Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Antalya Belediyesi ve AKSAV’ın Antalya Televizyon Ödülleri’ni düzenlediği dönemde yarışma için Türk dizilerinin kataloğunu hazırlayan Alican Sekmeç’ten de destek alarak çıkardığım bu listedeki yapımların ortak özelliği ne biliyor musunuz?

Hepsi Kore dizisi…

18 diziden bir kısmı eski, ama çoğu yeni ve halen ekranlarda… Üstelik hepsi de Türkiye’de iyi iş yapan diziler…

Türkiye’de yapımcılar sadece Kore’den format almıyor, Amerika’dan İtalya’dan bile format alanlar var… ‘Şeref Meselesi’nin orijinali İtalyan’dı, ‘Medcezir’ ve ‘Umutsuz Ev Kadınları’ ise Amerikan formatı yapımlardı.

Haberin Devamı

Batı’dan alınıp Türkiye’ye uyarlanan diziler arasında başarılı olamayanlar da var elbette…

Yabancı dizilere bölüm başına 5 ila 15 bin dolar arasında format parası ödeyip, Türkiye’ye başarıyla uyarlayıp onları bu haliyle tutturup daha sonra bölüm başına 45 ila 90 bin dolar arasında fiyata satmak da alkışlanacak bir başarı olsa gerek.

Ticarette, bir şeyi üretmekten daha önemli olan nedir?

Bir malı alıp, işlemek ve değerlendirmek, yani katma değer yaratmak.

Dizi sektörü bunu başardı…

Evet, dizi işinde aşk ve entrika evrensel bir konu…

Ancak Amerika veya İtalya’dan alınıp Türkiye’ye uyarlanan başarılı dizi sayısı sadece birkaç taneyken, Kore formatı 18 dizinin Türk seyircisi için adeta biçilmiş kaftan olması, bence üzerinde akademik çalışma yapılması gereken önemli bir konu.

Adını Feriha Koydum- Emir’in Yolu

(The Man From Nowhere).

Aşk Ekmek Hayaller

(Bread Love and Dreams).

Baba Can’dır

(What Happens to My Family).

Beni Affet

(Temptation of an Angel).

Beyaz Yalan

(Bride of the Century).

Bir Aşk Hikayesi

(I’m Sorry, I Love You).

Çilek Kokusu(The Heirs).

Günahkar(Nice Guy).

Güneşi Beklerken

(Boys Over Flowers).

İlişki Durumu: Karışık

(Full House).

Kiralık Aşk

(The Came Become Money).

Kocamın Ailesi

(My Husband Got a Family).

Kiraz Mevsimi

(A Gentleman’s Dignity).

Maral

(Panda and Hedgehog).

Mayıs Kraliçesi

(May Queen).

Osmanlı Tokadı

(Rooftop Prince).

Paramparça

(Autumn Tale).

Yamak Ahmet

(Dae Jang Geum).

Haberin Devamı

JANSET PAÇAL’A HAYAT ÖPÜCÜĞÜ!

Başrollerini Ali Sunal’la Hatice Şendil’in paylaştığı ‘Hayat Öpücüğü’ filminde Janset Paçal’yı görünce şaşırdım.

Şaşkınlığımın sebebi Janset’in, filmde üstlendiği ‘doktor’ rolü ve performansıyla ilgili değildi.

Janset’i bir filmde oyuncu olarak görmek şaşırttı beni.

“Mesleği oyuncu olan birini bir filmde izlemenin neyi şaşırtıcı?” diye soracak olursanız anlatayım sebebini:

Janset’in dizi ve filmografisine bakınca şöyle çarpıcı bir gerçek çıkar karşınıza.

Janset’in işleri, Oyuncular Sendikası’nın Başkanlığı’nı Memet Ali Alabora’dan devralıp oyuncu teliflerinin peşine düşmesinden sonra bıçak gibi kesildi.

Yeteneğini mi kaybetti?

Oyuncular Sendikası, dizi ve film yapımcılarıyla televizyon kanallarını, “Sektör dizi ihracatından yılda 200 milyon dolar kazanmaya başladı. Peki nerede oyuncuların telifleri?” diye sıkıştırmaya başladıkça, tek tek kapandı Janset’e sunuculuk ve oyunculuk kapıları.

Haberin Devamı

Janset’in performansını değerlendirecek halim yok. Sektörün takdir edeceği bir konu bu. Sinema ve TV dünyası, 1997’den 2009’a kadar hiçbir yıl onu işsiz bırakmadığına göre, demek ki o zamanında verilen her görevin üstesinden geldi.

Janset, 2009’dan sonra yeteneğini kaybetmediğine göre, altı yılda ‘Ya Sonra’, ‘Sitem’ (kısa film) ve ‘Hayat Öpücüğü’nden başka filmlerde ve dizide oynayamamış olmasının sebebi belli.

Hak aramanın bedeli

Başkan olarak sendikaya üye oyuncuların haklarının peşinde koştuğu için dizi yapımcılarının ona ambargo uygulamasından başka bir seçenek kalmıyor geriye.

Filmdeki küçük rolünün Janset’e gerçekten bir ‘Hayat Öpücüğü’ olduğunu düşünüyor ve filmin yapımcısı Necati Akpınar’ı, ona bu şansı verdiği için kutluyorum.

Vizyondaki romantik komediyi, en azından Janset’in verdiği mücadeleye destek vermek adına izlemenizi tavsiye ederim.

Ali Sunal’ın filmde canlandırdığı ‘hastalık hastası’ ve ‘hijyen manyağı Metin’i çok abartılı bulanlar olabilir.

Müjdat Gezen’den başka ‘hastalık hastası’ birini tanımıyorum, ama yediklerinden elinin değdiği kısımları çöpe atan birini tanıyorum. Filmin senaristleri Saygın Delibaş ve Fethi Kantarcı, o kadını tanımış olsaydı, eminim daha da renkli bir karaktere imza atarlardı.