11.08.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:
İLKNUR TAŞ
Muhabirlik, otobüs firmalarında hostluk, otellerde resepsiyon memurluğu, yöneticilik gibi birçok iş yapan Mehmet Teoman çalıştığı otelde sahneye çıkan Tanju Okan’dan etkilenerek şarkı sözü yazmaya başladı.
Yıllarca önemli gece kulüplerinde DJ’lik yaptı. Birçok kanalda hazırlayıp sunduğu sohbet programlarında, film müziklerinde ve daha birçok işte kendini gösterdi. Hayata küstüğü, evine kapandığı ve “ölüme kapı açtım” dediği 2007’nin ağustos ayında hayatında ilk defa edindiği bir fotoğraf makinesiyle sokaklarda objektifiyle şarkı sözü yazmaya başladı.
64 yaşında eline ilk kez aldığı fotoğraf makinesinin hayatının akışını değiştirdiğini söyleyen Mehmet Teoman, bir yıldır çektiği fotoğrafları Asmalımescit Balıkçısı’nda “Objektif İle Yazılan Şarkı Sözleri” adıyla sergiliyor. 1 Ağustos’ta açılan sergi 28 Ağustos’a kadar ziyaretçilerini bekliyor.
“Kim ki bunalımda, fotoğraf çeksin” diyen ve kendini röntgenci olarak gösteren Mehmet Teoman’la yaşadıklarını konuştuk:
Bu sergideki fotoğraflar ne kadar süre içinde çekildi?
Geçtiğimiz yıl ağustosun başında ilk defa elime fotoğraf makinasını aldım. Bu yaşa kadar hiç fotoğraf çekmemiştim. Üstelik kendi arşivimde bile kendi fotoğraflarım yoktur benim. Yaklaşık bir yıldır çektiğim fotoğrafları burada sergilemeye karar verdim.
Bir yıl önce ne oldu da 64 yaşında elinize fotoğraf makinasını aldınız?
1,5 yıl boyunca albüm, televizyon programı, dizi projelerine çok yoğun çalıştım. Fakat sektörel krizlerden dolayı domino taşları gibi hepsi yıkıldı. Hiçbiri hayata geçmedi. Bir anda kendimi boşlukta hissettim. DJ’liği de bırakmıştım gece çalışmak zor gelmeye başlamıştı.
Bir anda kapılarımı kapattım. Pencerelerimi kapattım, perdelerimi örttüm ve eylemsizliği seçtim. Arkadaşlarımla görüşmedim, telefonlarımı kapattım ve kendimi nadasa çektim. Arkadaşım evime geldi ve elinde bir fotoğraf makinası vardı. Makinayı gösterdi bana ama ben hiç ilgilenmedim. Kalem kağıda da küsmüştüm. Aklımdan geçenleri dışa vurma ihtiyacım var ama yazmak istemiyorum. Bir anda çaktı ben objektifle şarkı sözü yazabilir miyim? dedim. Hemen internete girdim, bütçeme uygun ve kolay bir fotoğraf makinası aldım.
Objektifle şarkı sözü yazmak nasıl bir şey?
Fotoğraf kendini ifade etme biçimi. Aslında çektiğiniz fotoğraf sizin aynanız. Bu bir kedi, köpek olabilir. İçimden geçenleri kalem kağıtla değil, objektifle yazma fikri böyle ortaya çıktı.
Sergide yer alan fotoğrafları seçerken neleri ön plana çıkardınız?
5 bine yakın fotoğraf çekmiştim. Bir gün yanlıştık yaptım ve bilgisayardaki tüm fotoğrafları sildim. Bilgisayarı söktürdüm ve kurtarabildiklerimi kurtardım. Sergi için elimde kalan fotoğraflardan mecburi bir seçme yaptım.
Tüm fotoğraflar silinince neler hissettiniz o an?
Hiçbir şey çünkü bu makina bende olduğu sürece ve ben nefes aldığım sürece yine çekerim. Ahhhh gitti diye hiç düşünmedim. Ben fotoğrafçı değilim onun için yaşadığım sürece bu karelerin en iyilerini çekeceğim.
Neden sergi için Asmalımescit Balıkçısı’nı mekân olarak seçtiniz?
