Cadde “CEM YILMAZ TEVAZU GÖSTERiYOR”

“CEM YILMAZ TEVAZU GÖSTERiYOR”

20.09.2011 - 00:11 | Son Güncellenme:

Yeni tiyatro sezonunda perdelerini ilk açan isim Ferhan Şensoy, Cem Yılmaz’la kendisinin karşılaştırılmasını saçma buluyor...

“CEM YILMAZ TEVAZU GÖSTERiYOR”

...Şensoy, “O çocuğun da böyle bir derdi yok. O kendisinin oyuncu olmadığını söylüyor. Aslında oyunculuğu var, biraz da tevazu gösteriyor” diyor
* Eskisi gibi Galatasaray Lisesi’nden tiyatrocu olmak isteyenler çok mu?
Artık o kadar yok. Mesela bu grup da Galatasaraylı yok. Bu nesil tiyatroda artık bir ufuk görmüyor. Tamamen akıllıca bakıyor. “Benim bir işim olsun hafta sonu tiyatro yaparım” diyorlar. İş olarak görmüyorlar. Ben tiyatrocu olmak istediğim zaman tiyatronun ufku olmadığı için babam çok karşı çıkmıştı. “Bundan geçinemezsin, sürünürsün, sefil olursun oğlum. Kendine bir iş bul. Hafta sonları tiyatro yaparsın” demişti. 40 yıl sonra rahmetli babamın haklı çıkması sinir bozucu. Tiyatro artık sadece hafta sonu yapılabiliyor. Beş gün oturuyoruz, iki gün oynuyoruz. Kendimi işsiz hissediyorum.

* Tiyatroyu canlandırmak için çalışmalar yapılmıyor mu?
Bizim çalışmamız iyi bir oyun çıkartmaya yönelik. Reklam amaçlı internette çalışmalar yapılıyor şimdi. İstese oradan karşısına çıkacaktır. Ama istemiyor. Twitter numarası çıktı şimdi. “Nedir bu Twitter, lan bana gösterin” dedim. Okuyorum Neslihan Yargıcı “Uyandım, banyoya gittim.” Biraz sonra “Karnım acıktı, makarna yaptım”, “Pencereyi açtım, sokağa baktım.” Bana ne? Ama onun başından kalkamıyorlar. Çocuklarım da öyle. Benle konuşuyorlar. Gözü orada. Viyk, viyk çalışıyor. Bir şey yapamazsın ona. Kitap da okutamazsın, tiyatroya da götüremezsin.

Haberin Devamı


“Ali Ağaoğlu’yla görüşeceğim”
* Bu nasıl olacak?
Ben bunu Fransa’da yaşadım. ‘Magique Circus’, “Biz tiyatrocuyuz” demeyerek çıktı. Fransa tiyatrosunun ciddi bir kriz geçirdiği 1970-74 yılları arasında, ‘Magique Circus’ Fransa’nın Güneydoğu Anadolu’su Strasbourg kentinde devlet tiyatrosu tek tiyatro seyircisi bulamazken, 15 gün her gece üç bin kişiye full oynadı. Sonra da Fransa ve Avrupa turnesi yaptı. İlle bu değil. Buna benzer delilikler yapılabilir. Ali Ağaoğlu’yla görüşeceğim. Atarsa birkaç milyon, çok güzel şeyler yaparım.

* Ali Ağaoğlu doğru bir adres...

Adres doğru, o da Laz. Buraya para yatırmak tiyatrocunun gücü değil, ama para yatırılırsa çılgınlıklar yapılabilir, başka boyutlara gelir tiyatro. O zaman hiç konuyla ilgilenmeyen başka izleyici de çekilebilir. Çılgınlıklar dışında biçim olarak da, süre olarak da değişim gerek. Tiyatrocuya düşen görevler de var. Örneğin bir perde artık 50 dakikayı geçmemeli. Eskiden bir buçuk saat süren sahneler vardı. Ben son oyunlarımı 45-50 dakika arasında bırakıyorum. Ama tiyatroya giden bir azınlık var, o sayı belli. Onun dışında sen k...nla kuş tutsan da fark etmiyor.

* Dizilerde oynayanların tiyatroda rol alması ilgiyi artırmıyor mu?
Hayır, hayır. Böyle düşünenler var. Biz o düşünceyle bakmadık ama Okan Bayülgen ve Özgü Namal konuk oyuncu olarak oynadı. Okan tiyatrocu zaten, konservatuarlı. Kendi istediği için geldi, başımın üzerinde yeri var. Özgü Namal’ı oyuna aldığımda ünlü olduğunu bilmiyordum. Özgü Namal, Nöbetçi Tiyatro’nun en eskilerindendir. Ben de onu ‘Özge’ diye hatırlıyordum. Kiralık Oyun’da bir kızı ve aynı zamanda fırlama bir oğlan çocuğunu oynayacak. Görüşmeye çağırdım. Bekliyorum. Özgü Namal kapıdan girdi. Tamam, benim tanıdığım kız da, arkasında sekiz tane kamera, 16 tane fotoğrafçı. Masaya geldi “Hocam, çok özür dilerim. Ben çok meşhurum” dedi.

