Berrin Pehlivan

Berrin Pehlivan

Berrinpehlivan@gmail.com

Tüm Yazıları

Uzun bir süredir sağlık turizminde önemli merkezlerden biri olan Türkiye, başarıyla ve kaliteli insan kaynağıyla yönettiği pandemi döneminin ardından daha da yıldızı parlayan, bu konuda kalite normları değişen bir destinasyon haline geldi. Sağlık hizmetinin yanına eklemlenen, coğrafi özellikleri, doğal güzellikleri ve ekonomik avantajlarının birinci sırasına, bir başka (zaten var olan)
özelliğini de ekleme fırsatı buldu; çok nitelikli bir sağlık çalışanı kadrosu... Bu gündem fırtınası bitip, herkes kısa bir yakın geçmiş tahlili yapmaya başladığında bu başarı, ülke hanemize daha da net rakamlarla yazılacaktır. Düşüncem, önümüzdeki süreçte çok sayıda yabancının ülkemizi güvenli ve kaliteli sağlık destinasyonu biçiminde kodlayacağı ve tedavi edilmek üzere buraya geleceği yönünde.
Sağlık turizmi, insanların sağlığına kavuşmak ve yanı sıra kültürel, doğal vb. deneyimler de yaşamak için ikame ettiği ülkeden başka yerlere gitmesidir. Antik dönemde ya da daha öncesinde var olan şifa arayışının günümüze yansımasıdır. Mesela eski kayıtlarda, antik dönemde Yunan hastaların, o zamanın bu konuda şöhretiyle bilinen Epidauria adlı kasabaya akın ettikleri yazmaktadır. İlerleyen yüzyıllarda da şifa arayan hastalar, SPA ya da senatoryumların bulunduğu yerlere seyahat etmişlerdir. Dolaşımın giderek artmasıyla birlikte insanların yer değiştirmeleri kitleselleşmiş ve ortaya çıkan turizm biçimi bir türlü sektör haline gelmiştir.
Gelişmiş ülkelerde nüfusun giderek yaşlanması ve yaşlılıkla beraber kronik hastalıkların artması, buna bağlı olarak artan tedavi harcamaları, hem ülke sosyal güvenlik sistemlerini hem de tedavi hizmetlerini kendi gelirleriyle karşılayan kişileri zorluyor. Böylece maliyetlerin daha ucuz olduğu ülkeler, tedavi olmak için daha popüler ve cazip hale geliyor. Uzun bekleme süreleri, kozmetik sebeplere bağlı cerrahi müdahalelerin sağlık kurumları tarafından karşılanmaması, insanları yurt dışında tedaviye olmaya yönlendirirken; kitleler, kök hücre tedavisi gibi kendi ülkelerinde bulunmayan yöntemlerden, cinsiyet değişimi, plastik cerrahi gibi mahremiyet gerektiren, gözden uzak bir ortamda halletmek istedikleri tedavilere kadar birçok konuda yurt dışını tercih ediyor. Seyahat edenlerin çoğunluğu, en ileri teknolojiyi, daha iyi kalitede hizmeti ve sağlık hizmetine daha hızı ulaşmayı tercih ediyor.

Haberin Devamı

Seyahat gruplandırılması

Haberin Devamı

Sağlık amaçlı seyahatleri üç gruba ayırmak mümkün;

-Termal ve SPA-wellness,
-İleri yaş ve engelli turizmi,
-Medikal turizm.


Türkiye son dönemlerde medikal sağlık turizminin en gözde destinasyonları arasında yer alıyor. Gerek kamu hastaneleri gerek özel sektör, gerekli altyapı yatırımını yapmış. Hastaneler, hem fiziki şartlar açısından hem de teknolojik anlamda son derece nitelikli hizmet veriyor. Yetişmiş doktor ve sağlık personeli açısından da benzersiz biçimde şanslı. Son yıllarda dünyanın farklı ülkelerinden çok sayıdaki hastanın tedavi için Türkiye’yi tercih etmesinin en önemli sebebi, çağdaş yöntemlerle yapılan tıbbi operasyonların daha ucuza yapılması. Örneğin, Amerika’da by-pass ameliyatının fiyatı 70-133 bin dolar arasındayken, Türkiye’de 25 bin dolar seviyesinde. Yüz kaldırma operasyonu 11-16 bin dolar arasında değişirken, Türkiye’de 8 bin dolar.
Medikal turistler en çok Libya, Almanya ve Irak’tan, sağlık kapsamında hizmet alan hastalar ise en çok Rusya, Almanya ve İngiltere’den geliyor. Genel toplamda ise, uluslararası hastaların en fazla geldikleri ülkelerin Almanya, Libya ve Rusya olduğu rapor ediliyor.

Haberin Devamı

Sağlık Bakanlığı hedefleri

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) raporuna göre, Türkiye’de 2023 yılında 2 milyon uluslararası hasta tedavi edilmesi ve 20-25 milyar dolar gelir sağlanması planlanıyor. Bu nedenle hem turizmciler hem de sağlık sektörü ciddi çalışmalar sürdürüyor. Doğru adımlar atılırsa, 2023 yılı için hedeflenen 2 milyon uluslararası hasta ve 20 milyar dolar sağlık turizmi geliri hiç de hayal değil.

Turizm politikaları ve pazarlama stratejileri

Sağlık turizmi nereden bakılırsa bakılsın önüne geçilemeyecek ve geçilmemesi gereken bir olgu. Pandemi sonrası kapıların açıldığı 20 Mayıs tarihinden itibaren ilk 10 gün içerisinde bin civarı hastanın tedavi edilmek üzere ülkemize geldiği belirtiliyor. Ancak sağlık turizmine yönelik kurumsal-hukuki altyapının geliştirilmesi ve sağlık turizmi uygulamasının daha profesyonel düzeye taşınması gerekiyor. Sağlık turizmi alanında etkin tanıtım, pazarlama yapılması ve uluslararası iş birliğinin artırılması da diğer gereklilikler... Sahadaki uygulamalardan gözlemlediğimiz, herkesin bu işi yapma eğiliminde olması ve bu konuda ciddi bir denetimin olmaması. Ayrıca bu yazı için TÜRSAB site sayfasından aldığım rakamların çok uzun süredir güncellenmediğini görüyoruz. Bunu, henüz konuya tam anlamıyla odaklanmadıkları biçiminde algılamak istemiyorum. Çünkü pandemide ülkemizin gösterdiği başarıyla esen olumlu rüzgarın doğru biçimde kanalize edilmesi tam da bu profesyonellerin işi.
Her şey bir yana medikal turizmi, bir ülkenin kendi vatandaşlarına verdiği sağlık hizmetini de son derece geliştiren ve ileriye taşıyan bir sektör. Bu konuyla ilgilenen her turizm profesyoneli ülkesine kattıkları anlamında da son derece huzurlu ve gururlu hissedebilir. Ülkeler de insanlar gibidir, sağlık söz konusu olduğunda, başa gelince değil de öncesinde yaptıkları çok ama çok önemlidir. Sağlıkla kalın.