SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Koronavirüs kaygısıyla nasıl başa çıkacağız?

Önce sakin olalım. İnsanlık tarihi boyunca salgın ve kötü olaylar yaşanmıştır. Gerekli önlemler alındıktan, gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra hayat rutinimizi çok da bozmadan bu durumun üstesinden gelmek ve en az hasarla atlatabilmek süreci ve durumu önemli.. Ortada Corona virüs gibi bizim yaşamsal fonksiyonlarımızı etkileyecek ciddi bir tehlike var, evet. Bu durumdan kendimizi korumak adına yapacağımız pek çok tedbir var. Bu tedbirleri elbette Sağlık Bakanlığı, tıp hekimleri ve sağlık çalışanları anlattı, anlatıyor. Benim değinmek istediğim nokta, durumun psikolojik boyutu:

Hayatımızı sürdürmek için kaygı motivasyonel anlamda gereklidir ve olması gerekir. Peki ya aşırı korkumuzla, kaygımızla, bulunduğumuz durumla baş etmemizi sağlayacak yöntemler nedir? Neler yapılabilir?... Ki bu sürecin ruh ve beden sağlığımızın bir tehdit unsuru olmasından çıkaralım.

Corona virüs, Corona virüs, Corona virüs...

-Okuduğunuz aynı ifadeleri içeren kelimelerin sıklığı arttıkça bizim kaygı boyutumuz artar,artar, bazen gerçeklik dışına ulaşır ve biz Corona virüse yakalanmasak bile o kaygı bizi zaten daha derinden etkiler. Çünkü çok da bilmediğimiz, çok da alışkın olmadığımız bir durum . Peki ne yapacağız?

-El yıkama, giyinme, sosyal ortamlarda bulunmaktan kaçınmak tabii ki Corona virüsü etkileyecek ama biz bunları yaparken kaygı arttırıcı değil azaltıcı bir eylem yaptığımızı fark etmemiz gerekiyor. Çünkü yaptığımız önlemler Corona virüsü önleyici önlemler. Dolayısıyla kaygımız azalmasını bekliyoruz.

-Sosyal medya, televizyon, telefon mesajları, arkadaş grupları.. gibi Corona virüs haberlerine sürekli maruz kalmak da tehlikeli bir durumdur. Hatta bazen işimizi gücümüzü bırakıp sadece televizyona, telefona bağlı bir hale geliriz. Bu da gerçeklikten uzak bir durumdur. Bunun yerine aralıklı gündemin takip edilmesi ve ona uygun önlemler alınması yerinde durumdur ve hayatımıza devam etmek kaygımızı azaltacak diğer bir yöntemdir.

-Kaygımızı tetikleyen durumlar olacaktır. Gerçekliği olmayan bir söz, bir hareket, bir davranış. Gerçekliği olmayan her şeyden uzak durmakta bu süreçte fayda var. Burada önemli olan yapacağımız tüm önlemleri almak gerisi gerçekliği olmayan yaşam olayına giriyor.Önleminizi alın yeterlidir, gerisi abartıdır sizi korkuya, paniğe sürükleyebilir. Dikkat edin .

-Anksiyete bozukluğu, panik atak, paranoya veya histerik kişilik özelliği gösteren kişiliklerde durumun seyri daha farklılaşabilir, şiddetlenebilir ve korkutabilir. Durumun kötüye gitmesi durumunda lütfen bir '' Klinik Psikolog'' yardımı alın .

Ve şimdi herkesin çok daha fazla sağduyulu olma zamanı. Bireysel değil toplumsal iyileşme ve bilinç Corona virüsten kurtulmamızın yolu.

Corona virüsün en az hasarla...

Toplumca...

Sağlıklı bir şekilde atlatabildiğimiz nice güzel günlere...

Sağlıcakla kalın

Yazının devamı...

Distimi (Süregiden Depresyon Bozukluğu) nedir?

Distimi, Süregiden Depresyon Bozukluğu, kronik ama hafif bir depresyon türüdür. Şiddeti, majör depresyona göre daha hafif olmakla birlikte, uzun sürmesi, kişinin yaşamını olumsuz etkiler.