Bu semt benim. Ben buranın çocuğuyum. Galatasaray’da okudum. Uzun yıllar buralarda çalıştım. 1960’lardan beri Peralıyım ben. Refik, Yakup, Ece’ye kadar hepsi benim dostlarım arkadaşlarım. Bir de ben bildiğimiz anlamda galerinin soğukluğunu hissettim. Orada belli bir iddia taşımak lazım. Burası Asmalımescit Bakıkçısı olarak 46 resim, seramik, heykel gibi değişik birçok sergiye ev sahipliği yapmış. İlk defa fotoğraf sergisi yapılıyor.
Fotoğraflarınızın fiyat aralığı nedir? Alıcı bulmakta zorlanıyor musunuz?
Bana “Fotoğraf sergilerinde 2-3 tane fotograf satılırsa ne âlâ” dediler. İki günde yarısını sattım. Bazı fotoğraflardan iki, bazılarından üç, bazılarından ise sadece bir tane bastım. Ona göre de fiyat değerlendirmesi yaptım. En ucuz fotoğrafım 200 YTL, en pahalı fotoğrafım ise 1000 dolar’a satıldı.
Bir yıl önce hayata küsüp kendinizi tüm dünyaya kapattınız. Fotoğrafın sizi tekrar hayata döndürdüğünü söyleyebilir miyiz?
Kesinlikle. Ben aslında orada ölüme kapı açmıştım. Eylemsizlik bir anlamda yaşamamaktır. Kim ki, bunalımda fotoğraf çeksin. Bunalımdan en çabuk çıkartacak araç fotoğraf makinası. Fotoğraf çekmekle bitmiyor, bir sürü işlemi var. Başka şeyler düşünmeye vakit bulamaz. Bana yeniden ‘İyi ki yaşıyormuşum’ dedirten bir şey oldu. Her yere yanımda makinayla gidiyorum. Çakmağım gibi sigaram gibi sürekli yanımda.
Nâzım Hikmet’in yeğenini çektim
Torununuzun fotoğraflarını çekiyor musunuz?
Çocuk fotoğrafı çekmem için biraz daha yüzünün yerine gelmesi lazım. Henüz bir yaşında bile değil. Ben habersiz fotoğaf çekmeyi seviyorum. Zeynep Menemencioğlu’nu çektim geçenlerde. Kendisi 105 yaşında. Atatürk’ün sofrasında doğmuş bir insan. İstanbul’un işgalinde Afganlı askerleri görmüş bir insan. Nâzım Hikmet’in yeğeni. Gidip onun portresini çektim ve insanlarla paylaştım. Çünkü yaşam hikâyesi çok önemliydi. İnsanlar bana senin tanımadığın ünlü isim yok onların portrelerini çeksene diyorlar. Ben bir röntgenciyim. Otur senin fotoğrafını çekeyim yapamıyorum. Ben habersiz fotoğrafları çekmeyi seviyorum.
Zuhal Olcay, Leman Sam, Nükhet Duru gibi birçok sanatçıya şarkılar verdiniz. Şu an yapılan müzikler ve yazılan sözlerle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bugün ne gerekiyorsa onu yazıyorlar. Dünyanın şu andaki gidişatıyla doğru orantılı görüyorum. “Nerede o eski patlıcanlar” diyenlerden değilim.
Benim yazdığım şarkı sözleri için dostlarım ‘Ahhh nerde o eski şarkılar’ diyorlar. Şimdi öyle aşklar yaşanmıyor ki yazılsın. Bugün aşklar böyle yaşanıyor ve sözler de ona göre yazılıyor.
Sevmediğim kimse yok yenilerden ya da eskilerden. Ayrıca bu insanı muhakkak dinlerim dediğim kimse de yok. Sezen, Ajda ve Nükhet dahil kimsenin ne yaptığını merak etmiyorum. Sezen’in yeni albümünde iyi şarkıların yanı sıra kötü şarkıları da var. Nükhet’in yaptığı bir çok işi beğenmiyorum. Ama arada güzel yaptıkları da var.
Hayatıma çok kadın girdi
Çok çapkın biri olarak biliniyorsunuz. Hâlâ çapkın mısınız?
Ben hiç çapkınlık yapmadım ama hayatıma çok kadın girdi. Bu kadınlar çapkınlıkla değildi. Gizli çapkınım ben aslında. Benim çapkınlığım eylemde bulunmayan bir çapkınlıktır. O gösteriş dünyasında zaten size yaklaşanlar oluyor. Frekansınız hangisiyle tutuyorsa, onunla arkadaşlığınızı sürdürüyorsunuz. Bazısıyla 3-5 sene sürdü. Bazılarıyla evlendim.