Haberin Devamı

“Seyircimiz hiç artmadı”
* Oyuna ilgi nasıl oldu?
Sizin baktığınız düşünce açısında bakıldığında Okan Bayülgen ve Özgü Namal’ın oynadığı oyun, yanında Ferhan Şensoy, Rasim Öztekin var. Böyle bir oyunun, böyle bir kadroyla kapı bacasının yıkılması gerekir. Taksim’e kadar kuyruk olması gerekir. Okan orada tek başına stand-up yapsa yıkılır, hiç artmadı seyircimiz.

* Kavuk hikayesini nedir?
Evde duruyor. Geleneksel olarak emekli olurken verilir. Münir Abi kavuğu kime vereceğini düşünürken herkese de danışırdı. Çok gençtim o zaman. Onun kafasında Zeki Alasya, Müjdat Gezen ve Metin Akpınar var. “Metinle Zeki’ye beraber mi versem” diyor. Her gelene fikir danışırdı. Vermek istiyordu. Anket biçiminde gelene gidene soruyor. O sırada Zeki ve Metin tiyatroyu bırakıp gazinoya geçti, Müjdat tiyatro yapmamaya başladı. Sonra bana vermesi yıllar sonradır. Münir Abi “Kime vereyim?” dediği zaman şansı vardı. Benim öyle bir şansım yok. Ortada tiyatro yok, tiyatrocu yok, sadece dizi oyuncuları var. Böyle bir endişem var.

Haberin Devamı

* Fransa’da ‘Magique Circus’ çılgınlığından bahsettiniz. Belki de Türkiye’de tiyatronun oluşması gereken formatının öncülerinden olmasın Cem Yılmaz?
Hayır, tiyatrocu değil. Kendisi de bunu kabul ediyor. Tiyatro oyuncusu değil, eli cebinde sahnede bir buçuk saat dolaşarak olmaz o iş. Tiyatro bir bütündür. Bir tiyatro metni, rejisi, dekoru, ışığı vardır. Ben bir kamyonla geliyorum, Cem Yılmaz eli cebinde geliyor. Tiyatrocu değil zaten, bir tiyatro oyuncusu performansı yok onda. Konuşma şekli mikrofon komikliği. Zaten bunun da Allah’ını Türkiye’de ilk defa ağabeyimiz Orhan Boran yapmıştır. Paris’te tiyatro okumuş olmasına rağmen bunun bir tiyatro olduğunu iddia etmemiştir.


“Kavuğu kadına vermek isterim”
* Bir gün siz de birine teslim etmek ister misiniz?
Tabii ki vermek isterim günü gelince. Bu bir kadın oyuncu da olabilir. Gelenekte kadın oyuncu olmadığı için erkekten erkeğe gelmiş. Çok da isterdim ‘kadın komiğe’ vermek. Ama halkın komik olarak kabul ettiği başına koyduğu geleneksel tiyatromuza bir anlamda sadık kalarak, sentez yaparak, çağdaş bir tiyatro yapacak da, ben de ona kavuk vereceğim. Bulun onu yarın verelim. Çok zor. Provaya gelemiyor, “Hastayım” diyorlar. Şimdi amaçları hemen bir televizyon dizisinde rol almak. Bu dizilerden bir yere varmak istiyorlar. Bir rehavet var.

* Cem Yılmaz’la ilgili ne düşünüyorsunuz?
Hiçbir şey düşünmüyorum. Bu soruyu bana sık sık soruyorlar. O çocuğun da böyle bir derdi yok. O kendisinin hikayeler anlattığını, tiyatrocu olmadığını, oyuncu olmadığını söylüyor. Aslında oyunculuğu var, biraz da bunda tevazu gösteriyor. Benim onunla karşılaştırılmamı saçma buluyorum. “Kavuğu Cem’e ver.” Hayır, Cem tiyatrocu değil ki, aynı platformda değiliz. Bu karşılaştırmaya sinirleniyorum. O da sinirleniyor, böyle bir derdi yok. Medyanın böyle bir derdi var. O ne kavuk istiyor ne bir şey. O yeni araba almak istiyor. Başarısız demiyorum. O tiyatrocu değil diyorum. Güldürüyor insanları. Evet, şeytan tüyü var. Başarısı var.