Distimik hastalar daha belirsiz bir şekilde rahatsızlıklarını yaşar ve yeti eksiklikleri kolayca algılanmaz, enerjilerinin çoğunu işlerine verirler, bu nedenle de hayatlarının sosyal alanlarına ayıracakları enerjileri pek kalmaz.

Bozukluk en azından iki yıldır, hemen her gün günün önemli kısmında depresif duygu durumun olması, bu belirtilerin olmadığı iki aydan daha uzun bir dönemin olmaması gereklidir.

-Düşük benlik saygısı,

-Ümitsizlik ve karamsarlık,

-İlgi-istek azalması,

-Konsantrasyon eksikliği,

-Karar verme zorluğu ve içe kapanma gibi belirtiler sık izlenir.

-Uyku- iştah- cinsellik alanlarındaki bozulmalar depresyona göre daha seyrek görülür.

Distimide ancak sabah saatlerindeki durgunluk sık izlenir. Çocuk ve ergenlerde distimi bozukluğu teşhisi içinde belirtilerin hemen her gün, gün boyu devam etmesi şarttır ancak bir yıl boyunca sürmüş olmaları yeterlidir.Çocuklar için duygu durum, depresiften çok asabi olabilir. Distimi oldukça yakın zamanda DSM ve WHO ruhsal bozuklukların sınıflandırmalarına dahil edildi, çünkü hem psikiyatrik hem de genel tıbbi ortamlarda depresyonun yaygın bir klinik sunumunu karakterize ediyor.

Distimi Nedenleri Nelerdir?

Distimiye (Süregiden Depresyon Bozukluğu) nelerin sebep olduğu tam olarak bilinmemektir. Bu hastalığın gelişiminden birden fazla faktör olabilir:

-Erken çocukluk döneminde yaşanan istismar,

-İhmal,

-Taciz,

-Kronik şiddet gibi travmalar,

-Beyindeki kimyasallarda dengesizlikler,

-Genetik faktörler,

-Hastanın geçmişinde başka ruhsal bozukluklar olması,

-Kronik fiziksel hastalıklar,

-Beyin sarsıntısı gibi fiziksel beyin travmaları distimiye neden olabilir.

Distimi (Süregiden Depresyon Bozukluğu) Nasıl Tedavi Edilir?

Distimi, ilaç tedavisi ve psikoterapiyle tedavi edilebilir. Antidepresan grubu ilaçlar bu hastalıkta oldukça iyi etki gösterir. Koruyucu olarak ilaç tedavisine en az ''iki yıl'' devam etmek gerekir. Psikoterapiyle düşünce ve duygularınızı sağlıklı bir biçimde ifade etmek, duygularınızla başa çıkmak ve onları kontrol etmek, negatif inanlarınız yerine pozitif düşünceleri geçirmek, yaşamınızın kontrolünü elinize almak, önünüze gerçekçi hedefler koymak amaçlanır.

Yaşam biçiminizi değiştirmek örneğin spor yapmak, sağlıklı beslenmek, olumlama yapmak veya günlük tutmak uygulanan tedaviyi tamamlar ve bazı belirtilerde iyileşme sağlayabilir.

Distiminin erkenden fark edlilip kontrol altına alınacağı nice sağlıklı günlere...

Uzm.Klinik Psikolog / Öğretim Görevlisi Nigar Çiçek

İnstagram: bayanpsikolog

''Nigar Çiçek Eğitim& Psikolojik Danışmanlık''

Nef22 Ataköy F Blok No:18 Bakırköy/ İST.

0533 792 8778

Yazının devamı...

Deprem

Son günlerde yaşadığımız ve her zaman yaşama olasılığımız olan, aslında bizim güvenli yerimizin bir anda gitmesi, düzenimizin bozulması hatta yaşam kalitemizin en asgarisini bile sağlayamadığımız bir durumdur depremi yaşamak...Deprem her yaş grubunu acı bir şekilde etkiler.

