Berrin Pehlivan

Berrin Pehlivan

Berrinpehlivan@gmail.com

Tüm Yazıları

Son dönemde sağlıklı bireyler de kanser hastaları da bağışıklıklarını nasıl destekleyecekleri konusunda hassas. İlk bilinmesi gereken, sağlıklı insanlarda önerdiğimiz vitamin takviyesi, ozon veya antioksidan tedavilerin kanser hastalarında dikkatle karşılanması gerektiği. Eğer bir kanser hastası veya yakını iseniz, almanız gereken destekleyici tedaviyi Fonksiyonel Tıp Uzmanı olduğunu söyleyen insanlardan ya da size en yakın doktordan değil de, destekleyici tedavilere sıcak yaklaşan bir onkologdan görüş alarak belirlemeniz. Normal hücrelerinizi ve bağışıklığınızı desteklemek adına yapılan işlemlerin veya -bitkisel bile olsa- verilen ilaçların, tümörü de besleme riski olduğunu unutmayalım. Kanser hastalarına olması gereken yaklaşımla, hasta olmamak için destekleyici tedavi almak isteyene birine yaklaşım birbirinden farklıdır. Bu özeni hasta ve hasta yakınları kadar diğer disiplinlerdeki meslektaşlarımın da göstermesini ve bu hastaları onkologlara yönlendirmelerini diliyorum.

Haberin Devamı

C vitamini takviyesi

Son yıllarda onkoloji dünyası tarafından kesin bir şekilde kabulüne ve aynı zamanda reddine rastladığımız bir uygulama var; yüksek doz C vitamini. Yüksek doz C vitaminin kanser vakalarında işe yaramadığını iddia edenler, bu durumu birkaç negatif dataya dayandırarak kendilerini savunuyorlar. Ancak yanıldıkları ilk nokta, yüksek doz C vitaminin tanımı. Yüksek doz C vitamini kilograma 1 gram oranıyla uygulanıyor, yani sağlıklı bir erişkinde en az 50 gram. Onların bu uygulamayı reddederken delil olarak sundukları yayınlarda uygulanan dozlar, olması gerekenin çok altında. Şu an elimizde sonuçlanmış randomize bir çalışma yok ama tümör biyolojisi ve farmakokinetiği hakkındaki bilgilerimiz, yüksek doz C vitaminine pozitif yaklaşmamıza sebep oluyor. Doz ve uygulama şekline dikkat edilerek (yani haftada 2-3 kez, minimum 50 gram damardan) yapılan uygulamaları analiz eden çalışmalarda umut veren sonuçlar açıklandı. Tüm dünya genelinde çok sayıda çalışma da halihazırda sürmekte. Dünyadaki en büyük kanser kongresi olan ve sonuncusu üç yıl önce gerçekleşen Amerikan Klinik Onkoloji Derneği kongresinde(American Society of Clinical Oncology-ASCO) özellikle immünoterapi alan hastalarda C vitamini uygulamasının yararlı olduğu bildirildi. Ayrıca güçlü bir şekilde uygulandığında bile ciddi bir yan etkisi yok; uzun süre kullanımda böbrek taşı oluşumu ve kandaki bazı mineral değerleri düşürme ihtimali olsa da, kan düzeylerinin sürekli kontrol edilerek verilmesi ve telafisi konusunda tedavilerle bu durum bertaraf edilebilir.

Haberin Devamı

Düşük ve yüksek doz

Hem kendi pratiğimde hem de kemoterapi ile yapılan çalışmalarda yüksek doz C vitaminin yan etkileri azalttığını da görüyorum. Zaten Türkiye dışında başka hiçbir ülkede yüksek doz C bu kadar keskin bir şekilde reddedilmiyor. Meseleye kişisellik tuzağına düşmeden, bilimsel veriler ve haberler açısından bakmak doğru olacaktır. C vitaminin düşük dozlarda uygulanması, hem radyoterapinin hem de kemoterapilerin etkinliğini azaltıyor. Glutatyon gibi antioksidanlar da kanser tedavileri sonrasında bile uygulandığında sadece normal değil; kanser hücrelerinin de oksidatif stresten kaçıp hayatlarına devam etmesine sebep oluyor, yani tümörün nüksetmesine veya metastaz yapmasına yol açıyor. Aynı şekilde B12 vitaminin fazla verilmesi veya folik asit uygulaması normal hücreler kadar tümör hücrelerinin de hızlı çoğalmasını sağlayabiliyor. Ozon, immün sistemi uyarıp, metabolizmayı hızlandırıyor ama ya aynı şekilde tümör hücrelerini de daha agresif çoğalmaya sevk ediyorsa… Alfa lipoik asit, çinko, selenyum ve koenzim Q gibi pek çok takviye var, ancak bunların da tedavi süreçlerinde hangi aralıklarda verilmesi gerektiği sadece bir onkolog tarafından bilinebilir. Kanser olmamak için yapılması gerekenlerle, kanser hastalarının yapması gerekenler farklı olabilir. Lütfen aklımızdan çıkarmayalım. Bilginin ve bilimin ışığında sağlıklı günler dilerim.