorusuna ‘’uçmayı seviyorum veya çocukluk hayalim’’ klişelerinden uzak durarak yanıt vermek.

Mülakatlara hazırlanan adaylar eğer bu etaplardan geçmekte zorlanacaklarına inanıyor ya da daha önce mülakat sürecini tecrübe etmiş ve başarısız olmuş ise profesyonel destek alma yolunu seçebilirler. Bu noktada, hedefe yönelik eğitim içeriklerine sahip olan kurum ve danışmanları seçmek başarıya ulaşmak için önemli ölçüde yardımcı olacaktır.

Kurumsal ve bireysel eğitimler için bize aşağıdaki adreslerden ulaşabilir, öneri ve görüşlerinizi paylaşabilirsiniz.

Öğ. Gör. Tuvana EROLTU

tuvanaeroltu@hotmail.com

instagram: tuvanaeroltuilemarkalasma

instagram: tuvanaeroltu

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.