Berrin Pehlivan

Berrin Pehlivan

Berrinpehlivan@gmail.com

Tüm Yazıları

Günlerdir yazdığım halde yine de bir gazeteci gibi yazamıyorum, dolayısıyla bugün de bir akademisyen gibi başlayıp, kısa bir tekrar yapalım... Kanserin illet, kara talih ve kader olmadığını, sadece bir hastalık olduğunu hatırlayalım. Erken evrede tespitinde tedavinin son derece başarılı olabileceğini unutmayalım. İleri evrede tespitinde ise, geçmişe oranla çok daha başarılı olduğumuzu ve kanseri artık kronik bir hastalık haline getirebildiğimizi yineleyelim. Tanı aldığınızda sizi bekleyen sürecin asla sadece uzmanların inisiyatifinde olmadığını, bunun ortak bir strateji, sağduyu ve yol haritasıyla birlikte atlatılacak bir süreç olduğunu aklımızın bir yerine kazıyalım.
Hal böyleyken, kanser şüphesiyle başvurduğumuzda tanı mekanizmalarından önemli bir tanesine, biyopsi dediğimiz işlemin ayrıntılarına bakalım.
Özellikle bu tür yazılar okuduğumuzda ya da bir duyum aldığımızda obsesyon benzeri gereksiz bir korkuyla, küçük şikayetimizi zihnimizde büyüterek doktora başvurmamız gerekmiyor. Ama 10 günün üzerinde kendisini hissettiren, kullandığınız her türlü ilaca veya yönteme rağmen geçmeyen şikayetleriniz olduğunda doktora gitmekten çekinmeyin. Şikayetlerinizin analizinin ardından gerekli fiziki muayene ve en uygun görüntüleme (Ultrason, düz grafi, tomografi, MR) yöntemlerinden sonra, eğer gerekiyorsa tanıya gitmek için biyopsi istenilebilir.
Biyopsi, şüpheli dokunun mikroskop altında incelenmek üzere örneklenmesidir. Muayene veya herhangi bir test sonucu şüpheli görünümün veya kitlenin olduğu yerden parça alınmasına karar verilebilir. Biyopside amaç, tanı koymaktır, kitleyi çıkarmak değildir. Kanser ihtimalini netleştirmenin ya da bertaraf etmenin en kesin yoludur. Bu tespitten çıkan sonuca göre, hastanın nasıl tedavi edileceğine karar verilir. Biyopsinin yapılacağı yere ve çeşidine göre genel veya lokal anestezi yapılmaktadır. Özellikle iğne biyopsileri, ultrasonografi, mamografi, tomografi veya manyetik rezonans, görüntülüme eşliğinde biyopsi iğnesi ve hedef organ ekranda sürekli takip edilerek yapılabiliyor. Biyopsi öncesi doktorunuzun sizi ve kullandığınız ilaçları değerlendirmesi gerekmektedir. Örneğin, kan sulandırıcı kullanıyorsanız, bu ilaçları kesmek, dozlarını düşürmek veya değiştirmek gerekebilir.

Haberin Devamı

Çeşitleri

Haberin Devamı

İğne biyopsisi: Biyopsilerin çoğu iğne biyopsisidir, doku örneği alınırken iğne kullanılır.
Tomografi kılavuzluğunda biyopsi: Hasta tomografide yatarken, doktor elde edilen görüntülerle tam olarak nereden biyopsi alınacağına karar verir.
Ultrason kılavuzluğunda biyopsi: Biyopsi alınacak yere ultrason görüntüleri aracılığıyla karar verilir.
Aspirasyon biyopsisi: İğne yardımıyla örnekleme yapılır; ancak en iyi merkezlerde bile yüzde 10 oranında yeterli materyalin gelmeme olasılığı bulunmaktadır.
Kemik biyopsisi: Cerrahi müdahale sırasında veya tomografi eşliğinde, genellikle kemik kanseri teşhisi için yapılır.
Kemik iliği biyopsisi: Kalça kemiğinden kemik iliği örneği alınmasıdır. İğneyle yapılır; lösemi ve lenfoma hastalıklarının teşhisinde önemlidir.
Karaciğer biyopsisi: Karaciğer dokusundan parça almak için iğneyle uygulanır.
Prostat biyopsisi: Genellikle çok sayıda parça, iğneyle rektuma yerleştirilen bir prob aracılığıyla alınır.
Deri biyopsisi: Vücut yüzeyinden parça alınır.
Cerrahi biyopsi: Zor ulaşılan dokular için açık veya kapalı ameliyatlarda parça alınır ya da kitle tamamen çıkartılır. Doku veya parça çıkartıldıktan sonra patoloji laboratuvarına gönderilir. Mikroskop altında incelenen parçadaki hücrelerin şekline, tipine ve aktivitelerine göre tanı konur. Tanının patolog tarafından konulup sonucun bildirilmesi genellikle bir hafta ya da daha uzun süre alır. Sonucu, doktorunuzun size yorumlaması daha doğru olacaktır. Biyopsi sırasında söylenildiği gibi tümörün yayılması durumu söz konusu değildir.

Haberin Devamı

Olası riskleri

Enfeksiyon: Genelde tek kullanımlık iğnelerle steril ortamda çalışıldığı için enfeksiyon görülmez.
Kanama: İşlem yerinde küçük bir morluk veya şişlik olabilir. Genelde kendiliğinden geçer ve müdahale gerektirecek ciddi bir kanama olmaz.
Doku hasarı: Nadiren görülür ve genelde kendiliğinden geçer.
Biyopsilerle tanı aldığınızda yapmanız gereken, ciddi bir tedavi sürecine gireceğiniz öngörüsüyle hazırlanmak, konunun ilgili tüm uzmanlarıyla görüşüp organize olmaktır. Tedavinizi uygulayacak sağlık ekibinin tüm bu süreçte yol arkadaşlarınız olacağını ve ekibin önemli bir parçası olduğunuzu unutmayın. Gündemdeki salgında bile moral gücünün, sağduyu, uyarı ve önlemlerin ne kadar çok önemli ve faydalı olduğunu hatırlayarak hareket edin. Sağlıkla ve bugünlerde evde kalın...