Deri Tanıtım Grubu’nun Türk derisini ve Türk tasarımcıları dünyaya duyurmak için verdiği destek tüm hızıyla devam ediyor. Milano Moda Haftası sırasında benim de ziyaret ettiğim The Leather Age - Anatolia projesiyle başta Hatice Gökçe olmak üzere birçok farklı tasarımcının farklı işleme yöntemiyle ortaya çıkardığı tasarımlar sergilenmişti. Dünyanın dört bir yanından gelen moda insanlarının beğenisine sunulan bu projede Hitit, Lidya, Arzawa, Frig, İyon, Urartu, Asur ve Troya gibi bu topraklar üzerinde yaşamış sekiz medeniyetin deri yüzeyinde yansımalarını görmüştük.
Hem kültürümüzün, hem Türk derisinin, hem de tasarımcılarımızın tanıtılması açısından oldukça önemli olan bu projeyi, yine Milano’da gerçekleşen başka bir proje takip ediyor. 14 Türk tasarımcı (Ayşe Deniz Yeğin, Benan Bal, Bilge Köprülü, Burçe Bekrek, Duygu Ergör, Giray Sepin, Gülçin Çengel, Hande Çokrak, Melis Yıldız, Mikail Arasan, Murat Aytulum, Pelin Dumlu, Safa Şahin, Sezgi Beşli) ile yapılan iş birliği sonucu ortaya çıkan tasarımlar Milano’nun simgesi Duomo Katedrali’nde sergileniyor. Ay sonuna kadar sergilenecek projenin fotoğrafları ise Tamer Yılmaz’a ait.
Kapalıçarşı açılımı
Hepiniz yurt dışına gittiğinizde; yurt dışından ülkemize gelen turistleri gördüğünüzde yerel ve otantik objelere gösterdikleri ilgiye tanık olmuşsunuzdur. Ben en son Milano’da tanışıp sohbet ettiğim bir blogger’ın, son birkaç yıldır severek giydiği favori ceketini Kapalıçarşı’dan aldığını öğrendiğimde yaşadım aynı deneyimi. Ceketin fotoğrafını görüp, folklor oyunlarımızda giydiğimiz cepken ceketlerden olduğunu anlayınca hem mutlu oldum, hem şaşırdım, hem de keşke daha çok insana, farklı kültüre ulaşabilsek diye içimden geçirdim.
Kapalıçarşı’nın atmosferi, bu deneyimi yaşayan hangi insanı etkilemez ki? Mücevherlerimiz, kumaşlarımız…
Bir dönem Ela Barlas Anter, bu tarihi hazineyi dünyayla buluşturmak için bir adım atmış; yabancı turistlerin de kolayca sipariş verebileceği online bir alışveriş sitesi açmıştı. Fakat site şu an aktif değil. Belki de yeniden böyle bir projeye imza atmanın tam sırası! Hatta moda editörlerinin dergi çekimlerinde, bloggerların blog çekimlerinde ve kombinlerinde bu yerel parçalara yer verip tanıtmalarının da… Ne dersiniz?