Peki yaşananılan bu acı durumda gösterdiğimiz belirtiler nelerdir?

-Depremde yaşanılan durumu zihninde tekrar tekrar yaşanması, hatta geçmişte kalmak

-Depremi hatırlatan herhangi bir uyaran karşısında yoğun sıkıntı duyma

-Ani seslere karşısında irkilme ve tepkiyi kontrol edememe

-Ani öfke patlamaları

-Sürekli korku ve kaygı

-Dış dünyaya karşı ilginin kaybolması

-Ortamdan kopma/ odaklanamama

--Kendine ya da ortama yabancılaşma, dışarıda olma hissi

-Uyuyamamak veya çok uyumak

-Deprem ile ilgili görülen kabuslar

Travma ile nasıl baş edilir?

-Önce güvenlik. Eğer travmatize edici olay hala devam ediyorsa, güvende olabileceğiniz bir yere gidin.

-Güvendiğiniz biriyle olay hakkında konuşun (profesyonel destek)

-Aile ve arkadaşlarınızla iletişim kurun.

-Yaşadığınız semptomların normal olduğunu ve depremde yaşadığınız olaydan kaynaklandığını bilin.

-Kendinize zaman tanıyın. Yeniden hayata uyum sağlamak zaman alabilir. Sabırı öğrenin ve sabırlı olun.

-Fiziksel olarak bedeninizi aktif tutun.

-Alkol ve maddeden uzak durun.

-Psikolojik destek alın

Travmatize olan yakınınıza nasıl destek olabilirsiniz?

-Travmatize olan kişiyle vakit geçirin, güvende olduğunu hissettirin.

-Yardım istemese bile onun ihtiyaçlarını karşılayın bu ona hem iyi gelecek hem de giden güvenin geri gelmesinde önemli bir etken oluşturur.

-Yalnız olmak isterse bunu kızmayın. Anlayışlı olun. Çünkü her sağlıklı insan gibi yaşadığı olaya tepki vermesi gecikmeyecektir.

-Onu anlamak istediğini ve yardıma hazır olduğunuzu söyleyin.

-En önemlisi destek alın.

Uzm.Klinik Psikolog / Öğretim Görevlisi Nigar Çiçek

İnstagram: bayanpsikolog

''Nigar Çiçek Eğitim& Psikolojik Danışmanlık''

Nef22 Ataköy F Blok No:18 Bakırköy/ İST.

0533 792 8778

Yazının devamı...

Mutluluk

Mutluluk en çok hissetmek istediğimiz duygudur. Davranışlarımızın sonunda, ilişkilerimizin sonunda ve bir işi bitirirken bile mutluluğu bekleriz. İş ilişkilerimiz, arkadaşlık ilişkilerimiz, kariyerimiz ve hatta sporda bile mutluluğu yakalamayı bekleriz. Beyinde çok komplike bir sistem içerisinde oluşan mutluluk kavramı çok da kolay değildir. Duygusal enerjimiz hormonlarımızdır. Mutluluk üzerinde hormonların etkisi vardır. Mesela mutluluk yakalayabilmek için serotonin ve dopaminin hormonlarını aktive etmemiz lazımdır.. Yani anlayacağınız mutluluğu yakalamak çok karmaşık bir yapıda olsa da , mutluluğu yakalamak sandığınız kadar zor değildir.

Mutluluk Üzerine Çıkarımlar:

-Yaşın ve eğitimin mutluluk ile ilişkisi çok azdır.

-Mutluluk doğuştan gelen özelliklerimizle ilgili olsa da sonradan öğrenilen de bir durumdur.

-Kişilikle mutluluğun bir ilişkisi çok fazladır. Dışa dönük kendine güvenen insanlar kendi başlarına kalsalar bile mutlu olup, mutlu hissediyorlar.

-İyi bir ilişki taraflara mutluluk verir.

-Hedefleri olan aktif insanlar daha kolay mutlu olabilirler ve mutluluğu yakalayabilirler.

