Festival onurla perdelerini açtı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 31. İstanbul Film Festivali, dün akşam Lütfi Kırdar Uluslararası Sergi ve Kongre Sarayı’nda düzenlenen, sunuculuğunu Mehmet Ali Alabora’nın üstlendiği bir törenle başladı. Alabora’nın törenin başındaki, “Festival, Emek Sinema’sız başlayacak. Emek Sineması’nın bulunduğu yerde bulunduğu mekânda ‘moving’ yapılmadan korunması hepimizin en büyük isteği” demesi salonda uzun uzun alkışlandı.

Ustalar saygıyla anıldı
İKSV’nin 40. yılını kutlayan ve festivali tanıtan videoların ardından kaybettiğimiz değerli sinemacılar anıldı. Yönetmen Yüksel Aksu, Ege denizinin diğer tarafındaki ustası Theo Angelopoulos’u saygıyla andı.
Tarık Akan, geçtiğimiz ay kaybettiğimiz Yusuf Kurçenli’ye ‘arkadaşı, dostu ve yoldaşı’na bir kez daha veda ederken, Hülya Koçyiğit ise Türk sinemasının çınarı Lütfi Ö. Akad’la çalışmanın sinemaya tutkuyla bakmak, çizilmemiş yollar çizmek demek olduğunu söyledi.
Gecenin ilk Onur Ödülü, Türkiye’nin ilk kadın sinema yazarı, çevirmen, köşe yazarı ve basın sektörünün ‘Sevin Ablası’ Sevin Okyay’a 30 yıllık arkadaşı ve ulusal jüri başkanı Murathan Mungan tarafından takdim edildi. Okyay konuşmasında, onu gece gündüz sinemaya götüren annesine, ilk sinema yazısını Milliyet’te zorla yazdıran Enis Batur’a, İKSV, SİYAD ve festival izleyicilerine teşekkür etti.

69. oyunculuk yılında ödül
Gecenin ikinci Onur Ödülü’nü yönetmen Ali Özgentürk, Müjdat Gezen’den aldı. Konuşmasında özellikle Onat Kutlar ve Şakir Eczacıbaşı’na teşekkür eden Özgentürk, festivali kurtarılmış bir ada olarak gördüğünü vurguladı.
Onur Ödülü’nü Tarık Akan’dan alan Halit Akçatepe, konuşmasında “Bir anlamı daha var bu ödülün. Bu sene benim 69. oyunculuk yılım” dedi. Onur Ödülü alan diğer bir isim de Ayşen Gruda oldu.

‘İstanbul çok romantik’
Yaşayan en önemli yönetmenlerden, festivalin açılış filmi “The Deep Blue Sea”de imzası bulunan İngiliz sinemacı Terence Davies, ödülünü İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’ndan aldı. Alkışlar üzerine sahnede eğilerek konukları selamlayan Davies, “İstanbul çok romantik. Bizans yolundayım, Bizans’tayım. Hiç burada olmacağımı düşünmezdim. Film çok mütevazi bir bütçeyle çekildi, buna kalbimi verdim. Umarım siz de kalbinizle izlersiniz” dedi.