Stylist deyince ülkemizde ilk akla gelen isimlerden biri Bahar Kongel Fransez. Farklı bakış açısı ve yaratıcı gözüyle hep başarılı işlere imza atıyor. Kongel’in yeni bebeği Le Koko Kolektif. Kongel’in önderliğinde kurulan Le Koko, moda markalarına hizmet veren bir prodüksiyon şirketi. Moda alanında deneyimi olan, bu konuda iyi bir göze sahip olan ve markaların hem sosyal medya alanında hem de kampanya çekimlerine yansıyan görsellerinde neye ihtiyaçları olduğunu bilen bir ekipten oluşuyor. Bu da onları diğerlerinden ayıran en önemli özellik.
Bir marka için hikaye yaratmak, bu hikayeyi markanın hedef kitlesi ve konumlandırılmasını planlayarak oluşturmak, koleksiyon çekimlerini, stylingi bu hikayeye göre hayata geçirmek, markanın ihtiyacı olan görsel dünyayı oluşturmak, tüm bu detayları sosyal medyaya da entegre ederek yansıtmak, Le Koko’nun görevleri arasında.
Markaların, moda dilinden anlamayan ajanslarla çalışarak kaybettiği zamanı ve parayı daha doğru yönetmek, yaratıcı sonuçlar ortaya koymak için sektörün en çok ihtiyacı olan konuya yeni bir soluk getiriyor Kongel ve ekibi. Sektör için çok güzel haber!
Beckham’ın güçlü çizgisi
Victoria Beckham’ın yeni sezondan itibaren koleksiyonlarını Londra Moda Haftası kapsamında sergileyeceğinden bahsetmiştim geçtiğimiz haftalarda... Markasını her geçen gün daha da geliştiren, doğru bir strateji benimseyen, markası için ciddi bir yatırım yapan Beckham, New York Moda Haftası’na adeta damga vurdu.
Maskülen detaylar, katmanlı styling, güçlü silüetler ve güçlü aksesuarlarla gerçekten başarılı bir koleksiyon ortaya çıkardı. Öyle ki, Celine ile yollarını ayıran Phoebe Philo’nun çizgilerini gördük birçok detayda. Bir sonraki sezon Londra Moda Haftası kapsamında göreceğimiz Beckham, yeni Philo mu olacak hepimiz göreceğiz...
Yavaş modanın önemi
Son dönemde Demna Gvasalia’nın kreatif direktörlüğünde farklı ve aykırı bir duruş sergileyen Vetements, modanın fazla üretimine karşı çıkan bir marka. 2014’te kurulan, Demna&Guram Gvasalia kardeşlerin fikir birliğiyle, gereğinden fazla üretimle hem doğayı gereksiz atıklardan korumak, hem de bunu daha kârlı bir iş olarak yürütmek üzere yavaş modayı benimseyen bir marka Vetements. “Moda markalarının ürettiği giysilerin yüzde 30’undan fazlası hiç satılmıyor ve atık haline geliyor”, “Bu hızlı dünyada moda da hızlı. Biz yavaş olmasını seviyoruz. Az, kaliteli satın almaya ve uzun süre kullanmaya inanıyoruz” diyor Guram Gvasalia. Bunun için bir bilinçlendirme kampanyasına başlayan Vetements, Harrods mağaza vitrinini kıyafet yığınlarıyla süslüyor.
Harrods’ın yaklaşık 4 bin çalışanının giymedikleri kıyafetleri getirmesiyle oluşan bu görüntü, ‘yavaş moda’yı benimsetmek üzere görsel benliğimize işliyor. 8 Şubat’ta başlayan ve 2 Mart’a kadar sürecek olan bu görsel kampanya sonunda, giysiler bağışlanacak. Farklı şehirlerde de bilinçlendirme hedefi devam edecek...