-Para mutluluğu getirmiyor Parayı doğru kullanınca mutluluğa giden yolu buluyorsunuz. Mesela o parayı paylaşmak ve bir şeylere destek olmanın kişide mutluluğa giden manevi doyumu arttırdığı da biliniyor. Onun için sosyo-ekonomik durumu üst düzey olan insanlar sosyal sorumluluk projelerinde görev alırlar.

-Herkesin hayatında olumsuz durumlar vardır.Önemli olan bunları iyi yöneterek olumlu duygulanım ve davranımları arttırmaktır. (Kendiniz halledemiyorsanız destek alın)

-İnsan kendinde neleri mutlu ettiğini görür. Böylelikle mutlu olduğu durumu,kişiyi, nesneyi ve ya her neyse tekrar tekrar yakalayarak mutluluğunu sürdürür.

-Mutlu insanlar hayatları daha düzgün gitsin diye çaba sarfederler.

19.YY William James mutluluk için der ki;

1. Ya beklentimizi düşük tutacağız,

2. Ya da başarı listemizi kabartarak mutlu olacağız.

Sanırım ben ikincisini yaparak mutlu oluyorum ve biliyorum ki insan aslında kendinde yakalar mutluluğu da mutsuzluğu da ... İzin verdiği sürece insanlar bizi mutlu da edebilir mutsuz da ...

Mutluluğu yakaladığınız günlere, haftalara, aylara, yıllara ve hatta ömürlere ...

Mutlu Kalın !


Uzm. Klinik Psikolog Nigar ÇİÇEK
www.nigarcicek.com
instagram:bayanpsikolog


''Nigar Çiçek Eğitim & Psikolojik Danışmanlık''
Nef22 Ataköy B Blok no:231 Bakırköy / İST.
0533 792 8778

Yazının devamı...

Özgüven Eksikliği

Özgüven kişinin kendi hakkında sahip olduğu görüş ve bir şeyi başarabilmesine olan inançtır. Sağlıklı bir özgüvenimiz olduğunda, kendimizive genel olarak yaşamı olumlu hissetme eğiliminde oluruz. Yaşamın iniş ve çıkışlarıyla daha iyi başa çıkabiliriz.

Nedenleri
Araştırmalar, genetik yapımızın beynimizin erişebileceği özgüven artırıcı kimyasalların miktarını etkilediğini göstermiştir.
Mizaç. Doğuştan tereddütlü veya dikkatli olmanız, özellikle bilmediğiniz durumlarda, davranışsal engelleme diye tanımlanan eğiliminizden kaynaklı olabilir.
Ebeveynlik stilinden kaynaklanabilir. Ebeveynler tarafından ihmal edilmek ve duygusal ihtiyaçların karşılanmaması
Travmaya sahip olmak özgüvenimizin düşmesine sebep olabilir.
Negatif arkadaşlık ilişkileri de özgüven düşüklüğüne neden olabilir.

Belirtileri
Kendi fikrine güvenememek
Her zaman aşırı düşünme
Zorluklara girmekten korkmak
Kendine sert ama başkalarına karşı yumuşak davranmak
Sık sık kaygı ve duygusal kargaşa
Sosyal geri çekilme
Sosyal beceri eksikliği
Depresyon ve / veya üzüntü nöbeti
Daha az sosyal uygunluk
Yeme bozuklukları
Övgü kabul edememe
Kendinizi 'tamamen' görememe - kendinize karşı dürüst olamamak
Negatifi vurgulamak
Diğer insanların ne düşündüğünü fazla düşündüğü için abartılı bir endişe duymak
Kendini ihmal
Başkalarına kötü muamele edip etmediğiniz konusunda endişelenmek
Zorluklara katlanmaktaki isteksizlik
Kendini ilke veya bir yere koymaktaki isteksizlik
Kendi için hayattan az şey beklemek

Çözüm Yolları
Kendinizle olumlu konuşun. En yakın arkadaşınız gibi olun. Bir hata yaptığınızda kendiniz için zor olmayın.
Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmayın. Herkesin farklı olduğunu ve her insan hayatının önemli olduğunu kabul edin.
Başarılarınıza sahip çıkın. Şans olarak değerlendirmeyin.
Övgüleri kabul edip teşekkür edin.
Endişelenmeyi bırakın. Geleceği göremeyeceğinizi veya değiştiremeyeceğinizi kabul edin ve düşüncelerinizi burada ve şimdi tutmaya çalışın.
Eğlenin. Her haftaya eğlenceli etkinlikler ve aktiviteler planlayın.
Egzersiz yapın.Hormonarın özgüvenin gelişiminde pozitif etkisinin olduğunu unutmayın.
İhtiyaçlarınızı, isteklerinizi, duygularınızı, inançlarınızı ve düşüncelerinizi doğrudan ve dürüst bir şekilde başkalarına iletin.
Yukarıdaki önerileri her gün uygulayın. Yararsız düşünce ve davranışların daha sağlıklı versiyonlarıyla değiştirilmesi çaba ve dikkat gerektirir. Yeni alışkanlıklar geliştirmek için kendinize zaman verin. İlerlemenizi göstermesi için bir günlük tutun.


Bu çözüm önerileriyle de hala özgüven sorunu yaşıyorsanız lütfen destek alın

Özgüvenli günlere...

Uzm. Klinik Psikolog Nigar ÇİÇEK
www.nigarcicek.com
instagram:bayanpsikolog


''Nigar Çiçek Eğitim & Psikolojik Danışmanlık''
Nef22 Ataköy B Blok no:231 Bakırköy / İST.
0533 792 8778


Yazının devamı...

Yalnızlık

Yalnızlık bazen normal olmayan bir durumken, bazen isteğimiz doğrultuda gayet normal ve yararlı da bir durumdur. Mesela yalnız başımıza bir kahve içmek ne kadar da güzel bir durumdur. Hayatımızı planlamak ara ara değerlendirmeler yapabilmek için yalnızlık kendiliğimize yaptığımız önemli bir katkıdır aslında...

Bir de yalnızlığı zorunda bırakılınca yaşarız. Ya da hep yalnız olmayı seçmek isteriz. Hep yanımızda biri olsun isteriz. Yalnız bir şey yapamayız. Ya da kimse olsun istemeyiz.

İnsan sosyal bir varlıktır ve çevresiyle etkileşime hem muhtaçtır hem de ondan fayda sağlar.

Peki normal olmayan yalnızlık nedir?

İnsanın dünyadan ve etrafındaki insanlardan uzak kalması/kopması hissi olarak tanımlanabilir
Bir zihinsel durumdur.
Kendini boş ve istenmeyen hissettirir.
Kişi kalabalık bir ortamda da yalnız hissedebilir.
Yalnızlığın ölüm oranları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir, obeziteden daha zarar verici olabilmektedir.
En az sigara içmek kadar kötü bir sağlık tehdidi olarak görülmektedir.

Nedenleri

Genetik
Fiziksel izolasyon, yeni bir yere taşınma, boşanma vb.
Yakın birinin ölümü
Depresyon belirtisi
Düşük özgüven. Kendine güven duymayan insanlar çoğu zaman, diğer insanların ilgisini alacak kadar değerli olmadıklarına inanırlar. Bu kronik yalnızlığa yol açabilir.

Yalnızlıkla İlişkili Sağlık Riskleri

Depresyon ve intihar
Kardiyovasküler hastalık ve inme
Stres seviyesinde artış
Azalan hafıza ve öğrenme
Antisosyal davranış
Karar vermede güçlük
Alkol ve uyuşturucu kullanımı
Alzheimer hastalığının ilerlemesi
Beyin fonksiyonlarında değişiklikler
Yetersiz diyet ve egzersiz
Yetersiz uyku alımı
Bağışıklık sisteminin zayıflaması

Çözüm Yolları

Yalnızlığın bir şeyin değişmesi gerektiğinin bir işareti olduğunu kabul edilmesi
Yalnızlığın hem fiziksel hem de zihinsel olarak yaşamınız üzerindeki etkilerini anlaşılması
Yalnızlığın bir his olduğunu ve geçebileceğini fark etmek
Sosyal sorumluluk projelerine katılmak veya hoşlanılan başka bir etkinlik yapılması. Bu durumlar insanlarla tanışmak ve yeni arkadaşlıklar ve sosyal etkileşimler geliştirmek için harika fırsatlar sunar.
Benzer tutum, ilgi ve değerleri paylaşan insanlarla kaliteli ilişkiler geliştirilmesi
En iyisini beklemek. Yalnız insanlar genellikle reddedilmeyi bekler, bu nedenle sosyal ilişkilerinizdeki olumlu düşüncelere ve tutumlara odaklanılması iyi bir çözüm yolu olacaktır.

Yalnızlığın normal sınırlarda yaşanması ve sizi beslemesi dileğiyle ...

Uzm. Klinik Psikolog Nigar ÇİÇEK


www.nigarcicek.com
instagram:bayanpsikolog


''Nigar Çiçek Eğitim & Psikolojik Danışmanlık''
Nef22 Ataköy B Blok no:231 Bakırköy / İST.
0533 792 8778

Yazının devamı...

Tükenmişlik Sendromu

Tükenmek bu aralar herkesin dilinde ...Acaba gerçekten tükenmişlik sendromu yaşıyor muyuz? Yoksa anlamını bile bilmeden tükendiğimizi mi düşünüyoruz?

Gündelik hayatta hepimiz ara ara yaşarız bu tükenmişlik sendromunu... Peki nedir tükenmişlik ve tükenmişlik sendromu ?

Tükenmişlik, aşırı ve uzun süreli stresin neden olduğu duygusal, fiziksel ve zihinsel yorgunluk halidir.

Nedenleri
İşin üzerinde çok az kontrolün olması ya da hiç kontrol yokmuş gibi hissedilmesi
İyi yapılan iş için ödül eksikliği
Belirsiz veya aşırı zorlu iş beklentileri
Monoton veya zor olmayan işler yapmak
Sosyalleşmek veya dinlenmek için yeterli zaman olmadan çok fazla çalışmak
Yakın, destekleyici ilişkiler eksikliği
Başkalarından yeterince yardım almadan çok fazla sorumluluk almak
Mükemmeliyetçi eğilimler; hiçbir şeyin yeterince iyi olmaması
Kendine ve dünyaya karamsar bakış
Kontrolde olma ihtiyacı
Yeterince uyku alamamak
Yüksek başarıyı hedefleme, A Tipi kişilik

Belirtileri
Çoğu zaman yorgun hissetmek tükenmişlik sendromunun en sık görülen belirtileri arasındadır.
Bağışıklık sisteminin zayıflaması, sık hastalanmak
Sık baş ağrısı veya kas ağrısı
İştahta veya uyku alışkanlıklarında değişiklik
Çaresiz, kapana kısılmış ve mağlup hissetmek
Dünyada yalnız hissetmek
Motivasyon kaybı
Başarısızlık duygusu ve kendinden şüphe
Giderek alaycı ve olumsuz bakış açısı
Azalan memnuniyet ve başarı duygusu
Sorumluluklardan kaçınma
Ertelemek, işleri halletmenin daha uzun sürmesi
Baş etmek için yemek yemek ya da ilaç, alkol kullanmak
İş atlamak ya da geç gelmek ve erken ayrılmak
Kendini başkalarından izole etmek

Çözüm Yolları
Eş, aile ve arkadaşlar gibi en yakın olanlarla durumun paylaşılması
İş arkadaşlarıyla daha fazla sosyalleşmek
Olumsuz insanlarla iletişimin sınırlandırılması
Yeni arkadaşlar edinmek
İşinde bir değer bulmaya çalışmak
Kendine zaman ayırmak: işe mola verip, tatile çıkmak
Sınırları belirlemek: gerektiğinde hayır diyebilmek
Teknolojiye günlük bir mola vermek
Yeterli sürede uyumak
Egzersiz yapmak
Dengeli beslenmek

Fiziksel ve zihinsel olarak tükenmediğiniz (tükenmişlik sendromu) nice güzel günler yaşamanız dileğiyle...

Uzm.Klinik Psikolog Nigar ÇİÇEK

nigarcicek@gmail.com
www.nigarcicek.com
instagram:bayanpsikolog
Nigar Çiçek Eğitim & Psikolojik Danışmanlık Nef22 b blok no:231 Bakırköy / İST.

Yazının devamı...

Hayvan Şiddeti

Nedir?

Hayvan zulmü (şiddeti) genellikle aktif ve pasif olarak iki ana kategoriye ayrılır. Aktif zulüm bir kişinin kasten bir hayvana zarar verdiği kötü niyetli davranışları ifade eder. Kasıtlı zulüm eylemleri genellikle en rahatsız edici davranışlardan bazılarıdır ve ciddi psikolojik sorunların belirtileri olarak düşünülmelidir. Bu tür davranışlar genellikle sosyopatik davranışlarla ilişkilidir ve çok ciddiye alınmalıdır. Pasif zulüm, suçun eylemin kendisinden ziyade bir eylem eksikliği olduğu ihmal durumlarıyla belirlenir. Ancak hayvan ihmali bir hayvanın şiddetli bir şekilde acı çekmesine neden olabilir. İhmal örnekleri açlık, dehidrasyon, parazit istilası, tasmanın bir hayvanın derisinde yetişmesine izin verme, kötü hava koşullarında elverişli barınma sağlayamamak ve bir hayvanın tıbbi yardıma ihtiyacı olduğunda veterinerlik hizmeti almasını sağlamamak olabilir.

Sebepleri

Kellert ve Felthous (1985) ve Merz-Perez, Heide ve Silverman'ın (2001) belirttiği gibi, hayvan zulmünü gerçekleştirme nedenleri çeşitli ve karmaşıktır. 1987’ben beri Amerikan Psikoloji A. Hayvanlara yapılan fiziksel saldırının gençlerde ve yetişkinlerde antisosyal davranış bozukluğunun bir belirtisi olarak görmüştür.

Ayrıca Agnew (1998), hayvan istismarı sebeplerinin sosyal psikolojik bir modelini ortaya koymuştur; bunlar toplumsal konum” (cinsiyet, yaş, ırk, eğitim), empati, öz kontrol ve zarar verici davranışın sonuçları hakkındaki cehalet gibi bireysel özellikler.

1985 yılında Kellert ve Felthous bir araştırmaları sonucu dokuz hayvan zulmü motivasyonunu rapor etmiştir: bir hayvanı kontrol etmek, bir hayvana karşı misilleme yapmak, bir tür veya ırka karşı önyargıyı tatmin etmek, bir hayvana karşı saldırganlığını ifade etmek, kendi saldırganlığını geliştirmek, insanları eğlence amaçlı şok ettirmek, başka bir kişiye karşı misilleme yapmak, düşmanlığı bir kişiden bir hayvana vermek ve spesifik olmayan sadizmi harekete geçirmektir.

Çözüm Yolları

Hayvan istismarını önlemek için Amerikan Hayvan İstismarını Önleme Derneği (ASPCA) şu çözüm yollarını sunmuştur:

Çevrenizdeki hayvan istismarının farkında olun.

Hayvan istismarını tanımayı öğrenin.

İşkence amaçlı şok ettirmek, başka bir kişiye karşı misilleme yapmak, düşmanlığı bir kişiden bir hayvana vermek ve spesifik olmayan sadizmi harekete geçirmektir.

Hayvan istismarını bildirirken mümkün olduğunca fazla bilgi sağlayın.

Diğer insanlar için iyi bir örnek oluşturun. Evcil hayvanınız varsa, onlara her zaman sevgi ve iyi bakım göstermelerini sağlayın.

Çocuklarınıza hayvanlara karşı sevgi ve saygı göstererek davranmaları hakkında konuşun.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.